Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2095 E. 2022/1137 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2095
KARAR NO: 2022/1137
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2021
NUMARASI: 2017/859 E – 2021/5 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Mh … Avcılar adresindeki iş yerinin sahibi olduğunu, davalı ile arasında elektrik aboneliği ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin tükettiği elektriğe ilişkin faturalarını düzenli olarak ödediğini, 28/07/2017 – 31/08/2017 dönemine ilişkin soyut gerekçelerle fahiş olarak faturalandırıldığını, müvekkilinin her ay 26.000,00 TL tutarında fatura ödediğini, ancak bu dönemde kendisine 93.586,56 TL lik haksız bir faturalandırma yapıldığını, bunun üzerine önceki dönemdeki fatura bedeli kadarını ödeyerek şirkete itiraz ettiklerini, fakat itirazların sonuçsuz kaldığını, davalının aktif olarak makinelerin kullanıldığı iş yerindeki elektriğin kesilmesinin engellenmesi için ivedi olarak icranın durdurulması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının haksız ve kötü niyetli olduğunu %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın fahiş faturalandırma yapıldığı iddiası ile açtığı davasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı işyerindeki sayacın değiştirildiğini, sökülen sayacın incelenmesinde ölçü devreleri arızalı, sayaç kayıt yapmıyor tespiti yapıldığını, bunun üzerine davalının tüketim ortalaması alınarak eksik olarak faturalandırılan bu tutarın davalıya fatura edildiğini, bu durumun mevzuata uygun olduğunu, yapılan tüm işlemler ve hesaplamaların EPDK mevzuatına uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, verilen ihtiyati tedbir kararından rücu edilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından;” “İstanbul Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından 12.04.2017 tarihindeki yapılan sayaç laboratuar muayenesi sonucunda, Sayacın besleme devrelerinin arızalı ve kayıt yapmadığının belirlendiği. Davacının aboneliği bulunan tesisatta takılı bulunan, … seri numaralı sayacın arızalı ve eksik tüketim kaydettiği somut olarak tespit edildiği, Davacının, davalı elektrik kurumuna, 30.12.2016 ile 13.03.2017 tarihleri arasındaki eksik tüketim bedelinden 59.868,86 TL, 28.07.2017 ile 31.08.2017 tarihleri arasındaki ağustos dönemine ait normal tüketim fatura bedelinden 33.847,19 TL olmak üzere, Toplam 93.716,05 TL borçlu olduğu, kök raporumuzdaki kanaatimizin devam ettiği,” şeklinde ek rapor sunmuşlardır. Davacı vekili dosyanın ATK ya gönderilerek rapor alınmasını talep ettiği, ATK dan yeniden rapor alınması talebinin dosyaya katkı sağalamayacağı alınan bilirkişi raporunun yeterli olduğu nazara alınarak reddine karar verilmiştir. Netice olarak, mahkememiz dosyasına sunulan deliller, yapılan keşif ile hazınlanan rapor itirazlar nazara alınarak hazırlanan ek rapor ve alınan bilirkişi raporun açık , hüküm kurmaya elverişli olduğu da nazara alınmakla , davalının hazırladığı faturanın usulüne uygun olduğu, davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle davanı reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; 31/12/2016 ile 27/01/2017 tarihleri arasında da tüketimin kaydedilmiş olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bu tarihler arasında işyerinin yeni taşınmış olması nedeni ile tam olarak faaliyete geçememesi, makinelerin tam olarak kurulumunun yapılmaması nedeni ile kullanım miktarının düşük olmasının sayacın çalışmadığı ve eksik tüketim kaydettiği anlamına gelemeyeceğini, kaldıki; makinelerin kurulumu geciktiğinden mal sahibi ile 10/01/2017 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, kiranın dahi bu tarihten itibaren işletildiğini, -Davalı şirketin kendi denetim ve inceleme görevini yerine getiremediğini, -Davalı şirketin bağlı çalışanları ile sayaçları okuyup faturalandırma yaptığını, sayaçların davalı şirket tarafından takılıp söküldüğünü, sayaçtaki hataların da kendi sorumluluğunu doğurduğunu, sayacın bozuk olmasının sorumluluğunu müvekkili değil davalının yüklenmesi gerektiğini, ispat yükünün davalıda olduğunu, -Müvekkili ile davalı kurum ile 30.12.2016 tarihinde abonelik sözleşmesi imzalandığını, davalının bu adrese ait borçların ödenmemesi halinde yeni abonelik vermeyeceği baskısı ile bu dönemleri müvekkili adına faturalandırıp baskı ile borcu tahsil yoluna gittiğini, yeni işyeri açılışı yapacak olan müvekkilinin, abonelik alabilmek için kendine ait olmayan dönem borçlarını da ödeyerek, davalı ile yeni bir sözleşme