Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/231 E. 2022/338 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/231
KARAR NO: 2022/338
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2018/999 E – 2019/1315 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında …Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmeleri imzalandığını, davalının sözleşmeden kaynaklı fatura borcunu süresinde ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki haksız ve mesnetsiz olan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili firma ile davacı arasında 31/07/2017 tarihinde ” 10/08/2017 tarihinde 24 aylık taahhüt karşılığında her bir ay için 1.500 TL fatura bedelini geçmeyecek ve toplam sözleşme dönemi için muhatap firma tarafından 14.400 TL indirim bedeli tanımlandığı” şekliyle anlaşmaya varıldığını, söz konusu sözleşmeye göre aylık 1.500 TL ödemeler sonucunda 14 ay boyunca toplam 36.000 TL ödeme yapılacağı;14400 TL indirim bedeli uygulandığında 24 ay boyunca aylık ödenmesi gereken bedelin 900 TL olması beklenirken, anlaşmanın aksine 4 ay boyunca fazlaya tahsilat yapıldığının faturalarda mevcut olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin cayma hakkını kullandığını, davacının sözleşmeyi ihlal ettiğini beyan ile davacının davasının reddine, haksız ve kötü niyetle yapılan irca takibinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; Davacının davasının kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin takip talebindeki gibi devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48 oranında faiz uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, alacak talebine dayanak sözleşmenin kendileri tarafından haklı nedenle feshedildiğine dair itiraz ve açıklamalarının dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verildiğini, tüketici olan müvekkilinden, genel işlem şartları ihtiva eden hükümlerden bahisle haksız alacak talebinde bulunulduğuna dair itiraz ve beyanatlarının esas hakkında verilen hükümde dikkate alınmadığın, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede müvekkilinin menfaatine aykırı olarak genel işlem şartları olduğu,bu koşulların varlığının korunabilmesi için karşı tarafın bu koşullar hakkında açıkça, tereddüte yer vermeyecek, kapsamlı şekilde bilgilendirilmiş olması ve karşı tarafın da bunları kabul etmiş olması gerektiği, ancak haksız alacak talebine dayanak olarak gösterilen hususlarda bilgilendirme yapılmadığı, mahkeme tarafından genel işlem koşulu olarak aleyhlerine yorumlanan ve haksız alacak talebine dair gerekçe gösterilen sözleşme hükümleri hakkındaki itirazlarının değerlendirilmediği ve verilen kararda da dikkate alınmadığı,müvekkilinin tüketici olduğu, zira Tüketicinin “bir mal veya hizmetin özel amaçlarla satın alarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığını , tüketici vasfının sadece gerçek kişilere özgü bir durum olmayıp tüzel kişilerin de tüketici vasfına haiz olabileceklerini,dava konusu sözleşme kapsamında, müvekkil şirketin davacı sağlayıcı karşısında tüketici konumunda olup, sözleşmeye aykırı davranılmasından bahisle sözleşmenin haklı nedenle feshi için karşı tarafa bu durum ihtarname ile bildirildiği, genel işlem şartı ihtiva eden hükümler ile haksız alacak talebinin gerekçelendirilmesini kabul etmelerinin mümkün olmadığını,itiraza konu olan bilirkişi raporunun mahkemece hükme esas alındığını, eksik ve hatalı bilirkişi raporu esas alınarak verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; bilirkişi tarafından ibraz edilen 02/10/2019 tarihli raporda; davacı tarafından 12.03.2018 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile 8.623,78 TL’si asıl olacak olmak üzere toplam 9.656,96 TL’lik icra takibine başlanması ve davalının itirazı üzerine sayın mahkemenizde iş bu davanın görüldüğü, icra dosyasına konu hatların dosya içerinde yer alan fatura numaralı, 10 Aralık 2017 tarih ve toplam 12.543.20 TL bedelli “kurumsal tek fatura” içerisinde yer alan 94 hattan 49 u olduğu, dosya içerisinde taraflar arasında imzalanmış olan aşağıdaki sözleşmelerin bulunduğu; 24.07.2017 tarihli Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Abonelik sözleşmesi ve ekleri 24.07.2017 tarihli Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Abonelik sözleşmesi ve ekleri 24.07.2017 tarihli …kampanya taahhütnamesi ve ekleri Kurumsal Kontratlı Modem Kampanya Taahhütnamesi ve ekleri … Hat Kullanım Koşullan Taahhütnamesi ve ekleri taahhütname içeriğinde 1500 TL’lik aylık taahhüt bedelinden %40 indirim yapılacağı ve fatura altı indirim olarak bu bedelin ilk 3 ay tutarlardan toplu şekilde düşüleceğinin imza altına alındığı, bu uygulanacak indirim miktarının 1500 TL x 24 Ay = 36.000 TL toplam fatura taahhüdüne (%40) 14.400 TL olduğu, taraflar arasında imzalanmış olan 24.07.2017 tarihli … Kampanya Taahhütnamesi 3. Maddesinde belirlenen taahhüt tutarının en az tutar olduğunun belirtildiği, taahhütnamenin 16. maddesinde kampanyadan ayrılması halinde sağlanan fayda ve indirimlerin fatura edileceğinin yer aldığı, tespit edilmiş olup, davacının dava konusu son faturadaki hatlar için hizmet verdiği, taahhüt iptali durumunda sözleşmede belirtildiği şekilde sağlanan indirimleri fatura etmeye hakkı olduğu kanaati bildirilmiştir. Davalının genel işlem şartları ile ilgili istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ;davalı tarafça sözleşmenin hangi maddelerinin genel işlem koşullarına aykırı olduğu açıkça belirtilmemiştir. Öncelikli olarak genel işlem koşullarının hukuki niteliği üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. Konuya ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/4676 E., 2017/3160 Karar nolu 29/05/2017 tarihli ilamında da vurgulandığı üzere; Bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır.Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu anlamda sözleşmenin tipi, türü ve niteliği önem taşımaz. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlenmesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz. Hangi tür sözleşme hükümlerinin dürüstlük kuralına aykırı ve diğer tarafın şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olduğu hususu Kanunda düzenlenmemiş olup, mahkemece her somut olayda bu durumun tartışılması ve değerlendirilmesi gerekir. İçerik denetimi aşamasında, sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, Kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılan inceleme sonucunda ,davaya dayanak sözleşmede genel işlem şartlarına aykırılık tespit edilmemiştir. Böylece, mahkemece alınan denetime elverişli bilirkişi raporu ve diğer delillere göre verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesine göre reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 659,67 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 164,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 494,75 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/02/2022