Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/423 E. 2021/3215 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/423
KARAR NO: 2021/3215
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2020
NUMARASI: 2018/143 E – 2020/637 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalılardan … Ltd Şti ile ihale için adi ortaklık kurduklarını, diğer davalı belediyenin açtığı Haliç Bölgesi Şehir Temizliği Hizmet Alım İhalesi’ni kazandıklarını, ihalenin 01/01/2015 ile 27/09/2016 dönemini kapsadığını, adi ortaklık sözleşmesi uyarınca temsil ve ilzamın ortaklar tarafından müştereken yapılacağının kararlaştırıldığını, 28/08/2015 tarihli sözleşme ile davalı ortağın adi ortaklığın tüm yönetimi ile kar ve zararını KDV hariç 4.388.00-TL tutarlı kar payı ve 8 aracın kullanım bedeli karşılığında kendilerine devrettiğini ayrıca bu sözleşmede adi ortaklıkla ilgili tüm kararların davacı tarafından alınacağının kararlaştırıldığını, bu kapsamda sözleşme uyarınca davalı adi ortağa ve belediyeye karşı tüm edimler ifa edilmekle birlikte belediyenin 908.553,99-TL cari hesap alacağı ile 175.078,00-TL nakdi teminatların ödemediğini, cevabi ihtarnamede belediye tarafından diğer davalı ortak tarafından verilen dilekçe uyarınca ödemenin işçilere tazminat olarak ödendiğinin bildirildiğini, davalı … firmasının ihale için kurulan iş bu adi ortaklığı temsil ve ilzama yetkisi olmadığı halde davacıya bildirimde bulunmadan belediye ile anlaşarak işçilerin tazminatlarının ödendiğini, davalı belediye ile davalı … firmasının danışıklı iş yapmak suretiyle davacıyı zarara uğrattığını, davalılar arasında yakın ilişki bulunduğunu, zira 2010 ile 2014 yılları arasında söz konusu ihalenin davalı ortak tarafından 6 defa tek başına kazanıldığını beyanla, sözleşmeye aykırılık nedeniyle şimdilik 100.000,00-TL maddi tazminatın ihale sözleşmesinin bitiminden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; 28/08/2015 tarihli sözleşmenin 4.maddesinde ihale konusu işte çalışan tüm işçilerin yasal haklarından davacının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, şartnamenin 15. maddesi gereğince davacının ihale işçilerinin tazminat ve yasal haklarını ödememesi nedeniyle belediye tarafından ödeme yapıldığı takdirde ödemenin yasal faizi ile beraber yüklenicinin istihkakından kesileceğinin düzenlendiğini, davacının herhangi bir maddi zararının söz konusu olmadığını, muvazaa iddiasının ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde; pilot ortak tarafından kendilerine yapılan başvuru ile işçilik alacaklarının ödenmesinin talep edilmesi üzerine adi ortaklığın cari hesabındaki alacağın yetmemesi nedeniyle teminattan da kesinti yapılarak ödeme yapıldığını, artan bakiyenin ise 07/06/2017 tarihinde adi ortaklık hesabına ödendiğini, kalan 88.871,35-TL’nin işçilik davaları nedeniyle iade edilmediğini, usul ve yasaya aykırı herhangi bir işlem söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Dava,davacı ile davalı arasındaki adi ortaklık sözleşmesine konu ihale sebebiyle davacıya ödenmesi gerekkiği ileri sürülen hakediş tutarının, diğer davalı şirketin yetkisiz talimatıyla davalı belediye tarafından işçilik alacağı olarak ödenmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Mahkeme uyuşmazlığın adi ortaklık ilişkisi kapsamında belediye ihalesi uyarınca ihale kapsamında çalışan işçilere belediye tarafından usul ve yasaya uygun ödeme yapılıp yapılmadığı, davalılardan … firmasının ihale işleri özellikle işçilik alacaklarının ifası yönünden adi ortaklığı tek başına temsil ve ilzama yetkili olup olmadığı, yetkisiz ödeme söz konusu ise davalılar arasında muvazaanın söz konusu olup olmadığı, davacı ortağın maddi zarara uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkin olduğu, ihalenin gereği sözleşme icrası boyunca davalı … firmasının adi şirkete izafeten belediye idaresi ile işlemler yapılmasına karşı çıkmayarak zımnen dış ilişkide temsil yetkisi benimsenmekle, işçilik alacaklarının ödenmesi safhasında temsil yetkisine karşı çıkılması TMK’nın 2. maddesi anlamında dürüstlük kuralına da aykırı olduğu, sözleşmenin danışıklı ve bile bile davacı zararına ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği, bir an için sözleşmenin ihlal edildiği sübuta erse dahi, maddi zararın neye ilişkin olduğu net bir şekilde somutlaştırılmadığı, sözleşme ihlaline dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup fazla ya da fiktif ödeme iddiası bulunmadığı gibi vadesinden evvel erken ödeme yapılmasının da söz konusu olmadığı,işçilerin yasal haklarının ödeme tarihi itibariyle muaccel olduğu, işçilik alacaklarının ödenmiş olmasının herhangi bir maddi zarar olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının olası bir sözleşme ihlali halinde uğradığı maddi zararını da ispat edemediği gerekçesiyle;”Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davalı … şirketinin, adi ortaklık adına yönetim ve karar alma yetkisi bulunmadığını,bu yetkinin davalı … şirketi tarafından davacıya verildiği, … adi ortalığının yönetim ve temsilyetkisinin 28/08/2015 tarihli sözleşme ile davacı şirkete verildiğini, … Şirketi ile davalı … Şirketinin , 30.12.2014 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi imzaladıkları, adi ortaklık sözleşmesinin 25.03.2015 tarih ve 8786 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescil ve ilan edildiğini, adi ortaklığın yönetimi ile ilişkili genel düzenleme TBK m. 625 hükmünde yer almakta olup yönetime ilişkin işlemler “olağan” ve “olağan dışı” olarak ayrıldığını,TBK m. 625/ f. I hükmüne göre “Yönetim, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahiptir.” hükmü bulunduğunu, olağan dışı yönetim işlerinin ise TBK m. 625/ f. III ‘de düzenlendiği,buna göre “Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığın olağan dışı işlerinin yürütülmesi için, bütün ortakların oybirliği gerektiği,ancak gecikmesinde sakınca olan hallerde, bu konuda yönetici ortaklardan her biri yetkilidir.” hükmü bulunduğu,bu düzenlemeye göre olağan dışı işlemlerin yürütülmesi için bütün ortakların oy birliği gerektiğini,davalı … Şirketi’nin 30.11.2016 tarihli dilekçesi ile Fatih İlçesi, Haliç Bölgesi Şehir Temizliği kapsamında işin bitmesinden dolayı bütün ihale işinde çalışan ekli listedeki işçilerin tazminatının ödenmesine yönelik kararın ve talimatının “olağanüstü bir yönetim işi” niteliğinde olduğunu,1.083.553,99 TL gibi yüksek meblağlı bir ödemenin yapılmasına ilişkin kararın, bir adi ortaklığın olağanüstü yönetim işi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, TBK m. 625/ f. III hükmüne göre, davalı şirketin …-… Adi Ortaklığı’nın tüm işçilerinin tazminatının ödenmesine yönelik davalı Fatih Belediyesi’ne verdiği talimatın , olağanüstü bir yönetim işi olması nedeniyle aksi kararlaştırılmadıkça yönetici ortakların oybirliği ile alınması gereken bir karar olduğunu, davacı şirket ile davalı … Şirketi arasında imzalanan 28.08.2015 tarihli sözleşme ile …-… Adi Ortaklığı’nın yönetimi tümüyle davacı şirkete (… Şirketi) bırakıldığını, sözleşmenin 3.2. maddesinde açıkça “Sözleşmenin imza tarihi itibariyle ihale konusu işin yürütülmesi ile ilgili tüm kararlar … Şirketi tarafından alınacaktır.” şeklinde hüküm olduğunu, TBK m. 625/ f. III‘de ifade edilen “gecikmesinde sakınca olan haller”in somut olayda gerçekleşmediğini, bir an için aksi düşünülse bile 28.08.2015 tarihli sözleşme ile adi ortaklığın yönetiminin tümüyle davalı şirkete (… Şirketi) bırakıldığı için davalı … şirketinin adi ortaklık adına diğer davalı Fatih Belediyesi’ne böyle bir talimat vermesinin mümkün olmadığını , kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının feshe bağlı olduğunu, davalı belediye bünyesinde çalışan işçiler şayet asıl işveren ve yeni alt işveren (yeni yüklenici) nezdinde çalışmaya devam ediyorsa (yani bir işyeri devri varsa) ortada gerçek bir fesih bulunmadığını ve bu halde işçilerin feshe bağlı olan işçilik alacaklarına (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti vs gibi) hak kazanamayacaklarını, adi ortaklığın dış ilişkideki temsil yetkisinin davacı şirkete ait olduğu ve davalı … şirketinin hiçbir yetkisi bulunmadığını,davalı … Şirketi tarafından işçilerin kıdem tazminatlarının ödemesine yönelik olarak diğer davalı Fatih Belediyesi’ne verilen talimatın geçersiz olduğu ve davacıyı bağlamayacağı,adi ortaklık sözleşmesinin hiçbir yerinde pilot ortağın Adi Ortaklığı temsil yetkisi olduğuna dair bir düzenleme bulunmadığı,tam aksine sözleşmenin 7. maddesinde açıkça Adi Ortaklığı temsil yetkisinin …’te olduğnun u belirtildiği, …’in de davacı … şirketinin yetkilisi olduğunu, 30.12.2014 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi’nin 7. maddesinde …, …-… Adi Ortaklığı’nı temsile yetkili kılınmış olup kambiyo senedi imzalamak, taşınmaz satın almak gibi bazı olağanüstü işlemleri yapma hususlarında da temsil yetkisine sahip olduğu, anılan maddede yer aldığı üzere …, in “şirketin tahakkuk etmiş ve edecek her türlü hak istihkak ve alacaklarını genel olarak talep etmeye” yetkili olduğu,d avalı Fatih Belediyesi tarafından mahkemeye sunulan 30.03.2018 tarihli dilekçeden, işbu adi ortaklık sözleşmesinden haberdar olduğunun görüldüğünü, dava konusu uyuşmalıkta da, …-… Adi Ortaklığı’na ilişkin temsil yetkisi verilmesine ilişkin ortaklarca yapılmış olan son düzenleme olan 25.03.2015 tarih ve 8786 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edilmiş Adi Ortaklık Sözleşmesi’nin 9. maddesi ile yapıldığı,bu sözleşmenin , Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edildiği için davalıların ve özellikle de davalı Fatih Belediyesi’nin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmiş olan temsil yetkisine ilişkin hususu bilmediğini ileri sürmesinin TTK m. 36/f. I hükmüne göre mümkün olmadığını,tescil ve ilan edilmiş adi ortaklık sözleşmesi m. 9 hükmüne göre “şirketin tahakkuk etmiş ve edecek her türlü hak istihkak ve alacaklarını genel olarak talep etmeye” … ve … müştereken yetkili kılındığından, tek başına davalı … şirketinin “işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesi” talimatı vermesinin hukuken mümkün olmadığını, verilen talimatı … şirketinin kendi adına verdiği, ortaklığı temsilen vermediğini, davalı … Şirketi’nin Adi Ortaklığı tek başına temsile yetkisi olmadığın,davacı zararının oluştuğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davalı tarafça dosyaya sunulan Bakırköy …noterliğinde … yevmiye nolu olarak düzenlenen 10/04/2017 tarihli fesihnamenin incelenmesinde ; davacı ve davalı …şirketi arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin karşılıklı rıza ile feshedildiği,tarafların bu adi ortaklık sözleşmesi nedeniyle birbirlerinden talep edilecek hiçbir hak ve alacaklarının olmadığı ve birbirlerini tamamen ibra ettikleri ,sözleşmeyi tüm hüküm ve sonuçları ile feshetikleri belirtilerek bu beyanlarını karşılıklı olarak imza altına aldıkları anlaşılmıştır. Davacı ve davalı şirket 10/04/2017 tarihli noterde düzenlenen fesihname ile aralarındaki adi ortaklığı feshederken, adi ortaklık sözleşmesinden dolayı birbirlerini de hiçbir hak ve alacakları kalmadığını belirterek ibra etmişlerdir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda 01/01/2015 -27/09/2016 dönemine ait davalılardan …şirketi tarafından Fatih Belediyesi ….mdlüğün hitaben yazılan 30/11/2016 tarihli dilekçe ile listede isimleri yazılı çalışanların tazminatlarının hesaplarına yatırılması talep edildiği,buna istinaden toplam 270 personel hesabına diğer davalı belediye tarafından ceman 985.930,06 TL ödeme yapıldığı,10/02/2017 tarihli muhasebe işlem fişinden bu ödemenin 989.309,10 TL olduğu,bunun 906.083,99 TLsının cari hesaptan,83.225,11 TLsının tesin teminattan karşılandığı ,davacı şirketin halen davalı belediyeye ait cari hesap alacağının 88.871,35 TL olduğu tespit edilmiştir. Yani davalı …şirketinin davalı Belediyeye işçilik alacaklarının ödenmesine yönelik 30/11/2016 tarihli talimatı sonrası ,davalı belediye tarafından işbu ödemenin 10/02/2017 tarihli muhasebe fişi ile yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda davaya konu işçilik alacaklarının 10/02/2017 tarihinde ödendiği,tarafların aralarındaki ortaklık sözleşmesini ise 10/04/2017 tarihli fesihname ile feshettikleri ve birbirlerini bu adi ortaklık sözleşmesinden dolayı ibra ettikleri,birbirlerinden hak ve alacaklarının kalmadığını ayrıca belirterek fesihnameyi imzaladıkları,fesihnamenin işçilik alacaklarının ödenme tarihi olan 10/02/2017 tarihinden sonra 10/04/2017 tarihinde yapıldığı gözetilerek,söz konusu fesihnamedeki ibra beyanı kapsamında davacının davalıdan feshedilen işbu adi ortaklık sebebiyle alacak talep edemeyeceği kabul edilmelidir. Ayrıca Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2015/5758 E.2016/21819 K.sayılı ihale makamının işçilik alacaklarından sorumluluğuna yönelik ilamda, işçilere yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvurmamış olmasının ihale makamının sorumluluğunu kaldırmayacağı,kıdem,ihbar tazminatları ile 3 aylık ücreti aşan işçilik alacaklarından ihale makamının sorumlu olmayacağı belirtilmiştir.Diğer davalı yönünde bu hususun gözetilmesi gerekir. İbraname Borçlar Hukukunda borçların sukutu sebeplerinden biri olup davacı ve davalı …şirketi arasında imzalanan ve davacının imzasını inkar etmediği noterde düzenlenen 10/04/217 tarihli ” fesihnamedeki adi ortaklık sözleşmesinin feshedildiği ve bu sözleşme sebebiyle tarafların herhangi bir hak ve alacağı kalmadığı şeklindeki davacı ve davalı …şirket yetkilisi beyanlarının, aynı zamanda bir ibraname niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki borcu sona erdiren bir işlem olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığında yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2021