Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/881 E. 2021/1198 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/881
KARAR NO: 2021/1198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2020/99 E – 2020/689 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit,Alacak
KARAR TARİHİ: 20/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle , taraflar arasındaki doğalgaz satış sözleşmesinin sona ermesine rağmen, satıcı olan davalının sözleşmede dayanağı bulunmadığı halde gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti adı altında müvekkilinden alacaklı olduğu iddiasında bulunup, teminat mektubunu nakde çevirerek tahsil ettiğini, bononun arkasına eklemeler yaptığını belirterek, … firmasının …DAŞ firması lehine verdiği bir kefalet ya da teminatın söz konusu olmadığını, davalı tedarikçi … firmasının 6.730.000 TL bedelli kesin teminat mektubunu paraya çevirdiğini ve 1.653.659 TL bedelli teminat senedini tahsil amacıyla bankaya ibraz ettiğini, anılan senet nedeniyle davacı müşteri … firmasının davalı tedarikçi … firmasına borçlu olmadığının tespitine, senedin hükümsüzlüğüne ve davacıya iadesine; … firmasının, anılan teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolu ile tahsil edilen 692.243,40 TL asıl ve işlemiş faizinden oluşan tutar ve istenebilecek başka miktarlardan dolayı davalı yana borçlu olmadığının tespitine, teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolu ile davacı müşteri … firmasından tahsil edilen 692.243,40 TL tutarın, tahsil gününden başlamak üzere işletilecek en yüksek ticarî faiz ile birlikte davalıdan istirdadına, davacının uğradığı ticarî itibar kaybının manen tazmini amacıyla 50.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında gaz satış sözleşmesinin sona erdiğini, ödenmeyen borcun banka teminat mektubunun nakde çevrilmesi suretiyle ödendiğini, davacının sözleşmenin teminatı olarak verdiği bononun da iade edildiğini, dava konusu bononun taraflar arasındaki gaz satış sözleşmesinin teminatı olmayıp, müvekkili ile davacı şirketin dahil olduğu grup şirketlerinden …arasındaki gaz satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, davacının bu sözleşmede garantör sıfatıyla senedi verdiğini, …nin borcunu ödememesi üzerine bononun bankaya temlik edildiğini beyanla ,haksız davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece verilen 18/01/2018 tarihli kararın Dairemizce istinaf incelemesi yolu ile kaldırılması üzerine ,Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda ; 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; a)Davalı tarafından teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiğinin tespiti ile, 692.243,40 TL nin 26.12.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, b)02.05.2011 Düzenleme tarihli, 13.02.2012 Vade tarihli, 1.653.659 TL bedelli düzenleyenin davacı şirket ve lehtarının davalı şirket olan senetten dolayı davacı şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, c)Davacı şirketin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, tarafların dâhil oldukları grup şirketleri arasında çoklu doğalgaz tedarik sözleşmesi imzaladıkları ,bu bakımdan uyuşmazlık konusu olan 19.03.2011 tarihli sözleşme ile aynı tarihli birden çok sözleşme imzalandığı,ancak Mahkemenin bu sözleşmeler topluluğunu birbirlerinden bağımsız olarak değerlendirdiğini ve sözleşmeler tahtındaki yükümlülükleri ayrı olarak nitelendirdiğini, bu haliyle tarafların verdikleri teminatları bağlantısız olarak ele aldığını ,bunun da hatalı karar vermesine neden olduğunu, davacı şirketin gaz tedarik ettiği … ve … için 30.09.2011 tarihinden itibaren …’tan gaz çekeceğini ve başvuru yaptığını müvekkili şirkete bildirdiğini ,ancak davacı …’a başvurusunu bildirim için öngörülen süreden sonra yaptığı için bu başvurusunun reddedildiğini ,bu nedenle davacı şirketin , müvekkili şirket ile olan sözleşmeyi sona erdirmesine rağmen müvekkili Şirket’ten doğalgaz çekmeye devam etmiş ve böylece sözleşme dışı gaz kullanmış olduğunu , … tarafından Ekim 2011 faturasında Davacı’nın çektiği doğalgaza ilişkin olarak fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti bedellerinin yansıtılması üzerine söz konusu tutarlar Davacı’ya aynen yansıtıldığını ,yansıtılan bu bedellerin Davacı tarafından ödenmemesi üzerine Davacı tarafından verilen 6.730.000 TL tutarındaki banka teminat mektubundan alacağı kadar tutarı nakde tahvil etmek suretiyle tahsilatının gerçekleştiriliğini ,davacının da bunun üzerine tahsil edilen bu tutarı borçlu olmadığına dair menfi tespit davası açarak tutarın istirdadını talep ettiğini ,ancak mahkemenin grup şirketleri arasındaki ticari ilişkiyi dikkate almadığını ,oysa tarafların dâhil oldukları grup şirketleri arasında çoklu doğal gaz tedarik sözleşmesi imzaladıklarını ,bu bakımdan uyuşmazlık konusu olan 19.03.2011 tarihli sözleşme ile aynı tarihli birden çok sözleşme imzalandığını , uyuşmazlığın temeline ilişkin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini , dava konusu uyuşmazlığın , davacı … tarafından yapılan gaz çekimine ilişkin olduğu, Mahkemenin gerekçeli kararında, 692.243,40 TL tutarın … şirketinin Ekim 2011 dönemine ilişkin doğalgaz çekişi ile ilgili olduğunu varsaydığını ,ancak bu tespitin hatalı olup, Ekim 2011 döneminde müvekkili şirketten gaz kullananın Davacı … şirketi olduğu, diğer yandan tedarikçi devrinin davacı tarafça zamanında yapılmadığı, bilirkişi raporlarında …’a tedarikçi devri için yapılan başvurunun … tarafından bildirim için öngörülen süreden sonra olması nedeniyle reddedildiği hususunun göz ardı edildiği, …, …’ ye giriş yapılmadığı için değil, tedarikçi devri için yapılan başvurunun davacı tarafça süresinde yapılmaması nedeniyle, ilgili şirketlerin kullandığı gazı müvekkili Şirket’e fatura ettiği, …’ye bildirim yükümlülüğünün müvekkili şirkette olduğu gerekçesiyle davacının taleplerinin kabul edilmesinin kabul edilemez olduğu, davacı veya … tedarikçi değişimi için Müvekkili Şirket’e herhangi bir bildirimde bulunmadıkları ,bu bakımdan müvekkili Şirket’in … nezdinde yapacağı herhangi bir işlemin söz konusu olmadığı,nitekim Davacı Şirketin , müvekkili şirket ile arasındaki dava konusu sözleşmeyi feshetmiş olduğu için, kendi grubu içerisinde yer alan dava dışı … ve …’ın …’a yaptığı gaz alma talebinin reddedilmesine rağmen, müvekkili şirketten gaz çekmeye devam etmiş ve sonucunda sözleşme dışı doğalgaz kullanmış olduğu , taraflar arasındaki sözleşme sona erdirilmiş olup, ekim ayı içindeki gaz çekişinin sözleşme içi olarak değerlendirilmesinin sözkonusu olmayacağı , 30.09.2011 tarihi itibariyle taraflar arasında sözleşmenin feshedilmiş olduğunun davacının ihtarnamede yer alan beyanlarıyla da sabit olduğu, davacı Şirket’in … nezdinde herhangi bir bildirim yükümlülüğü olmadığı için de …’a bildirimde bulunmaksızın sözleşmeyi sona erdirdiğini , 13.02.2012 vade tarihli 1.653.659 tl bedelli teminat senedinin dayanağının dava konusu sözleşme olmadığı, … ve … arasında imzalanan 19.03.2011 tarihli Sözleşme’nin 10.2 maddesinde … tarafından müvekkili şirkete verilecek teminatın tanımlanmdığını , sözleşme maddesinde düzenlendiği şekilde verilmesi gereken teminat tutarının 18.464.673 TL olması gerektiği ,ancak taraflar arasındaki yüksek hacimli ticari ilişki nedeniyle ve yukarıda belirtildiği üzere iki şirketler grubu arasında imzalanan bağlantılı sözleşmelerden dolayı taraflar karşılıklı verilen teminat tutarlarının dengeli ve karşılıklı olmasını amaçladığından, teminata ilişkin sözleşme hükmü aynen tatbik edilmediği, maddede açıkça düzenlendiği üzere, …’ın müvekkili Şirket’le aralarında akdedilmiş olan sözleşme uyarınca, 8.209.385 TL’lik teminat senedi ve 6.736.980 TL’lik bir teminat mektubu teslim edeceğinin düzenlendiği , … sözleşmesinin teminatı düzenleyen 10.2. maddede atıf yapılan 1.653.659 TL’lik teminat senedi, davacı … tarafından tanzim edilmiş ve … ile müvekkili Şirket arasında imzalanan sözleşmenin teminatını teşkil ettiğine dair ibare eklenerek, 02.05.2011 tarihli teminat senedinin teslim tutanağı ile müvekkili şirkete teslim edildiği, yukarıda da açıklandığı üzere Davacı Şirket ile …’ın grup şirketleri olduğu , bu sebeple grup şirketlerinin birbirleri için teminat vermesinin ticaret hayatının