Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/338 E. 2022/220 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/338
KARAR NO: 2022/220
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2020
NUMARASI: 2019/699 E – 2020/325 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu … plakalı aracın, 14/02/2015 tarihinde arızalanması üzerine davalı … Ltd. Şti’ne ait servise götürüldüğünü, serviste aracın beynine takılan bilgisayar vasıtasıyla arıza tespiti yapıldığını ve “aracın turbosunun bozuk olduğu, sadece turbonun değişmesi gerektiği, ancak şu an ellerinde ol- madığı ve 15 gün sonra ancak gelebileceği”nin belirtildiğini, bunun üzerine davacının Aksaray’da orjinal yedek parça satan yerden orjinal turbo parçasını satın aldığını ve araca takmaları için servise bıraktığını, 19/02/2014 tarihinde servisi aradığında “aracın hazır olduğunu ancak problem bulunduğu” beyan etmeleri üzerine servise gittiğinde aracının motor bloğunun arızalandığını, piston yatak ve kollarının kırık olduğunu, motor alt kapak ve bloğunun parçalanmış vaziyette bulunduğunu gördüğünü, araca ne olduğu sorulduğunda “turbo takılmasından sonra deneme aşamasında bu durumun oluştuğu, kendilerinin kusurlu olmadığı ve zararı kabul etmedikleri” yönünde cevap verildiğini, bunun üzerine İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/27 D.İş Sayılı dosyası ile hasar tespiti yapıldığını, bilirkişi raporunda servisin kusurlu olduğu ve zararın 21.198,38 TL olduğunun belirtildiğini, söz konusu zararın tazmini hususunda noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarın sonuçsuz kaldığını, aracın 14/02/2015 tarihinden beri davalının iş yerinde bulunduğunu, tamir için kendisine teslim edilmediğini, bu güne kadar iş gücü kaybı nedeniyle 10.000,00 TL zararının oluştuğunu, davalı taraf hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığına müracaat ederek şikayetçi olduğunu soruşturmanın 2015/53645 nolu dosya üzerinden devam ettiğini beyanla neticeten malzeme ve işçilik bedeli olmak üzere 21.198,38 TL + tespit dosya masrafı 623,80 TL + iş gücü kaybı olarak 10.000,00 TL’den ibaret toplam 31.822,18 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın yetkili servise geldikten sonra davacının “araç ile yolda kaldığını, arıza meydana geldikten sonra aracı sürmeye devam etti- ğini, motordan sesler geldiğini duyduğunda çekici çağırdığını ve turbonun bozuk olduğunu, değişmesi gerektiği”ni bildirdiğini, yapılan kontrol sonucu turbo ile birlikte araçta mutlaka değişmesi gerekli parçalar olduğunun bildirildiğini, yapılacak işlem ve parçalara ait proforma faturası düzenlendiğini, davacıya fiyat bilgisi verildiğinde “turbonun pahalı olduğunu ve kendisinin dışarıdan getireceğini” beyan ettiğini, ancak “dışarıdan alınacak bir parçanın montajından dolayı garanti verilemeyeceği, kendilerince sipariş verilecek turbonun maksimum 2 gün içinde serviste olacağı”nın davacıya akta- rıldığını, davacının buna rağmen parça ücretinin pahalı olduğunu beyan ederek servisten ayrıldığını, 1 gün sonra elinde kendisinin dışarıdan satın aldığı turboyu getirerek takılmasını istediğini, turbo kontrol edildiğinde hem orijinal olmadığı hemde revize edilmiş bir turbo olduğunun fark edildiğini ve mevcut durumun, turbonun yağsızlıktan zarar gördüğü, aracın kartelin söküldüğü, süzgecin kontrol edildiği, önünde çapak parçalarının görüldüğü, yağ pompasının sökülüp motor içi ve yağ kanal temizliğinin yapılması gerektiği, aksi taktirde aynı problemin tekrarlanacağı hususunun davacıya bildirildiğini, davacının buna rağmen beraberinde getirdiği parçanın takılmasını istediğini ve sorumluluğun kendisine ait olduğunu belirttiğini, müvekkili şirket her ne kadar yetkili servis olsa da müşterinin onay vermediği işlerin gerçekleştirilemeyeceğini, İstanbul 8 Sulh Hukuk Mahkemesi’nce yapılan delil tespitini ve ibraz edilen raporu kabul etmediklerini, meydana gelen zararda davacının kusur ve ihmalinin bulunduğunu, davacı tarafından keşide olunan ihtarnameye noter vasıtasıyla cevap verildiğini, davacının aracının tamir süresince müvekkile ait iş yerinde kaldığını, tamir bedelinden kaynaklanan 2.111,32 TL bakiye borç ödenmediğinden aracın teslim edilmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, verilen görevsizlik kararı gereğince Tüketici Mahkemesi’ne, sonrasında Tüketici Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararı gereğince de Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Davanın KABULÜ İLE 21.198,33 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya veril- mesine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkil şirket