Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/525 E. 2021/1745 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/525
KARAR NO: 2021/1745
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2020
NUMARASI: 2017/565 E – 2020/609 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar ile Davalılar arasında imzalanan “Ortaktık Sözleşmesi” ile Balıkesir İli, Ayvalık Belediyesi tarafından ihaleye çıkartılan Otogar Yapımı ve İşletilmesi işine ortak olarak girilmesi konusunda mutabakata varılmış olduğunu, söz konusu sözleşme uyarınca; ihale edilen İşin tamamının maliyeti davalıya ait olmak üzere inşa edileceği, yapılan harcamaları, otogar işletmesinden elde edilecek gelirden kar payı dağıtılmamak üzere geri alınacağı bu süreçte inşaatın tamamlanmasını müteakip otogar İşletmesinin Davacılar … ve …’in %22,5 şer, …’nın %5 ve Davalılar … A.Ş. / … nın %50 hisseye sahip oldukları kurulacak ve/veya devralınacak yeni bir işletmeye devredilerek davalı şirketin işletmeden çekileceği konusunda anlaşma sağlandığını. Paha sonra Dava Dışı …’ nın ortaklıktaki %5 hissesini …’e devretmesi sonucunda Müvekkil …’in hissesinin %27,5’a çıktığını, taraflar arasında imzalanan Ortaklık Sözleşmesinin 6. Md. sinde açıkça Davalı Müteahhit Şirketin otogar inşaatını tamamlamasını müteakip, otogar işletmesini %50 şer payla davacılarla birlikte kuracakları ortak şirkete devredeceğinin düzenlenmiş olduğunu, davacılar ile davalı arasında imzalanan söz konusu Ortaklık Sözleşmesi’ nin öncelikli amaçları ihale edilen işin inşai sürecinde doğmuş masrafların otogar işletmesinin gelirlerinden karşılanması, ihale edilen iş kendini amorti edene kadar müvekil Davacılardan ek bir talepte bulunulmaması, davacılar ve davalının katılımıyla kurulacak yeni bir şirketin otogar işletmesi işini devralarak faaliyete devam etmesi olduğunu, bu süreçte Balıkesir İli, Ayvalık Belediyesi tarafından ihaleye çıkartılan Otogar Yapımı ve İşletilmesi, ihalesi sözleşme ve ortaklık kapsamında davalı şirketçe kazanılarak İdare ile sözleşme akdedildiğini ve inşaatın davalılar tarafından tamamlanarak 23.10.2013 tarihinde Otogar İşletmesinin faaliyete başladığını, müvekkil Davacıların bu süreçte yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalı şirket … A.Ş. ve yetkilisi …’ nın edimlerini ifa etmekten ısrarla kaçınarak Müvekkil Davacıları zarara uğrattığını ve açıkça taahhüt edilmiş olmasına rağmen Otogar İşletmesi için Müvekkil Davacılarla birlikte kuracakları ve Davacılar tarafından yönetilecek şirketin kuruluşundan imtina ettiklerini ve Otogar işletmesini kendi şirketi üzerinden yapmayı sürdürdüklerini, davalıların, faaliyet tarihinden itibaren günümüze kadar otogarı işletmeye devam ettiğini, otogar için yapılan masraflar ve maliyetlerin otogarın işletilmesi sonucu elde edilen gelirle karşılandığını ve kar elde edilmeye başlandığını, ancak davalı şirketin Ortaklık Sözleşmesi’ nde öngörülen taahhütlerini yerine getirmediğini, davalıların da ortaklık haklarının bulunduğu yeni bir şirket kurularak otogar işletmesinin bu şirkete devredilmediğini ve sözleşmenin aynen ifası için davacılar tarafından yapılan başvuruların neticesiz bırakıldığını, bunun üzerine, müvekkil Davacılar tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 04.04.2017 T. … YN/ lu ihtarnamenin keşide edilerek davalılara sözleşme gereğinin yerine getirilmesi için süre verildiğini, ancak davalıların sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeme konusunda ısrarcı davrandıklarını