Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/718 E. 2022/501 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/718
KARAR NO: 2022/501
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2020
NUMARASI: 2016/828 E – 2020/775 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … A.Ş. ile davalı firma arasında 01/02/2008 tarihinde ortaklık sözleşmesi imzalandığını,iş bu sözleşmenin 2.maddesinde” 01/02/2008 tarihi itibariyle …’in Vergi ve SSK borçları ile bu tarihten sonra oluşacak vergi ve SSK öde- melerinin … tarafından yapılacağı”nın kararlaştırıldığı, Davalı firma ortaklık sözleşmesinde yer alan yükümlülüğünü yerine getirmediğinden müvekkilinin SSK ve vergi borçlarını ödemek zorunda kaldığını, 26/06/2004 tarihinde ödenen vergi ve SGK borçlarının tespitine ilişkin olarak Yeminli Mali Müşavir tarafından düzenlenen (özel) rapor ile, müvekkilinin 558,575,04 TL vergi ve 167.052,30 TL SGK olmak üzere toplamda 725.627,34 TL ödeme yaptığının belirlendiğini, Bunun üzerine 01/02/2008 tarihli ortaklık sözleşmesi ve 26/06/2014 tarihli Yeminli Mali Müşavir raporuna dayanarak davalı aleyhine İstanbul …icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden iflas yolu ile adi takip başlatıldığını, şirketin tasfiye memuruna gönderilen ödeme emrinin iki farklı adresine 05/12/2014 ve 10/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı/ borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin durmasından sonra iflas yolu ile başlatılan takibin genel haciz yolu ile takibe çevrildiğini, borçlu şirketin tasfiye memuruna ve vekiline yeniden ödeme emri gönderildiğini, borçlunun iş bu takibe dc kötü niyetle itiraz ettiğini beyanla; İtirazın iptaline,davalının % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu icra takibinde mesnet olarak öne sürülen ortaklık sözleşmesinin, müvek- kili şirketin eski yetkilisi iken ve halihazırda davacı tarafın yetkilisi olan şahıslar tarafından imzalan- ması nedeniyle hukuken geçersiz olduğunu, davacı tarafın ödemekle yükümlü olduğu SGK prim- lerinin ve vergilerin müvekkil şirkete yüklenemeyeceğini, taraflar arasındaki 01/02/2008 tarihinde yapılan sözleşmenin taraflarına borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, bu sözleşme gereğince; müvekkilinin … ve … Şirketleri’nin borçlarını ödeyecek , … ve …’nun da … gayrimenkulu ile makine parkını ve … Fabrikası’nın makine parkını müvekkiline devredeceğini,.. ve … ‘nun bu sözleşmeye göre devretmeleri gerekirken … İlçesi … köyü … mevkii … pafta … parselde kayıtlı 54,666,50 m2 yüzölçümlü … blok .. katlı (zemin+asma) … blok … katlı (zemin) ve müştemilatlarından oluşan fabrika ile makine parkını ve … fabrikasının makine parkını müvekkiline devretmediğini, eğer sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilirse, 06/03/2009 tarihli ibra sözleşmesi ile de tarafların borçlarından dolayı birbirlerini ibra ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 12/07/2018 tarihli ıslah dilekçesinde; sözleşmeden kaynaklanan borç- ların devir tarihi itibariyle müvekkili şirketin ticari defterlerine işlenmediğini, buna göre ya sözleş- menin sonradan hazırlandığını, yada bu borçların kötü niyetle gizlenmesi suretiyle şirket hisselerinin yeni ortaklara devredildiğini,sözleşmeye geçerlilik tanınsa bile karşı tarafın kendi edimini yerine getir- mediğini, davacının müvekkilinden alacaklı olduğunun kabulü halinde de, müvekkilinin 697.949,55 TL tutarındaki alacağının takas ve mahsubunu talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “davanın reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Davalı tarafça sunulan ıslah dilekçesini kabul etmediklerini, Davalı Tasfiye Halinde …Tic. Ltd .Şti’nin içine girdiği ekonomik krizden kaynaklanan mali sıkıntıyı gidermek, şirkete ait fabrikaları verimli bir şe- kilde işleterek kar elde etmek amacıyla davacı Tasfiye Halinde… .A.Ş ve dava dışı … A.Ş Ortaklık Sözleşmesi imzaladığını, Buna birlikte çalışarak borçların ödeneceğini, bunun sonunda da …’in … fabrikasının gayrimenkulü ve makine parkıyla beraber, … fabrikası’nın da sadece makine parkı ola- rak …’e devir edileceğini ve …’den %50 ortaklık alınacağını, Ortaklık sözleşmesinin yanlış anlaşılmaya vermeyecek şekilde düzenlendiğini, … firması ile yapılan iş bu iyileştirme çalışmalarına rağmen ödemeler yapı- lamayınca bu malların .. Leasing üzerinden …’e devredildiğini, Leasing şirketinden gelen paraların ise … üzerinden parçalar halinde davalı … firmasına gönderildiğini, öde- melere ilişkin banka dekontlarının Bakırköy 5 ATM 2012 / 339 ( Yeni esas Bakırköy 5 ATM 2020/751 Esas ) Esas sayılı mahkeme dosyası içinde olduğunu, 15/05/2008 tarihli Ek Ortaklık Sözleşmesinin 1. Paragrafında “… ,… ve … şirketlerinin 01/02/2008 tarihinde aralarında yapmış oldukları ortaklık anlaşmasında, finansman problemleri sebebiyle işin yürütülmesinde zor duruma düşülmüştür. Finans sorunlarını çözebilmek ama- cıyla … ve …’nun (1) nolu listedeki malvarlıklarının …’e yapılacak finansal kiralama için… A.