Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/677 E. 2021/984 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/677
KARAR NO: 2021/984
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2020
NUMARASI: 2019/83 E – 2020/183 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında 01/06/2016 tarihinde … bayii devri konusunda %50 ortaklık sözleşmesi yapıldığını ve sözleşme çerçevesinde 100.000,00 TL kaporanın davalıya verildiğini, davacının yaptığı araştırmada, dava konusu işyerinin …’in yetkili bayisi olmadığını ve davalının borca batık olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine cayma hakkını kullanarak Kartal … Noterliği’nden 09/06/2016 tarih ve … yevmiye no ile davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının ödeme yapmayacağını bildirdiğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini ve haksız yere takibe itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, sözleşmeden cayma akçesi olarak yazılı olan miktarın geri istenemeyeceğini, davalının … A.Ş.’ den almış olduğu uygulama bayiilik sözleşmesi ile sahibi olduğu … dışında da bu ürünlerin kullanımı konusunda 15/05/2016 tarihinde izin aldığını, alınmış olan izinden sonra davacı ile sözleşme imzalandığını, dolayısıyla … uygulaması yapma hakkının mevcut olduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını beyanla, davanın reddine davacı tarafın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince: davanın kabulüne karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu : hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın Kanıtlar ve Gerekçeler bölümünün 2. paragrafında dava konusu 100.000-TL’nin kapora bedeli olarak yazıldığını, ancak söz konusu paranın kapora bedeli değil “Alım-satıma İlişkin Olarak Taraflar Arasında Cayma Akçesinin Verilmesine Dair Akit” gereğince alınan Cayma Akçesi olduğunu, TBK madde 178 maddesinde “Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sdözleşmeden caymaya yetkili sayılır. Bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır, ….” şeklinde düzenleme yapıldığını, Davaya esas cayma akçesi verilmesine dair akdin, satışa konu gayrimenkulun bilgileri kısmında “Yenibosna … mah. … Sk. No :… …- … %50 ortaklık” şeklinde kayıt bulunduğunu, bu kayıtta … bayii ve “… ürünleriyle Uygulama” veya başka bir açıklama yer almadığını, cayma akçesindeki “…” ibaresinden “…” bayisi anlamı çıkarılamayacağını, davacının iddiasını ispat edemediğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını, davanın reddi ile müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davalının oto yıkama kuaför işi ile uğraştığı, Nişantaşı’nda bulunan merkez işyerinde, dava dışı … A.Ş’den aldığı yetki ile … uygulaması yaptığı, davalının aynı zamanda Yenibosna’da şubesinin bulunduğu, tarafların 01/06/2016 tarihinde Yenibosna Şubesi’nin % 50 ortaklığının davacıya verilmesi için sözleşme yapmak hususunda anlaştıkları, bu kapsamda davalıya cayma akçesi adı altında 100.000,00 TL para ödendiği, davacının sözleşmeden vazgeçmesi halinde yaptığı ödemenin iadesini talep etmemeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Davalı söz konusu paranın kendisine ödenmediği hususunda bir itirazda bulunmamakta, cayma akçesi olarak ödendiğinden bahisle iade edilemeyeceğinden bahsetmektedir. Emsal Yargıtay kararlarına göre akdi yapanlardan birisi tarafından, önceden diğerine ödenen pey akçesi (kapora) veya cayma akçesi de ceza şartı gibi borcu kuvvetlendirmeye yarayan fer’i bir şarttır; bu bakımdan esas akit geçerli olmadığından fer’i şart da geçersizdir. Geçerli olmayan bir akit dolayısıyla ödenmiş bulunan pey akçesinin (kaporanın) geri verilmesi, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istenebilir. (Yargıtay 3 HD 2017/1137 E, 2018/11653 K, 15/11/2018) Pey akçesi; bir sözleşme yapılırken, taraflardan birinin öbür tarafa sözleşmenin yapıldığına delil olmak üzere verdiği bir miktar para veya başkaca taşınır bir maldır. Pey akçesine “kapora” da denir. Pey akçesi bir cayma parası değildir, ancak sözleşmenin bir kanıtıdır. Cayma parası ise, taraflara sözleşmeden serbestçe cayabilme yetkisi veren bir miktar paradır ve uygulamada, cayma akçesi, zamanı rücu, pişmanlık akçesi isimleriyle anılmaktadır. Bu ayrımı göz önüne alan kanun koyucu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 177. maddesinde 156 maddesinin I ve II. fıkralarını kapsar şekilde bağlanma parası, 178. maddesinde ise 156/III. fıkrayı kapsar şekilde cayma parasını düzenlemiştir. Her ne kadar davacı sözleşme konusu iş yerinin yetkili Meguiars bayisi olduğu kanısı ve bu işyerine ortak olma düşüncesiyle söz konusu parayı ödemiş ise de, sözleşme konusu iş yerinin yetkili Meguiars bayisi olmadığı, esasen taraflar arasındaki ortaklığın hukuki imkansızlık nedeniyle geçersiz olduğu, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre ödenen paranın iadesinin gerektiği, keşide olunan ihtar- nameye rağmen ödenmediği, icra takibinin de haksız itiraz ile durduğu tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 6.831,00 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.708,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,00 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/03/2021