Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/871 E. 2022/915 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/871
KARAR NO: 2022/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI: 2018/756 E – 2020/886 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının hizmet alanında mevcut olan ‘… İnşaat A.Ş. – … projesine ait 8496 TM ve YG yer altı kablosu tesisi’ işine ait geçici kabul işlemlerinin 22.08.2012 tarihinde yapıldığını, tanzim edilen geçici kabul tutanaklarının 22.08.2012 tarihinde onaylandığını, anılan işlerin davalı tarafça uygun görülen proje kapsamında tesis edildiklerini ve geçici kabullerinin yapıldığını, söz konusu dağıtım varlığının Mülga Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. Maddesi ve 28.01.2014 tarih 28896 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21. Maddesine dayanılarak hazırlanan 27.08.2014 tarih ve 5187 -2 karar no’lu EPDK Kurul Kararı ile yayımlanan metodoloji ve sair meri mevzuat gereği yatırım bedelinin iadesinin gerektiğini, davalı şirket yetkilileriyle çeşitli aşamalarda sözlü görüşmelerin yapıldığını, 15.10.2018 tarih ve … sayılı yazı ile yatırım bedelinin iadesinin talep edildiğini, anılan talebin 06.11.2018 tarih ve 2018-815 yazı ile reddedildiğini, davalının ilgi yazılarında EPDK’nın 24.06.2016 tarih E. 33833 sayılı yazısı gereği yatırım bedellerinin kat maliklerine ödeneceği, bu bedelle kat malikleri yönünde bilgi verilmesinin istenildiğini, bu nedenle müvekkilinin iade talebinin yerinde olmadığı yönünde değerlendirme yapıldığını, davalının red cevabına karşılık 01.12.2018 tarihinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na yapılan yazılı başvuruya dava tarihine kadar herhangi bir yanıt verilmediğini, idari dava haklarının saklı kalması kaydıyla huzurdaki davayı ikame ettiklerini, Mülga Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38.maddesi 6 fıkrası, Elektrik Piyasası Bağlantı Sistem ve Kullanım Yönetmeliğinin 21. Maddesi ile anılan yatırım bedelinin iade edilmesine ilişkin hükümleri içerdiğinden bahisle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalının hizmet alanında mevcut olan ‘… İnşaat A.Ş. – … projesi kapsamında … nolu TM ve YG yer altı kablosu tesisi’ işine ait 1.542.898,27 TL yatırım bedelinin 21.10.2011 tarihinden itibaren aylık TFE oranında faiz güncellemesinin yapılarak dava tarihindeki güncel bedelinin tespiti ile yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında ,davacı tarafça talep ıslah yolu ile arttırılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davacının müvekkili şirkete müracaat ettiği 2012 yılında yürürlükte olan 04.08.2002 tarihli 24836 sayılı RG’de yayımlanan Elektrik Piyasası Yönetmeliğinin 02.11.2013 tarih 28809 sayılı RG’de yayımlanan yönetmelikle yürürlükten kaldırıldığını, 28.01.2014 tarih 28896 sayılı RG’de yayınlanan “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin Dağıtım Varlıkları başlıklı 21/1. maddesi, 27.08.2014 tarih 5187-2 sayılı EPDK’ nın Kurul Kararı ile oluşturan “Kullanıcı Tarafından Dağıtım Varlıklarının Tesis Edilme Metedolojisi”nin Dağıtım Varlıklarının Tesis Edilme Süreci başlıklı 5/4 maddesi ile dağıtım varlığının geri ödemeye esas bedelinin ne şekilde hesaplanacağı hükümlerinin getirildiğini ayrıca EPDK’ nın 27.22.2014 tarih … sayılı yazılarıyla dava konusu talebe ilişkin uygulamaların ne şekilde yapılacağının gösterildiğini, davacı tarafından huzurdaki dava ile yatırım bedelinin talep edildiğini, talep edilen yatırımın bulunduğu parseldeki yapıya ilişkin davacı tarafın mülkiyetinin bulunduğunun gösterilmesinin gerektiğini, aksi halde İlgili mevzuat gereğince söz konusu yatırım bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu … nolu TM ve OG kablo tesisine ilişkin 20.04.2010 tarihinde … Yapı Koop. tarafından müvekkili şirkete Ataşehir ilçesi, … ( …) Mah. adresinde yapılacak yapıların elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla 2 x 1600 kVA trafo gücüne ihtiyaçlarının bulunduğu belirtilerek başvuru yapıldığını, bu başvuruyu teminen C2 Tip Museade Belgesi’ nin verildiğini, müvekkili şirketin bağlantı görüşüne istinaden … Aş tarafından hazırlanan projenin onaylandığını, geçici kabulünün