Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2261 E. 2022/2317 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2261
KARAR NO: 2022/2317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2021
NUMARASI: 2019/269 E – 2021/208 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirket ile davalı arasında abonelik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin, faturalandırılan ödemelerini aksatmadığını, davalı şirketin, müvekkili aleyhine ilk sayaç okuma tarihi 30/11/2018, son okuma tarihi 04/03/2019 olan toplu bir fatura düzenlediğini, müvekkilinin söz konusu aylara ait faturaları zamanında ödemediği gerekçesiyle sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, kullanılan enerjinin kaçak olduğundan bahisle müvekkili şirkete 68.951,68 TL kaçak kullanım bedeli olarak fatura düzenlendiğini ve elektriğinin kesildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin davalı şirkete 28.02.2019 tarihinde aynı gün 6.100 TL, 6.200 TL, 4.700 TL, 6.500TL ve 6.500 TL farklı tutarlarda olmak üzerine 30.000 TL tutarında ödeme yaptığını ve yeni bir abonelik sözleşmesiyle enerjinin tekrar bağlanmasını sağladığını, kaçak kullanımın hangi şekilde meydana geleceği ve hangi durumlarda kaçak kullanımdan söz edileceği açıkça kanunda belirtilmiş olmasına karşın davalı şirketin kötü niyetli ve ilgili kanuna aykırı olarak müvekkili şirkete kaçak kullanım adı altında 68.951,68 TL tutarında hatalı borç tahakkuk ettirildiğini beyanla , Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının iptaline, davalı şirkete elektrik kesilmesi tehdidi altında haksız olarak ödenen toplamda 30.000 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline , elektriğin kesilmemesi yönünde dava sonuna kadar tedbiren karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … müşteri numaralı adına … nolu tüketim noktasında … Dış Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı sözleşmeye ait tüketici eneıji borcundan dolayı 02.11.2018 tarihinde 11258 endekse kadar fatura tahakkuku yapılarak11.12.2018 tarihinde enerjisinin kesildiğini, 30.10.2018 tarihinde 11258 endekse kadar fatura tahakkuku yapılarak 11.12.2018 tarihinde sözleşmesinin sonlandırıldığını, ödenmemiş faturadan sonra davacının enerjisini kesmenin Yargıtay İçtihattan ve EPDK ‘ya göre davalı kurum tarafından yerine getirilmesi mecburiyetinde olduğunu, ancak ilgili tesisatta 04.03.2019 tarihinde davalı kurum ekipleri tarafından yapılan kontrollerde ise hizmet alımı durdurulan yerde davacının enerjiyi açarak kullandığının tespit edildiğini, davacının hem elektrik faturasımn ödemediğini hem de kesilen elektriği kanuna aykın şekilde açarak elektrik kullanmaya devam ettiğini, bu durumun … seri numaralı tutanak ile tespit edildiğini, bu tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen faturayı ödemediği için hakkında icra takibi yapıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; yapılan bilirkişi incelemesinde davacının kaçak elektrik kullandığı, düzenlenen Elektrik Kesme ve Mühürleme Tutanağının yönetmeliklere uygun olduğu, yapılan kısmi ödemelerin kaçak tüketim faturası için yapılmadığı, kaçak tüketim bedeli ile ilgisinin olmadığı, davacının tahakkuk ettirilen 68.738,39 TL kaçak tüketim bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;kabul anlamına gelmemek üzere; müvekkilinin önceden aboneliğinin olması ve sonradan elektirğinin kurum tarafından kesilmesi üzerine kullanımının kaçak kullanım değil, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin m.32 gereğince usulsüz elektrik enerjisi tüketimi olacağı tartışılıp değerlendirlmeden hüküm tesis edildiği, mahkemece dosyanın esası incelenmeden(söz konusu tarihler göz önüne alınmadan ve değerlendirilmeden) yüzeysel olarak karar verildiği , şöyle ki;davalı tarafça müvekkilinin 30.000,00 TL lik ödemesinin her ne kadar farklı dönem borcuna ilişkin olduğu iddia adilmişse de; müvekkilinin söz konusu tutarın ödeme tarihinin 3 dönem faturaların tahsilatlarından sonra olduğunun belli olduğu, bu ödemenin kaçak kullanım bedeline ilişkin olduğunu ; dosyaya yansııyan bilirkişi raporları ve dosyadaki tutanaklardan açıkça anlaşıldığı üzere; kaçak elektrik tutanağı düzenlenme tarihinin 21.02.2019 olduğu, müvekkilinin 30.000,00 TL lik ödeme tarihi ise kaçak elektrik düzenleme tutanak tarihinden tam olarak 1 hafta sonra yani 28.02.2019 tarihinde olduğu, müvekkiline ait ödeme dekont açıklamasında da bu fatura borçlarına istinaden yapıldığına dair bir açıklama bulunamamakla beraber, fatura tutarları kadar ödeme yapıldığı, ancak