Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/659 E. 2021/3453 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/659
KARAR NO: 2021/3453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2017
NUMARASI: 2015/636 E – 2017/131 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın üyesi olduğu kooperatifteki 25 nolu bağımsız bölümün tapusu çıktığında söz konusu bağımsız bölümü davacıya devretmeyi 21/01/2009 tarihli adi sözleşme ile davalı gerçek kişinin taahhüt ettiğini, satış bedeli olan 90.000 TL nin ise davacının ortağı olduğu diğer davacı şirkete intikal eden çek, senet ve davalı gerçek kişinin ortağı olduğu diğer davalı şirkete verilen mallarla ödendiğini, ancak davalının söz konusu daireyi devir etmediğini, bilahare davalı gerçek kişinin talebi üzerine İstanbul … noterliğinde düzenlenen sözleşme ile kooperatif hisse devrinin davacıya yapıldığını buna rağmen tapunun davacı adına çıkarılmadığını, neticede de sözleşmenin feshedildiği nedeni ile satış bedelinin tahsili için başlatılan takibe ise itiraz edildiği ileri sürerek itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesie karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı şirket ile davalı şirketin dava konusu takibin tarafı olmadıklarını, görevli mahkemenin ise Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu zira ortada ticari ilişki bulunmadığını, yetkili mahkemenin Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin ise taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığını dolayısıyla davalının sorumluluğunun olmadığını geçersiz sözleşmede davacı taahhüdünün kooperatif hissesinin borçsuz devretmek olduğunu, noterden düzenlenen kooperatif hisse devri sözleşmesi ile de bunun gerçekleştiğini bu durumda tapu devrinin kooperatifin yapması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” davalının sözleşme çerçevesinde borçsuz şekilde kooperatif hissesini davacıya devir etmekle yükümlülüğünü yerine getireceği de kararlaştırılmış olduğundan ve bu edim davalı tarafından yerine getirilmiş olduğunun dosyaya sunulan yazılı delille kanıtlanmış olduğundan davanın bu davalı hakkındaki davasının yerinde olmadığı ayrıca açılan dava itirazın iptali davası olduğundan ve takip talebine davanın sıkı sıkıya bağlılığı prensibi gereğince diğer davalı … Ltd’nin davada pasif husumeti olmadığı ve bu sebeple aleyhindeki davanın usulen reddinin gerektiği ve diğer taraftan taraflar arasındaki ihtilafta temel ilişkide sözleşmenin tarafı olmayan davacılardan … Ltd. Şirketinin de usulen aktif husumet ehliyeti olmadığı anlaşılmış olup açıklanan gerekçelerle davalılardan … hakkındaki davanın yerinde görülmediği için ve diğer davalı … Ltd hakkındaki davanın da pasif husumet yokluğundan reddine, ve taraflar arasındaki ihtilaf çerçevesinde davacının ve davalının kötü niyetli olduklarının ayrı ayrı kabul edilememesi ve davacı gerçek kişinin artık yapması gerekenin sadece edimini yerine getiren davalı ile akdettiği noter hisse devir sözleşmesi gereğince kooperatife başvurması gerekmiş olduğu dikkate alınarak haksız ve kötü niyetli olduğu kabul edilemeyen davacı tarafın aleyhindeki kötü niyet tazminatı talebinin reddine” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemece hukuki uyuşmazlığın konusunda yanılgıya düştüğünü, sanki taraflar hisse devri hususunda anlaşmışlar gibi hatalı değerlendirme ile davalıların sözleşmede yüklendikleri tapu devri yükümlülüğü yerine getirilmemesi göz ardı edilmek suretiyle karar verildiğini, davalı …’nın sözleşmeden doğan edimini yerine getirmediğini, aktedilen sözleşmede varılan mutabakat, 90.000 tl karşılığında bağımsız bölüm yani dairenin tapusunun devri olduğunu, davalı tarafın, tapu devri aşamalarında daha az masraf yapılması için kooperatif hisselerini müvekkiline devretmeyi teklif etmesiyle taraflar 29.06.2009’da İstanbul … Noterliğinin … yevmiye numaralı işlemiyle 5.000,00 TL karşılığında hisse devri sözleşmesi imzaladıklarını hisse devri sözleşmesinden sonra da bağımsız bölüme ait tapu çıkmadığını ,, davalı tarafın müvekkilini oyalamaya devam ettiğini, iki buçuk yıldan fazla geçen zamana rağmen hala tapu devrinin gerçekleştirilmemesi üzerine