yapıldığını, … AŞ. tarafından C2 Tip 34,5/ 0,4 kV 2 x 1600 kVA bina tipi … nolu TM ve OG kablo işinin geçici kabul işlemlerinin tamamlandığını, davacı tarafından 15.10.2018 tarihli yazıları ile yatırım bedelinin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından 06.11.2018 tarihli yazı ile talep edilen tesislerin bulunduğu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkına ilişkin belgelerinin iletilmesinin istenildiğini, davacı tarafından cevap verilmediğini, EPDK mevzuatına göre davacının mülkiyeti tevsik edici belgeleri sunmaması nedeniyle talebin olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılmadığını, davacının kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının mülkiyetini ispat edici belge sunmasının gerektiğini, aksi takdirde işbu davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini, EPDK’ nın geri ödemeye ilişkin yazıları ile dava konusu bedelin son malike ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından işbu dava ile benzer mahiyette açılmış dava ile ilgili olarak EPDK’ ya yazı yazıldığını, EPDK’ nın söz konusu yazıya dair cevabının beklendiğinden bahisle, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; yargılamada alınan ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda ; Davanın KABULÜNE, 2.860.920,68 TL alacağın, 1.542.898,27 TL’sine dava tarihi olan 27/12/2018 tarihinden, 1.318.022,41 TL’sine ise ıslah tarihi olan 06/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu davada müvekkili şirket tarafından mevzuat ve EPDK kararlarına uygun şekilde hareket edildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 24,06.2016 tarih … sayılı yazısı ile “geri ödeme başvurusunun yapıldığı tarihte ilgili kullanım yerinin/yerlerinin maliklerinin, kendinden önce oluşmuş maliyetlere katlanarak o yerin maliki olduğu ya da başka bir deyişle daha önce oluşmuş maliyetlere katlanarak o yerin maliki olduğu ya da başka bir deyişle daha önceki maliyetlerin mahsuplaşması/gerl ödemesi yapılmamış tesise ilişkin maliyeti satış fiyatına yansıttığı, dolayısıyla maliyetini karşıladığı değerlendirildiğinden; söz konusu tesise ilişkin olarak kullanım yerinin/yerlerinin malikinin/maliklerinin “hak sahlbi” ve “geri ödemeye muhatap taraf” oldukları, buna göre devre/geri ödemeye ilişkin talebin de kullanım yerinin maliki/malikleri tarafından yapılmasının uygun olacağı” kapsamında, geri ödeme başvurusunda muhatap tarafın, söz konusu tesise ilişkin olarak kullanım yerinin /yerlerinin malikinin/maliklerinin olduğu” yönünde görüş bildirildiği, müvekkili şirketçe davacı yarın geri ödemeye esas taleplerinin , EPDK’nın ilgili görüşü nedeni ile karşılanamadığı, davacının söz konusu tesise ilişkin olarak kullanım yerinin/yerlerinin mülkiyetini belgelendirmesi halinde değerlendirileceğinin belirtildiği, bunun üzerine davacı yanca huzurdaki davanın ikame edildiği, davaya cevap dilekçesinde düzenleyici ve denetleyici kurum EPDK’nın belirtilen görüşü kapsamında cevap verildiği, dava devam ederken, EPDK tarafından, maliklere ödeme yapılması yönündeki görüşten dönülerek, ödemenin yatırım tesisini yaptığını/finanse ettiğini belgelendiren gerçek veya tüzel kişilere yapılması gerektiği yönünde görüşün direkt olarak mahkemeye bildirildiği, mahkeme tarafından da dava açıldıktan sonra EPDK tarafındarı görüş değiştirildiğinin açıkça belirtildiği, anlaşıldığı üzere davanın açılmasına müvekkili şirketçe sebebiyet verilmediği, dava açıldığı tarihte, müvekkili şirketçe EPDK kararı kapsamında hareket edilmiş olup, usul ve kanuna aykırı hareket edilmediği,yine, kullanıcı tarafından … ya da dağıtım şirketi adına bir tesiş yapılması durumunda, bu tesise ilişkin geri ödeme usul ve esasları elektrik piyasası mevzuatı incelenerek belirlenmesi gerektiği, nitekim EPDK’nın görüş değiştirmesi nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi hesaplamaların elektrik piyasasına uygun yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerektiği, Diğer yandan ,dava konusu yatırım bedelinin iadesinin eser sözleşmesi kapsamında nitelendirilemeyeceği, bu sebeple alacağın zamanaşımına uğramış olduğu Mahkemenin bir yandan EPDK kurul kararlarının kanuni bir dayanağı