Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2320 E. 2022/2310 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS Nz: 2021/2320
KARAR NO: 2022/2310
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2021
NUMARASI: 2019/33 E – 2021/554 K
DAVANIN KONUSU:Tazminat
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; taraflar arasında 26/11/2016 tarihinde 01/01/2017-01/01/2018 tarihlerini kapsayacak şekilde Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi yapıldığını, yapılan sözleşme uyarınca Elektrik Enerjisi birim satış fiyatı olarak 0,177 kuruş/KW belirlendiğini, sözleşme uyarınca tarafların sözleşmesel borç ve yükümlülüklerinin sözleşme madde 8’e göre şirketin elektrik enerjisini temin etme yükümlülüğünün abonenin güvence verme borcunu yerine getirmesini takiben başlayacağını, davacı tarafından güvence verme borcunun yerine getirilerek … Bankasından alınmış olan 40.000 TL tutarında kesin teminat mektubunun davacı tarafa sunulduğunu, ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği için elektriksiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya gelen davacının …’tan elektrik enerjisi almak durumunda kalarak birim fiyatı 0,214074 kuruş üzerinden sözleşme imzalamak zorunda kaldığını, davacının sırf Ocak 2017 tarihinde ödemiş olduğu elektrik faturasının 26.336,65 TL olup, sadece bu aya ilişkin ortalama zararının 3.500 TL civarında olduğunu, …’ın sözleşme görüşmelerini yapan ve teminat mektubunu alan kişi olup olayın bu aşamaya gelmesinde asli sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile bilirkişi incelemesinden sonra alacakları belirlendikten sonra artırma hakları saklı kalarak, şimdilik 100 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinde yer alan … isimli davalı hakkında yetkisiz mahkemece dava tefrik edilmiştir. Islah; dava dilekçesinde belirtilen 100 TL miktar 25.949,62 TL artırarak toplamda 26.049,62 TL’ ye yükseltilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile … arasında akdedilen Aracılık Sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin gerek Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin yürürlüğe girmemesinden gerekse sözleşme öncesi görüşmelerin … tarafından gerçekleştirilmesinden dolayı davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davanın davalı şirket lehine husumetten reddi gerektiğini, sözleşmenin 8.maddesinde davacının güvence verme borcunu yerine getirmekle yükümlü olduğu ve bu yükümlülüğün yerine getirilmesi üzerine elektrik enerjisi temin edileceğinin açıkça ifade edildiğini, davacının güvence verme borcunu teminat mektubu sunarak yerine getirmek istediğini, yürürlüğe girmeyen sözleşme metninin 8.2.maddesinde de hükme bağlandığı üzere davacı şirketin güvence bedelini sözleşmenin imza tarihi itibarı ile sunmaz ise bu durumda sözleşmenin yürürlüğe girip girmemesinin davalı şirketin insiyatifinde olacağını, 8.3.maddesine göre de, davacının güvence verme borcunu yerine getirmekte gecikmesi durumunda davalının elektrik enerjisini tedarik etmeme hakkı olduğunu, davacının bundan dolayı maddi ve manevi zarar talep edemeyeceğini, ayrıca 12.1 maddesinde de açıkça “sözleşme, abonenin şirket portföyüne kabulünün … tarafından onaylanmasını müteakip yürürlüğe girecek olup özel şartlarda belirtilen süre boyunca yürürlükte olur.” hükmüne yer verildiğini, sözleşmenin imza tarihi itibarı ile sunulması gereken güvence bedeli banka teminat mektubunun 09/12/2017 tarihinde bayiye sunulduğunu, atıf yapılan sözleşme hükümleri uyarınca sözleşmenin imza tarihi itibarı ile yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı şirkete elektrik tedarik etme yükümlülüğü olmayan davalı şirketin bu andan itibaren sözleşmeyi mevcut şartlarda yürürlüğe koyup koymama hakkı bulunduğunu, nitekim davacı şirketin de yükümlülüklerini süresinde yerine getirmediği için sözleşmenin yürürlüğe girmediğini ve davacının davalı şirketin portföyüne giremediğini, bunun üzerine davacıya 0,185 birim fiyatla yeni bir teklif sunulduğunu, ancak davacı tarafından kabul edilmediğini, yürürlüğe girmemiş sözleşmenin de 09/12/2017 tarihinde sona erdirildiğini, davalı şirketin sözleşme öncesi görüşmelerden sorumluluğu bulunmadığını, davacının … ile ulusal tarife üzerinden 1 yıl anlaşma yapmasına gerek bulunmadığını, bu durumun davacının sözde zararını artırdığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın KABULÜ ile, 26.049,62-TLtazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine , şeklinde hüküm kurulmuştur.Mahkemece verilen kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;davanın husumet nedeni ile reddi taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını, hiç şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili Şirket ile diğer davalı … (“Aracı”) arasında akdedilen “Aracılık Sözleşmesi” uyarınca, Müvekkili Şirketin gerek Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmemesinden gerekse sözleşme öncesi görüşmelerin diğer davalı tarafından gerçekleştirilmesinden dolayı davacı Şirket’e karşı herhangi sorumluluğu bulunmadığı, elektrik enerjisi satışı sözleşmesinin yürürlüğe girmediği, davacı tarafından sunulan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi, sözleşmenin yürürlüğe girmesi için gerekli şartları da ihtiva etmekte olup, ancak bu şartların yerine gelmesi halinde 01.02.2017-01.02.2018 tarihleri arasında 0,177 kuruş üzerinden elektrik tedarik edilebileceği, sözleşme hükümleri bu kadar açıkken, mail yazışmaları ve sözleşmede yer alan tarihten dolayı elektrik satış sözleşmesinin yürürlüğe girdiği sonucu çıkarılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, 17/02/2017 tarihli yazışmada güvence bedelinin geç teslimin hiç bahsedilmemesinin sözleşmenin yürürlüğe girmediği sonucunu değiştirmediği, ayrıca Mahkemenin fahiş bir hata yaparak “Perakende Satış Sözleşmesi Sona Erdirme Talep Formu … A.Ş. başlıklı sözleşme ekinde ilgili şirkete davacının sözleşmesinin 01/02/2017 tarihinden sona ereceği, bu tarih itibarı ile davalı şirkete geçeceklerinin belirtildiği, işbu yazının da davalının 09/12/2016 tarihi itibarı ile sözleşmenin kurulmuş olduğu” gerekçesini kurduğunu , ancak dosya kapsamından kolaylıkla anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusu Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi yürürlüğe girmiş olsaydı yürürlüğünün 01.02.1017-01.02.2018 tarihleri arasında olacağı , bu nedenle Perakende Satış Sözleşmesi Sona Erdirme Talep Formu … A.Ş. başlıklı sözleşmede sözleşmenin 01/02/2017 tarihinde yani başlaması planlanan tarihte sona ereceğinin (hiç başlamayacağı) düzenlendiğini, 01.02.2017 tarihinin yazılmasının hukuki anlamının bu olduğu, yürürlüğe girmeyen Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi hükümlerinde detaylı bir şekilde yer aldığını, Sözleşme metninin 8.3 üncü maddesine göre de davacının güvence verme borcunu yerine getirmekte gecikmesi durumunda müvekkilinin elektrik enerjisini tedarik etmeme hakkı bulunduğunu, ayrıca yürürlüğe girmeyen Elektrik Enerjisi Satış Sözleşme metni m.12.1’de açıkça “Sözleşme, Abone’nin Şirket portföyüne kabulünün … (…) tarafından onaylanmasını müteakip yürürlüğe girecek olup, Özel Şartlar ’da belirtilen süre boyunca yürürlükte olur.” hükmüne yer verildiğini, sözleşmenin imza tarihi itibariyle sunulması gereken güvence bedeli banka teminat mektubunun sunulmamış ve bu mektubun ancak 09.12.2017’de bayiye sunulduğu bilgisinin alındığını,diğer yandan … doğalgaz kısıntısından kaynaklanan maliyet artışı sebebiyle müvekkili Şirketin portföyüne yeni girecek müşteriler için fiyatlarında da değişiklik yapması gerektiğini, bunun üzerine davacıya 0,185 birim fiyatla yeni bir teklif sunulmuş ancak bu teklifin davacı tarafından kabul edilmediği, yürürlüğe girmemiş sözleşmenin de davacı tarafından 09.12.2017 tarihinde sona erdirildiğini, davacının … ile ulusal tarife üzerinden 1 yıl anlaşma yapmasına gerek bulunmamadığı, bu durumun davacının sözde zararını artırdığını,bu hususta mahkemece değerlendirme yapılmadığını,davacının 0,185 TL birim fiyat üzerinden elektrik tedarik edebilecekken 09.12.2017’de henüz yürürlüğe girmeyen bu sözleşmeyi sona erdirmiş ve 0,214074 TL birim fiyat üzerinden görevli tedarikçi … A.Ş.’den elektrik temin etmiş olduğunu, bu sebeple sözde zararın kendi kusuru ile arttığını ,davayı kabul anlamına gelmemek üzere, davacının 1 yıl boyunca … A.Ş.’den satın aldığı elektrik birim fiyatı üzerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının da kabul edilemeyeceğini,mahkemece bu hususun incelenmediğini, yerel mahkemece davacının süresinde sunmadığı bilgi ve belgeleri delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, davacı tarafından, iki haftalık kesin süre geçtikten sonra dosyaya sunulan faturaların bilirkişilerce esas alınarak rapor tanzim edilmiş olması ve buna göre Mahkemece hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , tazminat talebine ilişkindir. Davacı vekilince 29/07/2020 tarihli dilekçesi ile 01/01/2017-01/01/2018 tarihleri arasındaki döneme ilişkin tüm elektrik faturalarını dosyaya sunmuş ,davalı tarafça ön inceleme duruşmasında verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça faturaların süresinde sunulmaması nedeniyle sonradan delil gösterilmesine muvafakatlerinin olmadığına ilişkin itirazda bulunulmuş ise de, davacı tarafın dava dilekçesinde söz konusu