tarafından davacının aracının duruma ile ilgili tüm tespitlerin yapıldığını ve davacıya mevcut tüm arızalara ilişkin bilgi verildiğini, Davacının değişmesi gereken turbo ile ilgili olarak “orijinal parçanın pahalı olduğu ” gerekçesiyle kendisinin temin ettiği turbonun takılmasını istediğini, tespit edilen ve kendisine bildirilen diğer arızaların onarımı hususunda onay vermediğini, müşterinin rızası ve onayı dışında işlem yapılamayacağından davacının araca orijinal turbo parçası takamadığını ve diğer arızaları onarama- dığını, Bu durumu bile bile aracı kullanmaya devam eden ve periyodik bakım yaptırmayan davacının oluşan zararının oluşumunda kusurlu ve sorumlu olduğunu, Aksi yöndeki mahkeme tespiti ve kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Araç tamir ve bakım sözleşmeleri TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir. TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlüdür. Eser sözleşmelerini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin, sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır. Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı yapıldığının kabulü gerekir. Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır. Eldeki davada; 14/02/2015 günü, davacının maliki olduğu … plakalı kamyonetin seyir halinde iken çekim gücünde düşme olması üzerine davalı … Ltd. Şti’ne ait servise götürüldüğü, İlgili servis tarafından yapılan inceleme sonucu;”aracın turbosunun bozuk olduğu ve değişmesi gerektiği, ancak ellerinde turbo bulunmadığı” söylenmesi üzerine davacının dava dışı yer- den turbo satın alarak aracına takılmak üzere davalının iş yerine bıraktığı, Davacının 19/02/2015 tarihinde davalı servisi aradığını, “araçta problem olduğu”nun söylenmesi üzerine servise gittiğinde aracının motor bloğunun arızalı, piston yatak ve kollarının kırık , motor alt kapak ve bloğunun parçalanmış vaziyette bulunduğu, bu olayın turbo değişiminden sonra deneme aşamasında vuku bulduğu ve davalını ayıplı tamir hizmeti sunduğu, ancak davalının tamir hizmetine ilişkin kusur ve sorumluluğu kabul etmediği iddiasıyla aracın mevcut durumu ve onarım zararının tespiti için Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müracaatta bulunduğu anlaşılmıştır. Onarım zararı ile ilgili olarak; İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/27 D. İs sayılı delil tespiti dosyası kapsamında İTÜ Makine Fak. Otomotiv Birimi Öğretim Görevlisi Dr. Müh. … tarafından dava konusu araç ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 18/03/2015 tarihli raporda: Aracın motoru üzerinde yapılan incelemede, 2 numaralı piston biyelinin kırılarak motor bloğunu parçalamış olması nedeniyle motorun tam hasara uğrayarak kullanılmaz duruma geldiği, motordan sökülmüş olan arızalı turbonun mil yataklarının aşınarak boşluk yapması nedeniyle ve türbin ve doldurucu (kampresör) kanatlarının gövdeye sürtmesi sonucu hasar gördüğü, Araç çekici ile yetkili servise geldiğinde yapılan incelemelerde turbo parçasının arızalı, yağ seviyesinin eksik, karter yağ süzgecinde çapak parçacıklarının olması ve motordan ses titreşim hissedilmesine göre yağsız kalan motorda aşınma kaynaklı arıza olduğu, Yapılan inceleme ve bulgulara göre yetkili servisin, arızalı olan motorda gerekli ve yeterli arıza tespitlerini ve mevcut hasar incelemelerini (yatakların sökülüp kontrolü gibi) tam olarak yapmadığı, müşteri onayı olmadığı gerekçesiyle yetkili servis prosedürlerini eksik uyguladığı (sadece turbo arızasını giderdiği), motoru fen ve sanat kaidelerine uygun olarak onarmadığı için test sürüşü sırasında giderilmemiş olan önceki mevcut arızanın artarak devam etmesiyle motor blokunun parçalandığı, Tespit isteyen …’nun “3 km’lik deneme sırasında yağ koymayı unuttukları için araca arıza yaptırdıkları” iddiasının doğru olmadığı, Ön inceleme ile tespit edilen hasarların, motor bloku, 2. Piston biyel ve yatakları, emme ve eg- zoz supapları, krank yatakları, triger kayış tahrik ve motor yağlama sistemi elemanları, turbo montaj elemanları gibi ana kalem parça ve montaj elemanları olduğu, kesin arızalı parçaların motor söküldükten sora tespit edilebileceği, Motorun tamiri için gerekli malzeme ve işçilik bedeli yetkili servisin ön incelemesine göre is- kontosuz 21.198,33 TL (17.964,69TL + KDV) olarak tespit edilmiş olup, kesin onarım bedeli motor sökül- dükten sonra hesaplanabileceği “belirtilmiştir. Görevsiz mahkeme olan Tüketici Mahkemesi’nce yargılama aşamasında Mak. Yük. Müh. İTÜ Mak. Fakültesi Oto. Öğr. Gör. Dr. …’dan alınan 06/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; ” Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde dava konusu … plakalı araç hakkında İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/27 D. İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit neticesinde düzenlenen 18/03/2015 tarihli bilirkişi raporundaki motor arızası ve oluşumu yönündeki görüş ve kanaatlerin doğru olduğu, araçtaki motor arızasına ve davacı tarafa yapılan uyarıya rağmen davalının davacı tarafça temin edilen turboyu araca takması akabinde çalıştırarak deneme sürüşü yapmasının araçtaki hasarın oluşmasında etkili olması nedeniyle tamir hizmetini ayıplı bir şekilde ifa ettiği, Davacının proforma faturasına göre, aracın motorunun tamiri için gereken parça , işçilik, motor revizyonu ve rektefiyesi için KDV dahil 21.198,33 TL olduğu, 07/11/2013 tarihli iş emrinden anlaşılacağı üzere aracın 42.351 km’deyken motor lambası yanması sonucu servise gittiği, müşteri isteği ile işlem yapılmadığı, ancak aracın arızalı şekilde veya tamir edildikten sonra 23.673 km kullanılıp kullanılmadığının dava dosyası itibariyle anlaşılamadığı” yönünde görüş beyan edilmiştir. Davacının onarım zararına ilişkin olarak aldırılan her iki rapor birbiriyle uyumlu olup yeterli teknik inceleme ve değerlendirmeyi içermektedir. Ayrıca dosyadaki delillere de uygundur. Buna göre 21.198,33 TL onarım zararının hüküm altına alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Araçtan mahrumiyet zararına ilişkin olarak ; 6100 sayılı HMK’nun “Davanın Geri Alınması” başlıklı 123.maddesinde: ” Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. (Ek cümle: 22/7/ 2020- 7251/10 md.) Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dosyada; 09/09/2020 tarihli duruşmada beyanına başvurulan davacı vekili Av. … ” davanın 2015 yılında açıldığı, yargılamanın çok uzun sürdüğü”nden bahisle aracın tamirde kaldığı süre için talep edilen 10.000,00 TL zarara ilişkin davayı geri aldığı, cevaben davalı vekili Av. … “10.000,00 TL tazminat yönünden davanın geri alınması yönündeki talebi kabul ettiği yönünde” beyanda bulunmuştur. Bu tespitlere göre mahkemece tesis edilecek nihai karar ile araçtan mahrumiyet zararına ilişkin talep yönünden “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekirken kısa karardan önce verilen ara karar ile “Davacının dava dilekçesi ile aracın tamirde kalmış olduğu süre boyunca talep etmiş olduğu 10.000,00 TL’ye yönelik davasının geri alınma nedeniyle atiye bırakılmasına ” şeklinde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Diğer yandan, HMK 323/1-ç ve 326. Md gereğince, delil tespitine ilişkin masrafların davalı taraftan tahsil edilecek yargılama giderine dahil edilmesi gerekirken mahkemece bu hususun gözden kaçırıldığı tespit edilmiştir. Ancak davacı tarafın bu yönde istinaf başvurusu bulunmadığın- dan hükmün bu kısmı hakkında eleştiri ile yetinilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmekle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden, ” DAVANIN KISMEN KABULÜNE, A-) Onarım zararına ilişkin 21.198,33 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, B-) Araçtan mahrumiyet zararına ilişkin 10.000,00 TL yönünden açılan dava geri alındığından ,bu talep yönünden HMK 123. Madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1- Davanın kısmen kabulüne, a- Onarım zararına ilişkin 21.198,33 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, b- Araçtan mahrumiyet zararına ilişkin 10.000,00 TL yönünden açılan dava geri alındığından ,bu talep yönünden HMK 123. Madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına, 2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.448,06 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 543,45 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 904,61 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3- Davacı tarafından yatırılan 543,45 TL peşin harcı davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Davacı tarafından yapılan toplam 605,00 TL yargılama gideri ve 623,80 yargılama giderinin kabul ve redde göre hesap edilen 828,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5- Davalı tarafından yapılan toplam 188,00TL yargılama giderinden kabul ve redde göre hesap edilen 61,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan dava değerine göre takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 7- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8- Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan artan gider ve delil avansından arta kalan kısım var ise yatıran tarafa iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 31,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi 01/02/2022