olmadığını belirtirken, bir yandan EPDK kurul kararlarına dayanarak tespitlerde bulunduğu , bunun çelişkili değerlendirmeler olduğu, keza dava dosyasında defaatle belirtildiği üzere, müvekkili şirketin elektrik enerjisi piyasasında faaliyetyt gösteren bir dağıtım şirketi olarak, düzenleyici ve denetleyici kurum EPDK kararlarına bağlı şekilde faaliyet göstermek zorunda olduğu, davacı yan lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmesinin de hatalı olduğu, Diğer yandan ,delil listesinde keşif deliline dayandıkları,ancak bu taleplerinin mahkemece reddedildiği,oysa ki davacı tarafça yapılan işlerin mahallinde tesbitinin gerektiği, …’ın birim fiyatlarında % 20 müteahhitlik karının da yar aldığı , bunun düşülmesi sonucu kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı yanın dava konusu bedeli talep edebileceği bir an için kabul edilse dahi _davacının talep edebileceği yatırım bedelinin , dava değeri olan 1.542.898,27 TL değil, 314.820,07 TL olduğu, bununla birlikte, geçici kabul tutanağında yer alan kalemler incelendiğinde, geçici kabul hesaplamasında AG kablolarının da dahil edildiği görülmekte olup, davacı yanın bu bedelleri de müvekkili şirketten talep etmesinin mümkün olmadığı, şöyle ki; dava konusu yatırım bedeline ilişkin projede, tesisi yapan kuruluş tarafından projede jeneratörlerin kullanılmasının da planlandığı, tesisi yapan kuruluş tarafından inşa edilen projelerde jeneratör kullanılması ise tamamen ticari iş kapsamında, yatırımcının yaptığı projelerin talep edilmesi amacına yönelik olup ticari kar niteliği taşıdığı, bu kapsamda, projelerde yer alan jeneratörlerin kullanılması amacıyla tesis edilen AG kablolarının , müvekkili şirketin inşa etmekle yükümlü olduğu bir tesis olmayıp, tamamen kullanıcı tesisi vasfında olduğu, anılan yönetmeliğin 21 ‘inci maddesi ile dağıtım şirketinin sorumluluğu altında bulunan sayaçlar açıkça hüküm altına alındığından, anılan yönetmeliğin 37. nci maddesi 4’ncü fıkrası uyarınca takılması gereken sayaçlardan olan jeneratörlerin, kullanıcı tarafından temin ve tesis edilmesi gerektiği,bu kapsamda da temin ve tesisi müvekkili şirket sorumluluğunda bulunmayan jeneratörlere ilişkin kurulu AG kablo bedellerin müvekkili şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığı, geçici kabul tutanaklarının proje keşif bedelini yansıtması, projelerde meydana gelen değişiklik nedeniyle kurulan tesislerde farklılık meydana gelmesi, geçici kabul tutanağında, tesisi müvekkili şirket sorumluluğunda bulunmayan tesisler bulunması (Jeneratörlere giden AG kabloları), nedenleriyle, davacı tarafından geçici kabul tutanağında yer alan bedelin talep edilmesinin mümkün olmadığı, Davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiği, aksi halde belirtildiği üzere, davacı yanın talep edebileceği bedel 1.542.898,27 TL değil, 314.820,07 TL’ olduğu, beyanlarının teyidi bakımından EPDK’ya yazı yazılması gerektiği , mahkeme tarafından taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak davanın kabulü yönündeki kararın kaldırılması gerektiği ve davanın kabulü halinde dahi, hesaplamanın EPDK mevzuatına uygun şekilde yapılması gerektiği ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , davacı tarafça yaptırılan dağıtım varlıklarının bedelinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Davacının dava dilekçesindeki talebi ; ” fazlaya dair haklarımıza saklı kalmak kaydı ile davalının hizmet alanında mevcut olan ‘ ‘… İnşaat A.Ş. – …” kapsamında … nolu TM ve YG yer altı kablosu tesisi’ işine ait 1.542.898,27 TL yatırım bedelinin 21.10.2011 tarihinden itibaren aylık TFE oranında faiz güncellemesinin yapılarak dava tarihindeki güncel bedelinin tespiti ile yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini ” şeklindedir. Yargılama sırasında ,davacı tarafça talep ıslah yolu ile arttırılmıştır. Somut olayda; taraflar arasında TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan eser sözleşmesi bulunmadığı açıktır.Zira ,burada taraflar yüklenici ve işsahibi konumunda değidir.Eser sözleşmesi,ancak davacı şirket ile işi yaptırdığı yüklenici arasında sözkonusu olabileceğinin, mahkemenin bu yöndeki nitelemesi doğru bulunmamaktadır. Davalı