Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2269 E. 2021/2709 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2269
KARAR NO: 2021/2709
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2021
NUMARASI: 2020/247 E – 2021/171 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 17/07/2018 tarihinde Gaziosmanpaşa İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan Sultangazi ilçesi, … Mahallesi, … Sokak N…. adresinde ve 17/07/2018 tarihinde Kemerburgaz İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan Silivri İlçesi, … Mah. … Sokak N…. adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gerekli dikkat ve özenin gösterilmemiş olması nedeniyle davacı şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen hasar ve enerji kesintisinin davacı şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olup hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj ve işçilik bedellerinin zarar verenden tahsili amacıyla KDV dahil 2.730,24 TL ve 2.779, 29 TL borcun davalıya tahakkuk ettirildiğini, hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine toplam 5.509,53 TL hasar bedeli ve 183,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.692,93 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olgular hizmet kusuru niteliğinde olduğundan görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğunu, sorumlu ve aktif hasım olanın müteahhit firma olduğunu, her türlü zarar ziyan kaza ve hasarların firmaya ait olduğunu, davacı idare açısından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, çalışmayı yapan müteahhit firmanın tespiti halinde davanın ihbarını talep ettiklerini, BK.m.49’a göre zararın tazmini için kusur-zarar-illiyet bağı şartları oluşmadığını, davalı idarenin BK.66.maddesi anlamında bir denetim ve gözetim yetkisinden bahsedilemeyeceğini, idarenin sadece işin teknik şartlara uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyebildiğini, hasarın meydana gelmesinde davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, davacıya ait altyapı tesislerinin projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediği araştırılarak, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde kazı yapılmak suretiyle incelenmesini talep ettiklerini, haksız fiilden kaynaklanan davalarda ancak yasal faiz istenebileceğini, avans faizi talebini kabul etmediklerini, borç likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın husumetten reddine, esastan incelemeye gidilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ” Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 288,30-TL asıl alacak, 9,73-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 298,03-TL üzerinden devamına, anapara tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 9,00 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda yasal faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,” kararı verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.800,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından istinaf edilen davanın değeri 5.692,93 TL olup, hükmedilen miktar 298,03 TL olup karar tarihinde davacı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davacı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2021