Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/401
KARAR NO : 2021/1538
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
NUMARASI: 2014/2326 E – 2018/754 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Cezayir’de bulunan otelin tadilatının yapılması amacıyla adi ortaklık kurulduğunu, davalı ….. Şirketinin Cezayir’de adi ortaklığı temsilen sözleşme imzaladığını, sözleşmenin uygulanmasında çıkan anlaşmazlık üzerinde tahkim yoluna gidildiğini, üç yıllık süreçten sonra 56.986.865,00 EURO bedelle 17/05/2009 tarihinde anlaşma imzalanarak işe başlandığını, … Şirketinin sözleşmedeki işleri yapıp bedeli tahsil ettiğini, bu işin müvekkili şirketin sayesinde alındığını, adi ortaklıkta idarecinin davalı şirket olarak kararlaştırıldığını, davalının defter tutma, hesap verme, kar dağıtma gibi adi ortaklığına ilişkin hiçbir bir işlem yapmadığını, müvekkili şirketi ortaklıktan çıkarmak için İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/88 esas sayılı dosyasında dava açtığını, yargılama sonunda müvekkilinin ortak olduğuna ve dava tarihine kadar kar payına hak kazandığına hükmedildiğini, 11/10/2010 tarihinden dava tarihine kadar tahakkuk etmiş adi ortaklığın hesaplanan tüm kar payının davacıya ödenmesi gerektiğini bildirmiş, idareci ortak … Şirketinin 2010, 2011, 2012 ve 2013 bilançolarını ibrazı ve hesap vermeye davet edilmesine, hesaplanacak safi kardan davacı payına düşen 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarının her biri için 2.500,00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin adi ortaklığın üyesi olmadığını, şirketin adi ortaklığın kurulmasından sonra kurulduğunu, Cezayir’deki ihaleye taraf olmadığını, davacı tarafla hiçbir ticari ilişkisi olmadığını bildirmiş, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı- karşı davacı … Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davacının aciz halinde olması nedeniyle teminat yatırmak zorunda olduğunu, 1 nolu davalı hakkındaki davanın adi ortaklık sözleşmesine taraf olmaması nedeniyle husumet sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, … Şirketinin sözleşmenin tarafı olması ve mecburi dava arkadaşlığı sebebiyle davada taraf olması gerektiğinden davanın reddinin gerektiğini, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/88 esas sayılı dosyasında davacının kar payı talepli açtığı davada kar payına hükmedildiğini, kararın onanarak kesinleştiğini, kar payı konusunda kesin hüküm bulunması nedeniyle bu davada inceleme konusu yapılmasının mümkün bulunmadığını, bir konsorsiyum anlaşmasının imzalandığını, bununla otelin yenileme işinin yapılmasının amaçlandığını, yapılan işten zarar edildiğini, kesin hakedişin yapılmaması ve kar elde edilmemesi nedeniyle davacının talebinin haksız olduğunu, tahkim yargılaması sonrası devam edilen iş ile ilgili olarak davacının yükümlendiği hiçbir işi yapmadığını, bir gider avansı da vermediğini, davacının bir katkısı olmadan konsorsiyumun yenileme işlerini tamamlayarak iş verene teslim ettiğini bildirmiş, davanın reddine, davacının adi ortaklık ortağı olarak avans ve sair giderlere ve zarara katılma borcunu ifa etmemesinden dolayı oluşan bedelin şimdilik 10.000,00 TL olarak davalıdan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tarafların haricen yaptıkları 31 Ekim 2017 tarihli sulh sözleşmesi uyarınca uyuşmazlığı kendi aralarında çözümledikleri, bu nedenle HMK’nun 315(1) maddesi uyarınca davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla harici sulh sözleşmesi uyarınca davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davacı (karşı davalı) vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı … Ticaret AŞ hakkında İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/10/2015 tarih 2015/1170 E. 2015/390 K. sayılı kararı ile iflasına karar verildiği, iflas işlemlerinin 3. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile yürütülmeye başlandığı, iflas kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin kararı ile bozulduğu, bozma kararı üzerine Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2017 tarih ve 2017/976 E. ve 2017/1171 K. sayılı kararı ile feraget nedeni ile davanın reddine karar verildiği, iş bu davanın takip yetkisi ve sulh olma yetkisi İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile takip edildiği, dosyaya davalı tarafından ibraz edilen sulh sözleşmesinde belirtilen tarihte sulh olma ve davadan feragat yetkisi bulunmayan şirket yetkilsinin tasarrufunu dikkate almak suretiyle karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek , mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Davacı …Ticaret AŞ’nin İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/10/2015 tarih 2015/1170 E. 2015/390 K. sayılı kararı ile iflasına karar verildiği, iflas işlemlerinin 3. İcra Müdürlüğünün… İflas sayılı dosyası ile yürütülmeye başlandığı, iflas kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin kararı ile bozulduğu, bozma kararı sonrasında davacı vekilinin 01/11/2017 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmesi üzerine, Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2017 tarih ve 2017/976 E. ve 2017/1171 K. sayılı kararı ile feraget nedeni ile davanın reddine karar verildiği, sözkonusu kararın 26/12/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı; 310. maddesinde ise, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği hükümleri düzenlenmiştir.Bu durumda, feragat davalının kabulüne bağlı olmadığına göre, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona ermiş ve kesin hükmün hukuksal sonuçları oluşmuştur. Bu nedenle davadan feragat edildiği 01/11/2017 tarihinde uyuşmazlık sonuçlanmıştır. Mahkemece ,her ne kadar tarafların haricen yaptıkları 31/10/ 2017 tarihli sulh sözleşmesi uyarınca uyuşmazlığı kendi aralarında çözümledikleri, bu nedenle HMK’nun 315(1) maddesi uyarınca davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de ,sulh tarihinden önce henüz iflas davasından feragat edilmediğinden ,bu sebeple sulh sözleşmesinin yapıldığı tarihte ,sözleşmeyi imzalayan temsilcinin bu yönde yetkili olduğunun kabulü mümkün olmadığından ve bu sebeple sulh sözleşmesi geçersiz olduğundan , 3mahkemece 31/10//2017 tarihli sulh sözleşmesinde belirtilen tarihte sullh olma ve davadan feragat yetkisi bulunmayan şirket yetkilisinin tasarrufunun esas alınarak karar verilmesi usul ve hukuka aykırı görülmekle , tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının ve karşı davalının asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurularının kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/05/2021