Ş’ne satılmasına ve finansal kiralama sonucunda … ve …’ya gelecek paranın da …’e aktarılmasına karar verilmiştir. Finansal kiralama işleminin gerçekleşmesini mü- teakip …’in %50 hissesi en kısa sürede … ve …’ya veya gösterecekleri kişilere devir edilecektir “ denildiğini, Akabinde … üzerinden leasing taksitlerinin ödendiğini, … firmasının; şirketi … firması ortaklarına devredilmesi ile Leasing Sözleşmesi’nin de taraf değiştirdiğini ve … tarafından … firmasına devredildiğini, hal böyle olunca dava dışı … firması da kalan son birkaç taksiti ödeyerek bu malların muvazaalı olarak sahibi olduğunu, yani kötü niyetli olarak bu malların dava dışı … firmasına aktarıldığını, taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının İstanbul 22 Asliye Hukuk 2018/519 Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam ettiğini, Müvekkilinin , ek ortaklık sözleşmesi ile “…” bu şekilde taşınmazların devrini ger- çekleştirmek suretiyle üzerine düşen yükümlüğülüğü yerine getirdiğini, Bilirkişinin ve mahkeme heyetinin taraflar arasında gerçekleşen olaylar zincirini değerlendirmediğini, Diğer yandan taraflar arasında imzalanan 06/03/2009 tarihli ibranamenin konusunun cari hesap borçlarına ilişkin olduğunu ,vergi ve SGK borçlarının ibranameye konu edilmediğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla ibraz ettiği istinaf dilekçesinde;Yerel mahkeme kararının “sözleşmelerin sonradan düzenlendiği için geçersiz olduğu, temsilcinin özen borcuna aykırı hareket etmemesi gerektiği, sözleşmelerdeki imzayı atanların kötü niyetli çifte temsilci olduğu, müvekkili şirketin amacına hizmet etmeyen, şirkete menfaat sağlamayan işlem ya da sözleşmelerin geçerli olmadığı, temsilcilerin kendi kendine işlem yapması bağlamında Ortaklık Sözleşmelerinin müvekkil …’un menfaatlerine olağanüstü ölçüde zarar vermesi sebebiyle geçersiz olduğu, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğu, böylece takas ve mahsup talebinde bulunabileceği” gerekçeleri de eklenerek kararın düzeltilmesini talep etmiştir 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup 01/02/2008 tarihli Ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyaya celp olunan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; alacaklı … tarafından borçlu Tasfiye Halinde … Tic Ltd Şti aleyhine 01/02/2018 tarihli ortaklık sözleşmesinin 2. Maddesi ve 26/06/2014 tarihli Yeminli Mali Müşavir Raporuna dayanarak alacaklı şirket tarafından yapılan 558.575,04 TL vergi ve 167.052,20 TL SGK ödemesine ilişkin 725.627,34 TL alacağın tahsili talebiyle 28/11/2014 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, borçlu vekilinin süresi içinde ibraz ettiği dilekçesi ile asıl borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, takip alacaklısının takip değeri üzerinden harçlandırdığı iş bu dava ile itirazın iptali talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Takip ve davaya dayanak teşkil eden 01/02/2008 tarihli Ortaklık Sözleşmesi … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş ve … Tic. Ltd. Şti arasında imzalanmış olup bu sözleşmede;”1-… şirketler grubunun 01/02/2008 tarihindeki borç toplamı 10.529.206,00 TL’dir. (Vergi ve SSK borçları dahil) 2- … gerekli olan nakit katkıyı yapacak, ayrıca piyasadaki itibarı ile hammadde alım- larını yapacak ve bu suretle … ve …’ya ait fabrikaları daha verimli bir şekilde çalıştırarak borcun döndürülmesini ve sonunda kapatılmasını sağlayacaktır. 01/02/2008 tarihi itibariyle … ve …’nun vergi ve SSK borçları ile bu tarihten sonra oluşacak vergi ve SSK ödemeleri de … tarafından yapılacaktır. İşbu sözleşmenin imza tarihinden itibaren altı ay içinde …’in % 50 hissesi … ve …’ya veya gösterecekleri kişilere devir edilecek. Borcun kapanması ile beraber … ve …’nun aşağıdaki Ek-1 ve Ek -2 de zikredilen mal varlığı da …’e bila bedel devir edilecektir. 3-Bu nedenle … in ödediği veya ödeyeceği mezkur borçlar ve bundan sonraki üretim ve finansal giderleri … veya … ve /veya ortaklarına borç yazılmayacaktır. 