Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2792 E. 2022/2607 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2792
KARAR NO: 2022/2607
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2018/569 E – 2021/314 K
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile süregelen ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının bulunduğunu, asıl alacağın büyük kısmının … plakalı aracın onarımı nedeniyle kesilen faturadan kaynaklandığı, tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başlanıldığını, davalının dosya borcuna itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait olan … plaka sayılı aracın kazaya karışmasından ötürü tamiratının yapılması için davacı şirkete bırakıldığını, tamirat bedelinin kasko tarafından hemen ödenmediği için aracın tamirat ücretini ödemeden söz konusu aracı teslim etmediklerini, müvekkil şirkete ait aracı kullanan … ve …’nın davacı şirketin muhasebecisine nakit ödeme yaparak arabayı teslim aldıklarını, daha sonra müvekkil şirket yetkilisinin alacaklı tarafa vekaletname verdiğini ve sigortadan alınan para ile araç tamir parasının müvekkile iade edildiğini, servis işini yapan firmalarda bakım ve tamirat ücretini almadan araçların teslimin söz konusu olmadığını, davacı firmanın da ücreti aldıktan sonra aracı teslim ettiğini, aracın tamir ve bakımının 2014 yılında yapıldığını, davacının aradan beş yıl geçtikten ve nakit para makbuzlarına da ulaşmak imkansız olduktan sonra icra takibi yaparak haksız kazanç peşinde olduklarını, dava dilekçesinde dava konusu alacağın tamamının … plaka sayılı aracın tamirat bedeli olmadığını diğer cari hesaptan kaynaklandığını da beyan ettiğini, söz konusu cari hesap ekstresinin nelerden kaynaklandığını da belirtmediğini, müvekkilinin davacı firmaya borcu olmadığını, hukuksuz ve yersiz olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sonunda mahkeme, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalıya ait … plakalı aracın 02.12.2013 tarihinde kazaya karıştığı ve davacı tarafından onarımının yapıldığı, tamir işlemine ait faturaların keşide edildiğini ve cari hesaba eklendiği, davalının nakit ödeme yaptığına delilin dosyaya sunulması gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak tarafların ticari defter ve belgelerinin inceleme konusu yapıldığı, davacının takip tarihi itibarıyla kendi defterlerinde 26.288,24 TL alacaklı olduğu, davacı iddiasını ticari defterler ile ispat etmiş olduğu, davalı tarafın ticari defterleri ibraz edilmekten imtina etmiş olduğu, davacının dava konusu husumete ilişkin tamir hizmetini yerine getirmiş olduğunun çekişmesiz olduğu, davalının tanık beyanlarından başka bir delilinin bulunmadığı, … Sigorta’nın 22.239,34 TL’yi …’e ödemiş olduğu, dolayısıyla davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin kaldığı yerden devamına, 26.288,24 TL’ asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; aradan geçen 5 yıldan fazla olan uzun bir süre sonra tamirat bedelinin alınamadığı iddiası ile icra takibi başlatmasının kötü niyetli olduğunu, ödeme makbuzunu müvekkilin aracı kiraladığı ihbar olunan …’in kaybettiğini, tamirat bedelinin ödenmeden aracın teslim edilmediğini ve büyük servislere yazılan müzekkerelere verilen cevapların da tamir bedeli alınmadan aracın teslim edilmeyeceği yönünde olduğunu, aracın teslimi konusunda yerel mahkemenin önceki kararlarında teslim evrakını davacıdan istemesine rağmen karar duruşmasında bu kararından vazgeçtiğine dair bir karar vermeden davanın kabulüne karar verdiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde dava konusu alacağın tamamının … plakalı araca ilişkin olmadığını ve diğer cari hesaptan da kaynaklandığını belirtmesine rağmen söz konusu cari hesap ekstresinin nelerden kaynaklandığını belirtmemiş olduğunu ve bu yerel mahkemenin de bu hususu irdelemediğini, … plakalı aracın hangi tamiratlarının poliçe kapsamı dışında olduğunun ve tamirat ücretinin ne olduğunun belirtilmesini de istemelerine rağmen yerel mahkemenin bu hususları göz ardı ettiğini, dava konusu alacağın yargılamayı gerektirdiğinin belirtilerek icra takibine itiraz edildiğinin ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, cari hesaba ilişkin alacağın ödenmemesi sebebiyle başlatılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebini içermektedir. Davaya konu itirazın iptalinin talep edildiği İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi incelendiğinde ödeme emrinin tebliğ tarihinin 23/05/2018 olduğu, itirazın 25/05/2018 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla itirazın süresinde olduğu görülmüştür. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, takibin konusu cari hesap ilişkisi içerisinde fatura alacağına ilişkindir. Dava ve cevap dilekçelerinden; onarım işlemine ilişkin çekişmenin olmadığı, ihtilaf konusunun cari hesaptaki bakiye borcun sebebi ve … plakalı aracın onarım işleminin bedelinin ödenip ödenmediğiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda mahkemece, tarafların ticari defterlerin de incelenmesi suretiyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususunda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir. Rapora göre, davacı tarafın defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının zamanında ve usulüne uygun olduğu, defterlerinin birbirini teyit eder nitelikte tutulmuş olduğu, davalı tarafın ise ticari defterlerini bilirkişiye sunmadığı ve bu sebeple defter incelemesi yapılamadığı görülmüştür. Bilirkişilerce, gerek dosya mevcudundan ve gerekse davacı defterlerinden davalının ödeme iddiasını ispata yarar bir veriye ulaşılamadığı, davacı tarafın kendi defterlerine göre davalıdan 26.288,24-TL alacaklı durumda olduğunun görüldüğü yönünde görüş bildirilirken; … Sigorta Şirketi tarafından tamir bedelinin taraflardan hangisine ödendiğinin anlaşılamadığı, bu nedenle sigorta şirketinden hasar bedelinin kime ödendiğinin sorulması gerektiği, gelen cevaba istinaden ödemenin davacıya yapılmış olması halinde davanın konusuz kalacağı, ödemenin davalıya yapılmış olması durumunda ise davalının ödeme iddiasını ispata muhtaç olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir. … Sigorta Şirketi’ne bu hususta yazı yazılmış, ödemenin … plakalı aracın kaza tarihindeki kiracısı vekil alıcı …’e yapıldığı cevabı verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/3 maddesi “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilmelidir. Bu sebeple ticari defterlerini ibraz etmeyen tarafın, karşı tarafın defterlerinin aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. Dosya kapsamında; davacı tarafın ticari defterlerinde bilirkişi tarafından yapılan incelemede defterlerin HMK 222/2 maddesine uygun nitelikte tutulmuş olduğu, davacının kendi defterlerine göre 26.288,24-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın, alacağın sona erdiği hususunda tanık dinlettiği, davacı tarafın tanık dinletilmesine muvafakatinin bulunmadığı, davalının ticari defterlerini de ibraz etmediği ve davacı tarafın defterlerindeki kayıtların aksini başkaca senet veya kesin delillerle ispat edemediği görülmüştür. Bu sebeple yerel mahkemece HMK 222/3 gereği davacı tarafın defterlerinin kendi lehine delil olarak kabul edilmesi ve dolayısıyla alacağın ispat edildiğinin kabulü yerinde olmuştur. Sonuç olarak; itirazın iptali ile icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı yönünden de alacağın fatura ve cari hesap ilişkisi kaynaklı olması sebebiyle likit olduğu ve icra dosyasına yapılan itirazın haksız olduğu gözetildiğinde icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.795,75 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 450,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.345,75 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/10/2022