Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/390 E. 2021/3208 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/390
KARAR NO: 2021/3208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2020
NUMARASI: 2018/1125 E – 2020/522 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalıların murisi .. arasında 19/12/1990 tarihinde … abone nolu elektrik aboneliği sözleşmesine istinaden 2012/3, 2012/4, 2012/5, 2012/6, 2012/9, 2012/10, 2012/11, 2013/7, 2013/8, 2013/9, 2013/10, 2013/11, 2013/12 ve 2014/8 dönemlerine ilişkin elektrik fatura borcunun ödenmemesi üzerine söz konusu davacı alacağının 11.854,53 TL olarak tespit edildiğini, davacı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlğü’nün … Esas numaralı dosyası ile mirasçılara karşı 7.189,07 TL enerji bedeli, 4.216,00 TL gecikmiş gün faizi ve 758,89 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 12.163,96 TL ile ilamsız takip başlatıldığını, takip başladıktan sonra mirasçılar tarafından sadece 309,43 TL ödeme yapıldığını, davalı … tarafından yasal süre içerisinde icra takibine itiraz edildiğini, faturalar ve davacının alacağı sabit olduğunu belirterek, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar cevap dilekçesinde özetle; babaları olan … adına 2012 yılı ve sonraki dönemlere ait elektrik borcu çıkartıldığını, babalarının 2005 yılında vefat ettiğini, belirtilen tarihlerde elektrik kullanmasının mümkün olmadığını, söz konusu adreste … adına tutanak tutulduğunu, borç varsa borcun …’e veya tapu malikine yönlendirilmesi gerektiğini beyanla bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Dava,davalıların murisi adına düzenlenen ve ödenmemiş fatura alacaklarının tahsiline yönelikitirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.Davalı tarafça elektiğin kullanım sırasında kesme belgesi sunulmamış takipte bu bedel talep edilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davacı alacaklı, davalı borçlu hakkında 7.189,07-TL enerji bedeli, 4.216-TL gecikmiş gün faizi ve 758,89-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 12.163,96-TL.nın yapılan ilamsız takiple talep edildiği,itirazla takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme,dava konusu 2205065 no’lu tesisatın bulunduğu … Mah. … Sok. No:… Beyoğlu/İstanbul adresinde ticarethane statüsünde olduğu ve yapılan polis araştırmasında borcun meydana geldiği 2012- 2014 yılları arasında tesisatı dava dışı … isimli şahsın kullandığı, ancak anılan yıllarda tesisatın abonesinin …ilgi işlem sisteminde … olduğu, nüfus kaydı ile …’nin 28.12.2005 tarihinde vefat ettiği, Beyoğlu Tapu Dairesinden gönderilen taşınmaz tapu kayıtlarına göre borç tarihinde söz konusu taşınmazın mal sahibinin işletmenin kullanıcısı ve abonesinden farklı kişiler olup tapu sahibi … olduğu,, bu durumda taşınmazın mal sahibi tarafından kiraya verildiğinin anlaşıldığı, abonenin taşınmazı terk etmeden önce elektrik idaresinden aboneliği sonlandırması gerektiği, aksi durumda abonelik iptal edilmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden abonenin sorumluluğunun kullanıcı ile birlikte devam edeceği, somut olayda abonenin … ve fiili kullanıcının dava dışı … isimli şahıs müştereken sorumlu oldukları bilirkişi raporu ile 11.854,53 TL.’nin uygun olduğunu uzun yıllar boyunca davalı abone tarafından borçların ödenmemesine rağmen tarifeler yönetmeliğini uyarınca elektriği tüketime kapatmayarak ve sayacı kaldırmayarak abonelikte uzunca bir süre enerji tüketmeye devam etmesini sağlaması davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur, tüketilen enerji bedeli aslından, davalının tüketim bedeli olan ana borçtan sorumluluğunu kaldırmayacağı gibi, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı veya işleyecek yasal faizin tümünden de hukuki sorumluluğunu da ortadan kaldırmayacağı, enerji bedelinden abone ile birlikte fiili kullanıcıların iç ilişkilerinde sorumluluğu kullanım sürelerine göre müştereken sorumlulukları devam ettiğinden ayrıca bir müterafik kusur indirimi yapılmadığı gerekçesiyle; “1-Davanın kabulü ile; Davalılar murisi …’nin davacı ile arasında mevcut … nolu abonelik sözleşmesi uyarınca mirasçı davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptali ile takibin takip koşulları ile devamına, Davalıların likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 2.432,80-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davalılar istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; takipten sonra 309,43 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş isede böyle bir ödeme yapmadıklarını, birden fazla elektrik faturası ödenmediğinde davasının elektriği kesmesi gerektiğini, murisin 2005 tarihinde vefat ettiğini,aradan uzun zaman geçmesine rağmen 2012-2014 tarihleri arasındaki borcun tahsilinin haklarında takiple talep edildiğini,usulsüz elektrik kullananın … isimli şahıs olduğunu,elektriğin kesilmediğini,bu konuda ihbar yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Konuya ilişkin Yargıtay 3.NDnin 2015/5468 E.2/16/5087 K.sayılı ilamında “Dava, elektrik aboneliğine ilişkin fatura bedeline dayalı tahakkuk bakımından itirazın iptali istemine ilişkindir. Elektrik sözleşmesini imzalayan ve daha sonra aboneliğini iptal ettirmeyen abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, abonenin ölümünden sonra murise ait aboneliği sonlandırmayan veya mirası reddetmemiş olan mirasçılar da murise ait aboneliğe ilişkin fatura borçlarından sorumludur. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan mirasçılar abonelik sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. (7.HD. 04.03.2013 tarihli 2012/6639 E-2013/1969 K.sayılı ilamı, 13.HD 07.05.2007 tarihli 2007/2824 E-2007/6268 K.sayılı ilamı) Hal böyle olunca, murisin veya mirasçıların aboneliği iptal ettirmeden aboneliğe ilişkin tesisatın kullanılmasını sağladıklarının belirlenmesi halinde, abonelik gereği abone mirasçılarının sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, davalıların söz konusu abonelik nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları kabulü ile sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” hususları vurgulanmıştır. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/3193 E, 2016/12186 K. sayılı kararında, “Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bu nedenle davalılarca murisin vefatı sonrası bu yerde başkalarının bulunduğu ileri sürmüş isede, ,davalıların muris adına kayıtlı aboneliği sonlandırmadığı açık olduğundan,davalıların bu yerdeki elektrik kullanımından fiili kullanıcı ile birlikte sorumlu olduğu kabul edilmelidir.Bu nedenle davalılar murislerinin abonelik kaydını sonlandırmadığından fiili elektrik kullanımından sorumludur. Davacının, elektrik tüketim bedeline esas faturaların uzun bir süre ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmesi gerekirken, emredici hükme aykırı davranarak elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etmektedir. Ancak; bu kusur, tüketilen enerji bedelinin aslından davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Olsa olsa abonenin normal tüketim bedeli dışında, gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir. Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili maddesi ve abonelik sözleşmesi uyarınca elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, elektriğin kesilmesi gereken tarihten önceki tüketim yönünden faiz dahil borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise, davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davalılar için gecikme zammından indirim sağlayacağı (abonelik sözleşmesinde gecikme zammının alınacağına dair hüküm var ise), bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı gözetilerek, davacının kurumun davalılardan isteyebileceği gerçek alacak miktarının belirlenmesi gereklidir. Bu nedenle bilirkişi raporunda asıl alacak miktarı 7.189,07 TL olarak belirlenmiştir.bildirim sonrası yönetmelikte belirtilen yasal sürede tesisattaki elektriiğin kesme işlemi yapılma ı gerekirken ilk fatura sonrası kesme işlemi yapılmayarak karşı tarafın elektrik kullanmasına müsaade edildiği açıktır.Bu nedenle bilirkişi raporunda ilk fatura dışında sonraki faturaların gecikme zammı ve KDVsi toplamı 4.801,38 TL olarak resen hesaplanmakla,davacının elektriği kesmemesi sebebiyle zararın artmasına sebebiyet verdiği kanaatiyle resen davacının %50 müterafık kusurlu olduğu gözetilerek işlemiş faiz ve KDV den resen %50 indirim yapıldığında 4.801,38/2= 2.400,69 TL gecikme zammı ve faizden davalıların borçlu olduğu hesaplamıştır. Davacı taraf ödenmeyen faturalara rağmen 2014 yılı 07/08/2014 tarihinde kesme açma işlemi nedeniyle takipte bu alacak bedelini de talep etmiş isede,bu nerdeyse son kullanımın devam ettiği tarihe isabet ettiğinden,davacının elektirğii kapattığı söylenemez.O halde davacının olayda %50 müterafık kusurlu olduğu,işlemiş faiz ve bağlı olarak bunun KDVsinden %50 oranında müterafık kusur indirimi resen yapıldığında, söz konusu takipte davacının 7.189,07 TL asıl alacak+2.400,69 TL gecikme zammı ve KDV olmak üzere toplam 9.589,76 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.Bu nedenle davalıların istinaf taleplerinin kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak “Davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe itirazlarının kısmen iptali ile takibin 7.189,07 TL asıl alacak,2.400,69 TL işlemiş faiz ve KDV ile toplam 9.589,76 TL üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına, asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine”dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle Davalıların istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe itirazlarının kısmen iptali ile takibin 7.189,07 TL asıl alacak, 2.400,69 TL işlemiş faiz ve KDV ile toplam 9.589,76 TL üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına, Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” 2- Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 655,08 TL’den yatırılan 202,45 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 452,63 TL’nin davalı tarafından yatırılan bakiye 607,33 TL harçtan mahsubu ile 154,70 TL’nin yatıran davalıya iadesine, 3- Davacı tarafından yatırılan 202,45 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.458,25 TL yargılama giderinden kabul ve redde göre hesap edilen 1.149,68 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderin bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan artan gider ve delil avansından arta kalan kısım var ise yatıran tarafa iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalılara isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalıların istinaf sebebiyle yapmış olduğu 33,40 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2021