olağan hallerinden olduğu, aynı grup şirketlerinden olmasalardı kefalet veya garantörlük için sözleşme yapılmasının makul sayılabileceği , dolayısıyla bilirkişi raporunda dava dışı …’ın borçlarına kefil veya garantör olunması için ayrı bir sözleşmenin aranmasının hatalı ve ticari hayatın gerçeklerine aykırı olduğu, Mahkemenin önceki gerekçeli kararında … sözleşmesi kapsamında verildiğine karar verdiği … numaralı 13.02.2012 vade tarihli 1.653.659 TL bedelli senedin, bu kez davacı … firmasının satın almasının taahhüdü olarak verildiğine hükmetmesinin hiçbir haklı ve hukuki dayanağı bulunmadığı ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Davacı tarafın iddia ve talebi , taraflar arasındaki doğalgaz satış sözleşmesinin sona ermesine rağmen, satıcı olan davalının sözleşmede dayanağı bulunmadığı halde gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti adı altında müvekkilinden alacaklı olduğu iddiasında bulunup, teminat mektubunu nakde çevirerek tahsil ettiğini, bononun arkasına eklemeler yaptığını belirterek açmış olduğu menfi tespit ,istirdat,manevi tazminat talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile , hükme esas alınacak nitelikte olduğu değerlendirilen bilirkişi kurulu raporuna göre ,davacı ile davalı arasında 19/03/2011 tarihli Doğalgaz Satış Sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmede davacı şirketin müşteri, davalı şirketin ise tedarikçi olarak yer aldığı, sözleşme konusunun davalı şirket ile davacı şirket arasında Doğalgaz alım satım koşulları ile tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 2011 yılı için 01.01.2011-31.12.2011 tarihleri arasında, davalının taşıyıcı …’ın boru hatlarından tedarik edeceği en çok (azami) 173.066.199 Sm3 ve en az (asgarî) 138.452.959 Sm3 doğal gazı davacı … firmasının satın almasıyla gerçekleşecek alım satım taahhüdünün hükümlerini içerdiği, sözleşme uyarınca, … firmasının doğal gaz satın alma teminatı olarak, … Bankası 14.03.2011 günlü ve … numaralı 6.730.000 TL bedelli bir kesin teminat mektubunu, … numaralı, 13.02.2012 vadeli, 8.209.385 TL bedelli ve 02.05.2011 günü düzenlenmiş bir teminat senedini, … numaralı, 13.02.2012 vadeli, 1.653.659 TL bedelli ve 02.05.2011 günü düzenlenmiş ikinci bir teminat senedini teslim tutanağı karşılığı … firmasına teslim ettiği anlaşılmıştır. Davalı … firması ile dava dışı (davacıyla grup şirketi olduğu bildirilen ) … firması arasında 01.01.2011-01.01.2012 tarih aralığında gerçekleşmesi öngörülen, ayrı ve bağımsız bir doğal gaz alım satım Sözleşmesinin aynı gün imzalandığı, bilirkişi raporuna göre, davacı … firmasının dava konusu sözleşme ile belirlenen zaman aralığı içinde, 2011 yılı Eylül ayı sonuna kadar ve bu Sözleşme ile belirlenen en az ve en çok gaz çekiş miktarlarını ihlal etmeyen toplam 158.362.217 Sm3 doğal gaz çekişi yapmış olduğu, bu miktar doğal gaz alımı karşılığı olan parasal tutarı ödediği ve 2011 yılı Ekim ayı başı itibarıyla 2011 yılı sonuna kadar davalı- tedarikçi şirketten 14.703.982 Sm3 daha doğal gaz alma hakkı olduğu ,buna göre davacının 2011 yılı Ekim ayı içerisinde sözleşmesiz doğal gaz çekişi yapmış olamayacağının tespit edildiği anlaşılmış, bilirkişi kurulunun bu tesbiti dosyadaki bilgi ve belgelere uygun görülmekle , davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle , bilirkişi raporu ile de tesbit edildiği üzere ; davacı …’ın 2011 yılı Ekim ayı başı itibariyle doğal gaz çekişinin taraflar arasında imzalanan Sözleşmeye uygun olduğu ve dolayısı ile …’ın boru hattı şebekesinde programa uygun olarak tedarikçilere doğal gaz dağılımında dengesizliğe yol açmış olamayacağının tespit edildiği, bu durumda davacı şirketin 2011 yılı Ekim ayı başı itibariyle çektiği doğal gaz için sözleşme bedeli dışında gün fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli dengesizlik ücreti vs. adı altında herhangi bir ek ödeme yükümlülüğü bulunmadığı, … tarafından şebeke işleyiş düzenlemeleri (ŞİD) uyarınca davalı şirket aleyhine düzenlenen cezai faturalardan davacı şirketin sorumlu tutulamayacağı, dava dışı … ile davacı … aynı şirketler grubu bünyesinde faaliyet