Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/729 E. 2022/682 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/729
KARAR NO: 2022/682
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2020
NUMARASI: 2019/2 E – 2020/397 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, şirket personelinin telefon hatları için davalı şirket ile sözleşme akdetmiş olduğunu, sözleşmenin yenileneceği dönemde davalı şirketin 22/09/2017 tarihinde hazırladığı ek taahhütname sözleşmesi ile müvekkili şirkete geçmiş dönemden kalan indirimlerine ek olarak 12.750-TL ekstra indirim tanımlamayı ve ayrıca stoklara girdiği gibi … marka telefonu bedelsiz olarak vermeyi kabul ettiğini, davalı şirket tarafından taahhüt metninin e-posta aracılığı ile yazılı olarak müvekkili şirkete gönderildiğini, davalı şirket tarafından bila bedel teslim edilmesi taahhüt edilen telefonun ihtarname gönderilmesine karşın teslim edilmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu beyanla , itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalı şirketin %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ;davacı şirket ile müvekkil şirket arasında … Kampanya Taahhütnamesi imzalandığı, söz konusu kampanya taahütnamesinin; kısaca abonenin belli sayıda hattına ilişkin müvekkili şirketten elektronik haberleşme hizmeti alması, faturaların ana bir hat üzerinden tahakkuk ettirilmesi, abonenin faturanın belli bir bedelin altında olmayacağını taahhüt etmesi, müvekkili şirketin de aboneye bir takım indirim ve sair fayda sağlamasına ilişkin olduğu, söz konusu taahhütnamede tarafların hak ve yükümlülükleri ile sair hususların detaylıca düzenlendiğini, davacı ile … Taahhütnamesi Değişiklik Talebi Ek Taahhütnamesi imzalandığını, söz konusu Ek Taahhütname ile esas Taahhütnamenin bir takım maddelerinde tadil yapıldığı, müvekkili şirket in 12.750 TL indirim sağlamayı taahhüt ettiği ve bu indirimi davacının faturalarına yansıttığı, bu hususlarda ihtilaf bulunmadığını, ancak taahhütnamelerin incelenmesi halinde davacıya iddia ettiği gibi telefon taahhüt edilmediği, taahhüt edilenin genel olarak belirtilen fayda ve indirimler olduğu, söz konusu fayda ve indirimlerin ise davacıya sağlandığı ,davacının bedelsiz olarak kendisine telefon verileceğinin önce sözlü olarak, sonra mail yolu ile aktarıldığını iddia ettiği, bu iddiayı kabul etmediklerini ,davacının iddiasının doğru olduğu varsayımında dahi , mail yolu ile yoluyla taahhüt verilmesinin mümkün olmadığını, telefonun diğer hususlar gibi ancak yazılı olarak taahhütnamenin muhtevasına dahil edilebileceğini, sözlü olarak taahhütname verilmesinin ticari teamüllere uygun olmadığını bilmemesinin basiretli bir davranış olmadığı , kaldı ki iddia edilen taahhüdün şarta bağlı olduğu ,iddianın doğru olduğu varsayımında davacının hakkının doğumu telefonun stoklara girmesine bağlı olması karşısında davacının öncelikle telefonun stoklara girdiğini ispat etmesi gerektiği, davacının ancak asli edimi talep edebileceği,muadilini veya bedel isteyemeyeceği beyan edilerek davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan ve 6100 sayılı HMK m. 199 uyarınca belge niteliğinde olan e-posta yazışmalarının yerel mahkemece delil vasfı taşımadığı gerekçesi ile dikkate alınmamış, eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olduğu, diğer yandan davalı, söz konusu e-posta yazışmasında;” Ek taahhütnameyi imzaladığımızdan geçmiş dönemden kalan … fatura indiriminize ek olarak 12.750 TL extra indirim tanımlanacaktır ayrıca stoklara girdiği gibi … hediye edeceğiz.” iadeleriyle 12.750 TL tutarında indirimi de taraflar arasındaki e-posta yazışması ile taahhüt ettiği, dava dilekçesinde de belirttikleri üzere bu indirimin davacı şirket hatlarına tanımlandığını, nitekim söz konusu durumun davalının davaya cevap dilekçesinde yer alan “Ayrıca müvekkil şirket 12.750 TL indirim sağlamayı taahhüt etmiş ve nitekim bu indirimi davacının faturalarına yansıtmıştır.” ifadeleri ile de ikrar edilmiş olduğu, aynı e-posta yazışmasında birlikte taahhüt edilen edimlerden birinin kabul edilip ifa edildiği davalı tarafça ikrar edilmişken Mahkemenin söz konusu durumu gözardı ederek, e-posta yazışmasının davacı ile davalı şirket yetkilileri arasında yapılıp yapılmadığı, yazışmayı yapan kişilerin dava konusu telefon için yazışma yapma, taahhüt altına girme, telefon hediyesi hususlarında