Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/763 E. 2021/3471 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/763
KARAR NO: 2021/3471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2020
NUMARASI: 2020/416 E – 2020/859 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında hasılat paylaşımı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davacının davalının maliki olduğu taşınmaz üzerinde karma proje inşaa etme işini üstlendiğini, satıcı sıfatı ile davalı tarafa tahakkuk edilen tapu harç bedellerinin davacı tarafından ödendiğini, 2018 yılında yapılan kanun düzenlemesi ile davalı, satıcı sıfatı ile ödemesi gereken tapu harç bedellerinden muaf tutulduğunu ve davacı tarafından ödenen tapu hurçlarının iadesi için vergi mahkemesine başvuruda bulunarak, tapu harçlarını iade aldığını, davalıya iadesi yapılan tapu harç bedellerinin davacı tarafından ödendiğini, ancak davalının bu bedeli haksız ve hukuka aykırı olarak uhdesinde tutarak davacıya iade etmediğini, davacı ile … A.Ş. Arasında da aynı şekilde hasılat paylaşımı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, … davacı tarafında ödenen ve idare tarafından kendisine iade edilen tapu harç bedellerini davacıya iade ettiğini, davacının davalıdan yüklü miktarda alacağının bulunduğunu ve alacağının garanti altına alınmasını teminen davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.681.510,45 TL’nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin, tapunun İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, … Mah. … Pafta, … Ada, … parselde kayıtlı 13.677,46 m2’lik taşınmazın maliki olduğunu, davacı … ise müvekkil şirket arsasına komşu olan … Ada …, … ve … parselde kayıtlı arsa için “… Projesi”ni geliştirmiş ve maliyetini de bu arsa üzerine inşa ettiği bağımsız bölümlerin hasılat paylaşımı içinde tahsil etmiş yüklenici firma olduğunu, davalı şirket arsasının üzerinde “…-2” olarak devam edecek projede, planlama, hazırlık ve uygulama kolaylıkları ile reklam ve pazarlama maliyetlerinin azalacak olması, arsasının konumu gibi avantajlar olduğundan %2’lik bir fark talep ettiğini, yüklenici, aynı projenin devam ettirilmesi ile elde edilecek maliyet avantajını kabul etmiş ancak, bu farkın diğer projelerine emsal teşkil etmemesi için görünürde hasılat paylaşım oranının %50 -%50 olmasının korunmasını, talep edilen farkı ise komşu parsel maliki ile akdettiği sözleşmenin 6.4.2.maddesinde değişiklik yapılarak, davalı şirketin vergi dairesine ödemekle yükümlü olduğu tapu harcını ödeyerek ifa etmeyi önerdiğini, bu durumda hasılatın 100 birim olduğu kabul edildiğinde sözleşme içeriği taraf hak ve menfaat dengesinde davalı şirketin payı net hasılatın %50’si + adına tahakkuk edecek %2 oranındaki tapu harcının onun nam ve hesabına yüklenici tarafından ödenerek pasifinde olması gereken %2 oranındaki borçtan kurtulması suretiyle oluşan zenginleşmeyle toplamda %52 olarak kurgulandığını, yüklenici ise alacağı %50 hasılat payından %2 oranında davalı adına tahakkuk edecek tapu harcını ödeyerek %2 oranında fakirleştiğinden sözleşme edimini ifa ettiğinde net hasılat payı %48 olduğunu, yüklenici iş bu sözleşmenin ifası sonunda mal varlığında hasılatın %48’inin kalacağını kabul ederek serbest iradesi ile iş bu sözleşmeyi akdedildiğini, sözleşmenin uygulama sürecinde davalı şirket “…” projesini gerçekleştirmek üzere arsasının mülkiyetini devretmeden yükleniciye tahsis edecek karşılığında yapılan inşaatın satış hasılatından net %50 oranında pay ve 3.kişilere satışta ödemek zorunda olduğu %2 oranındaki tapu harcının ödeme yükümlülüğünü onun nam ve hesabına davacı, payına düşen %50 hasılattan ödeyeceğinden pasifinde olması gereken %2 oranında gider kadar zenginleşme sağlamış olacağını, toplamda hasılatın net %52’si davalı şirketin olacağı, yüklenicinin ise görünürde %50 oranında hasılat payından %2 oranında tahakkuk edecek davacı harç ödeme borcunu onun nam ve hesabına ödeyeceğinden gerçekte net %48 oranında zenginleşeceğini, 6306 sayılı yasada arsa malikleri lehine yapılan değişikliğe kadar her bir bağımsız bölüm satışında tapu müdürlüğü davalı şirket adına tapu harcı tahakkuk ettirmiş, davacı da sözleşmeye uygun olarak davalı şirket üzerinde doğan bu borcu, onun nam ve hesabına ödendiğini, yasada arsa malikleri lehine değişiklik yapılarak, 6306 sayılı kanuna tabi arsalarda inşa olunan taşınmazların ilk satıcısı arsa maliklerine de tapu harcı muafiyeti gelince sonraki satışlar için davacı herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının , davalı şirketten alacaklı değil tam aksine borçlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili 16/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, davalıya vergi mahkemesi kararıyla 3.681.510,45 TL davaya konu tapu harç bedeli yanında dava açıldıktan sonra bu kez 319.194,26 TL tapu harç bedeline