Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2136 E. 2021/2760 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2136
KARAR NO: 2021/2760
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2021
NUMARASI: 2020/732 E – 2021/493 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.07.2012-30.06.20l3 dönemini kapsayacak şekilde elektrik enerjisi tedarik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme feshedilmediğinden 7.1. Maddesine göre kendiliğinden 1’er yıllık süreler halinde 30.05.2016 tarihine kadar yenilendiğini, bu tarihten sonra davalı sözleşmeyi erken feshederek başka bir tedarik şirketinden elektrik almaya başladığını, sözleşmenin 7.1 .Maddesindeki; “Sözleşme tarihinden Önce sözleşmenin abone tarafından fesih edilmesi halinde abone son iki ayın fatura toplamı kadar ceza-i şart ödemeyi kabul eder. Her hangi bir taraf sözleşme süresinin dolmasından en az 2 ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceğini diğer tarafa yazılı olarak bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla 1 yıl daha yenilenmiş olur” hükme göre davalıya son iki fatura tutarında 7.394,31 TL ceza tahakkuk ettirildiğini, cezanın 1.014,52 TL’sinin otomatik ödemeden tahsil edildiğini, bakiye 6.379,79 TL ödenmediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünde … E dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini bu nedenle itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının talep ettiği ceza-i şartın hukuka aykırı ve yersiz olduğunu, davacıya sözleşmenin sonlandınlacağı usulüne uygun olarak bildirildiği, sözleşmeye son verilmesine rağmen otomatik ödeme talimat vasıtasıyla bankadan iradesi dışında 1.014,52 TL çekildiğini, bakiye 6,379,79 TL ceza-i şart bedeli ve 239,24 TL işlemiş faizi talebinin sözleşmeye aykırı olduğunu, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 28/05/2018 tarih ve 2016/984 E – 2018/549 K sayılı kara ile ; “davacı tarafça sözleşmenin bitim tarihinden iki ay değil 4 ay önce sözleşme 7.1 maddesine uygun olarak davacıya bildirim yapmış olmasına rağmen, davacı tarafça kendisinden olay alınmadan yenileme yapılması ile davalının sözleşmeyi yenilemiş olduğu ve süre dolmadan yeni bir tedarikçi ile sözleşme yaptığından da bahsedilemeyeceği,, davacı tarafça, davalı taraftan gönderilen yazıya rağmen, kendisinden onay almadan sözleşme yenilenmiş gibi hesabından kısmi tahsilat yapmış olduktan sonra, bakiye kısım içinde icra takibi ile tahsilat talebinde bulunmuş olmasında, bile bile davalı aleyhine kötü niyetli hareket etmiş olduğu” gerekçeleriyle davanın reddine, reddedilen dava üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 1.323,80 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 03.12.2020 tarih ve 2018/3069 E- 2020/1740 K sayılı kararımızla ” davalının sözleşmeyi yenilemediğini ispat etmesi gerektiği halde 22.01.2016 tarihli yazısının davacıya tebliğinin araştırılmadan ve hükümde tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile davacının istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince karar kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince dosyanın yargılamasına devam edilmiş ve ” 22/01/2016 tarihli bildirime ilişkin evraklar PTT’den sorulmuş, gelen cevapta gönderinin, 25.01.2016 tarihinde muhatap davacının iş yeri yetkilisi …’ye imzası karşılığında teslim edildiği, alma haber kartının ise 27.01.2016 tarihinde …’ce gönderici adresine teslim edildiğinin sistem sorgusundan anlaşılmış olduğunun bildirildiği, buna ilişkin evrakların imha edildiğinin bildirildiği nazara alındığında; davalının, sözleşmenin 30/05/2016 tarihli bitiş tarihinden itibaren bilgi ve onayı olmadan yenilenmeme ihtarının davacıya usulüne uygun bildirdiği, bununla sözleşmenin yenilenmesini kendi onayına bağlı kılmış olmasına rağmen, davacı tarafça bu iradeye aykırı olarak otomatikman sözleşmeyi yenilenmiş gibi davalı aleyhine otomatik olarak hesaptan bir kısım kesinti yaptığı ve bakiye kısmının icra yoluyla tahsilini talep etmiş ise de; davalı tarafça sözleşmenin bitim tarihinden 4 ay önce-sözleşme 7.1 maddesine uygun olarak davacıya bildirim yapmış olmasına rağmen, davacı tarafça kendisinden onay alınmadan yenileme yapılması ile davalının sözleşmeyi yenilemiş olduğu ve süre dolmadan yeni bir tedarikçi ile sözleşme yaptığından da bahsedilemeyeceği, davacı tarafça, davalı taraftan gönderilen yazıya rağmen, kendisinden onay almadan sözleşme yenilenmiş gibi hesabından kısmi tahsilat yaptıktan sonra, bakiye kısım için de icra takibi ile