Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2109 E. 2021/2702 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2109
KARAR NO: 2021/2702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2020/544 E – 2021/495 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Limited şirketi aleyhine T.C. Merkezi Takip Sistemi ile icra takibi başlatıldığını, konu icra takibinde davalı 20/07/2020 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin haksız itirazının iptali ile takibin devamını sağlamak için işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, borçlu … Ltd.Şti. İle davacı şirket arasında Mobil telefon Kurumsal Abonelik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca uyuşmazlığın karşı tarafı olan şirketin davacı şirketten kurumsal mobil telefon hatları kullandığını ve devamında kullanılan telefon hatlarından tarife ve paket kullanımından kaynaklanan fatura borçlarını ödemediğini, davalının itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı, alacak bakiyesini Merkezi Takip Sistemi Ankara … İcra Müdürlüğü … MTS sayılı dosyasına istinaden takibe konu ettiğini, taraflarınca 20.07.2020 tarihinde ilgili takibe yetki ve davacı alacaklıya karşı bir borçlarının olmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, takibin bu nedenle ilgili icra müdürlüğü tarafından durdurulduğunu, davacı alacaklı tarafından yapılan takibe itirazın içeriğinde icra dosyasının açıldığı yer olan “Ankara İcra Dairelerinin” yetkisine de itiraz edildiğini, ilgili icra dosyası yetkili olan “İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerine” gönderilmediğini, Ankara … İcra Müdürlüğünde davalı şirket aleyhine başlatılan icra dosyasında yetkiye de itiraz edildiğinden ve işbu durumun alacaklı davacı tarafından da kabul edildiği gözetildiğinde ilgili icra dosyasının davalı borçlunun mukim adresinin bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerine gönderilmesi ve devamında da tarafımıza yeniden ödeme emri gönderilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafından yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan takibe istinaden itirazın iptali davası İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde açıldığını, yapılan işlemde usul olarak hata mevcut olduğunu, davanın yetkili yerde açılmış ve takibe konulmuş icra dosyası olmaması nedeniyle usulden reddini, davacının icra-inkar tazminatı talebinin reddini, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece; icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davada 7152 sayılı kanun ve ilgili yönetmeliğe aykırı karar verildiği, Davalı şirket tarafından belirtilen fatura borçlarının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine T.C Merkezi Takip Sistemi … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, Ankara ilinde Merkezi Takip Sistemi dosyalarına bakan icra müdürlüğünün Ankara … İcra Müdürlüğü olup, borçlu ödeme emrine karşı … tarihinde yetkiye ve borca ayrı ayrı itiraz ettiği, Merkezi Takip Sistemine dair Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Yönetmeliğin 11. Maddesi “…(6) Duran takip hakkında, 2004 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.Sadece yetkiye itiraz hâlinde, alacaklı avukatı MTS üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğini seçerek, UYAP üzerinden entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir veya yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Yetki itirazını kabul eden avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kabulü” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. Bu işlemleri tamamlaması durumunda MTS dosyası kapatılır. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Mahkeme, yetki itirazını dosya üzerinden inceleyip kesin olarak karara bağlar. Mahkemenin yetkili gördüğü icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için yeniden ödeme emri tebliği gerekmez. Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, dolayısıyla yerel mahkemece yetkili İstanbul icra müdürlüğünde itirazın iptaline konu takip bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair kurulan kararın hatalı bulunduğu, Ayrıca, sözleşmeden kaynaklanan yetkiye itiraz edilmediği takdirde takibin açıldığı icra müdürlüğünün yetkili hale geleceği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘Yetki İtirazının İleri Sürülmesi’ başlıklı 19. Maddesinde düzenlendiği üzere , kesin yetkinin mevcut olmadığı hallerde de yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği ilgili hüküm uyarınca açıkça ortada olduğu,ancak davalı şirketin, cevap dilekçesinde ve takibe itiraz dilekçesinde seçimlik hakkını kullanarak şirketin ticaret merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu beyan ettiği, bu kapsamda yetkili mahkemede davanın açıldığının kabulü gerekmekte olup, Merkezi Takip Sisteminin elektronik ortamda işleyen yapısı dikkate alındığında, İstanbul İcra Müdürlüğünde takip bulunmadığına dair değerlendirme hukuki dayanaktan yoksun olduğu, zira gerekçeli kararda da yetkili yerin İstanbul olduğu belirtilmiş olup, huzurdaki davanın da borçlunun itiraz dilekçesinde yetkili olarak belirttiği İstanbul mahkemelerinde açıldığı, bu nedenle konu kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; takibin konusu fatura alacağına ilişkindir. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır.İtirazın iptali davası da alacağa dayalı bir dava olduğundan TBK 73 .maddenin uygulanması imkanı da sözkonusudur. 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 1. Maddesi uyarınca bu Kanunun amacı; “Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” 4.maddesinde, Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı, 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır. Ancak 7155 sayılı yasanın 7/5.maddesine göre , sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatı, yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Sadece yetkiye itiraz hâlinde, alacaklı avukatı MTS üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğini seçerek, UYAP üzerinden entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir veya yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Yetki itirazını kabul eden avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kabulü” seçeneğini seçerek işlem yapması gereklidir. Yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi, bu şekilde işlem yapılmasına elgel olmayacaktır. Davacı vekilince bu yola gidilmemiş,itirazın iptali davası açılmış olup, bu itibarla mahkeme kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı, peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2021