Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2609 E. 2021/3232 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2609
KARAR NO: 2021/3232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 14/10/2021
NUMARASI: 2021/270 E
BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/590 ESAS 2021/622
KARAR SAYILI 22/09/2021 TARİHLİ DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit|İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile aralarında elektrik satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince faturalarını düzenli olarak ödediklerini, aynı binada bir başka firmanın faaliyete başlaması nedeniyle trafonun yetersiz kaldığı gerekçesiyle davalı tarafça güç artırım talebinde bulunmalarının istenildiğini, bu talepte bulunduklarını, sayacın değiştirildiğini işlemlerin tamamlanmasını beklerken davalı tarafça kaçak elektrik kullandıklarından bahisle 07.04.2021 tarihli 499.262,02 TL tutarında fatura düzenlendiğini, faturaya itiraz ettiklerini, bu itiraz sonuçlanmadan davalı tarafça 21.04.2021 tarihli 407.845,54 TL tutarında ikinci bir fatura düzenlendiğini, elektriğin kesilmemesi için bu faturanın 225.000,00 TL’lik kısmını ödediklerini, Bakırköy. 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/126 D.İş ve aynı mahkemenin 2021/134 D.İş sayılı kararlarıyla elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini ileri sürerek anılan faturalar nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, verilen ihtiyati tedbir kararlarının devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleştirilen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/590 E-2021/622 K sayılı dosyasında davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin kullandığı elektrik faturasının ödenmemesi nedeniyle enerjisinin kesildiğini, ancak sayacın açılarak enerji kullanıldığının tespit edilmesi üzerine kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, bu tutanağa istinaden 499.262,02 TL tutarında kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapıldığı, ilgili faturanın sehven ticarethane tarifesine göre tahakkuk edildiğinin tespiti üzerine 22.04.2021 tarihli ve 5029 sayılı Komisyon Kararı ile işbu faturanın iptal edilerek, söz konusu kaçak kullanım için davalının dahil olduğu O.G. Sanayi tarifesine göre 407.845,54-TL tutarında fatura tanzim edilmiş olduğunu, davalı tarafından işbu fatura için 225.000,00-TL tutarında kısmi ödeme yapılmış olduğunu, bakiye 182.845,54-TL tutarında kaçak elektrik fatura borcu kalmış olduğunu, davalı borçlu aleyhine ödenmemiş kaçak elektrik bedeline gecikmiş gün faizi ve faizin KDV’si ilave edilerek 194.352,62-TL’nin tahsili amacıyla İstanbul 6. İcra Müdürlüğü… Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderilmiş olduğunu, davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı borçlunun, ilgili kaçak elektrik faturasının son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen borcunu ödememiş olduğunu, alacağın muaccel olup, rehin ile de temin edilmemiş olduğunu, davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar, borçlunun borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m. 257 gereği ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 14/10/2021 tarihli ara kararla “Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla davalı-birleşen dosya davacı vekilinin İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/590 Esas 2021/622 Esas sayılı birleşen dosyadaki ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 18/08/2021 tarihli dilekçesi ile mahkememizde açılan işbu menfi tespit davasından sonra davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 194.352,62 TL tutarlı alacak yönünden menfi tespit davasına konu faturalara ilişkin olarak takip başlatıldığı, yapılan takibe itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında müvekkilinin borcunun olmaması nedeniyle takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği görüldü. Ancak icra dosyasının incelenmesinde borçlu-dosyamız ana dosya davacısının ödeme emrine itirazı ile takibin durduğu anlaşılmakla talep eden Davacı-birleşen dosya davalı vekilinin talebinde hukuki menfaat bulunmadığı” gerekçeleriyle 1-Davalı – birleşen dosya davacı vekilinin birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/590 E 2021/622 K sayılı dosyasından talep ettiği ihtiyati haciz talebinin reddine, 2-Davacı-birleşen dosya davalı vekilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takibinin durdurulması talebinin hukuki menfaat yokluğu nedeniyle REDDİNE, 3-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/126 D.iş Esas 2021/127 D.iş sayılı ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesinin davacı-birleşen dosya davalı vekiline tebliğine, 4-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/126 D.iş Esas 2021/127 D.iş sayılı ihtiyati tedbir kararına itirazının duruşma tarihi yakın olduğundan duruşmada değerlendirilmesine karar verilmiştir. Ara karar karşı birleşen dosya davacısı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Birleşen dosya davacısı … vekili istinaf başvurusunda özetle; kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmî belgelerden olduğunu, yaklaşık ispat kıstasından çok daha fazlası karşılandığını, alacağı para alacağı olduğunu ve rehinle temin edilmediğini, son ödeme tarihi geçmiş olması nedeniyle muaccel olduğunu, İİK m.257’de öngörülen bütün koşullar ve yaklaşık ispat sağlanmış olmasına rağmen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsili tehlikeye gireceğini ileri sürmüştür. Dava, asıl dava yönünden kaçak elektrik kullanımı nedeniyle düzenlenen fatura nedeniyle menfi tespit, birleşen dosya yönünden ise kaçak elektrik kullanımı nedeniyle düzenlenen fatura borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK. 257. maddesi uyarınca ”rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun evinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” görüldüğü üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin birinci koşulu bir ”para borcunun” varlığıdır. Buna göre kaçak elektrik tespit tutanağı nedeniyle düzenlenen faturanın dava konusunu teşkil ettiği, bu nedenle kaçak kullanımın varlık ve kulanım var ise miktarının yargılama sonucu belirleneceği, davacı tarafından fatura nedeniyle esas takibin başlatıldığı itiraz üzerine takibin durduğu değerlendirildiğinde İİK’nın 257 maddesindeki koşulların gerçekleşmediği, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı Birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2021