ilişkin geri faiz ödemesi yapıldığını belirterek, dava değerini ödenen faiz tutarı olan 319.194,26 TL yönünden arttırdıklarını ve dava değerini toplam 3.988.322,21 TL ya çıkararak davalıya ödenme tarihinden itibaren en yüksek oranda faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsilini, ıslah harcını kısmen eksik ikmal ederek ( yatırılan ıslah harcının reesen yapılan hesaplama ile 306.811,76 TL’lik tutara isabet ettiği anlaşılmıştır) talep etmiştir. Mahkeme, somut olayda taraflar arasında İstanbul … Noterliği’nin 08/08/2016 tarih ve … yevmiye no’lu Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımı ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme uyarınca davacı yüklenicinin davalıya ait taşınmaz üzerinde belirlenen projenin yapımını üstlendiği, sözleşmenin 4. Maddesi ile tarafların gelir payının %50 – %50 şeklinde ve davalı arsa sahibinin payına düşecek gelirin asgari 150.000.000,00 TL (Yüzellimilyon Türk Lirası) + KDV tutarında olması kararlaştırıldığı,aynı sözleşmenin 6.4.2. maddesiyle davalı arsa maliki adına tahakkuk edecek tapu harçlarını davacı yüklenicinin ödemeyi üstlendiği,davacı şirket tarafından bağımsız bölümlerin satışı sırasında toplam 3.681.510,45 TL tapu harcı ödendiği, 7153 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 24. Maddesi ile 6306 sayılı Kanun’un 7/9. Maddesindeki değişiklikle tapu harçlarından muafiyet hükmü getirildiği,yasal değişiklik üzerine davalı arsa sahibi tarafından ödenen bedeline iadesinin Gelir İdaresi Başkanlığından talep edildiği, talebin kabul edilmemesi üzerine dava yoluna gidildiği ve İstanbul 3.Vergi Mahkemesi 2019/963 E. 2019/1911 K.sayılı ilamı ile ödenen bedellerin faizi ile birlikte iadesine karar verilmiş ve neticede davalı arsa sahibine 3.681.510,45 TL harç ve 319.194,26 TL faiz ödemesi olmak üzere toplam 3.988.322,21 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında hasılat paylaşımına dayalı inşaat sözleşmesinin bulunduğu ve elde edilecek hasılatın aralarında yarı yarıya paylaşımının kararlaştırıldığı, sözleşmede istisnai olarak belirlenen hususlar dışında, arsa sahibinin payına düşen gelirinin 150.000.000 TL’nin altına düşmemek koşuluyla tarafların hak ve yükümlülükleri yarı yarıya paylaşacağının belirlendiği arsa sahibinin belirlenen miktarın üzerinde gelir elde ettiği, hakkaniyet gereği kanun koyucu tarafından getirtilen muafiyetten her iki tarafın da sözleşmedeki payları oranında yararlanması gerektiği takdir edilerek, davalı tarafından tahsil edilen toplam 3.988.322,21 TL’nin yarısının davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile-1.994.161,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmede tarafların hak ve yetkilerinin belirlendiğini,sözleşmeye göre bağımsız bölümlerin satışından elde edilen gelirin %50 oranında paylaşılmasının kabul edildiğini ve arsa malikine düşecek payın %50 hasılat karşılığını asgari 150.000.000,00 TL olacağının taahhüt edildiğini,uyuşmazlığın sözleşme kapsamında işin masraflarından biri olan ve ödemeleri davacı tarafça yapılan tapu harç bedellerinin sonradan davalı tarafça vergi dairesinden mahkeme kararı ile geri alınması karşısında bu bedelin yatıran davacıya iade etmemesinden kaynaklandığı,2018 yılı yasal değişiklikle bu konuda muafiyet getirildiği ve sözleşme gereği davacı tarafça davalı adına yatırılan tapu harçlarının davalı tarafça iade alınması sonrasında davacı iadesi gerektiği,mahkeme kararının hatalı olduğunu,tarafların sözleşme ile hasılatın yarı yarıya paylaşılması konusunda anlaştıklarını,hak ve yükümlülüklerini yarı yarıya paylaşılmasınını kararlaştırılmadığını,bu nedenle hiçbir masrafa katlanmayan arsa sahibinin bu iade edilecek tapu harçlarından yarı yarıya hak sahibi olduğunun kabul edilemeyeceğini,tapu harçlarının yüklenici olan davacının yaptığı diğer masraflardan farkı olmadığını, davalının menfaatlerine fazlasıyla ulaştığını, tapu harç ve masraflarının tamamının davacıya iadesi gerektiğini belirterek kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. kararlaştırıldığın Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin hukuki nitelemede yanılgıya düştüğü,gerekçesiz karar verdiğini,sözleşme hukukunda haksız fiil gibi hakkaniyet uygulaması yapılamayacağını,davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini,tapu harcı muafiyet yasa değişikliği gereği davalı adına yatırılan tapu harçlarının davalı tarafça açılan dava ile tahsil edildiğini,davanın tarafları arasında geçerli sözleşme bulunduğunu,sözleşmede tapu harcının iadesine ilişkin hüküm bulunmadığını,davada sebepsiz zenginleşme koşulları bulunmadığını,davanın reddi gerektiğini,hakkaniyet gereği sözleşmeye dayanılarak ifa edilen borcun iadesine karar verilemeyeceğini,davacının sözleşme borcunu ifa ettiğini,taraflar arasında sözleşmeye göre davalıya ait giderler için özel anlaşma bulunduğunu,ahde vefa kuralı gereği iade kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın tamamen reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme davasının konusu, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimsenin, bu zenginleşmeyi hak sahibine geri vermesidir. Müspet zenginleşme, kendi içinde aktifin artması ve pasifin azalması şeklinde gerçekleşir. Borcu ortadan kaldıran her işlemde zenginleşenin malvarlığının pasif kısmı azaltılmış ve bu oranda da davalı zenginleşmiş olur. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda, davacı yüklenici tarafından davalı adına ödenen ve davalı arsa sahibi tarafından İstanbul 3.Vergi Mahkemesi 2019/963 E. 2019/1911 K.sayılı ilamı ile iade alınan tapu harç bedelleri nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiği ileri sürülmektedir. Sözleşmeye göre tapu harç ve masraflarının davacı tarafça karşılanacağı konusunda hüküm bulunduğu,tapu harç ve masraflarının davalı adına davacı tarafça ödendiği ve 2018 yılındaki muafiyet getiren yasal değişiklik sonrası arsa maliki olan davalının vergi dairesinden bu bedellerin iadesi talebi kabul edilmeyince vergi mahkemesi kararı ile davalının bu tutarları aldığı ,davalıya faiz ödemesinin de vergi mahkemesi kararıyla ayrıca yapıldığı anlaşılmıştır. Sözleşmede davalının yatırması gereken tapu harç ve masraflarının davacı tarafça davalı adına yatırılacağı konusunda açık hüküm bulunduğu ,davalının asıl alacak dışında faiz ödemesi de aldığı hususunda bir itirazının olmadığı gözetilerek ,davacının davalı adına yatırdığı tapu harç ve masraflarının davalı tarafça tahsili sonrası bu bedelleri kendisi yatırmayan davalının sebepsiz zenginleştiği kabul edilmelidir. Ancak davacı vekili 16/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davalıya vergi mahkemesi kararıyla 3.681.510,45 TL harç bedeli yanında dava açıldıktan sonra bu kez 319.194,26 TL daha faiz ödemesi yapıldığını,bu açıdan dava değerini ödenen faiz tutarı olan 319.194,26 TL yönünden arttırdıklarını ve dava değerini toplam 3.988.322,21 TL ya ıslahla çıkardıklarını bildirmiş isede ,bu durumda toplam dava değerinin 4.000.704,71 TL olduğu,davacı vekilinin toplam tutarı belirtirken hesaplama hatası yaptığı,ancak ıslah edilen 319.194,26 TL için 5.451,03 TL ıslah harcı yatırılması gerekirken 5.239,58 TL ıslah harcı yatırıldığı,ıslah edilen bir kısım için ıslah harcı yatırılmadığından ıslah edilen tutarın resen hesaplama ile 306.811,76 TL olduğunun tespit edildiği ve bu tutar için 5.239,58 TL ıslah harcının ikmal edildiği belirlenmiştir. O halde davacının 3.681.510,45 TL tapu harç bedeli ile resen yapılan hesaplama ile ıslaha konu ve ıslah harcı yatırılan 306.811,76 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 3.988.322,21 TL alacak talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Islaha konu ve harcı tamamlanmayan kısım için usulünce açılmış bir dava bulunmadığı değerlendirilmiştir. Mahkemenin tarafların sözleşmede %50 oranında ortak oldukları gerekçesiyle %50 oranında hakkaniyet indimi yaparak davalı tarafından tahsil edilen toplam 3.988.322,21 TL’nin yarısının davacıya iadesi gerektiğine ilişkin kararı,tapu harç ve masraflarının tamamının davalı adına sözleşme hükümlerine göre davacı tarafından yatırılması nedeniyle usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddine , davacının istinaf talebinin ise kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak “Davacının davasının kabulü ile toplam 3.988.322,21 TL davacı alacağından 3.681.510,45 TL’nin dava tarihinden itibaren, ıslah edilen 306.811,76 TL.nın ise ıslah tarihi olan 16/12/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, B-Davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davacının davasının 3.988.322,21 TL üzerinden kabulü ile bu tutara ilişkin 3.681.510,45 TL’nin dava tarihinden, 306.811,76 TL nın ıslah tarihi olan 16/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken. 272.442,29 TL karar harcından yatırılan 62.871,00 TL peşin harcın ve 5.239,58 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 204.331,71 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 62.871,00 TL peşin harç, 5.239,58-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 68.110,58 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 146,00-TL posta giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 128.508,22 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 7-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak; Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalıdan Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 136.221,14 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 34.052,78 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 102.168,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 27,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/12/2021