Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2632 E. 2022/2618 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2632
KARAR NO: 2022/2618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2019
NUMARASI: 2018/19 E – 2019/342 K
DAVANIN KONUSU: Adi Ortaklıktan Çıkarma, Karşı Dava: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Milli varlıklar olan ormanların korunması amacıyla verilen mücalede, operasyonun başarı ile yerine getirilmesinin davacı şirket için öncelik olduğunu, bu amaca ulaşabilmek için Pilot ortak olarak üzerine almış olduğu bu vazifeyi hakkıyla yerine getirebilmek için çabalamakta olduğunu, davacı şirketin ciddi zarara uğrayacağı bu durumdan ortaklığın ve kamu hizmetinin de büyük zarar göreceği hususu da dikkate alındığında; sözleşmeye aykırı olarak yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve haksız fiil içeren eylemleri ile ortaklığı zarara uğratan, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ederek ortaklığın devamını tehlikeye sokan davalı şirketin, iç ilişkideki imza yetkisinin Borçlar Kanunun 629/3 maddesi gereğince tedbiren kaldırılmasını, aynı tedbir kapsamında temsil yetkisinin Pilot Ortak müvekkili şirkete verilmesini, talebin kabul görmemesi halinde dava sonuna kadar geçerli olmak üzere, ortaklığın müşterek yararına hareket edecek yönde, davalı payı/hak ve yetkileri yönüyle sınırlı olmak kaydıyla kayyım tayinini ve kayyımın Yönetim Kurulu olarak anılan yapıda yer alması yönünde tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin hak, alacak, maddi manevi tazminat talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, kanuna sözleşmeye aykırı eylemleri ile haksız fiil oluşturan fiilleri sebebiyle ortaklığa zarar veren, müşterek imza yetkisini kötüye kullanarak ortaklığı işlemez hale getiren davalı şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı karşı davacı vekili tarafından verilen cevap ve Karşı Dava dilekçesinde; müvekkili şirketin havacılık sektöründe faaliyet gösteren yolcu ve yük taşımacılığında hava taksi hizmetleri, uçuş eğitimi hizmetleri, hava ambulans hizmetleri, helikopter/ uçak ile yangın söndürme hizmetleri veren, havacılık yedek parça ve simülatör üretimleri yapan kurumsal bir firma olduğunu, davalı şirketin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacıyla, karış davanın kabulü ile …’nın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi ve bu davranışından ısrar etmesi nedeniyle, dava sonuna kadar bankalar nezdindeki işlem yetkisinin sonlandırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, asıl davada tahkim yolu ile ilk itirazlarının kabul edilerek, davanın usulden reddine ve asıl davada talep edilen ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmesini, tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; asıl davada, tahkim yolu ilk itirazımızın kabul edilerek, davanın usulden reddine, asıl davada talep edilen ihtiyati tedbir kararının reddine, asıl davanın usulden reddedilmemesi halinde davanın esastan reddine, karşı davanın kabulüne, …’nın banka hesaplarını kullanım yetkisinin, daha fazla zarara uğramamak adına ihtiyadi tedbiren kaldırılmasına, … ve …’in, İş Ortaklığı’nı ile … Havacılık’ı uğrattığı zarar miktarının tespitine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 8. ATM nin 2018/19 esas sayılı dosyasında … Havacılık AŞ hakkında ortaklıktan çıkarılması için dava ikame ettiklerini, ancak mahkemece verilen ara karar ile ortaklığın Adi Ortaklık olması sebebiyle taraf teşkilinin sağlanması için ortaklığın diğer ortağı olan … San. Ve Tic. …ne iş bu davanın yöneltilmek üzere kendilerine süre verildiğini beyanla ,asıl davadaki hukuki ve maddi sebepler ve talep ileri sürülerek ,davalı şirkete karşı açtığı dava ,asıl dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece,” bir ortağın fesih bildirimde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi yada ölmesi halleri ortaklıktan çıkma ve çıkarılma halleri olarak öngörülmüştür. Davamıza konu uyuşmazlıkta talep; davalı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına münhasır olup, 3 şirketin oluşturduğu adi ortaklığın ortaklarından birinin (davalı ortağın) anılan 633 maddede sayılan hallerin hiçbirisinin söz konusu olmaması karşısında mahkemece bu yasal düzenleme dışına çıkılarak ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır.TBK’ nın 639 maddesinde ortaklığın sona erme sebepleri gösterilmiş olup, davadaki talep yukarıda belirtildiği üzere 633 madde kapsamında ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin olmakla, ortak sayısı da dikkate alındığında, davacının somut talebinin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebi olarak değerlendirilebilmesi de, münhasır talep ve ortak sayısı dikkate alındığında usulen mümkün görülmemiştir. Karşı dava yönünden davalı- karşı davacı yanın zarar iddiası soyut bir iddiadan ibaret olup, şahsi olarak zarara uğratıldığı yönündeki iddiasını destekler herhangi bir delil sunmadığından karşı davanın da yerinde olmadığı” gerekçesiyle