ve haklı hiç bir gerekçeye dayanmayarak ifadan kaçındıklarını, söz konusu sözleşme ile davalı tarafın inşaatın bitirilmesini müteakip işletmeden çekileceğini ve işletmeyi müvekkil davacılara bırakacağını açıkça kabul etmiş durumda olduğunu, bu durumun davalının inşaat şirketi olması hasebiyle otogar işletmeciliğini bilmediği hususunun da ikrarı sonucunu doğurduğunu, hal böyleyken, davalıların sözleşmeye aykırı davranarak İfadan kaçındıklarını ve bilmedikleri bir işi yapmaya çalışarak müvekkil davacıların zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, müvekkil Davacıların gerçek işinin otogar işletmeciliği olmakla bu sözleşmeye bu vasıflan sebebiyle dâhil olduklarını, yaklaşık 3,5 yıl boyunca sözleşme konusu Otogar İşletmesinden elde edilen tüm gelirlerin davafı tarafça alındığı gibi işletmenin basiretli bir tacir gibi işletilmemesi nedeniyle de gelir kaybı ve zarar doğduğunu, davaların eylemleri nedeniyle gerek Belediye’ ye yapılan şikeyetlerde, gerekse mevcut fiili durumda boş dükkânlar bulunması, gerekli denetiminin yapılmaması, kiracı ve işletmecilerin taleplerinin yerine getirilmemesi, İşletme bünyesinde bulunan otelin çalıştırılmaması vs hallerin bu durumu doğrular nitelikte olup, tüm bu hususların gelir kaybına yol açmakta olduğunu, Oysa Otogar işletmesini biien Müvekkil Davacılar tarafından Otogarın işletilmesinin sağlanmış olması halinde, davalların elde ettiği gelirlerden çok daha fazlasının sağlanmış olacağını, Davalının sözleşmeyle taahhüt ettiği işletmeyi devretmemesi, işletmeyi kendi yönetme ısrarı, ihmal ve kusur içeren kötü yönetimi işletmeden beklenen cirolara ulaşılamaması sonucunu doğurduğunu, bu durumun Davacıların gelir kaybına yol açtığı gibi belediye ile yapılan işletme sözleşmesinin süreli olması sebebiyle her geçen gün telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verdiğini, 3,5 yıllık süreç içerisinde elde edilen ciroların beklenen ve olağan işletme cirolarınm oldukça altında kaldığını, Davalı Şirketin Ticari Defterlerinin incelenmesi neticesinde davalıların kötü yönetimi sebebiyle oluşan kar kaybı ve Müvekkil Davacıların zararının subuta ereceğini, Davalılarca bu süreçte Otogar İşletmeciliğinin gereklerini yerine getirilmemesi, Otogardaki eksikliklerin giderilmemesi, bu yönde yapılan başvuru ve şikâyetleri cevapsız bırakmasının Otogara olan ilginin azalmasına, Yazıhanelerin ve Tesislerin boş kalmasına ve de olası Kira ve İşletme Gelirlerinden mahrum kalınmasına sebebiyet verildiğini, davalı otogarda çalışan elemanların yemek paralarının bir süreden beri ödenmeyerek ve işyerinin hizmet kalitesinin verimliliğini düşürülerek gelir kaybına yol açıldığrnı, Davalılarca otogar işletmesiyle ilgili müşteriler, belediye, kamu tarafından verilen şikâyet/talep dilekçelerine hiçbir surette cevap verilmemekte, dilekçelerin dikkate alınmamakta ve bu durumun otogardaki yazıhanelerin boş kalması ve otogarla ilgili talebin olmaması sonucunu doğurmakta olduğunu, davalıların, Davacıların bilgisi olmaksızın kendi yakınlarına sebebi belli olmayan ücretler ödediğini, işletme ile ilgili olmayan kişileri işletmede sigortalı göstererek bu kişilerin giderlerini işletme gelirinden karşılamak suretiyle davacıları zarara uğrattığım, Davalının bir takım şahsi giderlerini hukuka aykırı olarak işletmeden karşılayarak Kar ve Gelir kaybına yol açtığını, esasen potansiyeli mevcut olan ve Ayvalık ilçesinde tek otogar işletmesi olan söz konusu işletmenin titiz ve iyiniyetli bir çalışma ile mevcut