Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/662 E. 2021/875 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/662
KARAR NO: 2021/875
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2020/711 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 23/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen ara kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İlk derece mahkemesinde derdest bulunan davada ,davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın müvekkili şirketler ile davalı arasında Beyoğlu … Noterliğinde akdedilen 09.05.2011 tarihli, … yevmiye sayılı ve “Adi Ortaklık Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeye istinaden tesis edilen “… Ortak Girişimi” unvanlı adi ortaklık ilişkisinin sona erdirilmesi ve tasfiyesi ile bu tasfiyeyi müteakip davalı ortağın diğer ortaklara karşı olan borcunun ifasına ilişkin olduğunu, sözleşmenin 3. maddesinde konusunun ve ortaklığın amacının düzenlendiğini, yine bu sözleşme ile hukuki ilişkinin tarafı olan ortaklara bir takım yükümlülükler yüklendiğini, her ortağın sözleşme uyarınca yerine getirmesi gerektiği edimlerin neler olduğunun ortaya konulduğunu, taraflar arasında koşulları ihtiva edecek şekilde imzalanan sözleşme ile kurulan … Ortak Girişimi’nin, İstanbul İli. Ataşehir İlçesi, … Mahallesi, … Ada … Parsel Kat Karşılığı Konut İnşaatı işini üstlendiğini, bu alan üzerinde prestijli konut projelerinden biri olan “…” projesini hayata geçirdiğini, ortaklık sözleşmesinde öngörülen tüm edimlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, davalının ise ortaklık sözleşmesinden doğan edimlerini hiçbir zaman ifa etmediği gibi, ortaklıktan yüklü miktarda borç aldığını ancak bu borcu bugüne kadar yapılan tüm taleplere karşın ödemekten kaçındığını, davalının, ortak girişim dolayısı ile müvekkil şirketlere karşı 15.259.614,35-TL tutarında ana para, 6.497.787,94-TL tutarında da adat faizi borcu bulunduğunu, ortaklık cari hesapları incelendiğinde davalının toplam 21.707.763,96 TL tutarında borcu bulunduğunun anlaşıldığını beyanla, davalı borçlunun mal varlığı üzerine dava konusu kadar teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı uygulanmasını, mahkeme aksi kanaatteyse teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 22/12/2020 tarihli ara karar ile, İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için vadesi gelmiş bir para borcunun varlığı ile borçlunun mallarını kaçırma amacına yönelik işlemler yapması ya da belirli bir yerleşim yerinin olmaması gerekmekte olup, mevcut dosyada davacı tarafça sunulan delilere göre bu aşamada alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemediği, yargılamaya muhtaç olduğu ve davalının mallarını kaçırmaya yönelik işlemler yaptığına yönelik bir emarenin bulunmadığı, belirli bir adresinin olduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlığa konu ortaklıktaki edimlerini hiçbir şekilde ifa etmeyen ve aksine ortaklığın işleyişini sekteye uğratan davalı tarafın, ortak girişime hiçbir katkı sağlamadığı gibi, kurulan ortak girişimden farklı tarihlerde yüksek miktarlarda borç para aldığı,davalının farklı tarihlerde almış olduğu borçların, ortaklık banka kayıtları ve ticari defterlerle sabit olduğu,davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir tüm sebeplerin mevcut olduğu, müvekkili şirketlerin haklarının korunması için davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği,davalı borçlunun üzerindeki taşınmazları muvazaalı şekilde 3. kişiler devrettiği duyumu alınmış olup, davalı borçlu adına kayıtlı olan ve geçmişte kayıtlı olup da 3. kişilere devri yapılan taşınmazlara ilişkin olarak tapu kayıtları dosyaya celp edilip incelendiğinde de durumun açık şekilde görüleceği, ayrıca ihtarnamelerin tebliğ şerhleri incelendiğinde davalının sürekli adres değiştirdiği ve kendisi tarafından keşide edilen ihtarnamelerde ikamet/tebligat adresi olarak bildirdiği adreslere dahi tebligat yapılamadığı, taraflar arasındaki tüm ihtarname süreçlerinin davalının vekilleri/avukatları aracılığıyla yürütülebildiği, ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına, davalı borçlunun mal varlığı hakkında teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi, aksi kanaat halinde teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesindeki derdest davada ,adi ortaklığın fesih ve tesfiyesi talebi ile dava açılmıştır.Davacı taraf yargılama sırasında ,davalının malvarlığı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. İİK.nun 257. maddesinde “İhtiyati haciz şartları” düzenlenmiştir. Bu hükme göre, müeccel bir alacak için kural olarak ihtiyati haciz istenemez. İstenebilmesi için, alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek hallerin varlığı şarttır. Bu haller İİK 257/2 maddesinde sayılmış olup, vadesi gelmemiş borçtan dolayı, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu nedenlerden birinin bulunması halinde ihtiyati haciz istenebilir. İİK 258. maddesine göre, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delil göstermeye mecburdur. Alacağın varlığını muayyen bir ihtimal dahilinde gösteren vakıaların ispat edilmesi yeterlidir. Dosyaya sunulan deliller kapsamında, İİK 257.md. çerçevesinde bu aşamada, davacı alacağının varlığının muayyen bir ihtimal dahilinde yaklaşık olarak ispat edilmediği anlaşılmış , mahkemece de istinaf konu ara karada,sözkonu maddedeki şartlar yönünden inceleme yapılmış,ayrıca yaklaşık isbat koşulunun bulunmadığı değerlendirilerek ,talep reddedilmiştir.Mahkemece ,verilen kararda İİK 257. md ve devamı maddeler kapsamında ve mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/03/2021