Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2855 E. 2021/3557 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2855
KARAR NO: 2021/3557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2020
NUMARASI: 2018/667 E – 2020/471 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başlangıçta tüketici mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 07/11/1994 tarihinde … Mah. … Sok. No:… Hasköy adresine işyeri kiralandığını, iş yerini eşi …’nun işlettiğini, … davalı kurumla 2209028 numaralı abonelik sözleşmesi yaptığını, 9 ay sonra kiralanan iş yeri için …’nun davalı işletme ile abonelik sözleşmesi yaptığını, … Mah. … Sok. No:… Hasköy adresindeki işyerine ait abonelik sözleşmesini kapatmadığı gerekçesi ile ,4 yıl sonra bu taşınmazın yeni kiracısından doğan 8.634,617-TL tutarındaki elektrik kullanım bedelini davalı işletmeye ödemek zorunda kaldığını, 28/07/1999 tarihinde de müvekkilinin bu adresteki aboneliğini sonlandırdığını ve davalı işletmenin abonelik kartoteksine aboneliğin sonlandırıldığına dair kayıt düştüğünü, ancak davalı işletme tarafından 2003 yılın borç tahakkuk ettirildiğinin müvekkili tarafından öğrenildiğini, müvekkillerinin davavalıya giderek tahakkuk ettirilen borca itiraz ettiklerini, bu itiraz üzerine görevli memur aboneliğin sonlandırıldığını, dolayısıyla borcun müvekkilie ait olmadığını söylemesi üzerine, her iki müvekkilin işletmeyi terk ettiklerini, ancak davalı işletme tarafından bir süre sonra borca ilişkin ödeme emri gönderildiğini, tahakkuk ettirilen borcun iptali için 2007,2009 ve 2010 tarihlerinde davalı işletmeye dilekçe vererek mağduriyetlerinin giderilmesini talep ettiklerini, davalı kurumun iptal kaydının yapıldığı kartoteksi bularak sorunu çözeceklerini belirtmelerine rağmen, bu taahhütlerini yerine getirmedikleri gibi, …’nun abonelik sözleşmesi yaptığı … Mah. … Sok. No:… Hasköy adresindeki işyerinin elektrik enerjisini kesip sayacının mühürlendiğini, akabinde de … numaralı … adına yapılan aboneliğe ait borcu 9.469,25-TL olarak 15/11/2014 tarihli fatura ile müvekkillerimden …’ndan talep ettiğini beyan ettiğini, müvekkillerinin 9.469,25-TL tutarında borçları olmadığının tespiti ile muarazanın giderilmesini, müvekkilinin daha önce ödemek zorunda kaldığı 8.634,617-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı abone tarafından daha önce ödenmiş olan 8.634,617-TL’nin iadesi talebini, aradan 16 yıl geçtiğinden zaman aşımına uğradığını, ayrıca davacı yanın 8.634,617-TL tutarı ödeyip aboneliğini sonlandırdığı şeklindeki dava dilekçesindeki beyanları, faturalama yapılan dönemde aboneliğinin devam ettiğini ikrar ettiğini, Yargıtay kararları ve EPDK mevzuatı gereği abonelik sözleşmesini sonlandırmayan abonenin, devam eden dönemde de tahakkuk ettirilen faturalardan sorumlu olduğunu, bu sebeple de aboneliği devam ettiğinden ödenen bedelin iadesinin söz konusu olamayacağını beyan ettiğini, davacıların sair beyanlarının gerçeği yansıtmadığı kurum kayıtları celp edilip gerekli incelemeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacağını, müvekkil kurumun işlemlerini EPDK mevzuatına ve hukuka uygun olarak yaptığı şeklinde beyanda bulunduğunu, abonelik sözleşmesini sonlandırmayan abonenin, bu dönemdeki fatura borçlarından sorumlu olduğundan ve zaman aşımına uğradığından, davacıların ödediği 8.634,617-TL tutarın iadesi ve 9.469,25-TL tutarla ilgili olarak menfi tespit isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ” dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. ( TBK 146. ) maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede (1999 yılında yapılan ödemenin istirdadı talep edilmekle) zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmış olup istirdadı talep edilen 8.634,617-TL yönünden talebin zamanaşımı nedeni ile reddine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır…Menfi tespit istemine konu … numaralı tesisat aboneliğinden doğan 9.469,25-TL tutarlı davalı kurum alacağının davalı … adına tahakkuk ettirildiği, 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi uyarınca kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran ve iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecbur olup ispat yüküne ilişkin bu genel kuralın menfi tespit davaları için de geçerli kabul edildiği, menfi tespit davasında borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumda ispat yükünün davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düştüğü, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükünün davalı alacaklı da olup alacaklının hukuki ilişkinin varlığını kanıtlamak durumunda olduğu görülmüştür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/02/2015 tarih, 2013/19-1362 E-2015/826 K. sayılı, 20/04/2016 tarih, 2014/13-856 E-2016/523 K.) Bu noktada somut olayda davaya konu 2209028 numaralı tesisatın aboneliğinin 28/07/1999 tarihi öncesinde davacı … adına kayıtlı göründüğü, davacı … adına olan … numaralı aboneliğin ise 16/09/2001 tarihinde başladığı ve 06/03/2003 tarihinde sona erdiği ve menfi tespit istemine konu faturalandırmanın davacı … adına tahakkuk ettirildiği, tesisata ait anılı faturanın davalı kurum kayıtlarında yalnızca borç görüntüleme detayı olarak ibraz edilebildiği, borç listesinin ise 2001/10-2002/12 tarih aralığını kapsadığı, anılı tarihleri kapsayan dönemde davacı …’in … tesisata ait 2001/10-2002/12 tarih aralığı enerji kullanım dönemlerinde abone/fillen kullanımı olduğunu gösterir somut belge ve delillerine rastlanılmadığı , bu hali ile davalı yanın ispat külfetini yerine getiremediği anlaşılmakla; davalı kurum tarafından davacı … aleyhine tahakkuk ettirilen 15/11/2014 tarihli faturaya konu 9.469,25-TL yönünden anılı davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine dair (davacı … adına tahakkuk olmadığından onun yönünden fazlaya dair menfi tespit isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.)” gerekçeleriyle 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, A-İstirdatı talep edilen 8.634,617-TL yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, B-Menfi tespit isteminin kabulü ile, davalı kurum tarafından davacı … aleyhine tahakkuk ettirilen 15/11/2014 tarihli faturaya konu 9.469,25-TL yönünden anılı davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda yapılan zamanaşımı tespitine 14/10/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz ettiklerini, bilirkişini hukuki değerlendirme yapmış olduğunu belirttiklerini, mahkemece eksik inceleme ile dava dosyasında mevcut müvekkili tarafından davalı kuruma verilen itiraz dilekçelerini dikkate alınmadan karar verildiğini, müterafik kusur yönünden de değerlendirme yapılmadığını ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; dava konusu 2209028 numaralı tesisatta davacı … adına 16.09.2001 tarihinde aboneliğin başladığı , 06.03.2003 tarihinde sona erdiği şirket kayıtlarında tespit edildiğini, tesisat abonesinin davalı … olduğunu gösterir abone detay evrakının dosyaya ibraz edildiğini, ayrıntılı izahın da müvekkili şirket tarafından dosyaya gönderilen 06.03.2018 tarihli müzekkere cevabında yapıldığını, sunulan evrakların aboneliğin bulunduğunu ispat için yeterli delil olduğunu, abone detay evrakında davacı …’nun ilgili dönemlerde müvekkili şirket abonesi olduğunun sabit olduğundan ilgili tesisatın borçlularından sorumlu olduğunu, öte yandan kararın gerekçesinde ”davacı … adına tahakkuk olmadığından onun yönünden fazlaya dair menfi tespit isteminin reddine karar vermek gerekmiştir” şeklinde değerlendirme yapıldığını, davalılardan … adına bir tahakkuk ve talep olmadığından müvekkil şirkete dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacılardan … yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek, davalı lehine ayrıca vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, abonelik sözleşmesine dayalı 08/07/1999 tarihinde ödemek zorunda kalınan 8.634,617 TL elektrik kullanımı bedelinin istirdatı ile 28/07/1999 tarihinde aboneliğini sonlandırıldığı halde aynı borcun davalı kurumun 9.469,25 TL olarak 15/11/2014 tarihli fatura ile davacı …’ten talep edildiği iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı …’nun 07/11/1994 tarihinde … mah. … sok. … adresindeki işyerini kiraladığı, diğer davacı …’in eşi olduğu, davacı …’nın işlettiği bu işyerinde davalı kurumla abonelik sözleşmesi yaptığı ve 9 ay sonra 09/10/1995 tarihinde kiralananı tahliye ettiği ve … mah. … sokak … adresine taşındığı ve davacı …’in kendi adına bu kez davalı kurumla abonelik sözleşmesini yaptığı, tahliyeden sonra taşınmazın yeni kiracısının kullanımından doğan 8.634,617 TL elektrik kullanımı bedelini 08/07/1999 tarihinde ödediği ve 28/07/1999 tarihinde bu adresteki aboneliğini sonlandırdığı tespit edilmiştir. Buna göre, davacının 08.07.1999 tarihinde haksız olarak ödeme yaptığı ileri sürüldüğüne göre, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. ( TBK 146. ) maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, 08.07.1999 tarihinden itibaren davanın açıldığı 11/12/2014 tarihine dek zamanaşımı süresinin dolduğu ve zamanaşımına uğrayan borçta ise müterafik kusur incelemesi yapılması mümkün olmadığından davacı tarafın istinaf itirazları yerinde değildir. Davalı istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede ise; Hükme esas bilirkişi raporunda; ”…2209028 numaralı tesisat aboneliğini abone kartoteksini imzalayarak 28/07/1999 tarihinde sonlandırdığı şeklindeki davacı iddiası karşısında davalı kurumun, söz konusu abone kartoteksini arşivlerin bulup delil olarak sunması gerektiğini, … numaralı tesisata ait abone sözleşme evrakı, arşiv kayıtlarında yapılan dijital arşivleme çalışmalarında yaşanan sorunlar ve özelleştirme öncesi dönemdeki elverişsiz arşivleme sistemi nedeni ile tespit ve temin edilemediğini, bu durumda davacı …’nun … numaralı tesisat aboneliğinin 28/07/1999 tarihi itibariyle sonlandırdığının kabulü gerektiğini, aboneliğini sonlandırmadığı ve … numaralı tesisatın abonesi gözüktüğü için 3. Bir kişinin kullandığı enerji kullanımı için, büyük bir kısmı gecikme cezası tahakkukunu kapsayan borç karşılığı 8.634,617-TL ödeyen bir kimsenin, bu ödeme tarihinden sonraki dönemler içinde aboneliğini devam ettirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağını, işbu raporun tespit ve değerlendirme bölümünün C-2 maddesinde açıklaması ve değerlendirmesi yapılan sebeplerle, davacılar abonelik sözleşmesini sonlandırmadığından davalı kurum nezdinde … numaralı tesisata ait işyerinin abonesi olarak gözüktüğünden, davalı kurumca çıkarılan 8.634,617-TL tutarındaki borcu 28/07/1999 tarihinde de itirazsız ödemiş olduklarından, bu aşamada ödenen bu tutarın iadesinin söz konusu olamayacağını, iş bu raporun tespit ve değerlendirme bölümünün C-3 maddesinde açıklaması ve değerlendirilmesinin yapıldığını, … numaralı tesisata konu işyerinin 2001/10 – 2002/12 tarih aralığı enerji kullanım dönemlerini içeren elektrik enerjisi kullanımından, davalılardan …’nu sorumlu tutmanın mümkün olamayacağını, 2000/1 – 2008/5 tarih aralığı dönemde 2209028 numaralı tesisat yerinin abonesi … gözükmesi ve … numaralı tesisatın 2001/10 – 2002/12 tarih aralığı enerji kullanım dönemlerinde abonesinin … olduğu somut delil sunularak kanıtlayamadığından, huzurdaki menfi tespit davasının 9.469,25-TL tutardan, davalılardan …’nu sorumlu olamayacağını…” mütalaa ettmiştir. Buna göre, … numaralı tesisat aboneliğinden doğan 9.469,25-TL tutarlı davalı kurum alacağının davalı … adına tahakkuk ettirildiği, davalı şirket tarafından davacı … ile ilgili abonelik işlem bilgilerinin ve aboneliğin sonlandırılmasına ilişkin belgelerin temin edilmediği, davaya konu 2209028 numaralı tesisatın aboneliğinin 28/07/1999 tarihi öncesinde davacı … adına kayıtlı göründüğü, davacı … adına olan … numaralı aboneliğin ise 16/09/2001 tarihinde başladığı ve 06/03/2003 tarihinde sona erdiği ve menfi tespit istemine konu faturalandırmanın davacı … adına tahakkuk ettirildiği, tesisata ait anılı faturanın davalı kurum kayıtlarında yalnızca borç görüntüleme detayı olarak ibraz edilebildiği, borç listesinin ise 2001/10-2002/12 tarih aralığını kapsadığı, belirtilen tarihleri kapsayan dönemde davacı …’in … tesisata ait 2001/10-2002/12 tarih aralığı enerji kullanım dönemlerinde abone/fiilen kullanımı olduğunu gösterir somut belge ve delillerin alacaklı tarafından sunulmarığı, söz konusu fatura ayrıntılarının da sunulamadığı, faturalandırmanın neye göre ne şekilde yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla menfi tespite ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygundur. Vekalet ücretine ilişkin yapılan değerlendirmede ise dava dilekçesinin sonuç kısmında istirdat ve menfi tespit taleplerinin yer aldığı, açıklama kısmında ise davacı … tarafından yapılan ödemenin istirdadının istenildiği davacı … yönünden ise faturalandırma nedeniyle menfi tespit talep edildiği davacı … ile ilgili menfi tespit talebinin bulunmadığı anlaşılmakla vekalet ücretine ilişkin talep yerinde değildir. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1.madde gereği reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 646,84, TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 147,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 499,39 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/12/2021