Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2685 E. 2021/3279 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2685
KARAR NO: 2021/3279
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2018/1077 E – 2020/641 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 06/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil … İstanbul ili Bahçelievler İlçesi … Mahallesi … Sokak No:… … mahallesi … Caddesi … Sokak no:… … dükkan sayılı yerde faaliyet gösteren iş yerinin sahibidir. Davacı müvekkil dükkanının elektrik ihtiyacını karşılamak amacı ile … Anonim Şirketi ile sözleşme imzalamıştır. Müvekkilin almış olduğu hizmete karşılık her ay elektrik faturasında kendisine yansıtılan tutarları ödemiştir. Müvekkile kullanmış olduğu elektriğe ilişkin aylık ortalama 700 – 1000 TL arasında borç tahakkuk ettirilmiştir. (2018 yılına ait faturalar ve yapılan ödemeler ekte sunulmuştur.) Müvekkilde kendisine tahakkuk ettirilen borcu her ay ödemiştir. Ancak ekte sunulan ilk okuması 04/09/2018 son okuması 26/10/2018 olan 26/10/2018 tarihli faturada davacı müvekkile her ay ödemiş olduğu faturanın yaklaşık 12 katı 10.392,70 TL tutarında bedel yansıtılmıştır. Ekte sunulan faturalar incelendiğinde fatura okumalarında ilk endeks ile son endeks arasındaki fark hiçbir faturada 1000’in üzerine çıkmamıştır. Ancak 26/10/2018 tarihli faturada iki endeks arasındaki fark 7500 civarıdır. Bu da davacı müvekkilin daha önceki aylarda yapmış olduğu elektrik harcamalarının yaklaşık olarak 8 katına tekabül etmektedir. Davacı müvekkilin faaliyet göstermiş olduğu dükkan sabah açılan ve akşam kapanan bir iş yeridir. Yani 24 saat sürekli olarak faaliyet gösteren bir işletme değildir. 10.392,70 TL tutarındaki fatura kendisine tebliğ edildikten sonra davacı müvekkil 01/11/2018 tarihinde İstanbul İli Küçükçekmece Sefaköy’de faaliyet gösteren Ticari Kayıplar Müdürlüğü’ne yüksek faturaya istinaden inceleme yapılması için başvuruda bulunmuştur. (Bu başvuruya ait evraklar ekte sunulmuştur.) Yine davacı müvekkil 01/06/2018 tarihinde elektrik sayacının arızalı olduğundan bahisle şikayette bulunmuş ve sayacın değişimini talep etmiştir. Davacı müvekkil davalı elektrik dağıtıcısı firma ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde borcun 05/11/2018 tarihine kadar ödenmesi aksi halde elektriğin kapatılacağı söylenmiştir.Sayaç arızası yada hatalı okumadan dolayı çıkan fahiş fatura bedelinin davacı müvekkile ödettirilmeye çalışması hakkaniyete aykırı olduğu gibi açıkça usul ve yasaya da aykırılık teşkil etmektedir. Müvekkilin faaliyet göstermiş olduğu iş yerinde tüm cihazların 24 saat çalışması halinde bile faturaya konu olacak borç kadar elektrik tüketmesi söz konusu değildir. Bu durum bilirkişi raporu ile de tespit edilebilir. Huzurda ikame edilen iş bu dava neticelene kadar davalı elektrik idaresinin 26/10/2018 tarihinde tahakkuk ettirmiş olduğu borçtan dolayı elektriğin kesilmemesi için mahkemenizden dava neticelenene kadar elektiriğin kesilmesi işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Şirketimiz … A.Ş. tarafından, davacının … nolu tesisatta usul ve yasaya aykırı olarak kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş ve 26.10.2018 tarih, … seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmiştir. Belirtildiği gibi mevzuat uyarınca Dağıtım şirketlerinin görev ve yetkisi dahilinde olan kaçak tespitine ilişkin tespit ve faturalandırma şirketimiz … A.Ş. tarafından yapılmıştır. Ancak menfi tespit davasının dava dilekçesinde de müvekkil şirkete yöneltilmiş olmasına rağmen tensip zaptında ayrı bir tüzel kişi olan perakende satış şirketi … A.Ş.’ ye karşı düzenlenip tebligatın da yine bu şirkete çıkartılması usul ve yasaya aykırıdır. Öncelikle tensip zaptında yapılan bu maddi hatanın düzeltilerek davalı unvanının düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkeme; “davanın kısmen kabulüne” karar vermiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.390,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen davanın değeri 10.392,70 TL olup, hükmedilen miktar 5.349,74 TL olup karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.390,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen davanın değeri 5.349,94 TL olup, karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/12/2021