Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2205 E. 2022/1231 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2205
KARAR NO: 2022/1231
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2017/68 E – 2020/497 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı şirketin Beyoğlu işletmesinin … abone nolu müşterisi olduğunu, Aralık 2016’da elektrik sayacının bozulması nedeni ile sayacın değiştirildiğini, yeni sayaç takıldıktan sonra geriye dönük yeniden okuma yapılarak, haksız olarak otomatik dönem tahakkuku ve endeks esaslı ek tahakkuk adı altında davacıya toplamda 41.917,19TL borç tahakkuk ettirildiğini, davacı şirketin belirtildiği kadar elektrik tüketmesinin mümkün olmadığını, davacıya ilişkin kaçak tespit tutanağı tutulmadığını, sökülen sayacın sayaç tamir bakım ve ayar servisine gönderilip gösterilmediğinin belirsiz olup, bu konuda davacıya bilgi verilmediğini, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 19. ve 20.maddelerine göre değerlendirme yapılmadığını, geriye dönük ihtilafsız döneme ait tüketim ekstrelerinin celbi ile uzman bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme neticesinde davacıya haksız borç tahakkuk ettirildiğinin subuta ereceğini beyanla, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacıya ait tesisattaki sayacın 01/11/2016 tarihinde değiştirilmiş olup, laboratuvar muayenesi yapıldığını, muayene sonucunda “sayacın normal çalışıyor , sayacın ekranında hata ifadesi var” şeklinde çıktığını ve bu incelemeye istinaden endeks farkı kaynaklı 97.170 kWh ilave tüketim hesabı yapılarak davacının dönem faturasına yansıtıldığını, davalı şirketin mevzuata uygun olarak sayaç kontrolleri yapmakta hatalı, eksik tüketim kaydı yapan sayaç olması durumunda sayacı incelemeye almakta ve yapılan inceleme neticesinde yapılan tespitler üzerine müşteriye mevzuata uygun olarak yapılan hesaplamalarla fatura tahakkuk edildiğini, davalı şirketin işlemleri ve hesaplamalarının EPDK mevzuatına uygun olduğunu, bu nedenle davacının davasının haksız olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından ” Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; elektrik sayacının ekranının okunamaması nedeni ile 01/11/2016 tarihinde söküldüğü ve sayaç sökülmeden önceki son okuma tarihi olan haziran 2015 ten sayacın söküldüğü tarih olan 01/11/2016 tarihine kadar geçen dönem için davacıya 97.169,52 KWH tüketim bedeli olarak 41.917,19 TL tahakkuk ettirildiği, davacının tahakkuk ettirilen bu bedel yönünden borçlu olmadığını iddia ettiği, yaptırılan bilirkişi incelmesinde, sayacın kayıt yapmadığı dönem için içinde 97.169,52 KWH tüketim yapıldığı tespit edilmiş ve tüketim bedeli olarak KDV dahil 40.412,69-TL hesaplanmıştır. Mahkememizce dosya kapsamı ve davacının ihtilafsız dönemleri de incelenerek denetime elverişli olarak düzenlenmiş olan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverili kabul edilerek davacının fazla tahakkuk ettirilen 1.504,05-TL yönünden borçlu olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş, teminat yatırılmamış olduğundan tedbir kararının uygulanmadığı anlaşılmakla reddedilen kısım yönünden davalı lehine tazminata hükmedilmemiştir.” gerekçeleriyle 1-Davacının davasının KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile davacıya davalı tarafından tahakkuk ettirilen 41.917,19TL tüketim bedelinin 1.504,05TL’si yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talep yönünden davanın reddine, Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; dava kapsamında 3 kök ve 2 ek olmak üzere toplam 5 bilirkişi raporu alındığını, raporların 4’ü görüş birliği içinde olarak davacı müvekkiline tahakkuk edilen borcun EPDK mevzuatına aykırı olduğu ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğuna ilişkin kanaat sunulduğunu, alınan son bilirkişi raporunda ise, daha önce dosyaya sunulmuş olan tüm bilirkişi raporlarıyla çelişerek, aksi