bu tutarların söz konusu 3 fatura tutarı ile aynı olmadığı, dolayısıyla müvekkilinin 3 değil 5 farklı faturalandırma tutarını ödediğini, bütün bunlardan açıkça anlaşılacağı üzere söz konusu ödemenin eski borca dair ödeme olmadığı , yönetmelik madde 42 – (1) gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak; ç) dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir” hükümleri amirken; bilirkişilerce bu konu hiç tartışılıp değerlendirilmeden hatalı,taraflı ve eksik değerlendirme ile rapor tanzim edildiği, zira davalı görevli tedarik şirketinin , müvekkillerine herhangi bir gecikme bildiriminde bulunmadan, güncellenmiş güvence bedeli usulü yerine getirilmeden ve son ödeme tarihleri dahi gelmeyen faturaları da dahil etmek suretiyle elektrik kesme ve mühürleme tutanağı düzenlediği, dolayısıyla; mevzuata uygun olarak kesilmeyen elektrik kullanımının kaçak sayılamayacağı, elektrik kesme ve mühürleme belgesinini düzenlenme tarihi bilirkişilerce farklı değerledirilmiş olmasına karşın, bu çelişki giderilmeden dosyada mevcut tuttanak da olmasına rağmen gerekçeli kararın 3. sayfası delileerin değerlendirmesi kısmında “02/11/2019 tarihinde elektrik kesme ve mühürleme tutanağı” düzenlendiği yönünde maddi bir hataya dayanılarak karar verildiği, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında ; davalı şirketin davacı aleyhinde 68.738,36 TL kaçak elektrik bedeli, 180,78 TL gecikmiş gün faizi, 32,54 TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 68.951,68 TL alacağın işleyecek yılılk %16,80 oranındaki gecikme faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 11/01/2017 tarihinde … müşteri numarası ile elektrik kullanımına dair sözleşme imzalanmış, davalı elektrik şirketi tarafından ödenmeyen 3 adet elektrik tüketim faturasından dolayı 02/11/2018 tarihinde(bilirkişi sehven 2019 yazmıştır) “Elektrik Kesme ve Mühürleme Tutanağı” düzenlenmiştir. (kesilen elektriği açıp kullanma iddiası ile tutanak tutulmuştur.) Mahkemece yargılamada iki ayrı elektrik mühendisi bilirkişilerden raporlar alınmıştır.Her iki bilirkişi raporunda da kaçak elektrik kullanımı bulunduğu, yapılan kaçak tahakkukunun mevzuata uygun olduğu görüşü , … A.Ş.nin Borç Nedeniyle Elektrik Kesme ve Mühürleme Belgesinin 02.11.2018 tarihinde, ödenmeyen 11.10.2018 son ödeme tarihli faturadan sonra düzenlendiği, davacı tarafından yapılan ödemelerin kaçak tüketim fatura numarası için yapılmadığı görüşü bildirmiştir. Somut olayda ,davacı şirketin elektriğinin kesilmiş olup olmadığı,kesilen elektriğin açılıp kullanılıp kullanılmadığı,kaçak elektrik kullanımı varsa miktarı,süresinin mevzuata uygun tesbit edilip edilmediği hususlarının tesbiti gereklidir. Davalı tarafından ödenmeyen 3 adet elektrik tüketim faturasından dolayı 02.11.2019 tarihinde Elektrik Kesme ve Mühürleme Tutanağı düzenlenmesinin ve sözleşmesinin 11.12.2018 tarihinde fesh edilerek elektriğin kesilmesinin yönetmeliklere uygun olduğu, … A.Ş. Borç Nedeniyle Elektrik Kesme ve Mühürleme Belgesi’nin 02.11.2018 tarihinde, ödenmeyen 11.10.2018 son ödeme tarihli faturadan sonra düzenlendiği, tesbitleri yapılmıştır. EPTHY madde 42 /1; gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak; ç) dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir” Aynı yönetmeliğini 44/4 md ;42 nci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi çerçevesindeki tespitlerde; elektrik enerjisinin kesildiği tarihteki yapıldığı tarihteki endeks değeri arasındaki fark dikkate alınarak hesaplama yapılır, düzenlemesi bulunmaktadır. Dosya kapsamı itibarıyla ; kaçak tutanağı ile kesilen elektriğin izinsiz açılarak kullanıldığı tesbit edilmiş olup,davacı tarafça yapılan ödemelerin ise ödeme belgelerindeki fatura numaralarının ,kaçak faturasından farklı bulunduğu , bu sebeple dava konusu kaçak kullanıma ilişkin olmadığı, ödeme elgelerine göre kaçak tutanağı düzenlendikten ve elektrik kesildikten sonra 28/02/2019 tarihinde farklı tutarlarda (5 adet ödeme) toplam 30.000,-TL ödendiği, bilirkişi raporu ve mevcut deliller itibarıyla bu ödemelerin tutanak öncesi 2018 eylül,ekim ve kasım dönemlerine ait normal fatura belellerine ilişkin olduğu tesbit edilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ; kaçak kullanım süresinin sözleşmenin fesih tarihi ile kaçak elektrik tesbit tutanağı tarihi esas alınarak ve buna göre sayaç endeks değerleri arasındaki farka göre hesaplama yapılması mevzuata uygun bulunmuştur. Böylece mahkemece verilen kararda maddi olay ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/09/2022