Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2135 E. 2021/2759 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2135
KARAR NO: 2021/2759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2021
NUMARASI: 2020/292 E – 2021/163 K
DAVA TARİHİ: 06/05/2016
—-BİRLEŞEN DAVADA—–
( İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2016/501 ESAS SAYILI DOSYASI)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin ticari amaçlı elektrik abonesi olduğunu beyan ederek davalı tarafın, müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiği dağıtım, iletim, PSH, okuma ve kayıp kaçak bedelinin fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davaya konu bedellerinin tahsilinin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; 6719 sayılı yasayla 6446 sayılı yasada yapılan değişiklik uyarınca davanın reddine karar verilmiş, birleşen dosya hakkında hüküm kurulmamıştır. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 22.05.2020 tarih ve 2018/1225 E-2020/489 K sayılı kararımızla birleşen dava yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden hüküm tesisi doğru görülmediğinden kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemiz kararından sonra ilk derece mahkemesi tarafından asıl ve birleşen davalar yönünden konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvurusuna özetle; önceki karar davacı yanca istinaf edilmediğinden ve mevcut hali kabul edilmiş olduğundan müvekkili yararına usulî müktesap hak doğduğunu, birleşen dava yönünden usulen hüküm tesis edilmiş ise de vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilerek usuli müktesap hakkıN ihlal edildiğini, dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını, kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönlerden kaldırılmasını ve lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir. HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Buna göre; davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Davanın yasa değişikliği sebebiyle karar verildiği de gözetilerek, davalı taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün değildir. Vekalet ücreti yönündeki istinaf itirazları yönünde yapılan değerlendirmede ise, ilk karar tarafların istinaf istemin üzerine değil kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonunda kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Birleşen dosya hakkında daha önce kurulan hüküm bulunmadığından karar aleyhine istinafa başvurma olanağı da yoktur. O halde kazanılmış hak doğduğu yönündeki itirazlar yerinde değildir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, Davalıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/10/2021