cirosunun çok daha üstünde cirolara ulaşabilecekken özellikle kötü yönetilmesi ve telef olmasına rağmen gelirlerden mahrum bırakılması, davalının Müvekkil davacılara karşı bilinçli ve istikrarlı bir caydırma politikası uyguladığı kanaatini oluşturduğunu ve davacının bu eylemlerinin 15 yıllık işletme hakkı olan otogar işletmesini kar getirmeyen bir işletme görüntüsü vererek Davacıların işletme taleplerinden vazgeçmelerini sağlama hedefindende olduğunu, davalı taraf işletmeyi taahhüt ettiği gibi devretmemesine gerekçe olarak, inşaat maliyetinin henüz karşılanmadığı gerekçesini İleri sürdüğünü, mahkemece de tespit edileceği üzere geçen 3,5 yıl içerisinde inşaat maliyetinin davalılarca fazlasıyla karşılanmış olup bu durumun davalı defterleriyle de subuta ereceğini. Otogar işletmesinin davalıların kötü yönetimine rağmen bu haliyle bile maliyetini karşılayarak kar etmeye başladığım, maliyetini karşılayarak kara geçilmiş bir işletmede Müvekkil Davacıların sözieşmesel hak ve alacaklarının karşılığının kendilerine verilmemekte, yönetime ve işletmeye katılmaları da engellenmekte bu sebeple işletmenin daha verimli ve karlı hale getirilmesine engel olunmakta olduğunu, Davalıların müvekil Davacılarla imzaladıkları ‘Ortaklık Sözleşmesinden doğan edimlerini ifa etmemeleri sonucu ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlü olduklarını, Taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesinin BK/ nun 620 ve devamında düzenlenen “adi ortaklık” yapısı içerisinded olduğunu, Söz konusu sözleşmede kar payının ne şekilde düzenleneceğinin açıkça belirtilmiş olmakla inşaat maliyeti çıktrktan sonra kar payının %5Q şeklinde paylaşılması usulüne göre bir şirket kurulması planlandığını, Davalıların tüm eylem ve fiillerinde kendilerinden beklenen özeni göstermedikleri gibi, açıkça sözleşme ile üstlenmiş oldukları ifa yükümlülüğünü de yerine getirmedikleri ve ortaklığın amacının gerçekleşmesinden imtina ederek kendi menfaatleri doğrultusunda iş ve işlem yaptıklarını, Sözleşmenin 3. Md.’ sinde davalı Şirket Pilot Ortak olarak tayin edilmiş olup, aynı zamanda da otogar işletmesinin fiilen ve resmiyette işleticisi durumunda olduğunu, bu durumun sözkonusu davalının yönetici ortak sıfatına sahip olmasr sonucunu ve Kanunun yönetici ortağa yüklemiş olduğu vekâlet ilişkisi, işler yapılırken tüm gösterilmesi gereken özeni ağırlaştırılmış haliyle yerine getirmesi yükümlülüğü doğurduğunu, Davalı tarafın sözleşme konusu işin ifasında gerekli özeni göstermediği gibi ortaklık sözleşmesinin belirlediği edimleri de ifadan kaçındığını, bu durumun İşletme sözleşmesinin bundan sonraki dönemini tehlikeye attığı gibi Müvekkil davacıların telafisi güç zararlarına da yol açacağını, Davalı tarafın kasti ve kusurlu eylemleri karşısında ortaklık sözleşmesinin feshini talep etmek zaruretinin hâsıl olduğunu, Yargıtay kararlarında ve doktrinde kabul edilen görüş uyarınca, davarların Müvekkil davacıların zararını, ortaklık haklarının teslim edilmemesinden kaynaklanan kar kaybını, somut gelir kaybı ve otogarın gereği gibi işletilmesi halinde ulaşacağı potansiyel gelir ile somut durum arasındaki fark gibi kalemleri de kapsayacak şekilde tazmin etmesi gerektiğini, Yargıtay Kararlarında ve doktrinde açık bir biçimde kabul edildiği üzere işbu davada benzeri olaylarda zararın ve tazminat miktarının tespiti noktasında sözleşmedeki edimin gereği gibi ifa edilmesi sonucu ulaşılması hedeflenen haklı menfaatlerin tümü gözü önünde bulundurulmam gerektiğini, Bir