Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2743 E. 2022/1643 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2743
KARAR NO: 2022/1643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2015/452 E – 2019/1487 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … plakalı … markalı minibüs sahibi olduğunu, minibüsün Yakacık-Kadıköy hattında ticari olarak çalıştığını, minibüsün garantisinin halen devam ettiğini, 05/12/2014 tarihinde sefer sırasında minibüsün stop lambası ile hararet lambasının yandığını, bunun üzerine aracı … yetkili servisine götürdüğünü, servisin hidroliğin bittiğini söylediğini, araç ertesi gün tekrar kullanıldığında tekrar arıza lambalarının yandığını, minibüsün garanti kapsamında olması nedeniyle serviste arızalı parçaların değiştirildiğini yalnız takılan parçaların araçla uyum sağlamadığını ve bir süre sonra tekrar servise gidildiğini, yetkili servisin arızalı parçaların yurt dışından geleceğini ve beklemeleri gerektiğini söylediğini, aracın ticari bir minibüs olması nedeniyle maddi açıdan kar kaybına sebep olacağını, daha sonra yapılan kontrollerde motorun parçalandığını ve kullanıcı hatasından kaynaklandığı için garanti kapsamına girmediğinin servis tarafından söylendiğini, motorun parçalandığının ve değişmesi gerektiğinin servis tarafından çok geç farkedildiğini, aracın 12 gün boyunca serviste yattığını, aracın ticari anlamda kullanılamaması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek dava dışı yetkili servise ödenen bedel ve aracın davalının kusuru neticesinde çalıştırılamaması nedeniyle uğranılan kar kaybına ilişkin 1000 er TL den şimdilik toplam 2.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 2.000 TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu … plakalı minibüsün kendilerinin de beyan ettiği gibi ticari araç olarak kullanıldığını, aracın fabrika çıkışı haliyle kullanılmadığını, modifiye edildiğini, yapılan değişikliklerden sonra aracın deformasyona uğradığını, söz konusu olan araçta arızaya neden olan parçaların orjinale uygun olmadan değiştirildiği, bu nedenle araç standarttan çıktığından garanti kapsamında olmayabileceği, iddia edildiğinin aksine davacıya ait aracın davalı şirkete toplam 2 defa giriş yapmış olduğunu, yalnızca bir girişin somut uyuşmazlıkla ilgili olduğunu belirterek, davacı tarafın açmış olduğu belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, davacı tarafın aracın uğramış olduğunu iddia ettiği zararların tazmini ve uğramış olduğunu iddia ettiği kazanç kaybı taleplerinin usule ve yasaya aykırı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, dava konusu davacıya ait aracın 24.04.2013 tarihinde trafiğe çıkan hatlı minibüs olduğu, aracın ilk kez 05.12.2014 tarihinde 1 yıl 7 ay ve 213.430 km de iken servise getirildiği şikayette belirtilen hususlarla ilgili olarak devridaim hortumu ve contasının değiştirildiği,silindir kapağının sökülmesi gerektiğinin ancak müşteri onay vermediğinden yapılmadığının servis kayıtları ile belirlendiği,farklı yönde bir belgenin davacı tarafından ibraz edilmediği,.07-15 aralık tarih aralığında araç tarafından yakıt alınmadığı ve 15 Aralık tarihine kadar serviste kaldığı, davacı araç sahibi tarafından çağrı merkezine mesaj bırakıldığı ve davalı tarafından da çağrı merkezine mesaj bırakıldığı ve yapılan işlemin anlatıldığı,davacı tanıklarından …nın araçta şoför olarak çalıştığı ve aracın hararet yaptıkça marketten su alarak radyatöre doldurduğunu beyan ettiği,dava konusu aracın 200.000 km den fazla kullanıldıktan sonra kazaya karıştığı, kazada radyatörün çatladığı ve özel serviste kaynak yolu ile tamir edildiği,tamirden sonrada kullanılmaması gereken ürünlerin kullanılması nedeni ile pistonların, gömleklerin ve silindirlerin, segmanların, hortumların bozulduğu davalı servisin davalı servise 05.12.2014 tarihinde ilk getirildiğinde motor kapağının açılması gerektiğinin müşteriye bildirildiği ancak kabul edilmediği,çağrı merkezi tarafından müşteriye teknik yönden doğru bilginin verildiği onarımın gecikmesi