Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/209 E. 2022/344 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/209
KARAR NO: 2022/344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2017/827 E – 2019/1175 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 15.04.2016 tarihli sözleşme akdedildiği, söz konusu sözleşme hükümleri ile taraflar arasında belirlenen elektrik enerjisi sabit fiyatlara aykırı olarak Ekim 2016 ayı dönemine ait faturalar ile müvekkili şirketten fatura bedellerinin tahsil edildiği, faturalarını ödenmesi esnasında Isparta … Noterliğinin 29/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sabit birim fiyat üzerinden düzenlendiği için sadece geç ödemeden kaynaklı gecikme faizi ve bu faizin KDV sorumlu olmak ve fazla tahsilat hakkında dava ve talep haklarını saklı tutarak ödeme yaptıklarını, yukarıda belirtilen fatura içerikleriyle sözleşme ile kararlaştırılan elektrik enerjisi birim fiyatlarından oldukça yüksek olup közleşme ile faturalar arasında 29,868.65 TL KDV farkı bulunmakta olduğu, bu bedel davalı şirketten Isparta .. Noterliğinin 27.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, dava konusu bedelin ödenmemesi üzerine İstanbul İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi yapılarak, davalı borçluya ilamsız takipte ödenme emri gönderildiği ,borçlu taraf vekili aracılığı ile verdiği dilekçe ile özetle borçlarının bulunmadığından bahisle borca takibe ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını sağladığını belirterek, davalı tarafça icra dosyasına yapılan itirazın hukuki dayanağı bulunmaması ,haksız ve kötüniyete dayalı bulunması nedeni ile itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkili şirketin elektrik piyasası yönetmeliğine göre hizmet sunan EPDK tarafından lisanslandırılmış bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında elektrik enerjisinin tedariki amacıyla 15/04/2016 imza tarihli 01/04/2016 – 30/11/2016 tedarik başlangıç ve bitiş tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesinin bulunduğunu, işbu 15/04/2016 sözleşme kapsamında, davacıya gönderilen Eylül/2016 dönemi tüketimine ilişkin faturaları, son ödeme tarihi olan 20/10/2016 tarihi de geçmesine rağmen, bir sonraki Ekim/2016 dönemine ait yeni faturaları kesilene dek ödenmemiş olduğunu, bu nedenle, sözleşmenin anılan 4. maddesinin açık hükmü doğrultusunda davacının Ekim/2016 dönemine ilişkin 04/11/2016 tarihli faturaları sözleşme sabit birim fiyatı yerine, indirimsiz regüle tarife fiyatı üzerinden kesildiğini, davacı ilgili Eylül/2016 dönemi ve Ekim/2016 dönemi faturalarını toplu olarak 29/11/2016 tarihinde müvekkil şirkete ödemiş olduğunu, somut uyuşmazlıkta tarafların tacir olduğunun ortada olduğunu, dolayısıyla davacının basiretli bir tacir gibi davranıp, davacı ile karşılıklı olarak kararlaştırdığı 15/04/2016 tarihli sözleşme hükümlerine göre üzerine düşen edimi gereği gibi yerine getirmemesi halinde uygulanacak hükümlerin bilincinde olması gerektiğini, dolayısıyla basiretli iş adamına ilişkin Ticaret Kanunu’nun Madde 22. vd hükümleri dairesinde de değerlendirildiğini, huzurdaki uyuşmazlıkta davacının itirazları ve talebi dinlenebilir nitelikte olmadığından reddinin gerektiğini, sonuç itibariyle davacının , söz konusu faturaları geç ödemesine ve 15/04/2016 tarihli sözleşmenin 4. maddesindeki açık hükmü rağmen haksız ve kötüniyetli olarak müvekkili şirketi huzurdaki dava ve dayanağı icra takibine muhatap etmiş olduğunu, bu itibarla davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; yargılamada alınan 22.07.2019 tarihli bilirkişi raporunu kabul etmediklerini ,bilirkişi raporunda sözleşmenin hatalı yorumlanarak bir kısım değerlendirmelerde bulunulduğunu beyan ettiklerini, Davadaki iddia ve taleplerinin ” Karşı taraf davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 15.04.2016 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi akdedilmiştir.Söz konusu sözleşme hükümleri ile taraflar arasında belirlenen elektrik enerjisi sabit birim fiyatlarına aykırı olarak Ekim 2016 ayı dönemine ait …-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-… nolu faturalar ile müvekkili şirketten fatura bedellerinin tahsil edildiği,faturaların ödenmesi esnasında Isparta … Noterliğinin 29.11.