Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2777 E. 2022/2417 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2777
KARAR NO: 2022/2417
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2017/415 E – 2020/786 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/09/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde;12/08/2014 tarihinde borçlunun iş yerinde kaçak elektrik kullandığı tespit edilmekle tutanak düzenlendiği, bu tutanağa istinaden Elektrik Piyasası Tü- ketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 28. md gereğince borç tahakkuk ettirildiğini,ancak fatura bedeli ödenmediğinden davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlunun itirazı nedeniyle takip durduğundan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının kaçak elektrik kullanmadığını, tutanakta belirtilen adreste lokanta olarak faaliyet gösteren işletmeye ortak olduğunu, abonelik işlemleri için başvurduğunda diğer ortağın kaçak elektrik kullanımından doğan borcu nedeniyle abonelik tesis edil- mediğinden ortaklığın bir hafta kadar sürdüğünü, vergi kaydının da hemen kapatıldığını, dava konusu tutanak kapsamında kendisi hakkında yapılan ceza yargılamasının devam ettiğini, kaçak elektrik kul- lanmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 4.096,94 TL üzerinden devamına, 3.532,45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Yargılamada sözlü yargılamaya geçildiğinin bildirilmediğini, Davacının belirtilen adreste kaçak elektrik kullandığı tespit edilmekle tutanak düzenlen- diğini, tahakkuk edilen fatura bedeli ödenmediğinden takip yapıldığını, itirazın nedeniyle takip durdu- ğundan eldeki davanın açıldığını, dosya içeriğine göre kaçak kullanımın sabit olduğunu, davalının kaçak kullanımı 360 günün üzerinde olmasına rağmen müvekkili şirket tarafından 19/04/2013- 12/04/ 2018 tarihleri için tahakkuk yapıldığını, mahkemece kaçak kullanım süresinin doğru bilgi ve belgeye dayanmadığından bahisle 90 günlük süre esas alınarak hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğu- nu, ek rapor alınmasına ilişkin talebin reddedildiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dava konusu olay ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 69. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan 2016/175 Esas sayılı dava sonunda müvekkilinin beraatine karar verildiğini, bu kararın istinaf incelemesi sonucu kesinleştiğini, Kesilen kaçak elektrik cezası faturasında müvekkilinin imzasının bulunmadığı gibi müvekkilinin faturadan haberdar olmadığını, Davalının dava konusu borcun kaynağı işletmeye ortak olduğunu, bu ortaklığın diğer ve eski ortağın kaçak elektrik kullanması sonucu oluşan borçlar nedeniyle bir haftadan daha az bir süre de bittiğini, buna dair tanıkların dinlenildiğini, Ayrıca davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin nisbi vekalet ücretinden fazla olduğunu, Haksız iddialar nedeniyle uzun yıllar yargılanan davacının derin acılar çekip bir çok zorlukla karşılaştığını, fazlasıyla yıprandığını, işlememiş olduğu bir suçun tazminatına mahkum edil- diğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Yargılama usulü ile ilgili olarak; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/1577 Esas, 2021/12746 karar nolu ilamında belir- tildiği üzere; Tahkikat, yazılı yargılama usulünde de basit yargılama usulünde de ön inceleme aşamasının sona ermesi üzerine başlamaktadır. HMK’nin 147.maddesinde ön inceleme aşamasının tamamlanmasından son- ra tarafların tahkikat için duruşmaya davet edileceği düzenlenmiştir. Tarafların duruşmaya çağrılmasıyla tahkikat başlayacaktır. Tahkikat evresi, taraflar arasındaki ihtilaflı vakıaların incelenip hakikatin ortaya çıkarılması için yapılan işlemlerin zaman itibariyle işgal ettiği yargılama aşamasıdır. Mahkeme bu aşamada tarafların talep sonucunu dayandırdıkları, davanın halli bakımından önem taşıyan ve ön inceleme tutanağında çekişmeli olarak belirtilen vakıaların, yine kural olarak tarafların sunduğu deliller çerçevesinde doğruluğunu araştırır. Taraflarca getirilen delillerin değerlendirilmesi ve ispat faaliyeti neticesinde uyuşmazlığın aydınlanmasıyla birlikte, Hâki- min davayı sonlandıracak kararı vermesi mümkün hale gelmektedir. Bu yönüyle tahkikat, davanın en önemli ve uzun aşaması olarak nitelendirilmektedir. Tahkikat aşamasından sonra taraflara yargılamayla ilgili son sözlerinin sorulacağı sözlü yargılama aşamasına geçilecek ve ardından mahkeme nihai kararını verecektir. HMK’nin “Tahkikatın Sona Ermesi” ile ilgili hükümleri gereğince tahkikatı gerektiren bir hu- sus kalmadığında mahkemenin, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği düzenlenmiştir.Tahkikat aşa- masının bitimi bu tefhim ile birlikte gerçekleşecektir. Eldeki dosyada, dava değeri itibariyle yargılama basit usule tabi olup hüküm fıkrasının açıklandığı 15/12/2020 tarihli celsede, taraflardan tahkikata ilişkin beyanları sorulduktan sonra HMK 321 md gereğince tahkikatın sona erdiği bildirilmiş, bileşik olarak yapılan celsede sözlü yargılama yapılarak son sözleri sorularak karar verilmiş olmakla usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Esasa ilişkin olarak; Davacı şirketin çalışanları tarafından … nolu tesisatın kurulu olduğu “… Cad. … Pasajı, No: … Maltepe/İstanbul “adresinde “…” olarak faaliyet gösteren iş yerinde 12/08/2014 tarihinde yapılan kontroller