müvekkilinin 02.08.2012 tarihinde İstanbul … Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … Blok … numaralı dairenin 12.01.2009 tarihli sözleşmedeki gibi borçsuz ve bitmiş olarak teslim edilmemesi nedeniyle satış sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirttiğini, sözleşme bedeli olan 90.000,00 TL’nin 7 gün içinde ödenmesi gerektiğini ihtar ettiğini, davalılar hakkında Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin dayanağını 12.01.2009 tarihli sözleşme ve istanbul …noterliği’nin 02.08.2012 t. ve … y. nolu ihtarnamesi oluşturduğunu, davacı müvekkilinin 90.000 TL’yi ödediği çeklerin her birinin üzerinde davalı … tarafından yazılı ve imzalı “ … blok daire … için/istinaden alındı ” şeklinde ki şerh ile açık olduğunu, müvekkili firmanın kendisine ait çek, bono ve faturayı davalı firmaya devrettiğini, karşılığında da dava konusu dairenin tapusunu almayı kabul ettiğini, … blok … nolu dairenin tapulu olarak müvekkiline teslimi olduğu hususu, tarafların anlatımı, tacir tarafların ticari defter ve kayıtları, müvekkil firma tarafından verilen tüm evrakların, ( çek bono v.d.) davalılar tarafından, “…..d blok daire 25 için alındı, istinaden alındı….” açıklaması şerhi ile teslim alınmış olması ile sabitt olduğunu, tarafların gerçek iradenin hisse devri arzusu yönünde olmadığı açık ve net olduğunu, 12.01.2009 tarihli SATIŞ SÖZLEŞMESİ’nin 2.Paragrafında “……. S.S.Onurcan Konut Yapı Kooperatifi’ne kayıtlı İstanbul ili B.Çekmece İlçesi … köyğnde vaki ve kain tapunun … pafta …-… ada … parsel numaralarında kayıtlı .. Blok No:… deki Dairenin kooperatif devrini, borçsuz bir şekilde …’a yapacaktır….”, 4.Paragrafında “…Dairenin Tapusu çıktığında, …’a tapu devri yapılacaktır. tapu çıkana kadar, kooperatif hissesi borçsuz şekilde devredilecektir…..” hükmünün taraflar arasında kabul edildiğini, sözleşmenin 4.paragrafında açıkça devrin tapu çıktığında yapılacağı düzenlendiğini, kooperatif hukuku gereği hisse devri mülkiyet devri olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Dava, taraflar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesi gereği taşınmazın tapu devrinin yapılmadığı iddiasıyla ödenen bedelin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 12.01.2009 tarihli sözleşme ile davacı-alıcı … ile davalı-satıcı …’a arasında … Blok … nolu dairenin kooperatif devrinin borçsuz şekilde yapılacağı, bu darie karşılığı 90.000,00 TL bedelli senetlerin verildiği, dairenin tapusu çıktığında …’a tapu devrinin yapılacağı, tapu çıkana kadar kooperatif hissesinin borçsuz şekilde devredileceğinin kararlaştırıldığı, İstanbul … Noterliğinin 29.06.2009 tarih ve … yevmiye nolu kooperatif hisse devir sözleşmesi gereğince de … tarafından …’a kooperatif hissesinin devrinin yapıldığı görülmektedir. Buna göre, taraflar arasın sözleşmenin varlığı ile hisse devir sözleşmesi konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece, hisse devir sözleşmesinin 1163 sayılı Kanun’un uyarınca kooperatife verilerek üyelik devrinin yapılıp yapılmadığı, kooperatifçe genel kurulda peşin ödemenin kabul edilip edilmediğinin araştırılmadığı, davacının hisse devri nedeniyle ödemesi gereken aidat borcu olup olmadığının kooperatif başkanlığından sorulmadığı, kooperatifin amacının gerçekleşerek ferdileşmeye geçip geçmediği hususlarının da araştırılıp değerlendirilmediği, bilirkişi incelemesinin bu araştırmalar yapılmadan hükme esas alınmayacağı, yetersiz inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, davanın itirazın iptali talebine ilişkin olup takipte davacı ile davalı şirketlerin alacaklı ve borçlu olarak yer almadığı ve taraf sıfatlarının olup olmadığının da değerlendirilmediği, bu konudaki itirazların karara bağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacının istinaf isteminin kabulüyle, HMK’nın 353/1-a-6 maddeleri gereğince kararın kaldırılarak öncelikle davacı ve davalı şirketler yönünden taraf sıfatının değerlendirilmesi, kooperatif başkanlığından yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanarak 12.01.2009 tarihli sözleşme gereği davalının edimini yerine getirip getirmediği değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/12/2021