Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2154 E. 2022/1125 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2154
KARAR NO: 2022/1125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2021
NUMARASI: 2017/787 E – 2021/565 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili … A.Ş dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı … plakalı aracın 04.01.2015 tarihinde davacının sevk ve idaresinde iken trafik kazasına karıtığını ve araçta ağır hasar meydana geldiğini, bunun üzerine davacının sigorta şirketini aradığını ve sigortanın temin ettiği çekici ile davalı şirketin Mahmutbey Şubesindeki … araç servisine çekildiğini, servis yetkililerinin 15 gün içinde aracın tamir edileceğinin bildirildiğini, ancak ilgili tarihte başvuru yapılmasına rağmen aracın 13/02/2015 tarihinde teslim edildiğini, yapılan tamirde aracın cam ile bagaj kapağı arasındaki bölgesinin değiştirildiğini,davalı şirket tarafından bu parçanın yeni ve orjinal olduğu ve bir daha sorun çıkarmayacağı belirtildiğini, bu iş için davalı şirketin aracı 28.000,00TL’ye tamir edebileceğini söylediğini ,ancak daha sonra 23.000TL’lik fatura kesildiğini, aracın teslim alındıktan sonra tamir gördüğü bölgelerden sorun yaşadıklarını, orjinal ve sıfır olduğu söylenen panelin yeniden arıza çıkardığını, bunun üzerine davacının aracını davalı şirketin aynı servisine götürdüğünü, aracın yeniden tamir edildiğini, oluşan hasarın giderildiğinin söylendiğini, onarım hatasından sorun kaynaklandığının söylendiğini, ancak ikinci tamirin ardından aracın aynı yerden tekrar arızalandığını, davacının başka servislerle görüştüğünde aracın yeniden onarımının yaklaşık 6.000,00TL’ye malolacağını ve 15 günlük bir onarım süresinin bulunduğunu bildirdiklerini, davacının aracının ticari iş için kullandığını ve onarımda olduğu her gün için maddi kayba uğradığını belirterek davanın kabulü ile davalı şirket servisinin hizmeti nedeniyle araçta oluşan şimdilik 6.000,00 TL’lik zararın tazmini ve aracın yeniden onarım süresince çalışmayacak olmasından dolayı oluşacak 500,00TL’lik kazanç kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin … bayisi olup yalnızca bu markaya ilişkin araçların tamir ve satışını gerçekleştirdiğini, dava dilekçesi ile davacıya ait aracın … marka olduğu belirtildiğini,davalı şirket servisine belirtilen tarihlerde belirtilen plakada bir araç girişi olmadığını belirterek husumet yönünden öncelikle davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek öncelikle usule yönelik itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/496 E.sayılı davada; aynı davacı tarafından bu kez … A.Ş hakkında açtığı davada; Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına kayıtlı … plakalı aracın 04.01.2015 tarihinde davacının sevk ve idaresinde iken trafik kazasına karıtığını ve araçta ağır hasar meydana geldiğini, bunun üzerine müvekkilinin sigorta şirketini aradığını ve sigortanın temin ettiği çekici ile davalı şirketin Mahmutbey Şubesindeki … araç servisine çekildiğini, servis yetkililerinin 15 gün içinde aracın tamir edileceğinin bildirildiğini, ancak ilgili tarihte başvuru yapılmasına rağmen aracın 13/02/2015 tarihinde teslim edildiğini, yapılan tamirde aracın cam ile bagaj kapağı arasındaki bölgesinin değiştirildiğini,davalı şirket tarafından bu parçanın yeni ve orjinal olduğu ve bir daha sorun çıkarmayacağı belirtildiğini, bu iş için davalı şirketin aracı 28.000,00TL’ye tamir edebileceğini söylediğini ,ancak daha sonra 23.000TL’lik fatura kesildiğini, aracın teslim alındıktan sonra tamir gördüğü bölgelerden sorun yaşadıklarını, orjinal ve sıfır olduğu söylenen panelin yeniden arıza çıkardığını, bunun üzerine davacının aracını davalı şirketin aynı servisine götürdüğünü, aracın yeniden tamir edildiğini, oluşan hasarın giderildiğinin söylendiğini, onarım hatasından sorun kaynaklandığının söylendiğini, ancak ikinci tamirin ardından aracın aynı yerden tekrar arızalandığını,davacının başka sevrislerle görüştüğünde aracın yeniden onarımının yaklaşık 6.000,00TL’ye malolacağını ve 15 günlük bir onarım süresinin bulunduğunu bildirdiklerini, davacının aracının ticari iş için kullandığını ve onarımda olduğu her gün için maddi kayba uğradığını belirterek