4- Bu sözleşmenin imza anından itibaren … ‘in hukuki ve fiili yönetimi “…’ de ve … da, olacağı için , … grubunun” imza yetkisi de bulunmadığından … / … firmalarına ve/veya ortaklarına herhangi bir borç tahakkuk ettirilmeyecektir. 5-İş bu sözleşme tek nüsna olarak tanzim ve imza edilmiş olup, … Ltd.Şti tarafından ödenecek ve iş bu sözleşme … Ltd.Şti tarafından muhafaza edilecektir. … ve …’nun …’e devir edilecek varlık detayı şunlardan oluşmaktadır: 1- …: … fabrikası gayrimenkulü ve makine parki (EK 1) 2- … fabrikası makine parki (Gayrimenkul hariç) (EK 2) (… fabrikasındaki makine parkı …’in aktifindedir)” denilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile ıslah dilekçesinde, takip ve dava konusu alacağın müvekkili şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını , müvekkili şirketin yeni ortaklarının devir sırasında bu borçlardan haberdar olmadığını, ya eski ortaklar tarafından borçların kötü niyetli olarak gizlendiğini, ya da müvekkilinin eski ortağı iken davacının yeni ortağı durumundaki kişilerce bu sözleşmenin sonradan düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu iddia etmiş ise de ; dava konusu borcun davalının defterine kayıtlı olmaması böyle bir sözleşmenin var olmadığı anlamına gelmeyeceği gibi, davalının eski ortaklarının ,hali hazırda davacı şirketin ortağın olması durumunun de sözleşmenin sonradan düzenlendiği ve hukuken geçerli olmadığı sonucunu doğurmayacaktır. Söz konusu sözleşmenin iptal veya feshi yönünde tarafların irade açıklaması veya mah- keme kararı bulunmamaktadır. Diğer yandan davalının faaliyet alanına amacına hizmet etmediği, müvekkilinin men- faatlerine zarar verdiği ve geçersiz olduğu yönündeki davalı savunması dosya kapsamına göre itibara layık görülmemiştir. Davacının dayanak ortaklık sözleşmesi kapsamında dava konusu SGK ve vergi ödemesini davalıya rücu edip edemeyeceği hususuna gelince; TBK’nun Karşılıklı borç Yükleyen Sözleşmeler ile ilgili ” İfada Sıra” başlıklı 97. Mad- desinde ” Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşul- larına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” denilmiştir. Taraflar arasındaki 01/02/2008 tarihli Ortaklık Sözleşmesi de her iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme sözleşmenin imzalanmasından sonra 15/05/2008, 01/10/2008 tarihlerinde birer kez ve 06/03/2009 tarihinde 2 kez olmak üzere 4 kez tadil edilmiştir. Buna rağmen finansman güçlüğünün devam ettiği, mali krizin aşılamadığı ,bu nedenle … firmasına devredilecek malvarlığının Finansal Kiralama kapsamında, … Finansal kiralama şirketine satılmasına karar verildiği, daha sonrasında taşınmazların … A.Ş. tarafından Beyoğlu …. Noterliği’nin 06/01/2012 tarih ve… yevmiye no’lu Düzenleme şeklinde Finansal Kiralama Tadil Sözleşmesi ile ana sözleşmede belirtilen tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte … Tic. Ltd. Şti.’ne devredildiği, celp edilen tapu kaydına göre taşınmazın halen bu şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar 01/02/2008 tarihli sözleşmede vergi ve SGK borçlarının davalı şirket tarafından ödenmesi kararlaştırılmış ise de , yukarıda belirtildiği üzere dava konusu sözleşmenin her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu, sözleşme kapsamında malvarlığının davalıya devrini borçlanan davacı bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden BK 97 maddesi gereğince , karşı tarafın ediminin ifasını talep edemeyecektir. Davacı vekili; davalının kötü niyetli davranarak taşınmazları kendi üzerine almadığını, dava konusu malvarlığının davalı şirketin bilgisi dahilinde … Mutfak şirketine devredildiğini, adı geçen şirket ile davalı şirketin aynı aileye (… Ailesine)ait olduğunu, sonuçta taşınmazların fiilen davalıya devredilmiş olduğunu iddia etmiştir. Adı geçen şirketlerin aynı aileye ait olması davalının sözleşmeden kaynaklanan haklarının ortadan kalktığı ve davacının malvarlığını davalıya devir yö- nündeki borcunun sona erdiği anlamına gelmeyecektir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde ;”dava konusu taşınmazın … Mutfak şirketi adına kaydı ile ilgili olarak İstanbul 22 Asliye Hukuk 2018/519 Esas sayılı dava dosyası üzerinden tasar- rufun iptali davası açıldığını ve davanın derdest olduğu”nu beyan etmiş ise de; tasarrufun iptali davası sonunda verilecek kararın eldeki uyuşmazlığın çözümü noktasında yargılamaya bir katkı sağlamayacağı değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/02/2022