Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2806 E. 2021/3550 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2806
KARAR NO: 2021/3550
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 13/10/2021
NUMARASI: 2021/635 E
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat yapmak üzere adi ortaklık anlaşması yapıldığını, bu anlaşmaya göre davalı şirketle dava dışı … arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeden davalı şirkete düşecek olan %50 payın adi ortaklığa ait olduğunu, adi ortaklık sözleşmesi gereğince üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, inşaatın %90 oranında bitirildiğini, adi ortaklığın amacına ulaştığını, davalıya gönderilen ihtarname ile hissenin tapuda tescilinin talep edildiğini, davalı tarafça verilen cevapta müvekkilinin yaptığı ödemeleri kabul etmediklerini bildirdiğini, binada oturumun başladığını, bağılsız bölümlerin elden çıkarılması halinde müvekkilini alacağına kavuşamayacağını, ileri sürerek ortaklığın tasfiyesi ile ortaklık payının verilmesi ile davalı adına olan taşınmaz kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği” gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; dosyaya sundukları senet niteliğindeki deliller değerlendirilmeden gerekçesiz olarak taleplerinin reddedildiğini, sözleşme gereği masrafların yarısını, davalı şirket yetkilisi …’na ödendiğini, her ödemede, taraflar arasında ödemelere ilişkin olarak, ortaklık yapısını ve hisselerini de gösteren tutanak imzalandığını, kesin delil olan senet niteliğindeki imzalı tutanaklar ile müvekkilinin inşaatın devamı aşamalarında üçüncü şahıslara yapılan ödeme faturaların tamamının dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, yapılan sözleşme gereği mezkûr bina %90 aşamasına geldiğinde kat irtifakı kurulduğunu ve toprak sahibi adına geçmesi gereken bağımsız bölümlerin tescili yapıldığını, müvekkili adına da geçmesi gereken %50 hissenin tamamının davalı … Ltd. Şti. adına tapuya tescil edildiğini, talep ettikleri ihtiyati tedbirin, davanın sonucunu doğrudan etkilemediğini ve ve yalnızca müvekkilinin hukuki durumunda doğmuş olan zararın artmasını engellemeyi amaçladığını, davalı adına kayıtlı olan ancak esasen adi ortaklık anlaşması gereği %50 payının müvekkili adına kayıtlı bulunması gereken bağımsız bölümlere ihtiyati tedbir konulmadığı takdirde, müvekkilinin adi ortaklıktan doğan alacaklarını elde edememe tehlikesi kuvvetle muhtemel olduğunu, yaklaşık ispatın gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Dava, taraflar arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile ortaklığın tasfiyesi ve sözleşme gereği davalı yüklenici olan şirket adına kayıtlı olan taşınmazların yarısının tapusunun iptali ile davacı adına tesciline ve yargılama süresince taşınmaz kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulması talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalının dava dışı arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı, davacı ile davalı arasında da bu sözleşme için a adi ortaklık sözleşmesi yapıldığı hususlarında ihtilaf yoktur.Dava dilekçesi içeriğinde inşaatın %90 oranında bittiği belirtilmektedir. Buna göre kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapılan inşaatın tamamen bitmediği, yüklenicinin edimini tamamen yerine getirmediği anlaşılmaktadır. HMK’ nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. Adi ortaklık sözkonusu olduğundan adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesi halinde, tasfiyenin TBK.nun 642. ve devamı maddelere uygun şekilde gerçekleştirilmesinin temini için adi ortaklık malvarlığının muhafazası yönünden gerekli tedbirlerin alınması zorunludur. Ancak davalının kat karşılığı sözleşmesinde yüklenici durumunda olduğu, sözleşme gereğince yüklenicinin edimini yerine getirmediğinde tapulara hak kazanamayacağı değerlendirildiğinde, tapu kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde adi ortaklığın zarar göreceği de muhtemeldir. Taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu iddiası ileri sürülmekle, adi ortaklığın malvarlığının korunması için adi ortaklık konusu taşınmazlar üzerine HMK 389/1. madde gereği ihtiyati tedbir konulabileceği ancak davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin olduğu, davacının iddialarının nihai kararda değerlendirilebileceği ve tasfiye sırasında hüküm altına alınabileceği değerlendirildiğinde mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, istinaf eden davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/12/2021