Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2608 E. 2022/84 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2608
KARAR NO: 2022/84
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
NUMARASI: 2019/526 E – 2020/408 K
BİRLEŞEN İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/297 E. SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/296 ESAS SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/284 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/01/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçelerinde; davalı şirketlerin düzenlediği faturalarda hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerini tahsil ettiğini beyanla, haksız ödenen bedellerin ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar cevap dilekçelerinde; istirdadı istenilen bedellerin ilgili mevzuat çerçeve- sinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu beyanla davanın reddini savun- muştur. İlk Derece Mahkemesi’nce tesis olunan 2015/287 E.,2016/693 K. Sayılı ilamında 21/12/2016 tarihli ilamda ” davalı tarafından davacıya gönderilen faturaların, davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile değiştirilen 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümlerine uygun olduğu” gerekçe gösterilerek “asıl ve birleşen davaların reddine, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalılar …A.Ş vekillerince istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda … E., … K. Nolu ilamında ” dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa hükümlerini değerlendiren ilk derece mahke- mesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle, “istinaf başvurularının esastan reddine” karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı … A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonunda tesis olunan 2017/ 17263 Esas, 2019/5212 Karar nolu 30/05/2019 tarihli ilamda : “Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen; kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp- kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar ücret ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüke- ticilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir. Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüke- ticilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir. Ne var ki, 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. Mad- desinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na ek- lenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konu- luncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul karar- larının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içer- mektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda hem yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Bu aşamada, davanın konusuz kalması hakkında genel açıklama yapılmasında yarar görülmüştür. İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/ 1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulma- maktadır.Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir. Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açık- tır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu noktada, mahkemece; HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca, konusuz kalan dava hakkın- da yargılamaya devam edilerek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğu tespit edilmeli ve o tarafın yargılama giderlerine (bu bağlamda vekalet ücretine de) mahkum edilmesi gerekir. Eldeki davada; asıl ve birleşen davalarda davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içti- hat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden dava- lılar, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Hal böyle olunca; ilk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa de- ğişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır. ” denilerek “HMK’nun 373/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına , aynı kanunun 371.madde gereğince ilk derece mahkemesi kararının davacı kararına bozulmasına” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince bozma sonrası tesis olunan … E., … K. Nolu 09/07/2020 tarihli ilamda ise :”Her ne kadar dava açıldığı tarihte davacı davalarında haklı olsa da dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 S.K ile eklenen/değiştirilen 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’n 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri, Geçici madde 19 ve 20. Maddeler dikkate alındığında davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve davaya konu bedelleri tahsil eden davalılar, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gi- derlerinden davalılar sorumlu tutulmuştur” denilerek her bir dava yönünden davacı tarafından sarf olu- nan yargılama giderinin davalı taraftan tahsiline, davacı lehine maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde:İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/303 Esas- 2016/890 Karar nolu dosya- sının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/287 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, kararın 26/12/2016 tarihinde kesinleştiğini , ancak birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mah- kemesi’nin 2015/303 Esas sayılı dosyası hakkında hüküm kurulmadığını beyanla kararın düzeltilmesini, söz konusu dosyada da müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı …ş vekili istinaf dilekçesinde:, 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yürür- lüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince davanın reddi ve müvekkili lehine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir- ken davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ve müvekkili aleyhine yar- gılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldı- rılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava konusu uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince verilen önceki karar hak- kında dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda ” HMK 353/1-b-1 md gereğince istinaf baş vuru- sunun esastan reddine” karar verildiği, Yargıtay’ca yapılan temyiz incelemesi sonunda karar bozulduğu, HMK geçici 3. maddesi uyarınca, kararın “istinaf” yoluna değil,” temyiz” yoluna tabi olduğu anlaşıl- makla, başvurunun “temyiz” olarak nitelemesiyle Yargıtay ilgili dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosyanın, HMK geçici 3. maddesi uyarınca, evvelce temyiz incelemesinden geçip esasla ilgili de değerlendirilme yapılmış olduğundan, istinaf yoluna değil, temyiz yoluna tabi olduğu anla- şılmakla, temyiz nitelemesiyle Yargıtay ilgili dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden tarafa iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahke- mesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/01/2022