kanaatte görüş bildirildiğini, raporda borcun tahakkuk edilmesinin gerekçesi tamamen bir varsayımdan ibaret olduğunu, “… Davacı adına tahakkuk ettirilen faturadaki 97.169,52 kwhlik tüketimin davacı şirketçe TÜKETİLEBİLECEK bir elektrik miktarı olduğu” kanaatine varıldığını, bu iddiayı delillendirecek hiçbir delil, dayanak olmadığını, alınan diğer kök bilirkişi raporunda; “tutanakta yer alan bilgilerde, sökülen sayacın incelenmek üzere laboratuvara sevk edildiği belirtilirken, dosyada buna yönelik işlem yapıldığına dair hiçbir bilgi kayıt ve rapor yer almadığı halde varmış gibi işlem yapılarak tahakkuk ettirilen toplam 41.917,19 TL’lik faturanın iptal edilmesinin gerekeceği, yapılan bu uygulamanın EPDK mevzuatına uygun olmadığı” denilmek suretiyle davaya konu işlemin hukuka aykırılığı tespit edildiğini, ayrııca “dava dosyası incelendiğinde sayacın laboratuvarda incelenmek üzere söküldüğü ancak laboratuvar incelemesi yapılarak 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanununun 9/d Ölçü ve Ölçü Aletleri Muayen Yönetmeliği hükümlerine göre muayenesi yapılarak tespit edilen sonuçlar dosyaya sunulmadığı, laboratuvar sonucu olmadığı için Yönetmeliğin yukarıda açıklanan hükümleri gereğince 01.11.2016 tarihli İlk Endeks ve Değiştirme Protokolüne göre işlem yapılamayacağı” belirtildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf başvurusunda özetle; 11.06.2019 ve 22.06.2020 tarihli bilirkişi raporularında “…01.07.2015-01.11.2016 tarihleri arasındaki endenks farkı 97.170 kWh için toplam bedelin 40.412,81-TL olarak hesaplandığı..” ve “97.169,52 kWhlık tüketimin davacı şirketçe tüketilebilecek bir elektrik miktarı olduğu” yönünde yerinde tespit yapılmış olup; bu tespit ile de davacının davasının esas itibariyle haksızlığının sabit olduğunu, raporda birim fiyat yönünden yapılan değerlendirme ve bu doğrultuda yapılan eksik hesabın kabul edilemeyeceğini, dosya kapsamında; bilirkişice, tarife uygulanarak hesaplama yapılması ve uygulanan tarifenin müvekkili şirket hesabından niçin farklılık gösterdiğinin izahı gerekirken bilirkişinin yalnızca dava konusu eksik tüketim tahakkukunda müvekkili şirketin hatalı birim fiyat uyguladığı yönünde kanaat bildirdiğini, bunun izahını yapmadığını, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, -Müvekkili şirketin faturalandırma işlemini, EPDK Yönetmelikleri doğrultusunda ve yine EPDK tarafından ilgili dönem için belirlenen birim fiyatları(kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, hizmet bedeli, iletim bedelini da kapsayan dağıtım bedeli) üzerinden gerçekleştirdiğini, bilirkişinin ilgili faturaya ilişkin hesaplamasında kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, hizmet bedeli, iletim bedeli gibi kalemleri ayrı ayrı hesaplaması ve fatura tutarını bu şekilde belirlemesi gerektiğini, bilirkişi hesaplamasında hatalı yöntem uygulanarak yalnızca çıplak dağıtım bedeli birim fiyatını dikkate alındığını, eksik hesaplama yapıldığını, davanın tümden reddi gerektiğini ileri sürmüştür.Dava, eksik tüketim kaydı yapan sayaç nedeniyle endeks farkı kaynaklı 97.170 kWh ilave tüketim faturasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; 22.04.2008 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı tedarikçi şirket ile … tesisat numarasında elektrik satışına ilişkin abonelik sözleşmesi imzaladığı, sözleşmeye esas kurulu gücün 83,33 kw. ; Sözleşme gücünün 50 kw. Olduğu, dava konusu faturaya esas arızalı olduğu iddia edilen … marka … seri nolu sayacın 23.09.2008 tarihi itibariyle tesisata takılmış olduğu, 01.11.2016 tarihinde ise EKRANİ OKUNAMAYARAK sökülmüş olduğu, 01.11.2016 tarihi itibariyle Sökülen sayacın yerine … marka … seri nolu sayacın takılmış olduğu, “2015/06 dönem ile sayacın söküldüğü tarihe kadar gerçekleşen sökme endeks farkı olan 97.170 Kwh tüketim için 2016/06 dönem faturası düzenlendiği, Bilirkişi tarafından yapılan