Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/610 E. 2022/695 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/610
KARAR NO: 2022/695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2016/680 E – 2019/397 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;müvekkilinin … Mah. … Cad. … Sk. No:… Beşiktaş/İstanbul adresindeki işyerini 05.01.2014 tarihinde kiralayarak “Eğlence Mekanı” açmak üzere vergi açılışı yaptığını, ancak müvekkilinin sektördeki sıkıntılar nedeniyle dava konusu yerde dava dilekçesi tarihine kadar ticari faaliyetine fiilen başlayamadığını, müvekkilinin abone olmak için davalı kuruma 23.05.2014 tarihinde başvurduğunu, ancak başvurusunun herhangi bir gerekçe gösterilmeden cevapsız bırakıldığını, müvekkilinin mekanda çıkacak sanatçı ile anlaşma yaparak 09.03.2016 tarihinde davalı kuruma abone olmak için yeniden başvuru yaptığını, müvekkilinin başvurusu ile yapılan tespitte; “Evraka istinaden gidilen mahalde yapılan tespitte … nolu tesisatta kayıtlı … Marka (3X10) … seri nolu sayacın mahalde takılı olduğu tespit edildi. … nolu tesisatın aboneliği olmadığından enerjisi kesilmiş olup, … nolu tesisata abonelik yapıldıktan sonra açma servisi tarafından sayacın enerjisinin açılması uygundur” tespitinin yapıldığını, bu tespit üzerine müvekkilinin abonelik sözleşmesi yapmak için davalı kuruma başvuru yaptığını, ancak müvekkilinin sözleşmesel ve hukuki olarak hiçbir sorumluluğu olmadığı halde borcuna kefil olması halinde ancak abone sözleşme talebinin karşılanacağını aksi halde abone sözleşmesinin yapılmayacağının cevabı karşısında mekanını açmak zorunda olduğundan kefillik ile ilgili belgeyi 18.03.2016 tarihinde imzaladığını, Kefillik Belgesi imzalandıktan sonra davalı kurumun müvekkili ile 18.03.2016 tarihinde abonelik sözleşmesi imzaladığını, dava konusu borcun müvekkilinin işletmeye başladığı 01.05.2014 tarihinden önceki döneme ait bir borç olduğunu, müvekkilinin abone sözleşmesi yapılmaması üzerine ticari faaliyetine devam etmek için ölçü devresindeki sayaçtan elektrik kullanmaya başlamak zorunda kaldığını, ancak davalı kurumca tespit edilen güç üzerinden bedelin iki katı oranında tahakkuk edilen enerji bedelinin ticaret faaliyeti ile orantılı olmadığını, yapılan kefillik nedeniyle oluşan 18.03.2016 tarihli taksitlendirme protokolünün iptali ile 29.276,15TL borçtan müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, kiraladığı taşınmazdaki son abone olan … Tic. Ltd. Şti. ile 17.03.2014 tarihinde noterde İşletmenin Devri Sözleşmesi düzenlediğini, TBK m202 kapsamında bir işletmenin devrinin söz konusu olabilmesi için işletmenin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devredilmesi gerektiğini, buna göre ticari işletmeye ait borçların ayrıca bir borcun nakli sözleşmesi yapılmadan kanun gereği devralana geçtiğini, devralanın sorumluluğunun devreden gibi belli bir zaman dilimi ile sınırlı olmayıp söz konusu borçların zamanaşımına kadar devam edeceğini, bu nedenlerle ticari işletmeyi devralan davacı tarafın söz konusu borçlardan sorumlu olmayacağının kabulünün kanuna aykırı olacağını, davacının sorumlu olduğu borçlar için kendi iradesi ile 18.03.2016 tarihinde taksitlendirme protokolü yaptığını ve borcu kabul ettiğini. Bu nedenlerle davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunun aksine karar verildiği,borcun dava dışı şirkete ait olduğu, davalının tek satıcı olma üstünlüğünü kullandığını, bu sebeple taksitlendirme protokolünün serbest iradesi ile imzalanmasının sözkonusu olmayacağı , kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit talebine ilişkindir. Dosyadaki 10/03/2016 tarihli kaçak tutanağına göre ; tesisatta bulunan sayacın kayıklı olmadığı, abonesiz elektrik kullanıldığı tesbit edilmiştir. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda ; İlgili Mevzuat ve emsal Yargıtay Kararları doğrultusunda; abone sözleşmesi kimin adına düzenlenmiş ise tüketim bedelinden sözleşmenin tarafı olan abonenin sorumlu olduğu, elektrik dağıtım şirketlerinin, önceki abonenin borcunu yeni aboneden talep edemeyeceği, yeni başvuru sahibinin gerekli olan bilgi ve belgelerin yetkili perakende şirketine sunması kaydıyla taraflar arasında perakende satış sözleşmesi düzenlenmesi gerektiği, davalı şirket tarafından talep edilen dava konusu 29.276,00TL tutarındaki borcun, davacının işyerini kiraladığı ve ticari faaliyete başladığı tarihten önceki döneme ait elektrik kullanım bedeli borcu olduğu, bu borcun önceki borçlu/abone … Tic. Ltd. Şti.’ ne ait olduğu, davacı ile önceki borçlu/abone arasında herhangi bir bağ tespit edilemediği, dava konusu 29.276,00TL tutarındaki elektrik tüketim borcundan davacı …’in sorumlu olmadığı şeklinde görüş bildirilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalı şirket tarafından talep edilen dava konusu 29.276,00TL tutarındaki borcun, davacının işyerini kiraladığı ve ticari faaliyete başladığı tarihten önceki döneme ait elektrik kullanım bedeli borcu olduğu, bu borcun önceki borçlu/abone … Tic. Ltd. Şti.’ ne ait olduğu tesbit edilmiştir. Ancak davacı abonelik sözleşmesine konu mahalde bulunan işletmeyi 17/03/2014 tarihinde devralmış, devir sözleşmesinde tarafların birbirlerinden alacaklarının kalmadığına dair beyanları bulunmaktadır. Davacı taraf devir sözleşmesinden bir gün sonra 18/03/2014 tarihinde davalı şirket ile taksitlendirme protokulü yapmış, 29.276,15 TL borcu kabul etmiştir. Taksitlendirme sözleşmesini işletmeyi devreden … da kefil olarak imzalamıştır. Mahkemenin davalı şirket ile yapılan taksitlendirme sözleşmesi geçerli ve hukuka uygun olduğuna ilişkin kabul ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Diğer yandan, davacı ile dava dışı işletme devri yapan şirket arasındaki işletme devir Sözleşmesi içeriğine göre işletme devrinin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte olduğu ve davacının kendi istek ve iradesiyle borcu üstlenmiş ve taksitlendirmiş olması nedeniyle davacının davalı ile akdetmiş olduğu 18.03.2016 tarihli taksitlendirme protokolü nedeniyle davalıya borçlu bulunduğuna ilişkin mahkeme gerekçesinde de hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesine göre reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/03/2022