Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/789 E. 2022/586 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/789
KARAR NO: 2022/586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2020
NUMARASI: 2017/502 E – 2020/474 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin davalılar ve bir takım dava dışı şirketlerin “…” isminde bir adi ortaklık kurduğunu, Bu ortaklığın konusunun İstanbul’da … ve … Mahallelerinde kat karşılığı yapılmış ve yapılmakta olan inşaatların adi ortaklık olarak tarafından ifa edilmesi olduğunu, Davalılardan … Grup isimli şirketin pilot ortak olduğunu, Ancak müvekkili şirkete bu ortaklığın işleyişi, inşaatların son durumu ve hesapları ile ilgili hiç bir bilgi verilmediğini, yazılı ve sözlü taleplere cevap verilmediğini, keşide olunan ihtarna- menin sonuçsuz kaldığını, Daha sonra davalıların …’deki …, …, … ada … parseldeki taşınmaz malikleri ile noterde Taşınmaz Satış Vaadi ve İnşatta Sözleşmesi imzaladıklarının öğrenildiğini, Davalıların rekabet yasağına aykırı bu eylemleri ile TBK’nın 626. Maddesini ihlal ettiğini, ortaklığın ve müvekkilinin zarar gördüğünü beyanla rekabet yasağı eylemlerinin önlenmesini ve şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin Nisan 2012 yılından beri … ve … mahallele- rinde kat karşılığı inşaat sözleşmeleri akdettiğini, sözleşmelerin imzalanmaya başlanmasından yaklaşık 6 ay sonra müvekkilinin yaşadığı nakit sıkışıklığını aşmak için ortaklık kurmayı teklif ettiğini ve davacının da katılımıyla söz konusu … Adi Ortalığı İşletmesi’nin kurulduğunu, Davacının bu ortaklıktaki payının %5 olduğunu, diğer ortaklarla birlikte kendisine nakit ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, davalının payına düzen tutar 45.002,22 TL olmasına rağmen, müvekkiline taksitler halinde olarak toplamda sadece 40.000,00 TL ödeme yaptığını, ortaklık görevini yerine getirmediğini, Sonrasında davacı şirket yetkilisi …’in müvekkili şirket yetkilisi ile diğer ortak- lara gönderdiği e-postada “davacı şirketin ortaklıkta bulunan %5 hissesinin iptalini” istediğini, bunun üzerine 3 gün sonra … Adi Ortaklığı İşletmesi hesabından davacı şirkete vermiş olduğu 40.000,00 TL nakit paranın banka kanalı ile iade edildiğini, davacının bu suretle ortaklıktan çıktığını, 01/03/2016 tarihli ortaklar kurulu toplantısında da ortaklığın sona erdirilerek tasfiye- sinin kararlaştırıldığını, diğer ortakların ödemiş oldukları tutarları müvekkiline yansıtma faturası ile geri aldıklarını, Proje kapsamında adi ortaklığın imzaladığı hiçbir sözleşme olmadığını, tüm sözleş- melerin müvekkili şirket tarafından imzalandığını, üzerinden 3.5 yıl geçtikten sonra davacının huzur- daki davayı açmasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Davalı …Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Davacının 3,5 yıl önce … Adi Ortaklığı’ndan çıktığını, müvekkili şirket te dahil davalıların TBK’nın 626 maddesi kapsamında hukuka aykırı fiillerinin bulunmadığını, bu ortaklığın ortaklarca sona erdirilerek tasfiye edildiğini, bu hususun Üsküdar Vergi Dairesi kayıtları ile de belirli olduğunu, Davacının hiçbir itirazı kayıt koymaksızın kendi payını geri aldığını, bu hususları gizle- yerek dürüst davranma doğruyu söyleme ve iyi niyet kurallarına aykırı davrandığını, Davacının hak düşürücü süreler geçtikten sonra huzurdaki davayı ikame ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davacının davasının REDDİNE” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Mahkemece her ne kadar “davalılarca gerçekleştirilen işlemlerin rekabet yasağı olarak