kıyaslamada Dava konusu 2015/06 — 2016/11 dönemler arası davacı şirket tüketimi 198,71 kwh/gün, tutanak öncesi ihtilafsız dönem tüketimi 245,38 kwh/gün, tutanak sonrası yeni sayaç takıldıktan sonraki ihtilafsız dönem tük. 370,03 kwh/gün, AYNI DÖNEM (yaz – sonbahar) İHTİLAFSIZ dönem tüketim ortalaması 318,46 kwh/gün olarak tespit edildiği, bilirkişi tarafından 2015/06 — 01.11.2016 tarihler arasında davacı şirketin sayacının kayıt yapmaması nedeniyle davacı adına tahakkuk ettirilen faturadaki 97.169,52 kwh lik tüketime TEKABÜL EDEN FATURA TUTARI HESABI; 40.412, 69 TL olarak hesaplandığı, bu miktara enerji bedeli aktif tük. ,Belediye Tüketim vergisi, Trt Fon payı, DAĞITIM BEDELİ, Enerji Fonu ve KDV’nin dahil edildiği anlaşılmaktadır. Tutanak tarihinde 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğince kaçak tahakkukuna ilişkin hesaplamada; kayıp kaçak, dağıtım, iletim, psh bedeli hariç fonsuz birim fiyat üzerinden değerlendirme yapılması; ek tahakkuk hesabında ise normal tüketim hesabı yapılarak sonuca ulaşılması, buna göre kayıp kaçak, dağıtım, iletim ve psh bedeli dahil edilmiş birim fiyat üzerinden belirleme yapılması gerekmektedir. Dosya kapsamından; ilk bilirkişi kök ve ek raporunda ” davacı elektrik kullanıcısının elektrik sayacına ilişkin yapılan tespitin ve oluşturulan tahakkukun uygun olmadığını, tutanakta yer alan bilgilerde sökülen sayacın incelenmek üzere laboratuvara sevk edilmesi gerekirken, dosyada buna yönelik işlem yapıldığına dair hiçbir bilgi, kayıt ve rapor yer almadığı halde varmış gibi işlem yapılması, bunun da tüketicinin haksız bir sonuçla karşılaşmasına yol açtığını, sonuç olarak davalı elektrik kurumu tarafından tahakkuk ettirilen toplam 41.917,19TLlik faturanın iptal edilmesi gerektiği” mütalaa edilmiş ise de endeks karşılaştırması yapılmamış olduğu, bu haliyle raporun hükme elverişli olmadığı, raporun elektrik ve makine bilirkişisinden alındığı görülmektedir. Rapora itiraz üzerine, Elektronik Yüksek Mühendisi bilirkişiden alınan ikinci raporda bilirkişinin; ” Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin kaçak elektrik tüketimine ilişkin madde 26’da sayacın eksik yada hatalı ölçüm yapması durumunda sökülerek yerine uygun bir sayaç takılması ve sökülen sayacın incelenmesi gerektiğinin belirtildiğini, fakat dosyada sayacın laboratuvarda incelendiğine dair belge bulunmadığını, davacının ortalama tüketim miktarları incelendiğinde kullanım miktarının dönemsel olarak çok değiştiğini, 01/07/2015-01/11/2016 tarihleri arasındaki dönem için doğru ve tutarlı bir hesap yapılmasının mümkün olmadığını, tahakkuk hesabı yapıldığında bedelin 40.412,81TL olarak hesaplandığını” mütalaa etmiştir. Üçüncü olarak Bilirkişi Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi raporunda; ” davalı tarafça davacı adına tahakkuk ettirilen 205/06-01/11/2016 tarihleri arasında davacı şirketin sayacının kayıt yapmaması nedeniyle davacı adına tahakkuk ettirilen faturadaki 97.169,52 kwhlik tüketimin davacı şirketçe tüketilebilecek bir elektrik miktarı olduğunu, davacı şirketin 40.412,69TL fatura tahakkukundan sorumlu tutulabileceğini” belirtmiş, rapor içeriğinde davacının fatura döemi haricindeki önceki ve sonraki tüketimlerinin karşılaştırılarak hesaplama yapıldığı görülmüştür. Buna göre hükme esas alınan bilirkişi raporunun endkes karşılaştırması içermesi, davacının sayaç değişim öncesi ve sonrası tüketimleri ile yapılan hesaplamada faturaya konu 97.169,52 kwhlik tüketiminin doğru hesaplandığı, 01.01.2016 tarihinden itibaren kayıp kaçak bedellerinin dağıtım bedeli içinde hesaplanması gerektiği ve bilirkişi hesabının buna göre yapılıdğı anlaşılmaktadır. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1.madde gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 102,74 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 43,44 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/04/2022