sonucu “perakende satış sözleşmesiz elektrik kulla- nıldığı”ndan bahisle davalı … adına kaçak tespit tutanağı düzenlendiği, Tutanağa dayanarak 20.705,58 TL tutarında fatura tahakkuk edildiği, Borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlü- ğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalını itirazı ile takip durdu- ğundan itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili” davalının kaçak kullanım süresinin 360 günden fazla olmasına rağmen 19/04/ 2013- 12/04/2018 tarihleri için tahakkuk yaptıklarını, kaçak kullanım süresinin 90 günlük olarak esas alınma- sının hukuka aykırı olduğunu” iddia ederken davalı “belirtilen adresteki işletmeye ortak olduğunu, abonelik işlemleri için başvurduğunu, ancak diğer ortağın kaçak elektrik bedelinden doğan borcu nedeniyle abonelik tesis edilmediğini, bu nedenle ortaklığın bir haftadan kısa sürede sona erdiğini ve vergi kaydının hemen kapatıldığını” beyan etmektedir. Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tes- pitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. (Yargıtay 3. HD 2019/6017 Esas- 2020/3754 Karar nolu, 01/07/2020 tarihli, 2020/2109 Esas- 2020/3340 Karar nolu 24/06/2020 tarihli, 2019/4862 Esas- 2020/305 Karar nolu 16/01/2020 tarihli ilamı) 6098 sayılı TBK’nun ceza hukuku ile ilişkiyi düzenleyen 74.maddesinde “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hu- kukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmüne yer verilmiş olup somut olayın vuku bulup bulmadığına dair tespitler hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcı olacaktır. Dava konusu 12/08/2014 tarihli tutanağa dayalı olarak karşılıksız yararlanma suçundan sanık hakkında İstanbul Anadolu 69. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan 2016/175 Esas sayılı dava sonunda yapılan yargılama sonunda tesis olunan 2020/14 Karar nolu 15/01/2020 tarihli ilamda “sanı- ğın savunmalarında … isimli kişi ile lokanta dükkanında ortak olduklarını, adı geçen kişinin elektrik ve doğalgaz borcunu ödemediğini öğrenince Maliye’den kapanışını yaptığı yönünde savunmada bulun- duğu, bu savunmanın dinlenen tanık beyanı ile desteklendiği, … isimli kişiye kovuşturma sıra- sında tebligat yapılamadığından beyanına başvurulamadığı, sanığın kiracı olduğu dönemde atılı suçu işledi- ğine dair kesin ve somut delil elde edilemediğinden beraatine” karar verildiği ve istinaf mahkemesince “istinaf talebinin esastan reddine” karar verilmekle kararın 21/09/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dairemizce İTO’nun resmi WEB sitesinden temin edilen kaydına göre, tutanak tarihi itibariyle davalının tutanakta belirtilen adres itibariyle kayıtlı iş yeri kaydı bulunmamaktadır. Davalı tarafça dosya içine sunulan mükellef sicil sorgusunda davalının “… Mah, … Cad. No: … Maltepe/İstanbul” adresindeki iş yeri ile ilgili olarak 12/08/2014 tarihinde işe baş- lama bildiriminde bulunduğu ve 15/08/2014 tarihinde (üç gün sonra) işi bıraktığı bilgisi yer almakta ise de, söz konusu kayıtlar ilgili vergi dairesinden celp edilmemiş, davalının belirtilen adreste tutanak tarihi itibariyle fiili kullanıcı olup olmadığı ve kullanım süresi ile ilgili yeterli araştırmanın yapıl- madığı anlaşılmaktadır. Buna göre öncelikle davacı şirkete müzekkere yazılarak; 12/08/2014 günü itibariyle davalının söz konusu iş yerindeki tesisat ile ilgili abonelik başvurusunun bulunup bulunmadığı, bu başvurunun ne şekilde sonuçlandığı sorularak varsa başvuru evraklarının ve yapılan işlemlere ilişkin evrakların ayrıca varsa abonelik dosyası ile dava konusu tutanak tarihi ve öncesinde davalı hakkında tutulmuş tüm kaçak tespit tutanaklarının celbi, ayrıca davalının fiili kullanıcı olup olmadığı ve kul- lanım süresinin ne olduğuna dair doğru bilgi ve belgelerin celbi hususunda …, …, …, … operatörleri, Emniyet , belediye vs kurumlara müzekkere yazılarak davalının bu adres ile ilgili kaydının bulunup bulunmadığının, tutanak tarihi ve öncesinde bu adreste faaliyette bulunup bulunmadığının sorulması, daha sonra taraflarca isimleri bildirilen tanıklar ile tutanak münzilerinin beya- nına başvurulması, tutanak tarihi itibariyle davacının bu adreste sözleşmesiz kullanıcı olduğunun tespiti halinde de sorumlu olduğu kaçak kullanım bedelinin EPMHY ve 622 sayılı kurul kararı doğrultusunda tespiti hususunda önceki bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, tüm dosya kapsamına göre hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş olup davacının istinaf başvurusunun kabulü gerekmektedir. Davalının istinafına gelince; karar tarihi (2020 yılı) itibariyle istinaf sınırı 4.480,00 TL olup davalı yönünden hüküm altına alınan ve davalının istinaf incelemesine konu ettiği dava değeri (4.096,94 TL) istinaf sınırının altında kalmakla davalının istinaf başvurusu HMK 341, 352/1-b md gereğince reddedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırıl- masına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Davalının istinaf başvurusunun HMK 341, HMK 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE, Davacı taraftan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacı tarafa isteği halinde iadesine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 279,86-TL istinaf karar harcından peşin alınan 70,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 209,86-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/09/2022