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sabit birim fiyat üzerinden düzenlendiği için sadece geç ödemeden kaynaklanan gecikme faizi ve bu faizin KDV sinden sorumlu olmak ve fazla tahsilat hakkında dava ve talep haklarımızı saklı tutularak ödeme yapılmıştır.Yukarıda belirtilen fatura içerikleri, sözleşme ile kararlaştırılan elektrik enerjisi birim fiyatlarından oldukça yüksek olup sözleşme ile faturalar arasında 29.868,65 TL + KDV farkı bulunmaktadır. Davamızın konusu da bu bedele yöneliktir.’”şeklinde olduğu , Mahkemece hükme esas alınmadığı belirtilen ilk bilirkişi raporunun sonuç kısmında ,eğer davacı taraf dönem faturalarını bir sonraki fatura dönemine kadar ödemedi ise sözleşmenin 4. maddesine dayanarak indirimsiz tarife veya diğer bir deyişle regüle tarife üzerinden faturalandırılma yapılabileceği’ yönünde görüş bildirildiği, hükme esas alındığı belirtilen son raporda da sözleşmenin hatalı yorumlanarak sözleşmenin sanki indirimli fiyat üzerinden kararlaştırılmış gibi görüş beyan edildiği, özellikle belirtilmesi gereken hususun müvekkili şirketin anlaşmasının indirimli fiyat tarifesine göre yapılmış bir sözleşme olmadığı ve taraflar arasında serbestçe kararlaştırılan sabit fiyat sözleşmesi olduğu, sözleşmenin hiçbir maddesinde müvekkiline indirimli fiyat üzerinden satış yapıldığına dair bir ibare ve anlaşma metni bulunmadığı gibi taraf iradelerinin sabit fiyatlandırmayı içerdiği, müvekkiline indirimli fiyattan satış yapıldığına dair hiçbir ibare sözleşmede yer almadığı halde kalıp bir sözleşme olarak hazırlanan metindeki ifadelerin müvekkili açısından uygulanmasının da mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmenin yorumuna girilmiş olup, bu yorumun hatalı olarak değerlendirildiği, sözleşmenin tenzil edilmiş fiyat üzerinden değil, sabit fiyat üzerinden yapılan anlaşmayı içerdiği, bilirkişi raporunda yer bulan sözleşmenin 4. maddesinin müvekkili açısından uygulanabilmesi için indirimli fiyat üzerinden bir sözleşme yapılmış olması gerekir ki bu hususun da ayrıca sözleşme metninde yer alması gerektiği, halbuki taraf iradelerinin sabit fiyatlı satışa ilişkin olup davacı tarafın indirimsiz tarife veya regüle fiyat gibi bir talebinin sözleşmeye ve taraf iradelerine açıkça aykırı olduğu ,sözleşme gereğince davacının talebi ancak geç ödemeden kaynaklanan gecikme faizi ve bu faizin KDV si olması gerektiği, bu hususta sözleşmenin gayet açık olduğu, mahkemece, bilirkişiden istenilen hususun talep konusu bedelin hesaplanmasına yönelik olmasına rağmen, ayrıca sözleşmenin yorumlanması ve hukuki değerlendirmeler yapılmış olmasının yerinde olmadığı ,raporun sonuç kısmında regüle fiyat üzerinden faturalandırma yapılabileceği yönündeki görüş taraf iradelerine ve sözleşmenin ilgili maddelerine açıkça aykırı olmasına rağmen sözleşmenin hatalı yorumlanarak görüş beyan edilmiş olması yerinde olmadığı, Mahkemece hatalı değerlendirmeler taşıyan rapor hükme esas alınarak karar verildiği, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , elektrik enerjisi satış sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturaların sözleşmeye aykırı tahsil edildiği iddiasına dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında ,davacı tarafından 29.868,65 TL asıl alacak, 5376,35 TL diğer alacaklar olmak üzere toplam 35.245,00 