Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/427 E. 2021/470 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/427
KARAR NO : 2021/470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2020
NUMARASI : 2020/580 E – 2020/835 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkili şirket arasında imzalanan Abonelik Sözleşmesi ile davalıya 9927128676 abone numarası ile tarife kapsamında bazı hizmetler verildiğini, söz konusu hizmete dair kullanım bedelleri ve ceza bedeli yansıtılmış olan faturaların ödemesinin gerçekleşmediğini, davalının ödemeleri tam ve zamanında yapmamış olması nedeniyle borçlu bulunduğunu, davalının kullanmış olduğu taahhüdüne istinaden almış olduğu cihazlara ilişkin olarak gönderilen 21/02/2019 son ödeme tarihli 117,00 TL ve 21/03/2019 son ödeme tarihli 4.109,95 TL tutarlı faturaları ödememesi üzerine Ankara Merkezi Takip Sisteminin 2019/213581 sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takip konusu alacaklarına karşı kötü niyetli olarak ve takibi durdurmak maksadıyla yasal süresinde itirazda bulunulduğunu ve takibin durduğunu, söz konusu itirazların haksız ve yasal dayanaklardan yoksun olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı tarafından itirazın iptaline konu icra takibinde yetkiye açıkça ve ayrıca itiraz edilmiş olduğundan hukuka aykırı ve yetkili yerde açılmış olmayan icra takibinin yetkili icra müdürlüğüne taşınmadan huzurdaki davanın ikame edilmesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esas bakımından ise müvekkilinin, davacı tarafa böyle bir borcu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte temerrüde düşürmeden müvekkili şirketten faiz ve diğer ferilerin talep edilemeyeceğini, ayrıca faizin de fahiş olduğunu, davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiğini beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine” kararı verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.390,00’dir.Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından istinaf edilen davanın değeri 4.652,40 olup, karar tarihinde davacı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davacı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/02/2021