Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/566 E. 2021/3450 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/566
KARAR NO: 2021/3450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2020
NUMARASI: 2016/411 E – 2020/495 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, davalı kurumun … abone numaralı … Mah. … Mevkii, … Sk. No;… adresindeki asfalt şantiyesinin elektrik abonmanı olduğunu, bugüne kadar tüm elektrik faturalarını muntazam olarak gününde ödediğini ve hiçbir borcunun olmadığını, son olarak dilekçeleri ekinde sundukları 31.03.2016 tarihli 2016/3 dönemine ait 01.01.2016 – 05.04.2016 dönemleri arası olan 2.658,000 ilk endeks, 2.975,728 son endeks 38.127,360 tüketim olarak gösterilen 180.941,60 TL tutarlı faturanın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmek istendiğini, müvekkili şirket tarafından faturaya kış döneminde asfalt santralinin çalışmadığı, üretim yapılmadığı, dolayısıyla bu kadar faturayı gerektirecek tüketimin mümkün oimadığı gerekçesinin ileri sürerek itiraz edildiğini, ancak davalı işletme tarafından önceki sayacın 07.07.2015 tarihinde söküldüğünü yerine yeni sayacın takıldığını 01.01.2016 tarihi ile 05.04.2016 tarihleri arası gerçekleşen tüketim bedelinin 7.661,07 TL olduğunu, geriye kalan meblağın ise eski sayacın arızalı olabileceğini, bu nedenle 08.07.2014 tarihi ile sayacın değiştirildiği 08.07.2015 tarihleri arası en yüksek fatura baz alınarak bunun tüm sene ile çarpılarak tahmini bir bedel tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek faturadaki meblağın bundan dolayı fazla olduğu söylenerek tahakkuk ettirilen faturanın iptal ettirilerek bu faturadan dolayı müvekkili firmanın borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini, eski sayacın arızalı olmasının, eksik göstermesinin sorumluluğunun bakımını ve kontrollerini düzgün yapmayan davalı işletmeye ait olduğunu, davalı işletmenin ne sayaç değişiminden müvekkili şirketin haberdar edilmediğini, davacı müvekkili firmanın yazın belirli bazı aylarda çalışma yaptığını ve geriye kalan aylar ile kışın tamamen devre dışı kaldığını ve hiçbir faaliyet göstermediğini, davalı işletmenin ise kesmiş bulunduğu bu tahmini fatura ile usulsüz olarak tüm sene boyunca en yoğun kapasitede çalıştığı varsayılarak faturalandırma yoluna gittiğini, bu hususun sayacın değişim tarihi olan 07.07.2015 tarihinden sonra gelmiş olan son faturada Ocak, Şubat, Mart 2016 aylarına ait gerçek kullanım bedelinin 7.661,07 TL belirlenmesinden dahi en iyi biçimde anlaşıldığını ileri sürerek ve davasını ıslah ederek dolayı müvekkili firmanın aleyhine tahakkuk ettirilen faturanın kullanım bedelinin dışındaki geri kalan 173.280,53 TL bedelden borçlu olmadığının tespitine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili kurum arasında elektrik tüketimine ilişkin … no’lu abonelik ilişkisinin bulunduğunu, davacının 31.03.2016 tarihli 2016/3 dönemine ait faturasını dava konusu ettiğini, davacının … seri numaralı … marka sayacının müvekkili kurum tarafından 08.07.2015 tarihinde değiştirildiğini, yapılan incelemeler sonucunda sayacın hatalı okuma yaptığının tespit edildiğini ve müvekkili kurumca eksik tüketime ilişkin mevzuata uygun olarak ilave tüketim hesabının yapıldığını ve 2016/3 dönem faturasına yansıtıldığını, davacının yeni takılan sayaç tarihinden itibaren 08.07.2015 ile 31.12.2015 tarihleri arası tüketimleri referans alınarak 08.07.2014 ila 08.07.2015 tarihleri arasına 567.605,23 kWh ilave tüketim hesabının yapıldığını, Elektrik Piyasası Tüketim Hizmetleri Yönetmeliği md. 13/6-a-l “Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı aşamaz” hükmüne amir olduğunu, müvekkili kurumca yapılan hesaplamanın işbu hükme ve mevzuata uygun olduğunu, dava tarihinin 15.04.2014 olmakla, davacının müvekkili kurumla 02.05.2016 tarihinde dava konusu borca ilişkin taksitlendirme protokolü imzaladığını, davacının borcu ödemeyi sözleşmeyi imzalamak suretiyle taahhüt ettiğinden işbu davayı açmakta herhangi bir hukuki yararının kalmadığını, davacının açmış olduğu menfi tespit davasının hukuki yararının bulunmadığından reddine, yargılama giderleri ücret-i vekaietin davacıdan tahmiline karar verilmesini taiep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” Bilirkişi heyetince davacı şirketin 2014 ve 2015 yıllarında Silivri Şantiyesinden yapmış olduğu asfalt satış miktarları (Ton) ile bu dönemlerde kullanmış olduğu elektrik enerjisi (kWh) dönemler itibariyle aylık olarak tespit