yönünden davalı servisin sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla çekici bedeli onarım bedeli ve kazanç kaybı talep edilemeyeceği gerekçesiyle; “Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını,dava konusu aracın servise 6-7 kez girdiğine ilişkin kayıtların silinip yada saklandığını,tanık ifadelerinin dikkate alınmadığını,servis çalışanlarının ısrara rağmen motoru söküp incelemediklerini,aracın motorunun servisçe açılmaması nedeniyle araçta hasar oluştuğunu,aracın serviste 9 gün kaldığının bilirkişi raporu ile belirlendiğini,mahkemece sadece davalı tarafından tek taraflı olarak hazırlanan servis kabul formu ile çağrı merkezine bırakılan açıklamaların dikkate alındığını,dava konusu aracın arızasının daha önce karıştığı kaza sebebiyle doğmadığı,radyatörün daha önce herhangi bir tamirat görmediği,sadece kaportasında meydana gelen hafif göçmelerin düzeltildiğini,radyatörün daha önce tamir görmesinin motorun yanması ile ilgisinin bulunmadığını,radyatörde çatlak ve sızıntının da zamanında tamiri gerekirken tamir edilmediğini,davanın konusunun araçtaki gizli veya açık ayıp olmayıp, servis yetkililerinin araca zamanında müdahale etmemesi, motoru söküp incelememesi sebebiyle araçtaki gerçek arızayı anlamamaları neticesinde motorun yanması sebebiyle motor değişim bedeli ile kazanç kaybına ilişkin olduğunu,mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yapılmadığını,davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada, davaya konu aracın tamir için davalıda kaldığı sürede çalıştırılamadığı iddiasına yönelik zararların talep edilmiştir. Alınan teknik incelemeye dayalı bilirkişi raporunda, söz konusu edilen aracın 24.04.2013 tarihinde trafiğe çıktığı, 2012 model hatlı minibüsün 1 yıl 4 av ve 200.000 km’den fazla kullanıldıktan sonra karıştığı kazada çatlayan radyatörün özel serviste kaynak yoluyla tamir edildiği, ardından kaliteli antifiriz yerine normal su veya kalitesiz antifiriz kullanılması nedeniyle pistonların, gömleklerin, silindirlerin, segmanların, motor kapağının; yatakların, devridaim pompasının, hortumların bozulduğunun belirlendiği ,bu haliyle motorun değişiminin gerektiği vurgulanarak, davalı servisin arızanın meydana gelmesinde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı,aracın dava konusu şikayet nedeniyle 05.12.2014 tarihinde servise ilk getirildiğinde motor kapağının açılması gerektiğinin müşteriye bildirilmesine rağmen davacının bunu kabul etmediği notunun düşüldüğü, … tarafından yapılan değerlendirmeye bağlı olarak 09.12.2014 tarihinde çağrı merkezi tarafından müşteriye teknik yönden doğru bilginin verildiği, bütün bunlar karşısında onarımın gecikmesinde davalı servisinin sorumluluğunun olmadığından davacının herhangi bir zarar ve alacak talebinde bulunamayacağı tespit edilmiştir.Mahkemede bilirkişi raporundaki araç üzerindeki tespitleri karar gerekçesinde açıklamıştır. Davacı taraf davalının zamanında aracın motoruna müdahale etmediği için araçta hasar oluştuğu ve zarara uğradığını ileri sürmüş ise de, davacının davalının motoru açmasına izin vermediği davalı servis kayıtları ile sabittir.Davacıya mesaj sistemi ile de gerekli bilginin verildiği açıktır.Ayrıca davalı servis kayıtlarının aksi davacı tarafça da ispatlanamamıştır. Bu sebeple davalı servisin davacının izni olmadan araca müdahale edemediği,araç motorunu sökemediği ve tamir edemediği belirlenmekle,davacının iddia ettiği araçtaki oluştuğu ileri sürülen zarardan davalının sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu nedenle kazanç kaybı yönünden ilave bir bilirkişi incelemesi yapılmamasında aykırılık yoktur. Dava konusu aracın daha önce kaza geçirdiği ve hasarlandığı hususu da yine bilirkişi tespitleri arasındadır.Ayrıca dosyada davacı tanıkları da dinlenilmiştir. Bilirkişi raporu taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğundan,yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacağı açıktır.Davacı davasını ispatlayamamıştır.Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/06/2022