tahsilat talebinde bulunmuş olmasında, bile bile davalı aleyhine kötüniyetli hareket etmiş olduğuna, bu nedenle reddedilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında davalı lehine inkar tazminatı hükmetmek gerektiği” gerekçeleriyle davanın reddine ve reddedilen miktar üzerinden takdiren % 20 oranında hesaplanan 1.323,80 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusuna özetle; davalı abone tarafından müvekkil şirket portföyünden usulüne uygun bir şekilde çıkış yapılmadığını, gönderilen 22.01.2016 tarihli, yenilememe bildirimi incelendiğinde “BİTİŞ TARİHİNDEN İTİBAREN bilgim ve onayım olmadan sözleşmenin yenilenmemesinin” talep edildiği görüleceğini, ancak davalının bu bildirimi yapmasına rağmen sözleşmenin bitiş tarihini beklemediğini ve ve sözleşme süresi içinde 04.05.2016 tarihinde başka bir tedarik şirketi ile anlaşma yaptığını, sözleşmenin sona erme tarihinin 30.06.2016 olduğunu, abonenin müvekkili şirket portföyünden usulüne uygun bir çıkış yapmadığını, usulüne uygun bir fesih iradesinden bahsedilebilmesi için sözleşmenin geçerli olan döneminin sonlanması beklenmesi ve bu tarihten sonra başka bir tedarik şirketi ile anlaşmaya varılması gerektiğini, bu durumun dikkate alınmadığını, kararlaştırılan tarihe kadar sözleşme ayakta olacağından 30.06.2016 tarihine kadar tarafların sözleşmesinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin devam edeceğini, tarafların bu tarihin sonuna kadar sözleşmeye aykırı davranmama yükümlülüğü altında olduğunu, yenilememe bildiriminin sözleşmenin sözleşme süresinden önce derhal feshi anlamı taşımadığını, müvekkili şirket aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi hatalı olduğunu, yenilememe bildiriminin tebliğ edildiğine dair kesin bir delil söz konusu olmadığını, tebligatı aldığı iddia edilen …’nin şirket yetkilisi olmadığını ileri sürmüştür. Dava, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi tedarik sözleşmesinin erken feshedilmesi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı ile davalı arasında 01.07.2012-30.06.2013 dönemini kapsayacak şekilde elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7.1. Maddesine göre kendiliğinden birer yıllık süreler halinde yenilenerek, 30.05.2016 tarihine kadar uzadığı, davalının, 30.05.2016 tarihinden sorıra elektrik eneıjisini başka bir tedarikçi firmadan satın almaya başladığı, sözleşmenin 7.1 Maddesinde ; “İşbu sözleşme Ek’teki protokolde belirtilen sözleşme bitiş tarihinde sona erer, İşbu sözleşme süresi içinde fesh edilemez ” hükmü bulunduğu, davalı 22.01.2016 tarihli yazısı ile “Şirketimizle olan indirimli satış sözleşmesinin 30.05 2016 bitiş tarihinden itibaren bilgim ve onayım olmadan yenilenmemesini” bildirmiş olduğunun iddia edildiği, sözleşmenin 7.1. Maddesindeki ; “Sözleşme bitiş tarihinden önce sözleşmenin abone tarafından fesih edilmesi halinde abone son iki ayın fatura toplamı kadar ceza-i şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder” hükmünün düzenlendiği görülmektedir. Dosyada mevcut gönderi örneğine göre, 22.01.2016 tarihli bildirimin 25.01.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiğinni tespit edildiği görülmektedir. Buna göre davalının sözleşmeyi yenilemediğini davacıya bildirmesine rağmen 04.05.2016 tarihinde yani sözleşme süresi içerisinde … A.Ş.’den tedarik etmeye başlamış olduğu, dolayısıyla sözleşmenin bitiş tarihi olan 30.06.2016 tarihini beklemediği, dolayısıyla sözleşmenin bitiş tarihinden önce eylemli olarak sözleşmeyi sona erdirdiği anlaşılmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu nedenle; davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; Davanın kabulü ve itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatı olan 1.322,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1- Davanın kabulü ve itirazın iptali ile İstanbul .. İcra Müdürlüğünde … E dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, 2-%20 icra inkar tazminatı olan 1.322,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3- Alınması gereken 435,80 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 79,94 TL nin mahsubu ile bakiye 355,86 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacının yatırdığı 79,94 TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yapılan 941,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 6-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davcıya verilmesine, 7- Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 48,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/10/2021