Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/625 E. 2021/3385 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/625
KARAR NO: 2021/3385
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2020
NUMARASI: 2016/14 E – 2020/495 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı müvekkili … Sanayi sitesi … N:..’deki adına olan işyerinde eşi … ile birliket motor Tamir ve Bakım işi ile uğraştığını, davalı … ve kardeşi …’ın Kartal-Soğanlık hattında 2-3 adet hat minibüsleri olduğunu, 15/10/2012 tarihi ile 23/11/2012 tarihleri arasında bu minibüslerin motor tamir ve bakımı müvekkili işyerinde yapıldığını, bunun karşılığında davalının kardeşi … tarafından borcun karşılığında davalının adına keşideli 3 adet çek verildiğini, davalı tarafa bu çeklerden ilki olan tarih ve miktarı olanın ödediğini, ancak daha sonraki iki çeki ödemediğini, daha sonra İstanbul 27. Asliye Ticaret Mahkemesinde … tarafından 2013/85 esas nolu ile bu iki çeki kaybettiğinden bahisle dava açıldığını ancak bu dava çekler ortaya çıkığı için konusuz kaldığını, davaya konu olan 2 adet çek arkası yazılmamış bulunan ancak Asliye Ticaret Mahkemesinde yargılamaya konu olan çekler olduğunu, bu çekler ilgili olarak açılan iptal davasında müvekkili davacının haklı olduğu anlaşıldığını ve davalı keşidecinin iddia ettiği çekleri kaybetmediğini ve kötüniyetli hareketle sırf çekten doğan borcu ödememek için bu yollara başvurduğunu, davanın kaublü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasına davalının yaptığı haksız itirazın iptaline, takibe konu 2 adet çek bedeli olan 10.000-TL’nin keşide tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi , çek tazminatı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı tarafın itirazı, haksız ve kötüniyetli olduğundan %20 kötüniyet tazminatının davalı tarafından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davaya konu takipte adı geçen minibüslere müvekkili bakım işlemi yaptırmadığı gibi adı geçen minibüsler müvekkiline ait olmadığını, dava dilekçesi tamamen soyut taleplerle dayalı olduğunu, davacı taleplerini somutlaştırmadığını, bu konuda haklı beyan ya da delil ileri süremediğini, müvekkili bakımından husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davaya konu takipte yer alan çekler hakkında zayi davası açıldığını, bu davanın içeriği dikkate alındığında huzurdaki davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, davacının itirazın iptali taleplerinin reddi ile davanın usul ve esas bakımından reddine, davaya konu takipte yer alan 2 adet çek bedelinin tahsili talebinin reddine, ticari reeskont faiz taleplerinin reddine, davacının kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, bilakis davacı yanın takibi başlatmakta haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle müvekkili lehine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin dava taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından” icra takibine konu olan alacak hakkında, takip talebi borç ve açıklamasında belirtilen hizmetin, davacı ile davalının kardeşi … arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, her ne kadar başkaca çeklerin davalı tarafından ödendiği iddia edilmiş ise de ödenen çekler haricinde hizmet yönünden bakiyenin ispata muhtaç olduğu ve davalıya hizmet verildiği yönünde bilgi ve belge bulunmadığı hatta taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu yönünde dahi tespit yapılamadığı, her ne kadar çekler illetten mücerret olsa bile, davacının davalıdan hizmet nedeniyle alacaklı olduğunun iddia ve savunmaya göre, ispat edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin eşi … ile birlikte motor tamir ve bakım işi ile uğraştığını, davalı … ve kardeşi …’ın Kartal –Soğanlık hattında 2-3 adet hat minibüsleri olup 15.10.2012 tarihi ile 23.11.2012 tarihleri arasında bu minibüslerin motor tamir ve bakımını müvekkilinin işyerinde yapıldığını, bunun karşılığında davalının kardeşi … tarafından borcu karşılığında davalının adına keşideli 3 adet çek verildiğini, bu çeklerin … nolu-5000 TL.lik-10/9/2013 keşide tarihli , … nolu-5.000 TL.lik-10/4/2013 tarihli olduğunu, ilk çekin ödendiğini, diğer iki çekin ödenmediğini, İstanbul 27.Asliye Ticaret Mahkemesinde … tarafından 2013/85 esas nosu ile bu iki çeki keybettiğinden bahisle dava açıldığını, çekler ortaya çıktığı için konusuz kaldığından bahisle karar verildiğini, davalının kardeşi … tarafından çekler ortaya çıktıktan sonra İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/1136 esas nosu ile çeklerin istirdadına ilişkin dava açıldığın, bu davanın reddine karar verildiğini, davalının icra dosyasına yaptığı itirazda davaya konu çeklerin kardeşi ile ilgisi olmadığını,minibüslerle ilgisi olmadığını bildirdiğini, çek iptalleri davasını …’ın kendisinin açmadığını, … tarafından açıldığını, çekleri borcu karşılığında müvekkilinize getirenin … olduğunu, minibüsleri beraber işlettiklerini, davalı keşidecinin iddia ettiği çekleri kaybetmemiş bulunduğu ve