Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/743 E. 2021/3472 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/743
KARAR NO: 2021/3472
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2018/269 E – 2019/949 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı taraf arasında 21.07.2016 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca ilk olarak 15 ay süresince sözleşmenin geçerli olacağı kabul edildiğini, ayrıca ilgili sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince Taahhütnamede belirtilen sürenin sona ermesinden 3 ay önce noter kanalıyla fesih ihbarında bulunulmamış olması halinde birer yıllık süreler ile uzayacağı tespit edildiği, davalı taraf sözleşmenin 8.3.1 maddesi gereğince tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih ettiğini, ancak işbu feshin taraflarına bildirimde bulunularak yapılacağı ifade edildiği, aynı şekilde madde 13 te, sözleşmenin feshine ilişkin tüm bildirimlerin noter kanalıyla yada e posta yolu yapılacağı imza altına alınarak tasdik edildiği, bu hususlara göre davalı tarafça davacıya noter kanalı ile ya da taraflarının sözleşmede yazılı olan e-mail adresine gönderilecek fesih bildirimi ile bu işlemin yapılacağı, davalı şirket ise noterden göndermiş olduğu bir yazı ve taraflarına bildirdiği bir e-mail olmadan sözleşmeyi açıkça haber vermeden fesih ettiği için davacı şirketin kaçak elektrik kullanıma düştüğünü ve ekte bulunan faturada gösterildiği gibi 16.989.49 TL kaçak elektrik bedeli ve 3.058.11 TL KDV bedeli ödemek zorunda kaldığını, bu sebeple haksız ve hukuka aykırı olarak mağdur edildikleri ve 20.047.60 TL tutarında ki bedeli davalının kusuru sonucu ödemek mecburiyetinde kaldıklarını, bu sebeple işbu davayı açmak ve uğranılan zararı tazmin etmek sorumluluğu doğduğunu, davalı tarafın özensiz ve gerekli ihtimamı göstermeden yapmış olduğu hatalı işlem sebebi ile davacının haksız ve hukuka aykırı olarak maddi zarara uğradığını,davacı adına düzenlenen fatura ile tahsil edilen 16.989,49 TL bedel ile, bu bedelin 3.058,11 TL olarak alınan KDV tutarının toplamı olan 20.047,60 TLnın ödeme tarihi olan 14/02/2018 tarihinden itibaren başlayarak ticari faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket görevli tedarik firması tarafından yapılan iki bildirimi de dikkate almayarak elektrik kesildikten sonra elektrik tüketmesi nedeniyle görevli tedarik firması tarafından oluşturulan kaçak elektrik bedelini davalı şirketten talep edemeyeceğini, davacının iddiasının doğru olduğu varsayımında, bildirim yapmayan ve elektrik kesmeden fatura düzenleyen görevli tedarik firması sorumlu olacağından davalı şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davanın görevli tedarik şirketi olan …’ a ihbarını talep ettiklerini, davacı şirkete mevzuat uyarınca görevli tedarik şirketi olan … tarafından sözleşmeye davet bildirimi ve diğer bildirimler yapılmadan ve elektriği kesilmeden kaçak elektrik faturası yansıtılamayacağından somut olayda sorumluluğun ve ihmal bu bildirimleri dikkate almadan kaçak elektrik kullanan davacı şirkette olduğunu , davanın reddi gerektiğini, bir an için aksinin kabulünde ise gerekli bildirimleri yapmak ve sözleşmeye davet etmek, davete icabet edilmediği taktirde elektrik kesmek görevli tedarik şirketi olan …’ ın yasal yükümlülüğü olduğundan davalı şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, davanın …’ a ihbarına, her halde haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde; ihbar olunan şirkete yapılan ihbarın reddi gerektiğini, tespit ve tahakkukta hata bulunmadığını, davacının kayıtsız kaçaktan elektrik kullandığı, yapılan incelemede bir hatanın bulunmadığını belirterek davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davada , taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin usulüne uygun bildirim yapılmadan feshedilmesi nedeniyle davacının kaçak kullanıcı durumuna gelerek hakkındaki kaçak tutanağı nedeniyle ödediği kaçak tahakkuk bedelinin maddi tazminat olarak bu olaya sebebiyet verdiği ileri sürülen davalıdan tahsili talep edilmektedir. Mahkeme, davacı ve davalının 2018 mali dönemine ilişkin ticari defterlerinin e-defter, ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK ve VUK hükümlerine göre tutulduğu, açılış ve kapanış lastiklerinin yasal süresi içerisinde olduğu, davacı taraf ticari defter kayıtlarında, dava konusu faturanın dava dışı ihbar olunan … A.Ş. cari hesap kayıtlarına işlenmiş olduğu, söz konusu fatura bedelinin banka yolu ile ödendiği, ilgili elektrik dağıtım şirketi … A.