başka ifadeyle, davalı yanın davacılarla imzaladığı ‘Ortaklık Sözleşmesini’ gereği gibi ifade ederek işletmeyi müvekkillerimmde ortak olduğu şirkete devretseydi ve otogarı basiretli bir tacir gibi işletseydi varsayımıyla oluşacak hukuki ve maddi durumun esas alınması gerektiğini. Zira davalılar tarafından davacılara taahhüt edilen fayda ve menfaatin, yine davalıların kendi kusurlu ve eksik tasarrufları sonucu meydana gelemediğini, Otogar işletme sözleşmesinin İS yıl sureli olduğunu, Müvekkil Davacıların davalılarla imzalamış olduğu ortaklık sözleşmesindeki beklentilerinin otogar inşaat maliyetleri çıkarıldıktan sonra geriye kalan süre boyunca elde edilen gelirden %50 kar amacı olduğunu, yapılan araştırmalara göre davalı otogarın faaliyete geçtiği tarihten bu yana geçen 3,5 yılda otogar inşaat maliyetini fazlası ile çıkartarak kara geçtiğini. Ne var ki Davacıların davalının ortaklık sözleşmesindeki edimlerini ifa etmemesi nedeni ile bu döneme kadar ki kardan mahrum kaldığı gibi, sözleşmesinin feshi sebebi ile de fesihten sonraki geriye kalan süreden elde edeceği kardan da mahrum kalacağını, Ortaklık sözleşmesinin davalının kusuru ve edimlerini ifa etmemesi sebebi ile haklı nedenle feshedilmiş olacağı izahtan vareste olduğunu, bu durumda davalının fesih tarihine kadarki yoksun kalınan kardan ve Mahkemenin vereceği fesih kararından sonraki tarihten sözleşme sona erinceye kadar geçen sürede elde edilecek kardan da mahrum kalacağı bedelin fesih tazminatı olarak müvekkillerime payları oranlarında ödenmesi gerektiğini İddia ederek, Öncelikle davanın kabulü İle “Adi Ortaklığın” Feshine ve Tasfiyesine, Fazlaya dair haklart saklı kalmak kaydıyla davalıların fesih tarihine kadar Müvekkil Davacılara vermiş oldukları kazanç ve kar kaybı ile ilgili şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat ve yine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile fesih tarihinden itibaren otogar işletme sözleşmesinin bitiş tarihine kadar mahrum kalınacak kazanç ve kar kaybı ile ilgili 5.000,00 TL fesih tazminatı olmak üzere toplam 10.000,00 TL tazminatın tahakkuk tarihinden İtibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini Talep ve Dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılarca Dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesinde davalıların edimlerini yerine getirmediği, sözleşmeye konu Otogar Yapımının Müvekkil Davalılara ait olmakla. Yapım Maliyetleri çıkartılanan kadar Kar Payının Davalılara ait olduğunun kabul edilmiş ve maliyetlerin çoktan karşılandığı iddia edilerek, davacı ortakların hisselerine düşen Kar Paylarının dağıtılmadığı gerekçesiyle davalılardan tazminat talep edilmiş olup, davacıların bu davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ispata muhtaç bir dava olduğunu, Öncelikle Davacıların Sözleşme Şartlarına uymadığını. Sözleşmede iş kendini Amorti edene kadar Ek bir talepte bulunulmayacağından söz edilmekte olup, açılış tarihi olan 23.10.2013 tarihine kadar ve bu tarihten sonra halen günümüze kadar olan zaman diliminde Ortaklardan …’ ın kendine göre Maaş adı altında para aldığını, Dava Dilekçesinde Davacıların Ortaklardan …’ ya ait %S Hisseyi Davacı …’ e devredildiğinin ifade edildiğini, müvekkil davalıların bu hisse devrinden haberi olmadığı gibi, Ortaklık Sözleşmesinin 9.Md/ sinde Hisse Devrinin tüm ortakların onayı tabi olduğunun belirtildiğini, Davacıların Sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, Müvekkil Davalıların yapmış olduğu