Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2798 E. 2021/3492 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2798
KARAR NO: 2021/3492
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2021/676 E –
DAVANIN KONUSU: Adi Ortaklığın Feshi ve tasfiyesi,Alacak
KARAR TARİHİ: 27/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’nun birlikte inşaat ve gıda işi yapmak üzere sözlü olarak güven ilişkisi ile anlaştıklarını, bilahare …’nun anlaşmalarına istinaden 17.05.2013 tarihinde … A.Ş. olarak bir şirket kurduğunu, 10.07.2013 tarihinde aralarında tüm mutabık kaldıkları koşulları adi ortaklık protokolü düzenlemek suretiyle yazılı hale getirip akdettiklerini, davalı şirketin Ticaret Siciline tüm şirket payları davalı …’nun adına olmak üzere tek pay sahipli şirket olarak tescil edildiğini, buna karşın müvekkilinin anılan şirket hisselerinin yarısına sahip olduğunu, hisselerinin geçici bir müddet için davalı … üzerinde kalacağını ve imzalanan protokolce hüküm altına alındığını, davalı … arasında imzalanan protokole göre; müvekkilinin hisselerinin geçici bir süre …’nda emanet duracağını, davalı …’nun müvekkilinin gösterdiği kişi adına müvekkilin %50’lik hissesinin devrini gerçekleştirmesi için süresiz vekalet çıkaracağını ve hiçbir şekilde bu vekaletnameyi iptal etmeyeceğini taahhüt altına alındığını, müvekkil ile aralarındaki anlaşma sonucu davalı …’nun Kadıköy … Noterliği 23.07.2013 tarihli … yevmiye numaralı vekaletname ile müvekkilinin göstermiş olduğu kimselere şirketin %50’lik hisse devrini gerçekleştirmesine ilişkin yetki verildiğini,ancak bu vekaletnameyi müvekkiline bilgi vermeden Kadıköy … Noterliği 16.11.2015 tarihli … yevmiye numaralı azilname ile azletttiğini, müvekkilin protokolle hüküm altına alınmış hisseler üzerindeki tasarruf hakkını engellediğini, protokole aykırı hareket eden davalı …, müvekkile ait olduğu kararlaştırılan hisse paylarını üçüncü şahıslara devrederek müvekkili telafisi mümkün olmayan zararlara uğrattığını, davalı şirketin içini boşaltmaya ve mal kaçırmaya yönelik tutumu taşınmaza ilişkin satılık/kiralık ilanında da ortada olduğunu iddia ederek , tüm bu nedenlerle; Müvekkili ile davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin feshine ve tasfiyesine, Müvekkilinin davalı şirketin kuruluş tarihinden itibaren hak kazanmış olduğu kar paylarının her yıl için ayrı ayrı işletilecek reeskont faizi ile birlikte hesaplanarak davalılardan alınarak müvekkile verilmesine,Müvekkili ile davalı … arasında imzalanmış protokol gereğince … A.Ş.’nin adi ortaklık hükümlerine göre tasfiyesine, … A.Ş. Şirketinin aktif ve pasifinin tespitine, Katılım payının bugünki değerinin tespitine ve bugünki değeri ile müvekkiline iadesine, davalı şirketin tüm hisselerine, haczi kabil tüm malvarlığına ve aktiflerine ihtiyati tebdir konulmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ; davacı ve müvekkili … şirketi arasında geçerli bir adi ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davaya konu protokolün … şirketi açısından bağlayıcı olmadığı, ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan … şirketinin davacı ile bağlayıcı bir hukuki ilişkiye girebilmesi için söz konusu protokolün … tarafından şirket kaşesi ve unvanı altında temsil ve ilzama yetkili kişi sıfatı ile atılmış olması gerektiği, ancak davacının tüm iddialarını dayandırdığı 10 Temmuz 2013 tarihli prokotolde müvekkilinin …’nin unvanı ve kaşesi yer almamakta olup, diğer müvekkilinin tek başına attığı ve yalnızca kendi açısından bağlayıcılığı olan imzası bulunduğu beyan edilmiştir. Mahkemece 22/10/2021 tarihli ara karar ile , “davacı taraf sözlü olarak kurulan bir adi ortaklıktan bahsetmekte olup, bu adi ortaklığın tasfiyesi için davalının tek ortağı olduğu davalı şirketin mal varlığının tespiti ve tasfiyesinin adi ortaklık hükümlerine göre yapılmasını talep etmektedir. Dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler, istem ve davanın niteliğine göre yargılamayı gerektiren durum ve şartlar nazara alınarak HMK 289. Maddesindeki şartların oluşmadığı ” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin tedbir talebinin reddi kararının hukuka aykırı olduğu, gerekçede yazılı HMK 289. maddenin konu ile ilgisinin bulunmadığı ,ihtiyati tedbiri düzenleyen HMK 389. maddede ise, ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi durumlarının mevcudiyetinin gerektiği, dosya kapsamında sunmuş oldukları delillerden de anlaşılacağı üzere davalı şirketin ve davalının mal kaçırma ihtimali bulunduğu, ivedilikle davalı şirketin malvarlığının üçüncü şahıslara devrinin engellenmesi amacıyla haczi kabil tüm malvarlığına ve aktiflerine ihtiyati tebdir konulması gerektiği, müvekkili ile davalı … arasında akdedilen protokol incelendiğinde müvekkilinin haklılığının ortada olduğu, tüm bu sebeplerle mahkeme tarafından verilen ara kararının müvekkilini maddi-manevi telafisi imkansız zararlara uğratmaya yönelik olup, yapılacak inceleme sonucu yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; ibraz edilen 10/07/2013 tarihli “protokol” başlıklı belgeye göre: taraf gerçek kişilerce, … A.Ş. olarak bir şirket kurduklarını ve % 50 oranında ortak olduklarını beyan etmişlerdir.17/0502013 tarihli anasözleşme ve tescil tarihi olduğu Ticaret Sicil kaydından anlaşılmaktadır.Şirketteki davacı hisselerinin ,emaneten davalıda duracağı ,bu hususta vekaletname düzenleneceği de kararlaştırılmıştır. Ancak , davalı şirket tek ortaklı olmayıp, şirketin ortakları ve yöneticileri 3 kişi olup,bunlar arasında davalı da bulunmaktadır. Davalı şirket ,ayrı bir tüzel kişilik olarak kayıtlı olup,davalı dışında ortakları da bulunmaktadır. Dava ,gerçek kişiler arasındaki adi ortaklığın ve kurulan ticaret şirketinin feshi ve tasfiyesi ile alacak talebine ilişkin olup, tüm malvarlığına tedbir konulması istenen davalı şirketin davalı dışında başkaca ortaklarının da bulunduğu, davada taraf olmayan 3. kişilerin haklarını etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden , davacının talep şekli de gözetilerek bu aşamada mahkemece verilen karada usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/12/2021