tarafça cevap dilekçelerinde zamanaşımı itirazının ileri sürülmedği anlaşılmakla,bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin incelenme imkanı bulunmadığından değerlendirilmemiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, yazışma, proje, geçici kabul tutanaklarına göre dava konusu Ataşehir ilçesi, … (… Mah.) adresinde yapılmış olan … Projesi kapsamındaki konutlara ait bina tipi … nolu TM ve OG yeraltı kablo elektrik tesisi işinin davacı … AŞ. Tarafından davalıca verilen C2 Tip Enerji Müseade Belgesinde belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş projesine uygun olarak yapıldığı, geçici kabulün 22.08.2012 tarihinde yapılarak, Geçici Kabul Tutanaklarının onaylandığı, tesiste herhangi bir özür, kusur ve eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan tesisin keşif bedeli Geçici Kabul Tutanağında 1.542.898,27 TL gösterilmiştir. Bina tipi … nolu TM ve OG yeraltı kablo elektrik tesisi işinin 2012 yılı … birim fiyatlarına göre; 1.542.898,27 TL olduğu anlaşılmıştır.Dava konusu işin için davacı adına faturanın düzenlendiği görülmüştür. Davaya konu tesislerin davacı tarafından yapıldığı, yapılan bu tesislerin Geçici Kabul Tutanaklarının da düzenlenerek davalıya devrinin yapıldığı, tesislerin devrinden önce davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, tesislerin yapımı aşamasında gerekli yazışma ve izinlerin alınmış olduğu, projelerin mevcut ve onaylı olduğu, kabullerinin yapıldığı, tesislerin kullanımda olduğu anlaşılmaktadır. Konu ile ilgili mevzuat hükümleri incelendiğinde ; dava konusu işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 04.08.2002 tarihli Elektrik piyasası Lisans yönetmeliğinin 38-6 Maddesinde ” (6) sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım … ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir, bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile … ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı ve Sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya dağıtım tarifesi bedelinden düşülür” hükmü düzenlenmiştir. 28.01.2014 tarih 28896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21. maddesinin ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 27.08.2014 5187-2 tarihli kurul kararı ile belirlenen ‘ Kullanıcı Tarafından Dağıtım Varlıklarının Tesis Edilme Metodolojisi’nin ‘ yürürlük tarihleri; dava konusu tesisin, davacı kurumdan izin alınması, geçici kabulü, işletmeye alınması tarihinden sonraki tarihleri kapsadığından , işin kabulünün yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 04.08.2002 tarihli ve 24836 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. Maddesine göre değerlendirme yapılması hukuka uygun bulunmuştur. 10.01.2013 tarihli 28524 sayılı Resmi gazetede yayımlanan yönetmelikle 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe girmek üzere mezkur yönetmeliğin 38. Maddesinin 6. Fıkrası aşağıdaki biçimde değiştirilmiştir; “Sisteme bağlantı yapılması için, sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle, genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım … ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir. Bu durumda; gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı; a) … için; sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile … arasında yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim tarifesi bedelinden düşülür. b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi; talebin karşılanabileceği tarihi, talebin yapıldığı tarihten itibaren 5 yılı geçmemek üzere bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiye bildirir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait bedel; 1) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla 12 aylık taksitte, yatırımı yapan veya finanse eden gerçek veya tüzel kişiye, muhataba ulaşılamaması halinde tesisin bulunduğu yerdeki en yakın banka ya da PTT şubesine, hak sahip veya sahipleri adına yatırılarak ödenir. Dağıtım tesisinin geçici kabulünün, dağıtım şirketinin bağlantıyı karşılayabileceğini öngördüğü tarihten sonra yapılması halinde ödeme bir sonraki yıl başlar. Dağıtım şirketi ilgili dağıtım tesisini, varlık kayıtlarına ödemenin yapıldığı tarihte ekler. 