edildiği, karşılaştırmalı olarak tabloda gösterildiği, davacı şirketin 08.07.2014 -08.07.2015 tarihleri arasında yapmış olduğu 5.112,50 Ton asfalt satışı mevcutken karşılığında 93.874,32K kWh tüketimin tahakkuk ettirilmiş olduğu, neticede davacı şirketin asfalt satışları için hesaplanan eksik tüketim bedelinin bulunmadığının tespit edildiği; davalı kurum tarafından davacı şirket adına düzenlenen dava konusu 31.03.2016 tarih 069883 no’lu elektrik faturasının toplam tutarının 180.941,60 TL olduğu, bu tutar içerisinde, yeni takılan sayaç tarihinden itibaren 08.07.2015 – 31.12.2015 tarihleri tüketimleri referans alınarak 08.07.2014 – 08.07.2015 tarihleri arasına 567.605,23 kWh ilave tüketim hesabı yapıldığının görüldüğü, davacı şirketin dava dosyasında mübrez mali tabloları ve asfalt satış faturaları ile elektrik enerjisi tüketim faturaları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı şirketin 08.07.2014 – 08.07.2015 tarihleri arasındaki asfalt satışları miktarının, ilave tüketim hesabı yapılmasını gerektirmediğinin tespit edildiği, dava konusu faturanın içeriğinin 01.01.2016 – 05.04.2016 tarihleri arasındaki 38.127,36 kWh elektrik enerjisi tüketimine ait olması gerektiği, T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun “Fatura Hesaplama Programı” üzerinden yapılan hesaplama neticesinde, 01.01.2016 – 05.04.2016 tarihleri arasındaki 38.127,36 kWh elektrik enerjisi tüketimine ait dava konusu fatura tutarının 12.793,86 TL olması gerektiği, bu durumda daha önce davalı kurum tarafından davacı şirkete fatura edilen 180.941,60 TL bedelli faturadan, EPDK Fatura Hesaplama programı üzerinden hesaplanan 12.793,86 TL fatura bedeli mahsup edildiğinde davalı tarafından davacı firmaya fazladan (180.941,60 -12.793,86 =) 168.147,74 TL faturalandırma yapıldığı, ancak davaya konu fatura ile ilgili olarak davacının davalıya ödemiş olduğu toplam miktarın 190.356.12 TL olduğu dikkate alındığında, davacının davalıya yapmış olduğu 177.562,26 TL ödemenin yersiz olduğu, davacının dava açmakta haklı olduğu” gerekçeleriyle DAVANIN KABULÜ İLE 1- Toplam 173.280,53 TL. ‘nin 31.038,57 TL’sinin 02/06/2016 ödeme tarihinden, 31.574,39 TL’sinin 01/07/2016 ödeme tarihinden, 32.060,95 TL’sinin 02/08/2016 ödeme tarihinden, 32.581,06 TL’sinin 02/09/2016 ödeme tarihinden, 33.101,15 TL’sinin 03/10/2016 ödeme tarihinden, 12.924,41 TL’sinin 29/04/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizleri ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; gerekçeli kararın 2 nolu bendinde ”Alınması gereken 11.836,79 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.959,20 TL’ nin mahsubu ile bakiye 8.87759 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” dendiğini ”Alınması gereken 11.836,79 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.959,20 TL’ nin mahsubu ile bakiye 8.877,59 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına” şeklinde karar verilmesi gerektiğini, kararın tavzihen düzeltilmesine karar verilmesi aksi halde bu taleplerinin de istinaf nedeni olarak değerlendirilmesini. – Tacir sıfatını haiz davacı şirketin, dosya kapsamında yer alan taksitlendirme protokolünde, bilerek ve isteyerek hiç bir ihtirazi kayıt koymaksızın sorumlu olduğu borcu taksitlendirdiğini, dava ile ihtirazi kayıt koymaksızın ödenen bedelin istirdatının talep edildiğini, ihtirazi kayıt olmadan, (hatta dosyamızda olduğu üzere ödeme protokolü yapılan, taksitler için bono düzenlenerek) yapılan ödemeler üzerine açılan davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın herhangi bir zorlama ve baskı altında olmaksızın, serbest iradesi ile ihtirazi kayıt olmaksızın sorumlu olduğu borca dair taksitlendirme protokolü imzaladığı ve ödeme yaptığını,dairenin emsal kararlarında da bildirildiği üzere; davacı yanın aksini ispat etmediği sürece protokol kapsamında yapmış olduğu ödemeleri istemesi mümkün değildir. İlk derece mahkemesince aksi yönde yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğunu, -Davacı yana ait …15 nolu tesisattaki … seri numaralı …SY marka sayaç 08.07.2015 tarihinde değiştirildiğini, sayaç laboratuvar muayenesi sonucunda ”Optik haberleşme sağlanamadı.” tespiti yapıldığını, sayacın eksik tüketim kaydettiği tespiti üzerine mevzuat hükümleri uyarınca eski-yeni sarfiyat tetkikine istinaden 08.07.2015/31.12.2015 tarihleri arası tüketimler referans alınarak 08.07.2014/08.07.2015 tarihleri arasına 567.605 kwh ilave tüketim hesabı yapılarak davacının dönem faturasına yansıtıldığını, elektrik