değerlendirilemeyeceği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Davalı …ve davalı …nin daha sonra, … Ortaklık İşletmesi ortaklık kuruluşunun konusu ile aynı mevki üzerinde ”Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” akdederek rekabet yasağını açıkça ihlal ettiklerini, Bilirkişi heyetince rekabet yasağının ihlaline dair iddiaların hiç değerlendirilmediğini, Tesis olunan hükmün eksik incelemeye dayalı ,usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, Borçlar Kanunu’nun 626. Maddesine dayalı tazminat talebine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nun ” Rekabet Yasağı” başlıklı 626.maddesinde “Ortaklar, kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak, ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamazlar” hükmüne yer verilmiştir. Dosya içeriğine göre; Üsküdar … Noterliği huzurunda imzalanan 18/10/2012 tarih … yevmiye nolu Adi Ortaklık İşletmesi Tesis Sözleşmesi ile, İstanbul ili ,Kadıköy İlçesi, … ve … mahalleleri …,… ve … nolu adaların malikleri ile … A.Ş.’nin yapmış olduğu ve halen de yapmakta olduğu arsa karşılığı inşaat (kat karşılığı) inşaat sözleşmelerinin aynen ifası ve satışı suretiyle gelir elde etmek amacıyla ortaklık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı , ortaklığın kuruluşundan sonra ortaklığın işleyişi ve inşaatın durumu ile ilgili bilgi verilmediğini, ayrıca davalıların üçüncü kişilerle ortaklık konusuyla aynı alanda inşaat sözleşmeleri akdederek rekabet yasağını ihlal ettiklerini iddia etmektedir. Davalı taraf ise , davacının ortaklık hissesini alarak ortaklıktan ayrıldığını ve ortaklar kurulu kararı ile ortaklığın tasfiye edildiğini savunmaktadır.BK’nun “Ortaklıktan Çıkma Ve Çıkarılma” başlıklı 633. Maddesinde “Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesi veya ölmesi hâlinde, sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa, bu durumlardan biri gerçekleştiğinde, o ortak veya temsilcisi ya da ölen ortağın mirasçısı ortaklıktan çıkabilir veya diğer ortaklar tarafından yazılı olarak yapılacak bir bildirimle ortaklıktan çıkarı- labilir.” denilmektedir.Taraflar arasındaki sözleşmenin 10. Maddesinde de çıkma şartlarına yer verilmiştir. Dosya içeriğine göre; davacı şirketin adi ortaklığa sermaye olarak banka yoluyla 40.000,00 TL ödeme yaptığı, şirket temsilcisi …’in ortakları muhatap alarak gönderdiği 09/07/ 2015 tarihli e-posta ile ” Fikirtepe projesi bünyesinde bulunan %5 ortaklık hissesinin iptali”ni iste- diği, bu talep BK 633. Md anlamında ortaklıktan çıkma bildirimi olarak kabul edilmekle davacının ödediği 40.000,00 TL sermaye bedelinin 17/12/2013 tarihinde iade edildiği, 01/03/2016 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de; ortaklığın konusu teşkil eden İstanbul ili ,Kadıköy İlçesi, … ve …mahalleleri …,… ve … nolu adaların malik- leri ile … A.Ş.’nin yapmış ve halen yapmakta olduğu arsa karşılığı inşaat dönüşüm projesi ile ilgili belirsizliğin devam etmesi ,bazı arsa sahiplerinin hala sözleşme yapmamakta direnmeleri nedeniyle ortaklığa son verilip tasfiye cihetine gidilmesine, bu güne kadar yapılan harcamaların … yapı A.Ş.’ne fatura/dekont edilerek talep edilmesine ” karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre, taraflar arasında tesis olunan ortaklığın fiilen hayata geçmediği, davacının sermaye payının fesih bildirimi üzerine iade edildiği, kar payı talep edilmediği, davalıların ortaklıktan kaynaklanan rekabet yasağını ihlal ettikleri ve davacının bu nedenle zarara uğradığına dair delil sunulmadığı tespit edilmekle davacı talebinin reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/03/2022