Maliyetleri çıkartamadığım, Otogar Yapım İşi yaklaşık 4.500,000 TL’ ye Mal olmuş iken. Müvekkil Davalı Şirketin bugune kadar topladığı Gelirin ise çok Cüzi kaldığını, dolayısıyla Gelirin Maliyetleri bu aşamada karşılamasının imkansız olduğunu, bunula beraber Amortisman Giderleri, finansman giderleri, dahası işletme giderlerinin de devam ettiğini, Otogarın İşletmeye açılması ile İşletmeden sadece Kar edildiğini söylemenin Ticari Hayat ve işletme mantığıyla bağdaşmadığını, Müvekkil Davalıların Davacıların yanlış yönlendirmeleri sonucu bu yanlış yatırıma yöneldiğini, Otogar Yapım işinin öngörülenin çok üzerinde bir maliyete mal olduğunu ve karsız bir yatırım olduğunu, Davacılardan …’ ın sürekli Otogar İşletmesinde sorun çıkararak Otogar işletmesinin verimli işletilmesine mani olduğunu, Otogar İşletmesinde aynı zamanda Ayvalık ilçesinin Yaz ve Kış Yoğunluğunun da dikkate alınarak Kar Hesabının yapılması gerektiğini, 3 Ay çok yoğun bir nufüsa sahip Ayvalık ilçesinin Senenin diğer 9 Ayında Nufusunun 80.000 Civarına düştüğünü, bunun da Otogar Maliyetlerinin artması anlamına geldiğini, sezon bitimiyle kalan 9 aylık dönemde Otogara gelen Otobüs sayısının çok büyük bir düşüm gösterdiğinin izahtan vareste olduğunu, Maliyetlerin 2-3 Yıllık bir sürede çıkartıldığı ve Kara geçildiği ifadelerinin mantıktan uzak olduğunu, Müvekkil Davalıların Sözleşmede belirtildiği şekli ile maliyetlerin çıkartılmasından sonra Davacıları Toplantıya çağırıp, Ortaklık Sözleşmesi gereği Yeni Şirket kurulumu konusunda hareket edeceğini savunarak, Davanın reddine karar verilmesini, Yargılama Giderleri ve Vekâlet Ücretinin Davacı üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir. Mahkeme, “davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden reddine, HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı vekili 15/01/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; “Yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını” talep etmiştir. İstinaf incelemesi aşamasında davalı vekilinin istinaftan feragat ettiği anlaşılmıştır. Bu karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf incelemesi aşamasında davalı vekilinin davadan feragat ettiğine dair 02/06/2021 tarihli dilekçe verdiği ve davalı vekilinin vekaletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisinin bulunuğu anlaşılmıştır. HMK’nın 349/2. maddesine göre; istinaf başvurusu yapıldıktan sonra istinaf talebinden feragat edilirse, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise istinaf başvurusu feragat nedeniyle reddedilir. Anılan madde gereğince, istinaftan feragat dosya ilk derece mahkemesinde iken yapılmışsa bu mahkeme tarafından, şayet dosya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderildikten sonra yapılmışsa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Mahkemesi tarafından istinaf talebinin reddine karar verilecektir. Bu sebeple, dosyanın istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmesinden sonra, davalı vekilince istinaf talebinden feragat edilmiş olup, 02/06/2021 tarihli istinaftan feragat dilekçesi ile vekaletnamedeki yetkileri çerçevesinde yaptığı istinaf talebinden feragati dikkate alınarak, HMK 349/2 maddesi uyarınca istinaf eden davalının istinaf başvurusunun feragat sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı istinaf başvurusunun HMK 349/2 maddesi uyarınca feragat sebebiyle reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesine iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/06/2021