göstermekte ise de, … ile davalı arasındaki Sözleşmede …’ın …’a garantör veya kefil olacağı ile ilgili bir düzenleme ve ibareye rastlanmadığı gibi, taraf şirketler arasında “Dava Dışı Sözleşme” hükümlerini dikkate alan, yazılı, borç miktarını ve koşullarını belirten bir kefalet sözleşmesine rastlanmadığı, davacı şirketin dava konusu sözleşme hükümlerine göre davalı şirkete vermiş olduğu 1.653,659 TL tutarlı teminat senedi üzerinde, bu senedin … firmasının davalı şirket ile imzalamış olduğu sözleşme hükümleri uyarınca üstlendiği ödeme yükümlülüğü için düzenlendiğini belirten yazılı ifade bulunduğu, ancak bu ifadenin altında davacı şirketin imzasının bulunmadığı, ayrıca davacının dava dışı …’ın borçlarına kefil veya garantör olduğunu gösterir taraf imzalarını taşıyan bir sözleşmenin bulunmadığı, dolayısı ile bu teminat senedinin davacı … tarafından Dava Konusu Sözleşme hükümlerince kendi borçları için davalı şirkete verilmiş bir teminat senedi niteliğine sahip olduğu ve davacının sözleşme dışı gaz kullanımı bulunmadığı tespiti yapıldığından, bu teminat senedinin davacı şirkete iade edilemesine karar verilmesinde de hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Yine dosyadaki bilgi ve belgelere göre ,davacı şirket tarafından 2011 yılı Ekim döneminde yapılan doğal gaz çekimine bağlı olarak dava dışı …’ın davalı şirkete kesmiş olduğu dengesizlik cezasından dolayı davalı şirketin, davacının sorumluluğu olduğu gerekçesiyle davacı tarafından kendisine verilmiş teminat mektubunun bir kısmını paraya çevirmiş olduğu anlaşılmıştır.Ancak ,davacı şirketin dava konusu sözleşme ile belirlenen zaman aralığı içinde, 2011 yılı Eylül ayı sonuna kadar ve bu sözleşme ile belirlenen en az ve en çok gaz çekiş miktarlarını ihlal etmeyen toplam 158.362.217 Sm3 doğal gaz çekişi yaptığı, bu miktar doğal gaz alımı karşılığı olan parasal tutarı ödediği ve 2011 yılı Ekim ayı başı itibariyle 2011 yılı sonuna kadar davalı tedarikçi … şirketinden 14.703.982 Sm daha doğal gaz alma hakkı olduğu, yukarıda da açıklandığı üzere , dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Mahkemece , taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 30.09.2011 tarihinden itibaren karşılıklı mutabakat ile sona erdirildiği hususunun davalı şirket tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle davacının 2011 yılı Ekim ayındaki doğal gaz çekişinin sözleşme dışı olmadığı, bu nedenlerle davacıya dava konusu sözleşme bedeli dışında gün fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli, dengesizlik ücreti adı altında ek bir ödeme yansılamayacağından, davalı şirket tarafından teminat mektubunun bir kısmının haksız olarak paraya çevrildiğinin kabul edilerek, 692.243,40 TL nin teminat mektubunun paraya çevrilme tarihi olan 26.12.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalının sözleşmenin davacı tarafça feshedildiğine ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesi sonucunda ; mübrez Kartal … Noterliğinin 23.11.2011 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde, davacı tarafın kendi sözleşmesinde müşterisi olarak tanımlanan …’ın yine kendisine 30.09.2011 tarihinden itibaren …’tan gaz alacağını bildirdiğini, bu nedenle davalıdan bu şirketler için kendisinin gaz almasının mümkün olmadığını beyan ettiğiği, ihtarname içeriği ile ekindeki belgelerden …’ın davalı …’tan gaz temin etmeyeceğine yönelik olarak davalıya değil, davacı …’a beyanda bulunduğunun anlaşıldığı, davalı ile … veya davalı ile davacı arasındaki sözleşmenin 30.09 2011 tarihinden itibaren sona erdirildiğine ilişkin dosyada bir delilin mevcut olmadığı, tarafların sözleşmeyi sona erdirme iradelerine içeren ikale anlaşması yapıldığı yönünde delil bulunmadığı anlaşılmakla , borç ilişkilerinin nisbiliği de dikkate alındığında, davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiş olup,bu sebeplerle davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 160.248,59 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 40.062,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120.186,29 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/04/2021