kötüniyetli hareketle sırf çekten doğan borcu ödememek için bu yollara başvurduğunu, ticaret mahkemesinde iptal davası konusu olmuş olan davaya konu iki adet çek’in artık yazılı delil haline gelmiş bulunduğunu, ispat yükünün davaya konu çeklerle ilgili görülen davalardan sonra artık 2 adet çekin bedelini ödeyip ödemediği, niçin keşide edilip verildiği hususlarında ispat yükü davalı tarafa ait olduğunu, çeklerdeki imzanın inkar edilmediğini, davalının TTK 659/3.maddesine istinaden çeklerin “rızası hilafına elinden çıktığını” def’i olarak ileri sürmediğini, TTK.nun 730. maddesinin yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 644. maddesinde öngörülen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciye başvurulabileceği düşünülüp uyuşmazlığın bu yönden de değerlendirilip davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay19. Hukuk Dairesinin E. 2004/3416,K. 2005/778,T. 4.2.200 kararındada benzer nitelikli itirazın iptali davasında davanın sadece aradaki temel ilişki açısından değil sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarakta değerlendirilip sonuçlandırılması kararı verildiğini, çekin kambiyo senedi olup asıl borç ilişkisinden mücerret başlı başına ispat gücü olan bir kıymetli evraktır olduğunu, çekin keşide edilmesiyle kural olarak asıl borç ilişkisinden bağımsız yeni bir alacak hakkı oluştuğunu, mücerret alacak hukuki bir sebebi olmadığı yada hukuki sebebin ortadan katlığı hallerde dahi geçerliliğini koruduğunu ileri sürmüştür. Araç tamir bedeli için verilen çeklerin ödenmediği iddiasıyla başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava, süresinde bankaya ibraz edilmeyen çeke dayalı keşideci yönünden sebepsiz zenginleşme, ve temel ilişkiden doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Dosya kapsamından, davaya konu çeklerin keşidecinin davalı olduğu, hamiline yazılı olduğu, çek arkasında …’ın cirosu yoluyla …’a, diğer çekin ise … A.Ş.’ye geçtiği anlaşılmaktadır. İstanbul 27. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2013 Tarih 2013 / 85 E- 2013 / 224 sayılı kararıyla ” Dava konusu çeklerin zayii olmadığı, müdahil elinde bulunduğu için dava konusu çeklere ilişkin istirdat davası açması konusunda davacı vekiline süre verildiği, davacı vekili tarafından da süre içerisinde tedbir talepli istirdat davası açıldığı” gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir. İstanbul4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.12.2104 tarih ve 2014/1136 E-2014/400 K sayılı kararıyla davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan çek istirdatına ilişkin olduğu, mahkemece davacının hangi hukuki sebeple çeklere hamil olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çekle ilgili kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir ve taraflar arasında temel ilişki varsa alacaklı bu çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanabilir ve alacağını her türlü delille kanıtlayabilir. Temel ilişki bulunmaması halinde ise sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak keşideci hakkında alacak talebinde bulunması mümkündür. YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 19.01.2021 tarih ve 2020/3570 E-2021/125 K sayılı ilamında “Dava, kıymetli evrak niteliğinde bulunan ve ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz edilmeyen çek nedeniyle alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca, süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde yetkili hamil sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciden alacağın tahsilini isteyebilir. Sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükümlülüğü keşidecide olup, keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamalıdır. Somut olayda davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması gerekmekte olup, mahkemece ispat külfetinde yanılgıya düşülerek davacı tarafın bilirkişi ücretini yatırmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denmiştir. YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 02/03/2015 tarih ve 2014/18019 E- 2015/2780 K sayılı ilamında da ” davacı dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davasını sebepsiz iktisap davası olarak nitelendirmemiş, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu iddia ederek delil olarak da süresinde ibraz edilmeyen çeke dayanmıştır. Bu durumda, mahkemece davanın sebepsiz iktisap davası olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir. Şu halde, davacının dava dilekçesinde davalının minibüslerinin tamir ve bakım işlerini yaptığı, bedelin çekle ödendiğini ileri sürdüğü, keşidecinin sebepsiz zenginleştiği iddiasında bulunmadığı anlaşılmasına göre taleple bağlı kalınarak davanın taraflar arasındaki temel ticari ilişki bulunduğu iddiası kapsamında çözülmesi gerekmektedir. Davacı temel ilişkiyi kanıtlayacak delil sunamamıştır. Bu itibarla, davacının dayandığı temel ilişkiyi kanıtlayamadığı nazara alındığında ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/12/2021