davanın kabulü ile davalı şirket servisinin hizmeti nedeniyle araçta oluşan şimdilik 6.000,00 TL’lik zararın tazmini ve aracın yeniden onarım süresince çalışmayacak olmasından dolayı oluşacak 500,00TL’lik kazanç kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının , kendi adına tescilli olan, … plakalı aracının maddi hasarlı trafik kazası neticesinde hasar gördüğünü belirterek davalı şirketin yetkili bakım ve onarım servisine getirdiğini, davacı aracının … sigorta poliçesi kapsamında onarım işlemlerini yapılmasını talep ettiğini, davalının davacının talebi üzerine adı geçen sigorta şirketine hasarı ihbar ettiğini, sigorta şirketinin eksperleri tarafından yerinde yapılan inceleme ve onay üzerine aracın hasar işlemleri yapılmaya başlandığını, araç sigorta poliçesi kapsamında yapıldığı için, onarım işlemleri ve orjinal yedek parça temini konusunda sürekli olarak sigorta şirketinin onaylarının alındığını, bu kapsamda davalı şirkettin aracın teslimi konusunda gecikmesinin olmadığını, hasar işlemlerinde kullanılan orjinal yedek parçaların sonradan yeniden arıza çıkardığını beyan eden davacı tarafın iddialarını kabul etmek mümkün olmadığını, kullanılan yedek parça ve hasar işlemleri yasal olan garanti kapsamında yapıldığını,davalı şirket tarafından onarımı yapılan dava konusu araç, ilgili sigorta şirketinin ve davacının onayı ile tam ve eksiksiz bir şekilde teslim edildiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/496 E.sayılı davada; aynı davacı tarafından bu kez … A.Ş hakkında açtığı davanın asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile hatalı hizmet nedeniyle 6.000,00 TL, kazanç kaybı için 9,639,48 TL olmak üzere toplam taleplerini 15.639,48 TL ya çıkararak eksik harcı ikmal etmiş,toplam 15.639,48 TLya olay tarihi olan 04/01/2015 tarihinden itibaren faiz işletilerek davalılardan müşterek ve müteselsil tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkeme itiraz sonrası 30.09.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; kök raporda da görüldüğü gibi belirtilen hasar miktarının sonradan belgelenen hasar giderim faturası ile belirtildiği, dosya içeriğine göre yan panel ile ilgili servisin hatalı onarım ve devam ettiği iddia edilen arızalar ile ilgili dosyada belge bulunmadığı, davacının 39 günlük kazanç kaybı karşılığının 9.639,48 TL olacağının belirlendiği gerekçesiyle; “1-Davanın ve birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 esas sayılı davasının kısmen kabulü ile kazanç kaybı olarak 9.639,48TL maddi tazminatın olay tarihi olan 04/01/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı …’a ödenmesine, 2-Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar vermiştir. Asıl dosya davalısı … A.Ş ile birleşen dosya davalısı … A.Ş nin birbirleri ve başka diğer şirketlerle birlikte birleşme ve ünvan değişikliği olarak … A.Ş isim ve ünvanını alarak 26/10/2020 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği ve asıl ve birleşen davadaki davalıların birleşme ve yeni ünvan değişikliği olan … A.Ş olarak aynı vekil tarafından temsil edilerek yeni vekaletname ve birleşmeye dair ticaret sicil gazetesinin sunulduğu anlaşılmıştır. Kararı davacı vekili ile asıl ve birleşen dava davalıları olarak davalı şirketlerin birleşerek yeni ünvan olarak … A.Ş ünvanı ile davalılar vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;servis formları ve ödeme belgelerinin … A.Ş den ve sigorta şirketinden celbi gerektiğini,bilirkişi raporunda fotoğraf ve beyanlarının değerlendirilmediğini,eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek davanın tamamen kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar vekili olarak her iki davalı şirketin birleşmesi nedeniyle yeni ünvanlı davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde, davalı … tarafından hiçbir işlem yapılmadığını,bu nedenle bu davalı hakkında husumet itirazları bulunduğunu,birleşen davada ise … A.