faturalara delil olarak dayanmış olması ve ön inceleme duruşmasında söz konusu faturaların celbine karar verilmediği, ayrıca Hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında uyuşmazlığın çözümü için gerekli olması nedeniyle tarafların karşılıklı olarak incelenen ticari defter ve kayıtlarının yanında bu delillerin de bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; dosyaya sunulan ,ancak davalı tarafça sözleşmede yazılı şartlar davacı tarafça yerine getirilmediğinden yürürlüğe girmediği beyan edilen Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi, 8 nci maddesinde, davacının güvence verme borcunu yerine getirmekle yükümlü olduğu ve bu yükümlülüğün yerine getirilmesi üzerine elektrik enerjisi temin yükümlülüğünün başlayacağı düzenlenmiştir. 8.2 nci maddesinde abonenin güvence verme borcunu yerine getirmekte gecikmesi durumunda ,abonenin bu yükümlülüğünü yerine getirene kadar şirketin elektrik tedarikini hiç başlatmama hakkı bulunduğu düzenlenmiştir., 8.3 üncü maddesine göre de ,abonenin güvence bedeli vermemiş olmasına rağmen ,davalının elektrik tedarikine başlamış olması halinde abonenin … birim fiyatı üzerinden faturalandırmayı peşinen kabul etmiş sayılacağı şeklinde düzenlemeler yer almaktadır. Bu maddelerden sözleşmenin kurulmasının değil,ifasının güvence bedelinin yatırılması koşuluna bağlandığı anlaşılmaktadır., Sözleşmenin yürürlüğe girmesi için gerekli şartların yerine gelmesi halinde 01.02.2017-01.02.2018 tarihleri arasında 0,177 kuruş üzerinden elektrik tedarik edileceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece elektrik müh. bilirkişiden rapor alınmış,sonra heyete hesaplama uzmanı bilirkişi dahil edilerek ek rapor alınmıştır. Dosya kapsamına ve bilirkişi heyeti raporuna göre; sözleşmenin imzalandığı tarihten 13 gün geçtikten sonra davacı tarafça güvence bedeli olarak sunulan teminat mektubunun davalı adına hareket eden … tarafından teslim alındığı, yaklaşık 2,5 ay uhdesinde tuttuktan sonra geri iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple ve yukarıda yazılı sözleşme hükümlerine göre ,davalı tarafça sözleşme tarihi itibarı ile güvence bedelinin sunulmadığından bahisle sözleşmenin yürürlüğe girmediği iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilmiş ,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Bilirkişi heyetince raporda; hesaplamalarda dikkate alınan ilk faturanın 18/02/2017 son ödeme tarihli 18/01/2017-31/01/2017 tarihler arasındaki dönemi kapsayan fatura olduğu, davalı vekilinin itiraz dilekçesinde yer alan “2017 yılı Ocak ayının dikkate alınması hatalıdır” şeklindeki itirazı bakımından hesaplamalara dahil edilen 31/01/2017 tarih-18/02/2017 son ödeme tarihli faturanın Ocak 2017 döneminin tamamına ait olmadığı, mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğuna kanaat getirmesi ve davalının sözleşmeden doğan borcunu hiç ifa etmemesi sebebiyle davacının zarara uğradığını kabul etmesi halinde, sözleşme döneminde davacının davalı tedarikçi şirket ile imza ettiği sözleşme ile belirlenen birim fiyat üzerinden faturalandırılmaması nedeniyle davacı tarafın toplam 26.049,59 TL fazladan ödeme yapmak durumunda kaldığı belirtilmiştir. Davalı tarafın, kendileri tarafından davacıya teklif edilen fiyatın kabul edilmediğine ilişkin ileri sürülen istinaf sebepleri yönünden; yukarıda açıklanan süreçte ,davacının kesin teminat mektubunun davalı tarafa sunulduğu ve 2,5 ay davalının çözüm ortağı olan kişi uhdesinde tutulduktan sonra davacıya enerji verilmeyeceğinin bildirilmesi üzerine , davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği için davacının başka bir şirket ile sözleşme yapmak zorunda kaldığı gözetildiğinde, davacı şirketin davalı ile yeniden sözleşme yapmaması davacı aleyhine değerlendirilemeyeceğinden,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Husumete ilişkin istinaf sebepleri yönünden ; davacı ile sözleşme görüşmelerini yapan (hakkındaki dava tafrik edilen) …’ın davalı şirketin … olduğu,davacının elektrik enerjisi talebi için davalı ile görüşüldüğü,çeşitli yazışmalar yapıldığı ,teminat mektubunun bu kişiye verildiği,daha sonra onun tarafından iade edildiği,davalı şirketle ilgili sistem giriş ekran görüntüleri,mailler ile ispatlanmış olup,bu kişinin davalı şirketle işbirliği içinde olduğu,bu sebeple somut uyuşmazlıkta davalı şirkete husumet düştüğü ,bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Böylece mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.779,44 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 444,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.334,58 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/09/2022