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz ettiği görülmüştür. Taraflar arasındaki 15/04/2016 tarihli elektrik enerji satış sözleşmesi imzalanmıştır. Mahkemece yargılamada bilirkişi raporları alınmıştır. Elektrik mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 23/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda ; davacı taraf dönem faturalarını veya faturasını bir sonraki fatura dönemine kadar ödemedi ise davalının sözleşmenin 4. Maddesine dayanarak indirimsiz tarife veya diğer bir deyişle regüle tarife üzerinden faturalandırma yapabileceği görüşü bildirilmiştir. Anılan rapora itiraz üzerine ,bu kez elektrik mühendisi bilirkişiler ve mali uzman bilirkişilerce düzenlenen 22/07/2019 tarihli raporda , davacı şirketin ,davalı şirket ile ucuz elektrik satın alabilmek için Elektrik Enerjisi Sözleşmesi imzalamış ve enerjinin birim fiyatını 0,17960 TL/kwh olarak tespit ettiğini, ancak yapmış olduğu sözleşme kapsamında bulunan 4. Madde gereği son ödeme tarihinden sonraki döneme ait olan ödenmemiş faturaların bakiye kalması halinde tespit edilen indirilmiş birim fiyat ile indirilmiş birim fiyat arasındaki farklar talep edilmiş ve ihtarname gönderildiğini, … şirketi aradaki farkları sözleşmede bulunan 4. Maddeye istinaden ödemediğini, yapılan hesaplamalar sonucunda sözleşme birim fiyatları ile regüle birim fiyatları arasında 31.548,40-TL kadar bir fark hesaplandığını, bu değerlere KDV dahil edilmemiş olduğunu, taraflar arasında yapılan Elektrik Enerji Satış Sözleşmesi nin, 4. maddesinde, çok açık ve net olarak ayrıca tüketici herhangi bir faturanın ödemesini, takip eden faturanın kesim tarihine kadar yapmazsa, yeni kesilecek faturayı indirimsiz olarak ödeyeceğini de kabul ettiği ibaresi bulunduğu, buna göre davacı … şirketinin her bir fatura için davalıya karşı borç edimini sözleşmede belirtilen şekilde yerine getirmemiş olduğunun görüldüğünü, bu nedenle davalı tarafın sözleşmenin hükümlerine uygun olarak tenzil edilmiş fiyatlar yerine normal fiyatları kullanacağı da belirtilmiş olduğundan, bu uygulamanın yapılmış olduğunun görüldüğünü, bu hususun tamamen taraflar tarafından kabul edilmiş olduğu ve karşılıklı olarak sözleşmeyi imzalamış olduklarından ötürü açık ve net olduğunu, dosyaya girmiş olan belgeler EPDK, tarifeler yönetmeliğinde belirtilen hususlara karşı herhangi bir aykırılık içermemekte olduğunu, ilgili mevzuat kapsamında meydana gelen anlaşmazlık olayında davacının Enerji Satış Sözleşmesinde bulunan hükümleri tam olarak yerine getirmemiş olduğundan davalı şirketin sözleşme hükümlerine istinaden birim fiyatları indirilmiş değerinden regüle fiyat mertebesine çıkartmasında haklı olduğunu,” görüşü bildirilmiştir. Davacı tarafça istinaf dilekçesinde , sözleşmede indirimli fiyat değil sabit fiyat kararlaştırıldığı, sözleşmenin 4. maddesinin uygulanması için indirimli fiyat anlaşması olması gerektiği ,bu sebeple somut olayda sözleşmenin bu maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı ileri sürülmüştür. Ancak,sözleşmede sabit fiyat kararlaştırılması ,sözleşmenin bütünü içinde değerlendirildiğinde davacıya bir indirimli fiyat uygulanması sonucunun doğurduğu ve sözleşmenin 4. Maddesinde, tüketicinin herhangi bir faturanın ödemesini, takip eden faturanın kesim tarihine kadar yapmazsa, yeni kesilecek faturayı indirimsiz olarak ödeyeceğini de kabul ettiği,bunun da regüle birim fiyat olduğu,dava konusu faturaların buna göre düzenlendiği, sözleşme,faturalar ve bilirkişi kurulu raporuna göre davalı tarafın sözleşmenin hükümlerine uygun olarak sabit fiyat yerine normal fiyatları uygulamasının sözleşmeye aykırılık teşkil etmediği ,mahkemece verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesine göre reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/02/2022