2) Yapılacak olan yatırımla ilgili işin başlangıcından kesin kabulünün yapılmasına kadar gerçekleştirilecek iş ve işlemler, alınabilecek avanslar, yatırım bedelinin hesaplanması, ödenmesi ve alınacak teminatlar ile ilgili olarak dağıtım şirketleri tarafından teklif edilen Kurul tarafından onaylanan metodoloji kullanılır. 3) Söz konusu dağıtım tesisinin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar Tüketici Fiyat Endeksi oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir. Mahkemece yargılamada alınan elektrik mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda bu mevuzat hükümlerine uygun inceleme ve değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır.Yukarıda da açıklandığı üzere ,davalı şirketçe tesislerin geçici kabulünde bir eksiklik veya kusur tesbit edilmemiştir.Davaya konu imalat ve tesisin davacı şirketçe yaptırıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. EPDK’nın mahkemeye gönderdiği görüş yazısından da önceki görüşünden döndüğü ve davacı şirketin bu imalat bedellerini talep etme hakkının bulunduğu açıktır.O halde ,davalı şirketin bu bedellerin kat maliklerine ödeneceği gerekçesiyle ,davacıya ödeme yapmaktan imtina etmesinin sebebi ortadan kalkmıştır. Davaya konu edilen tesisin dosya içerisinde bulunan belgelere göre keşif bedelinin 982.285,39 TL olduğu görülmüştür.Dava dosyası içerisindeki bilgi, belge, yazışma, proje, geçici kabul tutanaklarına göre dava konusu bina tipi 2396 nolu TM ve OG yeraltı kablo üseade Belgesinde belirtilen şartlara göre davalıca tasdiklenmiş projesine uygun olarak yapıldığı, geçici kabulün 07.11.2008 tarihinde yapılarak, Geçici Kabul Tutanaklarının onaylandığı, tesiste herhangi bir özür, kusur ve eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yapılan tesisin keşif bedeli Geçici Kabul Tutanağında 1.542.898,27 TL gösterilmiştir. EPDK Denetim Dairesi Başkanlığı’ nın mahkemeye verdiği cevabi yazıda “… Söz konusu dağıtım tesisinin dağıtım lisans sahibi tüzel kişi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar tüketici fiyat endeksi oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış tutara 04.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranı uygulanır, ” şeklindeki açıklaması sebebiyle ,bilirkişi tarafından davacı tarafça talep edilen davaya konu 96 nolu TM ve OG yeraltı kablo elektrik tesisi işinin talep edilen 1.542.898,27 TL bedelin 22.08.2012 geçici kabul tarihinden 27.12.2018 dava tarihine kadar TUİK ‘in “Parasal Değer Güncelleme Raporu”na göre 2.860.920,68 TL olduğu tespit edilmiş olup, geçici kabul tutanağında projede gösterilenler ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu tutanaktan anlaşıldığı bilirkişi raporunda açıklanmıştır. Keşif yapılması gerektiğine ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesiyle; davacının başvurusu üzerine davalı tarafından 24.05.2010 tarihli yazı ile C2 Tip Müsaede Belgesi verilmiş,C2 Tip Enerji Müseade Belgesinde belirlenen şartlara göre hazırlanan projenin davalı tarafından onaylandığı, . C2 Tip Enerji Müsede Belgesi ile “ Talep gücünün mevcut alçak gerilim şebekesinden karşılanması mümkün olmadığından yüksek gerilim ve yeteri kadar trafo merkezinin ve işbu merkezlerden tesis edilecek alçak gerilim şebekesinin tarafınızdan tesis edilerek şirketimize işletme – bakım karşılığında devredilmesi ile verilecektir.” şeklinde cevap verilmiştir.Bu sebeple,davalı tarafça alçak gerilim şebekesinin de imalatının yaptırılması ve devredilmesi öngörüldüğünden AG kablolarının bedelinin davalıdan istenemeyeceğine ilişkin ve geçici kabul tutanağında projede gösterilenler ile yerinde kurulan tesisin aynı olduğu tutanaktan anlaşıldığı bilirkişi raporunda açıklanmıştır.Bu sebeple,bu yönlere istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Anılan bilirkişi raporu, dosyadaki bilgi ve belgelere ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun görüş ve hesaplama içerdiğinden hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 195.429,49 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 48.857,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 145.572,01 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/03/2022