Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/877 E. 2022/598 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/877
KARAR NO: 2022/598
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2019/100 E – 2020/625 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … Ticaret Anonim Şirketi tarafından müvekkili … Anonim Şirketi aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, müvekkilinin itirazı üzerine davalı tarafça Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/294 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, yargılama devam ederken 31/03/2016 tarihinde müvekkilinin icra dosyasına borcunu ödediğini, bu sırada 2014/294 Esas sayılı dosyanın Yargıtay’dan bozularak geldiğini ve 2017/847 Esas sırasına kaydedildiğini, ancak dava takipsiz bırakıldığından HMK 150 md gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiğini, müvekkilinin bozulan ilam kapsamında icra dosyasına yaptığı 1.840,89 TL yargılama gideri ile 10.078,77 TL avukatlık ücretinden ibaret 11.919,66 TL ödeme nedeniyle davalı tarafın sebepsiz şekilde zenginleştiğini beyanla, 11.919,66 TL tutarındaki dava konusu ödemenin zenginleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının sebepsiz zenginleşmeden doğan talep hakkının TBK’nun 82. Maddesine göre hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, Söz konusu ödemenin Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/847 Esas ve 2018/ 657 Karar sayılı dosyası karara çıkmadan önce ödemenin 31/03/2016 tarihinde yapıldığını, takip edilmeyen davanın 10/07/2018 tarihinde karara çıktığını, davacının talebini ileri sürdüğü 29/11/2018 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, Ödeme yapılırken ihtirazi kayıt öne sürülmediğini, müvekkilinin alacağının takip dos- yası ile sabit olduğunu, Müvekkili yönünden sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi’nce:”DAVANIN KABULÜ ile 11.919,66 TL’nin ödeme tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dava, “Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Alacak” davası olduğu halde gerekçeli karara yanlışlıkla “İtirazın İptali” davası olarak yazıldığını,İlk derece mahkemesinin kararında “Sebepsiz Zenginleşme” ile ilgili yasa hükmünün genel olarak anlatıldığını, ancak somut olayda sebepsiz şekilde zenginleşmenin ne şekilde gerçek- leştiği hususunun karar yerinde değerlendirilmediğini, Dosyada bulunan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün E. … sayılı icra dosyasının 31/03/2016 tarihli “DOSYA HESABI” başlıklı belgede; davacı tarafından ödendiği iddia edilen 1.840,89 TL yargılama giderinin bulunmadığını, Diğer taraftan, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/290 Esas,2015/783 Karar sayılı ilamda hükmedilen ve dava konusu yapılan vekalet ücretinin 10.078,77 TL olduğu, icra dosyasındaki vekalet ücretinin ise 10.428,77 TL olduğu dikkate alındığında aradaki bu farklılığın icra dairesince tahsil edilen vekalet ücretinin mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücreti olmadığını,Davalı tarafından Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan takibin ilamsız bir takip olduğunu, dava konusu yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretini kapsamadığını,Sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup BK 77 vd maddelerine dayalıdır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; “Aynen Geri Verme İlkesi”ne göre düzenlenmiştir.Borçlar Kanunu’nun 82/1 md.ne göre; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde zengin- leşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/13-1018 Esas, 2014/508 Karar, 09/04/2014 tarihli ilamında belirtildiği üzere; Sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için; Birinci şart; taraflardan birisinin malvarlığında bir eksilmenin vukubulmasına karşı, diğerinin malvarlığında bir çoğalmanın gerçekleşmiş olmasıdır. Bir malvarlığındaki eksilme, aktifin azalması ya da pasifin çoğalması şeklinde olabileceği gibi, aktifin çoğalmasına ya da pasifin azal- masına engel olma yoluyla da gerçekleşebilir. İkinci şart; sözü edilen eksilme ile çoğalma arasında bir illiyet bağının bulunmasıdır. Üçüncü şart, yine sözü edilen azalma ile çoğalmanın haklı bir sebebe dayanmamasıdır. Taraflardan biri, diğerine hükümsüz bir sözleşme gereğince misli mahiyette bir şey vermişse muteber olmayan sebebe dayanan bir iktisap söz konusudur. Sözleşmedeki şekil noksanlığı, fiil ehliyetsizliği, imkansızlık, hukuka veya ahlaka aykırılık, muvazaa gibi sebepler, butlan nedeniyle kazandırmayı ge- çersiz kılan sebepler olduğundan bu durumlarda kazandırma geçerli hukuki sebebe dayanmamaktadır.Dördüncü şart; vukubulan iktisabın (çoğalmanın) sebepsiz iktisap kuralları dışında, özel bir hukuk kuralına dayanılarak iadesi mümkün olmamalıdır. Zira böyle bir imkan varsa artık sebepsiz iktisap kuralları değil, sözü edilen özel kurallar uygulanır. İadenin; istihkak davası, haksız inşaat sebebiyle tazminat davası, sözleşmenin ifası davası, sözleşmeden dönme sebebiyle iade davası, vekaletsiz iş görmeye dayanan iade davası gibi yollarla gerçekleştirilmesi