Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2674 E. 2022/1652 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2674
KARAR NO: 2022/1652
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2021
NUMARASI: 2020/547 E – 2021/339 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava konusu aboneliğin bulunduğu binayı satın aldığını, bina içindeki kiracıların çıkmadığı nedenle 3 yıla yakın bir süre bina ile ilgili hiçbir tadilat tamirat yada kiraya verme gibi işlem yapamadığını, yani söz konusu binaya ilişkin bir aboneliğinin bulunmadığını, binanın yıkılıp otele dönüştürülmesi için içindeki kiracıların kolluk kuvveti ile çıkması neticesinde davalı elektrik şirketine başvurarak elektriğin kesilmesini talep ettiğini, binanın yıkılacağını bildirir dilekçe sunduklarını, firmanın ise borcun ödenmesi neticesinde elektriğin kesileceğini yoksa yıkım işleminin yapılamayacağını bildirerek bu borcu ödemeye mecbur bıraktığını, davalı …’a 16.427,83-TL, diğer davalı …’ne 15.280,39-TL ödeme yaptıklarını, bir takım diğer bedeller ile birlikte toplam 42.066,79-TL borcu olmadığı halde ödeme yaptırıldığını belirterek ,şimdilik 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; yıkım izni için ilgili kuruluşlardan alınacak izin belgesinin elektrik kurumundan alınacak ilişik kesme belgesi olduğunu, bu belgeyi almak için borçların ödenmesi gerektiğini, bir önceki aboneden kaynaklanan borcun yerine devir alanın yatırdığı teminattan kesileceğinin belirtildiğini, yıkım için gerekli şartların yıkım talep eden tarafından yerine getirilmesi gerekeceğini, davacının yıkım iznini almak için önceki kullanım bedelini ödediğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesinini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan belirsiz alacak davasının bu şekilde açılmaya uygun olmadığını, davanın müvekkili yönünden aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, diğer davalının sorumlu bulunduğunu, dağıtım şirketinin diğer davalı olduğunu müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini, yapıldığını iddia ettiği ödemelerin kendisi tarafından yapıldığının tespit edilemediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme “Davanın kabulü ile mahkememiz dosyasına kapsamında sunulan tahakkuk faturaları dolayısıyla davacı tarafın davalılara 42.066,79 TL tutarında borcu olmadığının tespitine” karar verilmiştir. Söz konusu kararı her iki davalı vekili ayrı ayrı istinaf etmiştir. Kararın istinaf incelemesi sırasında Dairemizin 2018/1660 E.2020/781 K.sayılı 10/09/2020 tarihli kararı ile davada, mahkeme karar gerekçesinde de açıklandığı üzere, dava dilekçesinde şimdilik toplamda 10.000,00-TL.nın talep edildiği, belirsiz alacak şeklinde açılan davada, davacı tarafça ıslahla talebin arttırıldığı ve dava değerinin toplamda 42.066,79 TL ya çıkartıldığı, buna rağmen, dava dilekçesinde istirdat talebinde bulunulmasına rağmen, mahkeme tarafından menfi tespit yönünden karar verildiği anlaşılmakla, HMK.nun 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık oluşturduğundan, davalıların istinaf talebinin ayrı ayrı kabulü ile, HMK.nun 355, 26.maddelerine aykırılık sebebiyle kararın HMK 353/1a-6.madde uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi sonrası mahkemece yargılamaya devam edilmiştir. Mahkemece bu kez bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, tüm dosya kapsamından, dava konusu olan borca ilişkin elektriği davacının kullanmadığı ve söz konusu borçtan da sorumlu olmadığı, davacıdan önceki abonenin sorumlu olduğu borcun ödenmesinin davacı şirketten istenilemeyeceği ve davacı tarafın işlemlerine devam edebilmek için zorunlu olarak ödeme yapmış olduğu, olayın özelliklerinden ve emredici hükümler ve tüketici hakları karşısında yaptırılmış ödemelerin yasal olarak haklı bir yanı ve yasal dayanağının bulunmadığı, korunan hukuki yapının çiğnenmiş olduğu, konu kamu düzenini ilgilendirdiğinden yasaya aykırı ödemelerin geçersiz olduğu, davacının, hukuki temeli bulunmayan ve 42.066,79.-TL tutarlı normal ve kaçak elektrik tahakkukundan sorumlu olmadığı gerekçesiyle; “Davanın kabulü ile 23.370,6 TL nin Davalı … A.Ş 18.696,19 TL nin de davalı … A.Ş den alınarak toplam 42.066,79 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir. Bu kararı yine her iki davalı vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiştir. Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; davanın, davaya konu aboneliklerin borcundan dolayı davacının açmış olduğu alacak davası olduğunu, davacının, söz konusu tesisatların olduğu binanın yıkımı için davalı kurumdan yıkım izni alamadığı için tesisatların borcunu haksız bir şekilde ödediğini iddia ettiğini, yıkım izni için ilgili kurumlardan ilişik kesme belgesinin alınması gerektiğini, davaya konu tesisatın borcu olduğu sürece davalı kurumun izin verebilmesinin mümkün olmadığını, dava kat malikleri ile yapmış olduğu anlaşma ve yükümlülükleri ve buraya ait borç veya sorunları davalı kurumdan talep edemeyeceğini, yıkım için gerekli şartları yerine getirmek davalı kurumun değil, bu yıkım için yapılan taraf yükümlülüklerinden olduğunu, yapılan tüm bu itirazların mahkemece değerlendirilmeden reddedildiğini beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir. Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması usulu hukukuna aykırı olduğunu, dava konusu ödemeleri tahsili ile görevli ve yetkili şirket müvekkili şirket olmayıp ayrı tüzel kişiliği haiz … A.Ş. olduğunu, davanın husumet nedeniyle de reddi gerektiğini, bilirkişi raporuna itirazlar mahkemece hiçbir şekilde değerlendirilme konusu edilmeksizin söz konusu raporun yeterli olduğu bildirilerek hükme esas alınmak suretiyle sonuca gidilmesi hukuki dinlenilme hakkına, hakkaniyete ve maddi gerçekliğe açık aykırılık teşkil ettiğini, dava alacak davası olduğu halde, mahkemece davacı talebinden farklı olarak menfi tespit yönünde karar verilmesi de hatalı olduğunu, davacı yan müddeabihin ıslah dilekçesi ile artırmış ise de, müddeabihin arttırılması suretiyle kısmi ıslahın ek dava niteliği taşıdığı gözetildiğinde, ıslah dilekçesinin usulünce düzenlenmediğini, davalı şirket dağıtım şirketi olması hasebiyle dava konusu somut olayda davaya konu bedellerin tahsilinden değil, elektrik kesme-açma işlemlerinden sorumlu olup, bu görevi yerine getirmiş olduğundan, davaya konu bedellerin tahsilatla görevli olmayan davalı şirket tarafından geri ödenmesi görüşü hatalı ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, davacının satın aldığı binanın yıkım ruhsatının alınabilmesi için , binada bulunanların normal ve kaçak tüketime ilişkin tüm borçlarının davacı tarafça davalılara belirtilen tutarlarda ödenmek zorunda kalındığı belirtilerek,ödenen bedelin istirdatına ilişkindir. Uyuşmazlık; fiili kullanıcı ve abone olmayan yüklenici davacının,satın aldığı binaya ilişkin tahakkuk ettirilen normal ve kaçak elektrik tüketim bedellerini ödemesi nedeniyle, söz konusu tüketim bedelinden sorumlu olup olmadığına ve davalılardan isteyip isteyemeyeceğine ilişkindir. Dosya kapsamından davacının yüklenicisi olduğu inşaat nedeniyle yıkım işlemlerine başlayabilmek ve ilişik kesme yazısı alabilmek için dava dışı kullanıcı/abonelerin eski elektrik borçlarını ödediği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 78. maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda, bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle, davacı hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. Buna göre; davacının borcu üstlenip ödediği dikkate alınarak, bu hususun yüklenici ile abone veya fiili kullanıcı arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği gözetildiğinde , binayı satın alan yeni malik davacının binanın yıkım kararı için elektrik kesilme işlemlerini tamamlaması yönünden kaçak ve normal elektrik tüketim borçlarını ödemeyen bina sakinlerinin borçlarını ödemesi durumunda ,ödenen borçlar nedeniyle dava dışı kişilerden alacaklı olan davalılar değil, borçları ödenen bina sakinlerinin zenginleştiği kabul edilmelidir. O halde ,davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davalıların istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak “Davacının davasının her iki davalı yönünden reddine “dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davacının davasının her iki davalı yönünden reddine, 2- Alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harcın ve 547,62 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 718,40 TLdan mahsubu ile fazla yatırılan 637,70 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3- Davalı …’ın yapmış olduğu 111,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,davacının yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Davalı …’ın yapmış olduğu 52,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 5- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettiğinden,bu davalı yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 6- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettiğinden, bu davalı yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 7- Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımın ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, İstinaf İncelemesi İle İlgili Olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalılara isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalı …’ın istinaf sebebiyle yapmış olduğu 27,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Davalı …’ın istinaf sebebiyle yapmış olduğu 50,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/06/2022