imzalayabildiğini, bilirkişi raporunda 4.5.Tüketim ektresinin incelenmesi Tablo-1 kısmında dahi 01/09/2016-30/12/2019 tarihleri arası abone kısmının boş bırakıldığını, bu dönemde müvekkilinin bu adreste olmadığını, söz konusu adresin yeni kurulan bir işyeri olduğunu, işin özelliği ve niteliği gereği büyük makine kurulumlarının yapılması gerektiğini, makinelerin siparişi ile birlikte teslimleri, kurulumu kolay olmadığı gibi 1.500 metrekare alanı kaplayan işyerinin temizliği, tadilatları, elektrik tesisatının bağlanmasının az süre de yapılacak bir iş de olmadığını, dosyaya sundukları 22/12/2016 tarihli faturadan da anlaşılacağı üzere firma için ilk aşamada 3 makine siparişi verildiğini, bunların teslimi, yerleştirilmesi, kurulumunun kolay olmadığını, bilirkişilerce taşınma süreleri hiç değerlendirilmeden tam kapasite çalışıldığı dönem ile kurulum aşamasındaki dönemdeki tüketimin aynı oranda hesaplanması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, firmanın açılır açılmaz iş siparişi alıp aktif olarak tam kapasite çalışmasının mümkün olmayacağını, sayacın hukuki süreç tamamlanmadan imha edilmesiyle sayaç muayene raporlarına itiraz haklarının engellendiğini, mahkemece ispat yükü açısında değerlendirme yapılmadığını, bilirkişinin dosyayı teknik olarak incelemeye çalışsa da mahkemece kusur, ispat vs hukuki yönden değerlendirme yapılmadığını, dosyanın ATK’ya gönderilmesi taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini ileri sürmüştür. Dava, saya arızası nedeniyle tahakkuk ettirilen ek tüketim faturaları nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının dava konusu yeri 10.01.2017 tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığı, taraflar arasında 30.12.2016 tarihinde perakende Satış Sözleşmesi imzalandığı, davacının aboneliği bulunan tesisatta takılı olan … seri numaralı sayacın 13.03.2017 tarihinde değiştirilerek yerine … seri numaralı sayaç takıldığını, sökülen … seri numaralı sayacın 07.04.2017 tarihinde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğüne gönderildiği, 12.04.2017 tarihindeki Laboratuvar muayenesi sonucunda “Sayacın besleme devreleri arızalı, kayıt yapmayor.” tespiti yapıldığı, tespite istinaden, 31.03.2017 / 27.07.2017 tarihleri arası tüketimler referans alınarak 30.12.2016 / 13.03.2017 tarihleri arasındaki dönem için 144.565 kwh ilavc tüketim hesabının 10.08.2017 tarihinde sisteme yansıtıldığı, bilirkişilerin raporlarında davacının aboneliği bulunan tesisatta takılı bulunan, … seri numaralı sayacın arızalı ve eksik tüketim vaptığı, kanaatine varıldığı, Davalı tarafından düzenlenen 28.07.2017 – 31.08.2017 dönemini kapsayanı 93.584,56 TL tutarındaki faturanın sadece ağustos dönemini kapsayan fatura bedeli olmadığı, Faturanın iki kısımdan oluşluğu, 59.868,86 TL tutarındaki kısmının, 30.12.2016 ile 13.03.2017 tarihleri arasında, sayacın çalışmadığı ve eksik tüketim kaydettiği 73 günlük süredeki ck/eksik tüketim bedeli olduğu,33.847,19 TL tutarındaki kısnının ise 28.07.2017 ile 31.08.2017 tarihleri arasındaki ağustos dönemine ait normal tüketim bedeli olduğunu, ek raporlarında ise tüketim ekstresine göre 31/12/2016 – 27/01/2017 tarihleri arasındaki tüketimin 0,00 kwh olduğu ve davalı kurumca herhangi bir faturalandırma yapılmadığı, bu dönemde iş yerinin faal olmadığı yani işyerindeki makinelerin kurulumun yapıldığı kabul edilse bile, makinclerin kurulumu ve işyerinin faal duruma geçirilmesi için bile belirli miktarda elektrik enerjisine ihtiyaç olduğunu, bu durumun aksine sayaç tarafından hiçbir tüketim kaydedilmediğini, bu tarihler arasında sayacın arızalı olduğunun kabulü gerektiğini, davalı kurum tarafından 01.09.2016-30.12.2016 tarihleri arasındaki 1.440,060 kwh tüketim için 743,40 TL fatura düzenlendiğini ve davacı tarafından ödendiğini, dava konusu işyerinde, elektrik tüketiminin sözleşme tarihi olan 30.12.2016 tarihi itibariyle başladığının kabulü gerektiğini, ayrıca dava konusu işyerinin devreye alınma tarihi ile ilgili herhangi bir somut belge bulunmadığını bildirmişlerdir. Davacı belirtilen tarihlerde imalat yapmadığını ileri sürmüş, ticari kayıtlarına delil olarak dayanmıştır. O halde mahkemece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak faaliyete başlama, yapılan işler de nazara alınarak belirtilen dönemde elektrik sarfiyatının olup olamayacağının mali müşavir, makine ve elektrik bilirkişilerinden oluşacak üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususta inceleme yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/04/2022