yerinde görülmeyen asıl ve karşı dava ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı, asıl davadaki hüküm yönünden davacı vekili istinaf etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf ön incelemesi sonucunda; Davacının istinaf dilekçesinin birleşen dosya davalısı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi ve katılma yolu ile istinaf hakkı bulunduğundan yasal 2 haftalık sürenin beklenmesi, kararı katılma yolu ile istinaf ettiği takdirde gerekli usuli işlemler tamamlanarak, dosyanın istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. Birleşen dosya davalısı tarafından karar istinaf edilmemiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin mevcut durumda var olan hukuki boşlukla ilgili olarak hukuk yaratması ve kıyas yolu ile davalı şirketin haklı nedenlerle ortaklıktan çıkarılmasına karar vermesi gerektiği, dava konusu maddi olayın çözümünün ortaklıktan çıkarmaya bağlı göründüğü, ortada Ortaklığa zarar verme kastı ile hareket ettiği ve zarar oluşturduğu delilleri ile sabit olan bir Adi Ortak şeriki bulunduğu, bu kapsamda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 257’nci maddesinde yer alan kollektif şirketlerde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin hükümlerin , maddi olayı adi ortaklık ve kollektif şirket olmanın haricinde tümüyle aynı olan İş Ortaklığında uygulanması gerektiği, Türk Ticaret Kanunu’nun 257’nci maddesine göre, ortaklardan birinin şirketten çıkarılmasını gerektiren haklı sebeplerin varlığı halinde, diğer ortağın istemi üzerine mahkeme fesih ve tasfiyeye karar vermeksizin şirketin bütün iş ve işlemleri, varlıkları, alacakları ve borçlarıyla davacı ortağa bırakılmasına ve diğer ortağın şirketten çıkarılmasına karar verebileceği, maddenin devamında çıkarılan ortak hakkında uygulanacak hukuk kuralının da belirlenmiş olduğu, buna göre davalı şirketin ortaklıktan çıkarılmasını gerektiren haklı sebeplerin olduğu tartışmadan ari olarak delilleriyle ortaya konulmuş olup, yürütülmesi zorunlu olan kamu hizmetinin yapılabilmesi için varlığını devam ettirmesi zorunlu olan İş Ortaklığının devamlılığına hiçbir etkisi bulunmayacak olan Davalı’nın Ortaklıktan çıkarılması gerektiği, Dosyada bulunan delillerle sabit olduğu üzere Ortaklığa zarar verme kastı ile hareket ettiği belli olan bir Ortak hakkında bu durumun var olup olmadığı araştırılmak suretiyle, bu durumun mevcut olması halinde haklı nedenlerle ortaklıktan çıkarma durumunun Adi Ortaklıkta da uygulanması gerektiği, davalının Ortaklığa katkı sunmadığı gibi alacakların tahsili için açılan davalara katılmayarak, Ortaklık alacaklarının tahsiline de engel olmaya çalışılmakta Pilot Ortak müvekkili şirketin bu durumun da halledilmesi için hukuki yoldan başvurular yapmakta olduğu, açılan bu davalarda taraf teşkili sağlanamadığı, görüleceği üzere Ortaklığa zarar verme kastı ile hareket eden Davalı şirketin ortaklıkta hiçbir fonksiyonu bulunmadığı, hal böyle iken Mahkemenin Ortaklığa vermiş olduğu zararlar aleni bir şekilde ortada olan Davalı şirket hakkında Ortaklıktan çıkarmanın Borçlar Kanunu’nda sınırlı sayıda düzenlendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Karşı Dava Açısından; mahkeme karşı davayı reddetmiş olmasına rağmen tarafları lehine vekalet ücretine hükmetmemiş olduğu, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Talepler; davalı şirketin adi ortaklıktan çıkarılması,karşı dava tazminat istemine ilişkindir.Türk Borçlar Kanunu’nun Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma Başlıklı Madde 633 de ; Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesi veya ölmesi hâlinde, sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa, bu durumlardan biri gerçekleştiğinde, o ortak veya temsilcisi ya da ölen ortağın mirasçısı ortaklıktan çıkabilir veya diğer ortaklar tarafından yazılı olarak yapılacak bir bildirimle ortaklıktan çıkarılabilir. Adi ortaklıktan haklı sebeple ihraç konusunda TBK da özel bir düzenleme yer almamaktadır. Bu yönden bir kanun boşluğu mevcut olmadığından,6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 257’nci maddesinde yer alan kollektif şirketlerde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanamayacağı değerelendirilmiştir. TBK 520. maddede düzenlendiği üzere,adi ortaklığın bütün ortakların katılımı ile kurulduğu,müşterek amaç etrafında toplanıldığı ve bu amaç için iradelerin birleştiği ve hukuki sonucun bu şekilde doğduğu, kararların bütün şeriklerin ittifakı ile alınacağına ilişkin düzenleme de dikkate alındığında ;TBK 633. maddede sayılan hususlar dışında , ortaklıktan çıkarma hususunun adi ortaklık açısından mümkün olmadığı ,koşulları varsa adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenebileceği sonucunu doğurmaktadır. Bu sebeplerle ,verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından ,davacı tarafın yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf taleplerinin HMK 353/1-b maddesi uyarınca reddine, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/10/2022