Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/801 E. 2022/789 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/801
KARAR NO: 2022/789
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2017/902 E – 2020/817 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında 03/04/2006 tarihinde “… Mah. … Cd. …Sk. No:… Gaziosmanpaşa İstanbul” adresinde … abone numarası ile Elektrik Satım Sözleşmesi imzalandığını, adreste ödenmemiş 2 adet fatura borcu bulunduğunu, tahakkukların tahsilini gerçekleştirmek için 26.11.2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıklarını, borçlu … tarafından takibe, borca ve fer’ilerine itiraz edildiğini , bu nedenle, borcun tahsili sebebiyle açılan icra takibinin durduğunu beyanla , takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; takibe itirazındaki gibi ana borç dışındaki gecikme, faiz taleplerini kabul etmediğini beyan ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davacının davasının kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 10.920,64 TL asıl alacak, 8.967,90 TL işlemiş gecikme faizi, 1.614,22 TL faizin KDV si olmak üzere toplam 21.502,76 TL alacak üzerinden devamına, Alacağa takip tarihiden itibaren % 16,80 oranında akdi faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacak miktarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ile davalı istinaf etmiştir.1-Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,hukuki dinlenilme haklarının ihlal edilidiğini, mahkemenin gerekçeli kararının dayanağı olarak bilirkişi raporunu gösterdiğini, söz konusu raporun Yargıtay ve istinaf denetimine uygun olmadığı gibi davanın aydınlanması hususuna bir etkisi olmayacak nitelikte olduğu, dosyanın ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdini talep etmelerine rağmen Mahkeme tarafından her hangi bir gerekçe gösterilmeden talebin reddedildiği,yargılama usullerine uyulmadığı,sözlü yargılama yapılmadan karar verildiği, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. 2-Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın , istenilen bedellerin bir çoğunun haksız ve mesnetsiz olduğu, bazı borçlarını taksite bağlatıp ödemeye başladığı, Avukatlık parası da ödediğini, ödeye ilişik bazı belgelerinin de mevcut olduğu, itirazlarında borcun tamamına itiraz etmek istemediğini, zamanaşımının da söz konusu olduğunu ,borcun tamamıma itiraz etmediği için icra inkar tazminatına hükmedilmesini kabul etmediğini, ana parayı kabul ettiğini, işlemiş faizlere itiraz ettiğini, ayrıca istenen faiz oranının güncel faiz oranlarının çok üstünde olduğunu, ödeme gücü bulunmadığını, bazı makbuzları kaybettiğinden sunamadığını, .davanın kısmen kabul edilmesinin de davacının haksız olduğunu gösterdiğini, işlemiş faiz ve KDVnin anaparayı geçtiğini,eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,itirazın iptali talebine ilişkindir. Dava dayanağı ; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinden; davacının davalı aleyhinde 10.920,64 TL asıl alacak olmak üzere toplam 3.385,36 TL nın tahsili bakımından takibe geçtiği,asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,80 oranında gecikme faizi istendiği , davalı borçlunun itirazı ile takibin durduğu görülmüştür.İtiraz dilekçesinde ,konu kısmında tüm borca itirazını bildiridiği,talep kısmında ise yetki ile faize itiraz ettiği,diğer itiraz haklarını saklı tuttuğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemenin görevi yönünden resen yapılan incelemede :olayda , davacı şirket yasa gereği tacir ise de ,davalının tacir olduğuna ilişkin dosyada kayıt ve belge bulunmadığı gibi,bu yönde mahkemece de araştırma yapılmamıştır.Elektrik tüketimi yapılan yer dükkan olup, kira sözleşmesinde “et ve süt ürünleri alım satımı” yapılacağı yazılıdır. Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirketin tacir olduğu açık ise de, davalı gerçek kişinin “tacir” sıfatını taşıyıp taşımadığı belli değildir. Dosyada davalının tacir olup olmadığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır.Bu sebeple ,mahkemece davada görevli olup olmadığının usulünce araştırılması , taraflardan bu yönde bilgi alınması,ilgili Vergi Dairesine davalı gerçek kişinin vergi mükellefi olup olmadığı ,beyan ettiği matrah,tuttuğu defterler, vergi matrahına göre Bakanlar Kurulunca ilan edilen miktarlar itibarıyla tacir niteliğinde olup olmadığı ,Ticaret Odasından tacir kaydı bulunup bulunmadığı,kaydı varsa hangi iş kolu ile ilgili olduğu,buna göre davanın ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve davada mahkemenin görevli olup olmadığının tesbiti ile ,mahkeme görevli olduğu takdirde yargılamaya devam edilmesi ,aksi takdirde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan , görevsizlik-dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken,bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile kararı verildiğinden , HMK 353/1-a-6. Maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/03/2022