şirketi borç altına sokma yetkisi bulunup bulunmadığı belirsizdir gerekçesiyle e-posta yazışmasına itibar etmediği, davalı tarafından 12.750 TL indirim müvekkili hatlarına uygulanmış ve bu durum davaya cevap dilekçesi ile ikrar edilmiş olduğu , ancak aynı e-posta yazışmasında indirim ile birlikte taahhüt edilen … marka telefonun davacı müvekkiline teslim edilmediği ve davalı şirketin söz konusu borcu inkâr ettiği, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü yerine getirdiği, davalı şirketin dava konusu icra takibine haksız olarak itiraz ettiği dosya kapsamında sabitken davanın reddine dair verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacı şirket ile davalı şirket arasında “…” imzalandığı, devamında anılan işbu sözlemeye istinaden ek taahhütname imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davalı şirket çalışanı olduğu beyan edilen …@ …com mail adresinden gönderilen ” Ek taahhütnameyi imzaladığımızdan geçmiş dönemden kalan … fatura indiriminize ek olarak 12.750 TL extra indirim tanımlanacaktır ayrıca stoklara girdiği gibi … hediye edeceğiz.” şeklindeki e-posta çıktısı ibraz edilmiştir.Mahkemece, e-posta yazışmasının davacı ile davalı şirket yetkilileri arasında yapılıp yapılmadığı, yazışmayı yapan kişilerin dava konusu telefon için yazışma yapma, taahhüt altına girme, telefon hediyesi hususlarında şirketi borç altına sokma yetkisi bulunup bulunmadığı belirsizdir gerekçesiyle e-posta yazışmasına itibar edilmediği anlaşılmıştır. Ek taahhütnamede telefon vedileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 199.maddesinde belge kavramı ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film,görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” şeklinde düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 202.maddesinde ise delil başlangıcı kavramı ” (1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı vekilince, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları olduğunu beyan ettiği ,yazışma çıktısı ibraz edilmiştir,Davalı vekili cevap dilekçesinde bu konu ile ilgili olarak “Davacı bedelsiz olarak kendisine telefon verileceğinin önce sözlü olarak, sonra mail yolu ile aktarıldığını iddia etmektedir. Öncelikle bu iddiayı kabul etmediğimizi bildiririz. Davacının iddiasının doğru olduğu varsayımında dahi davacının, mail yolu ile yoluyla taahhüt verilmesinin mümkün olmadığını, telefonun diğer hususlar gibi ancak yazılı olarak taahhütnamenin muhtevasına dahil edilebileceğini, sözlü olarak taahhütname verilmesinin ticari teamüllere uygun olmadığını bilmemesi basiretli bir davranış değildir.” şeklinde açıklamada bulunmuştur. .Hal böyle olunca mahkemece;yasa maddeleri ve yukarıdaki açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle davacı tarafından ibraz edilen SMS dökümünün davacının telefonundaki kayıtlar ile karşılaştırılarak kayıtların uyumlu olması halinde delil olarak kabul edilip sonucuna göre hüküm kurulması,” gerektiğine ilişkin içtihadında, bu tesbitler yapıldığı takdirde SMS ler belge olarak kabul edilebileceği açıklanmıştır. Davacı tarafa gönderildiği beyan edilen ve çıktısı ibraz edilen e-posta , davalı şirket çalışanının cep telefonundan, @ … şeklindeki mail adresinden gönderilmiştir. Mahkemece bu kayıtlar yönünden herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Davacı tarafından ibraz edilen kayıtların bu haliyle 6100 sayılı HMK’nun 199.maddesi anlamında ”belge” olarak kabulü doğru değildir. Sözkonusu e-posta ile ilgili olarak ; davalı şirketten maili gönderenin şirket çalışanı olup olmadığı, şirketin mail adresi olup olmadığı ,bu mail adresi üzerinden şirket çalışanlarının sözleşme,taahüt işlemleri yapıp yapamayacakları vs konuların davalı şirketten sorulup tesbiti gereklidir. O halde, bu yazışmaların usulünce ve teknik olarak teyidi yapıldığında belge olarak kabulü halinde ,mail içeriğinin değerlendirilmesi ve buna göre karar verilmesi ,bu yazışmalar,yukarıdaki tesbitten sonra yazılı delil başlangıcı kabul edildiği takdirde ,tanık beyanları ile birlikte ispat hususunun değerlendirilmesi, bu şekilde bir tesbit yapılamadığı takdirde ispat yönünden davacı açıkça “yemin” deliline dayandığından davacıya bu hakkının bulunduğunun hatırlatılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gereklidir. Bu sebeplerle; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/03/2022