Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2298 E. 2021/2900 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/2298
KARAR NO : 2021/2900
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2021
NUMARASI: 2021/94 E – 2021/336 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/11/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; 31/10/2019 tarihinde “… İlçesi, … Mahallesi, … Çıkmazı” adresinde davalı tarafından gerçekleştirilen altyapı çalışmaları sırasında gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım alt yapı- sına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisinin müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, iş bu hasarın onarımı için sarf edilen mal- zeme, montaj, işçilik bedelinin müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, söz konusu hasar bedelinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin ticaret siciline kayıtlı bulunduğu ” … Mh. …. Sk. No: … Esenyurt/İstanbul ” adresi itibariyle Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkili oldu- ğunu, iş bu davanın açıldığı İstanbul Mahkemelerinin yetkili olmadığını,Diğer yandan dava konusu hasarın Atmaca Cadde Projesi sınırları içinde gerçekleştiğini, bu projenin yapımının … A.Ş.- …. San. ve Tic. A.Ş. Projesi Girişim ortaklığı tarafından gerçekleştirildiğini, adi ortaklığa ait iş nedeniyle tek başına müvekkiline husumet düşmeyeceğini,Altında davalının imzası bulunmayana hasar tespitine ilişkin tutanakları kabul etmedik- lerini, müvekkili şirketin gıyabında yapılan işlemlerle ilgili olarak tazminat talep edilemeyeceğini, icra takibi ile talep olunan hesaplamaları da kabul etmediklerini beyanla davanın usul ve esastan reddini, davacının %20’ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile mahkumiyetini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin yetki yönün- den REDDİNE, yetkili mahkemenin Nöbetçi Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine” karar verilmiştir.İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce HMK m.6 uyarınca “davalının yerleşim yeri adresinin Esenyurt/İstanbul, genel yetkili mahkemenin Nöbetçi Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi” olduğu şeklinde hüküm kurulmuş ise de ,davanın haksız fiilden kaynaklandığını,6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. Maddesinde açıkça belirtildiği üzere; haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihti- malinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunu,Eldeki davada, haksız fiilden dolayı zarar gören davacı şirket “… Mah. … Cad. No:… Kağıthane/İstanbul” adresinde bulunduğundan davanın açıldığı HMK m.16 uyarınca İstanbul Çağlayan Adliyesi Mahkemeleri’nin yetkili olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava, İİK 67. Md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.İtirazın iptali davasının görülebilmesi, usulüne uygun biçimde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada usulüne uygun yapılmış geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak yoktur. İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması durumunda, İİK’nın 50. Maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Zira bu yön itirazın iptali davasının dava koşullarından biridir. Nitekim, bu yetki itirazının araştırılması sonucunda mahkeme kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinin bulunduğundan söz edilemez. Aksinin kabulü halinde mahkemece İİK’nın 4.maddesine aykırı olarak yargı çevresinde bulunmayan icra dairesi ile ilgili bir karar verilmiş olur ki bunun kabul edilmesi mümkün değildir (Yargıtay HGK’nın 20/03/2002 tarihli ve 2002/13-241E., 2002/208 K. 28/03/2001 tarihli ve 2001/19- 267 E,2001/311 K.sayılı kararları).Davalı, hakkında yapılan takip dosyasına vermiş olduğu dilekçeyle, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bunun üzerine alacaklı itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmış, davalı bu davada da icra dairesinin yetkisine yönelik itirazını tekrarlamıştır. Bu noktada; mah- kemece, öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir.Davacı vekili, davacıya ait kablo ve tesisatın davalı tarafça gerçekleştirilen alt yapı çalışmaları sırasında hasara uğraması nedeniyle maddi tazminat talep etmiş olup uyuşmazlık BK 66 vd md de hüküm altına alınan adam çalıştıranın haksız fiil sorumluluğundan kaynaklanmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesi “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmünü getirmiş, anılan madde metni ile dava açmadaki genel yetki kuralını düzenlemiştir. Aynı Kanun’un 16. Maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlen- diği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü getirilmiş olup, haksız fiilden doğan davalarda seçimlik hak genişletilmiştir.Haksız fiil iddiasına dayalı davada zarar görenler, davayı kendisinin veya davalının yer- leşim yeri mahkemesinde veya haksız eylemin meydana geldiği yer mahkemesinde açabilir. Bu seçe- neklerden herhangi birini kullanmak, bu tür davalarda, davacıya tanınmış bir haktır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 2021/2974 E., 2021/5491 K. Nolu 26/05/2021 tarihli ilamı)Dosya içerisinde tarafların ticaret sicil kayıtlarının yer almadığı anlaşılmakla , İTO’nun resmi WEB adresinden dairemizce re’sen yapılan sorgulamada; zarar gören davacı …. ‘nin ticaret sicilinde (dava dilekçesinde de yer alan) “… mah. … Cad. No: … Kağıthane/ İstanbul “adresinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş olup bu adres itibariyle takipte İstanbul (Çağlayan) İcra Daireleri, davada İstanbul Mahkemeleri de yetkilidir. Eldeki davada; davacı alacaklı, seçimlik hakkı gereği davanın dayanağı olan ilamsız icra takibini zarar görenin adresi itibariyle yetkili icra müdürlüğünde yapmış ve dava da buna dayalı olarak o yerde açılmış olduğuna göre, mahkemece davalının yetki itirazının reddi ile davanın İİK’nın 67/1. maddesi hükmü gereğince görülüp esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mah- kemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-3 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın, görevli İlk Derece Mahkemesinde görülmesini temin için ilk derece mahkemesine iadesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/11/2021