Ş aleyhine dava açıldığını,zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini,olay tarihi ve dava tarihi arasında haksız fiil sorumluluk zamanaşımının dolduğunu,aracın serviste kaldığı sürenin hatalı hesaplandığını,kök ve ek raporlarda hatalı hizmet verildiğinin belirlenemediğini,takılan parçaların orjinal olduğunu,sigorta şirketinin onayı ile aracın tam ve eksiksiz teslim edildiğini,davalının kazanın tarafı olmadığını ve kazanç kaybından sorumluluğu bulunmadığını ,davalının kusuru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Asıl ve birleşen davada davacıya ait kaza yaparak hasarlanmış aracın hatalı ve ayıplı onarıldığı ,bu nedenle yeniden arızalandığı ileri sürülerek onarım bedeli ile kazanç kaybının tahsili talep edilmiştir. Asıl dava davalısı şirket tarafından davacının aracına onarım yapılmadığı açıktır.Hatta davacı onarım yapan … A.Ş nin davaya dahil edilmesini istediği,bu talebi red olunca bu kez … A.Ş hakkında aynı talepleri içeri yeni bir dava açarak bu dava ile birleştirilmesini talep ettiği ve her iki davanın birleştirildiği anlaşılmıştır. Daha sonra istinaf aşamasında her iki davalı şirket vekili bu davalı şirketlerin birleşerek yeni unvan aldığı bildirilmiştir. Alınan ek rapor kapsamında davacının kazanç kaybının 9.639,48 TL olarak belirlenmiştir. Birleşen dosya davalısı … A.Ş tarafından yapılan onarım sonrası davacıya kesilen fatura sunulmuş,bilirkişi raporlarında ayıplı onarım hususunun tespit edilemediği,ancak oluşan arıza nedeniyle sunulan hasar giderim faturasının aynen benimsendiği, 39 günlük kazanç kaybının belirlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı … A.Ş tarafından hatalı onarım yapılmadığı bilirkişi heyet raporu ile belirlenmesine rağmen, aracın sonradan arızalanması nedeniyle 39 gün kazanç kaybı hesaplanması ve mahkemece de aynı gerekçe ile ayıplı onarım olmadığı tespiti belirtilerek 39 günlük kazanç kaybı olan 9.639,48 TL ya hükmedilmesi hüküm gerekçesinde çelişki oluşturmaktadır. Dosya kapsamında mahkemece ilk bilirkişi incelemesinde kaza nedeniyle tarafların kusuru ve onarım giderlerinin belirlenmesine dair rapor alındığı, daha sonra yeniden heyetten davanın konusuna yönelik incelemeyi içeri rapor alındığı görülmüştür. Asıl ve birleşen davadaki farklı şirketlerin daha sonra birleştikleri ve unvanlarının da değiştiği yine kararda değerlendirilmemiştir. Bu doğrultuda mahkemece,dava konusu aracın onarımının ayıplı onarım olmadığı göz ardı edilerek kazanç kaybına hükmedilmesi yerinde olmadığı gibi, asıl davadaki davalı … nin husumet talebinin de irdelemediği,bu davalı tarafından davacı aracına hiçbir işlem yapılmadığı davacı tarafından da kabul edilerek ayrı bir dava ile … A.Ş hakkında dava açılıp bu dosya ile birleştirildiği gözetildiğinde, asıl davada husumet nedeniyle davanın reddi, birleşen davada ise ayıplı tamirat iddiası ispatlanamadığından davanın esastan reddine dair hüküm kurulması gerekirken, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.Davacı asıl ve birleşen davada davasını ispatlayamamıştır. Bu itibarla davacının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddine, davalıların asıl ve birleşen davada istinaf taleplerinin ise kabulü ile asıl ve birleşen davaya dair karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddine, B-Davalıların asıl ve birleşen davada istinaf taleplerinin kabulü ile asıl ve birleşen davaya yönelik karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Asıl davada davacının davasının husumet nedeniyle reddine, 2-Birleşen davada davacının davasının reddine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 3-Alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından yatırılan 111,01 TL peşin harç ile 152,00 TL ıslah harcının mahsubu ile fazla yatırılan 182,31 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulanmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımın ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; 7-Alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından yatırılan 111,01 TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatırılan 30,31 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 8-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine, İstinaf İncelemesi İle İlgili Olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalılara isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Birleşen dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıların istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Davacının istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/04/2022