Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/679 E. 2021/994 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/679
KARAR NO: 2021/994
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2020/398 E – 2020/361 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının belirtilen adreste araç ses sistemi markasının Türkiye distribütörü olarak yetkili servis hizmeti verdiğini, davalının kendisine ait … plakalı aracı ile bir trafik kazasına karıştığını ve kaza neticesinde aracın oldukça maliyetli olan ses sisteminin arıza yaptığını, davalının ses sisteminin tamiri hususunda aracını -yetkili servis olarak- davacıya bırak- tığını, müvekkilinin değiştirilecek parçaları temin ederek araç tamir işlemini gerçekleştirdiğini ve davalı adına fatura düzenlediğini, ancak davalının “borcun sigortadan alınması”nı talep ederek ödeme yap- madığını, davalının sigorta firmasının da davalının kazadaki kusuru nedeniyle hasar dosyasını red- dettiğini, bu nedenle davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının yetkiye ve borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi henüz davalıya tebliğ edilmemiş, dilekçeler aşaması tamamlanmamıştır. İlk Derece Mahkemesince: Davalı yanın tacir olmadığı, dava konusunun da mutlak ticari davalardan olmadığı, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği gerekçesi ile göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114 ve 115 md gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.İstinaf Başvurusu : Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aleyhe açılan davayı kabul etmemekle birlikte mahkemenin görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin kararına katılmadıklarını, İlamsız icra takibinde tarafların tacir olup olmadığı ve alacağa dayanak belge ve senetlerin niteliğinin görevli mahkemenin tespitinde önem arz ettiğini, takibe konu fatura konusu iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ise Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olacağını, iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili değilse yada borçlunun ticari işletmesi yoksa şahsına düzenlenmiş ise yahut borçlu esnaf olup fatura esnaf işletmesi ile ilgili ise görevli mahkemenin HMK 2. maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemesi’nin olacağını, yani Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevini belirlemede ticari işletmenin ayrıcı bir unsur olduğunu, faturanın muhatabı ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi ise tüketici mahkemesinin görevli olacağını, Davalı müvekkilinin haksız olarak düzenlenmiş faturanın muhatabı olduğunu, ancak somut olayda ticari ve mesleki amaçla hareket etmediğini, “Tüketici” sıfatı taşıdığını, davanın Tüketici Mahke- me’lerinin görev alanına girdiğini beyanla ilk derece mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, araç tamir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili hususunda girişilen takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı tarafça dava, Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilmiş, Ticaret Mahkemesi’nce “uyuş- mazlığın ticari dava niteliği arz etmediği” ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmiştir. TTK 4.maddesinde ” (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e)Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f)Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” denilmek suretiyle mutlak ticari davalar sayılmıştır.TTK 5.maddesinde de Ticaret Mahkemesinin görev alanı ” (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesi’nde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok Asliye Ticaret Mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca, Asliye Ticaret Mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. (3) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. (4) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” denilerek tanımlanmıştır. 6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde : “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargıla- manın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu açıklamalan ışığında somut olay ele alındığında, İstinaf incelemesine konu dava, TTK 4/2 md de sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak nispi ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafının da tacir olması ve uyuş- mazlığın iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir. Tarafların ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrah- larının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, Tamir sözleşmesine konu araç kaydının celbi ile ticari araç niteliği taşıyıp taşımadığının, Ayrıca davalının 6502 sayılı yasa anlamında “tüketici ” vasfı taşıyıp taşımadığının değer- lendirilmesi buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması, Neticede; taraflar tacir ve uyuşmazlık ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahke- mesi olarak devam edilmesi, Davalının “tüketici” vasfı taşıması halinde Tüketici Mahkemesi’ne, tüketici veya tacir vasfının söz konusu olmaması halinde de Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edildiğinden, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, eksikliği tespit edilen hususlar yeniden inceleme gerektirdiğinden HMK 353/1-a-6 md gereğince dosyanın ilk derece mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/03/2021