Ş., davacının, sözleşmesiz elektrik enerjisi kullandığı gerekçesiyle hakkında kaçak elektrik tutanağı tanzim edildiği ,davacının, davalıdan tahsilini talep ettiği kaçak elektrik kulanım ceza bedelini davacı tarafça hakkında hiçbir takip olmadan rıza ile ihbar olunan …’a süresi içerisinde ödediği, davacı tarafın haksız ödediğini ileri sürdüğü kaçak elektrik bedeline itiraz hakkı olduğu halde itiraz etmeksizin rızası ile ihbar olunana ödediği ,davacının itiraz hakkını kullanmaksızın ihbar olunana ödediği ve haksız olduğunu ileri sürdüğü bedeli ancak ödeme yaptığı ihbar olunandan talep edebileceği,davalının iade sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle; “Davacının davasının reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; kararda ihbar olunan …’a hiçbir itirazda bulunulmadan bedelin ödendiğinin ifade edildiği, faturanın kaçak elektrik faturası olarak düzenlendiği,davalı şirketin davacıya hiçbir bildirimde bulunmadan taraflar arasındaki sözleşmeyi fesih ettiği ve davacının sözleşme devam ediyor diyerek hiçbir yasal girişimde bulunmadığını,asıl kusurlu olanın davalı olduğunu,davacının kesme işlemi için gelindiğinde durumdan haberdar olduğunu,itiraz etme durumunda bulunmadığını,dava konusu bedel ödenerek bu davanın açıldığını,bedelin rıza ile ödenmediğini, yüze yakın personel çalışan fabrikanını elektriğinin kesilmemesi için mecburi ödeme yapıldığın,sözleşme feshi gibi ciddi bir hususta hata yapan ve bir daha davacı ile resmi bir bildirim talebi içine girmeyen karşı tarafın, bu verilen karar ile haksız bir şekilde davadan kurtulması sağlandığını, davalı tarafın sözleşmenin 8.3.1 maddesi gereğince tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih ettiği,ancak madde 13 te, sözleşmenin feshine ilişkin tüm bildirimlerin noter kanalıyla ya da e posta yolu yapılacağı imza altına alınarak tasdik edildiği, davalı tarafça, davacıya noter kanalı ile yada sözleşmede yazılı olan e-mail adresine gönderilecek fesih bildirimi ile bu işlemin yapılacağını, davalı şirketin noterden göndermiş olduğu bir yazı ve davacıya bildirdiği bir e-mail olmadan sözleşmeyi açıkça haber vermeden fesih ettiği için davacı şirketin kaçak elektrik kullanıcısı durumuna düştüğü ve ekte bulunan faturada gösterildiği gibi 16.989.49 TL. kaçak elektrik bedeli ve 3.058.11 tl. KDV bedeli ödemek zorunda kaldığını,bu olayda davalı tarafın kusurlu ve sorumlu olduğunu,ödemenin …’a yapıldığı, bu şirkete davaya dahil etmek için süre verilmediğini,bilirkişi raporunda bu kaçak bedelinin haksız alındığının belirlendiğini,buna rağmen davanın reddinin yerinde olmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davacı davalı tarafça sözleşmenin usulüne uygun şekilde geçerli e-mail yada noter kanalı ile feshinin bildirilmesi,aksi taktirde 1 yıl süre ile uzatılacağı hükmüne rağmen davalı tarafça davacıya ulaşmayan hatalı e-posta adresine davalı tarafından sözleşme fesih e-mailin gönderildiği,hatalı adrese e-postadan davacının haberdar olmadığı,ayrıca noter kanalı ile de sözleşme fesih iradesinin bildirilmediği,davacının sözleşmenin sona erdiğini bilmeden 1 aydan fazla süre elektrik kullanmaya devam etmesi üzerine dava dışı ihbar olunan … elemanlarının elektrik kesim için davacı işyerine gelmeleri sonrası, davacının durumdan haberdar olduğu , düzenlenen kaçak tutanağı gereği kaçak tahakkuku ve kullanım bedeli ile kaçak bedelinin toplam olarak ihbar olunan … hesabına bankadan ödendiği ,sözleşme fesih ihbarının davalı tarafça sözleşme hükümlerine göre yapılmadığı,davacı zararına sebebiyet verildiği ileri sürülerek ihbar olunana ödenen kaçak bedelinin davalıdan tahsili talep edilmiştir. Kaçak bedeli ihbar olunan …’a ödenmiştir.Bu durumda kaçak kullanım olmadığı iddiası yanında , kaçak tahakkukunun denetlenmesi yönünden de usulüne uygun tahakkuk yapılıp yapılmadığı konusunda ihbar olunan …’a karşı açılan dava ve kesinleşen bir karar olmadığından, rücu talebine dayalı olarak yapılan kaçak tahakkuk tahsilatına ilişkin davalı hakkında tazminat davası açılması yerinde görülmemiştir. Medeni Yasa’nın 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Medeni Yasa’nın bu hükmü 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası’nın 190. maddesi 1. fıkrasında bir başka biçimde yinelenmiş olup; ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmiştir. Bu bağlamda kural olarak davanın taraflarından her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. O halde, davacı davasını ispatlayamamıştır.Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/12/2021