mümkünse, artık sebepsiz iktisap kurallarına başvurulamaz (Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku Genel Hüküm- ler, 7.Baskı, İstanbul 1993, s. 734-738). Bu tür işlemlerde amaç; davalının edindiği çoğalma sonucu, tüm malvarlığında mey- dana gelen artışın iadesinden ibarettir. Somut olayda; davacı itirazın iptali davası sırasında hüküm altına alınan yargılama gideri ve vekalet ücretini takip dosyasına ödediğini, ancak hükmün Yargıtay’ca bozulduğunu, bozma sonrasında ise itirazın iptali talebi yönünden takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden yapılan ödeme ile davalının sebepsiz şekilde zenginleştiğini iddia etmektedir. Davalı ise, davacı taraf hakkında ilamlı icra yoluna başvurmadıklarını davacı tarafça yargılama gideri ve dava vekalet ücreti olarak yapılmış bir ödeme bulunmadığını, sebepsiz zengin- leşme şartlarını oluşmadığını beyan etmektedir. Zaman aşımı yönünden; davalının alacağının dayanağını oluşturan Bakırköy 7 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/290 Esas, 2015/783 Karar sayılı mahkeme hükmü ile “itirazın iptali talebi kısmen kabulü ile takibin 95.984,61 TL asıl alacak ve ferileriyle devamına, takip alacaklısı lehine 1.840,89 TL yargılama gideri ile 10.078,77 TL avukatlık ücreti takdirine” karar verildiği, söz konusu hükmün Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2016/3293 Esas, 2017/3531 Karar sayılı 08/05/2017 tarihli ilamı ile bozulduğu, dosya mahkemenin 2017/847 Esas sırasına kaydedildiği, neticede 03/11/2015 tarihinde -davalının itirazın iptaline ilişkin talebi yönünden- takip edilmeyen davanın “HMK 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına” karar verildiği, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonucunda 01/06/2020 tarihinde hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Ödemenin 31/03/2016 tarihinde yapıldığı, yapılan ödemeyi geri isteme hakkının olduğunun en geç 01/06/2020 tarihinde öğrenildiğinden hareketle eldeki davanın açıldığı 29/11/2018 tarihi itibarıyla 2 yıllık ve 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı sonucuna varılmaktadır. Sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında ise; takibin neye ilişkin olduğu, davacının hangi kalemlere ilişkin olarak ödeme yaptığı ve bu ödemenin iadesinin gerekip gerekmediği hususunun halli gerekmektedir. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; takip alacaklısı … Ticaret AŞ tarafından borçlu …A.Ş. aleyhine muhtelif tarih ve miktardaki 147 adet faturaya dayalı olarak 129.373,41 TL asıl alacak + 3.806,46 TL işlemiş faizden ibaret 133.179,87 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız takibe girişildiği, borçlunun süresi içinde itiraz ettiği dilekçe ile “takip talebinde belirtildiği gibi borçlarının bulunmadığı”ndan bahisle borcun tamamına itiraz ettiği, takip alacaklısının takip tutarı üzerinden yasal süre içinde Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 11/09/2012 tarihinde itirazın iptali davası açtığı, yukarıda belirtildiği üzere mahkemenin 2014/290 Esas sayılı 03/11/205 tarihli ilamı ile itirazın iptali talebi yönünden 95.984,61 TL asıl alacak ve ferileri yönünden kısmen kabul hükmü kurulduğu ve temyiz incelemesi için dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Takip borçlusunun 31/03/2016 tarihinde bu ilama dayanarak 95.984,61 TL takipte kesinleşen miktar + 8.734,60 TL tahsil harcı miktarı + 10.428,77 TL vekalet ücreti miktarı + 42.035,62 TL toplam faiz miktarı + 12.123,96 TL masraf miktarından ibaret 169.307,56 TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Davacı bu ödemeler içinde yer alan vekalet ücreti ve masrafların mahkemenin kısmen kabul kararında belirtilen vekalet ücreti ve yargılama gideri olduğunu iddia etmektedir. Ancak mahkeme ilamında belirtilen yargılama gideri 1.840,89 TL olup takip dosyasına yapılan ödemeler arasında bu kalem açıkça yer almamaktadır. Diğer yandan mahkeme ilamında yer alan vekalet ücreti 10.078,77 TL olmasına rağmen icra dosyasına ödenen vekalet ücreti 10.428,77 TL’dır.Mahkeme ilamına bağlı yargılama gideri 1.840,89 TL + vekalet ücreti 10.428,77 TL = toplam 12.269,66 TL ,icra dosyasında tahsil edilen masraf ise 12.123,96 TL ‘dir. Rakamlar birbiri ile uyumlu olmadığı gibi icra dosyasında tahsil edilen masrafın, bozulmasına karar verilen mahkeme ilamındaki yargılama gideri ve vekalet ücretini kapsayıp kapsamadığı anlaşılamamıştır.Fiziki dosya ve UYAP ortamında yapılan incelemeye göre; icra dosyası iş bu dosya içinde bulunmadığı görülmekle ,yapılan tahsilat ve masrafların neye ilişkin olduğu denetlenememiştir. İlgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak; 31/03/2016 tarihinde davacı şirketten tahsil edilen 12.123,96 TL tutarındaki masrafın Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/290 Esas, 2015/783 Karar sayılı ilamında yer alan ve … A.Ş. lehine hükmedilen 1.840,89 TL yargılama gideri ile 10.078,77 TL vekalet ücretini kapsayıp kapsamadığı ve hesaplamanın ne şekilde yapıldığı hususunun sorulması, hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/03/2022