mühendisi bilirkişi Doç. Dr. … tarafından tanzim edilen raporda,” tüketim endekslerinin tetkikinde sayacın eksik tüketim kaydettiği görülmekle, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne uygun olarak yapılan hesaplama sonucu eksik tüketim miktarı 567.945,04 kWh olarak hesaplanarak müvekkil şirket hesaplamalarının doğruluğu ve yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunun” tespit edildiğini, davanın teknik bir inceleme gerekmeksizin hukuki olarak reddi gerektiği ni, mahkemece yapılan teknik incelemelerin de hatalı olduğunu, dosyada ilk alınan elektrikçi bilirkişi Doç Dr. … raporunda müvekkili şirket uygulamasının yerinde olduğu tespit edildiğini, ikinci olarak Mali Müşavir bilirkişi Bülent Berki raporunda 24.602,46-TL tüketim bedeli tespit ettiğini, hükme esas alınan üçüncü rapor ise 12.793,86-TL tüketim bedeli tespit edildiğini, mali müşavir raporunun afaki mahiyette olduğunu, elektrik bilirkişileri raporları arasında ise 173.280,53-TL ile 12.793,86-TL bedeller arasında uçurum bulunduğundan uzlaştırma raporuna ihtiyaç olduğunu, uzlaştırma raporu alınmaksızın dosyada alınan son ve hatalı rapor hükme esas alınarak verilen karar hatalı olduğunu, elektriğin bir uzmanlık alanı olduğunu, hükme esas alınan raporda elektrikçi bilirkişi üyenin katkısı bulunmadığının açık olduğunu, raporun 10. Sayfasında fatura hesaplamasının EPDK sayfasından yapılmasının da bunun işareti olduğunu, ton başına ortalama elektrik tüketiminin verildiği 9.sayfada 1,13 ile 18,93 kwh/ton arasında dağlar kadar uçurum bulunmasına rağmen elektrikçi ve makineci bilirkişi bunun izahını yapması gerektiğini, raporda ortalamaların bütünüyle asfalt üretimine bağlandığını, oysaki ortalama değişkenliğinden anlaşılacağı üzere davacının taş kırma, eleme vs. başkaca birçok kalem iş yapması söz konusu olduğunu, yöntem olarak EPDK yönetmeliğine göre sıralı yöntemlere başvurulması gerektiğini, aksine bir çalışma yapılacak ise de; davacının tüm çalışmaları bir bütün olarak ele alınarak kayıtsız çalışma ihtimali de değerlendirilerek, davacının başkaca makine ekipmanlarının neler olduğu, ne gibi işler yapılabileceği, istihdam edilen işçilerin sayısı, maaş ve mesai ödemeleri, nakliye bizzat yapılmakta ise taşıyıcı kamyonlar ile yükleme yapan araçların akaryakıt giderlerinin, doğalgaz ve su sarfiyatının dönemlere göre miktarı ve davacının diğer Sultangazi işletmesi ile de mukayese edilmesi gibi diğer belge ve bilgilerle desteklenen bulgulara ulaşılması gerektiğini, defterler yeterli olmayacağından mahallinde keşif yapılarak bu usul doğrultusunda keşfen inceleme yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, sayaç arızası nedenine dayalı olarak tahakkuk ettirilen ek tüketim tahakkuku nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacıya ait tesisatta kullanılan 9270315 numaralı tesisatta kullanılan sayacın davalı tarafça değiştirildiği, sayaç laboratuvar raporunun bilirkişi raporlarında değerlendirilmediği, davalı tarafça 01.01.2016-05.04.2016 tarihleri arasında 7.761,07 TL tüketim ve 08.07.2014-08.07.2015 tarihleri arasındaki dönem için ilave tüketim bedeli tahakkuk ettirildiği, davacı tarafça yargılama sırasında taksitlendirme protokolü ile faturaların ödendiği, bilirkişiler tarafından 2014 ve 2015 yılındaki asfalt satış miktarlarına göre fatura hesabının yapıldığı görülmektedir. Davalı tarafından sayacın değiştirildiği konusunda ihtilaf bulunmamakla birlikte sayaç raporu değerlendirilmemiş, önceki ve sonraki tüketim miktarları ile karşılaştırma yapılmamıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin (EPMHY) “Sayacın tüketim kaydetmemesi’ başlıklı 19.maddesi hükmünde, sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanacağı; perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından yapılan tahakkuk işleminde sayacın tüketim kaydetmediği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme faizi uygulanmayacağı; ikili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının doğru tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında işlem yapılacağı açıklanmıştır. Buna göre mahkemece sayaç laboratuvar raporu da getirtilmek suretiyle iki elektrik ve bir makine bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak sayaç öncesi ve sonrası tüketimleri karşılaştırır, yönetmelik 19. Maddesine uygun, dava konusu yerdeki üretim harici tüketimleri de değerlendirir şekilde inceleme yapılarak rapor alınması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/12/2021