Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2022 E. 2021/3238 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2022
KARAR NO: 2021/3238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/05/2021
NUMARASI: 2019/865 E – 2021/425 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan 11/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 03.09.2013 tarihli Proje Geliştirme Ortaklığı Ön Ödeme Protokolü uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde davalı tarafından alınacak arsa niteliğindeki gayrimenkuller üzerinde yapılacak inşaat protokollerine müvekkilleri şirketin finansal yatırım yapması, bu finansal desteğine karşı da müvekkillerine her yıl %5 oranında kar payı ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, protokol kapsamında, müvekkilleri tarafından 05.09.2013 tarihinde 300.000,00 ABD Doları, 09.09.2013 tarihinde 2.500.000 USD olmak üzere toplam 2.800.000 Doları tutarında finansal destek sağlandığını, müvekkilleri tarafından davalının … Bankasına 05.09.2013 tarihinde 300.000,00 ABD Doları ve 10.09.2013 tarihinde 2.000.000,00 ABD Doları ödendiğini, müvekkilleri şirketin protokoldeki yükümlülüklerini tamamen yerine getirmiş olmasına karşılık, davalı söz konusu ödemeleri aldıktan sonra müvekkilleri ile iletişimini geçerli sebep göstermeksizin kestiğini, protokolden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının finansal yatırım desteği niteliğinde verilen 2.000.000 ABD dolarının iade edilmesi ve protokol madde 1 uyarınca davalı şirketin imza tarihinden itibaren finansmanın kullandığı her yıl için %5 senelik kar payının ödenmesi hususları sayın müvekkilleri vekâleten Beyoğlu … Noterliği … yevmiye numaralı, 08.03.2017 tarihli ihtarname ile muhatap davalıya ihtar olunduğunu, davalı tarafça ödeme yapılmadığını bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalı tarafça haksız şekilde takibe itiraz edildiğini beyanla davalarının kabulüne, davalı borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan 12/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 03.09.2013 tarihinde “Proje Geliştirme Ortaklığı Ön Ödeme Protokolü” imzalandığını, bu protokol uyarınca; davacı yanın, müvekkilleri şirket’e ilk etapta 2.800.000 USD ödeme yapacağı, yapılacak bu ödemelerle müvekkilleri şirket’in Kemerburgaz … Ada, … Parsel ‘de yapılacak olan proje için arsayı satın alacağı, projeye başlayacağı ve projenin tamamlanması ile satıştan elde edilecek kârdan davacı yanın %5 oranında kâr payı alacağı kararlaştırıldığını, taraflar, Protokol’ün 4. maddesinde “ilk etapta ödenecek tutar” ve yapılacak araştırma ve projelendirme gideri olmak üzere bir meblağ belirtmiş olmalarına karşılık, davacı yan daha sonra müvekkilleri şirket’in müteaddit taleplerini dikkate almadığını, müvekkilleri şirket’e herhangi bir finansal destek sağlamamış ve davacı tarafa güvenerek projeye başlayan müvekkilleri şirket zor durumda kaldığını, Protokol’ün 1. maddesinde düzenlenen her yıl senelik %5 oranında kâr payı ödemesine mahsuben müvekkilleri şirket iyi niyetli olarak bu pay oranından fazla olacak şekilde, ödenecek taksitlere de mahsuben 800.000 USD ödeme yaptığını, bu itibarla, her ne kadar davacı yanın ihtarnamede protokol’ün 1. maddesinde yer alan kar payı ödenmediği iddia edilmişse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, sözleşme uyarınca ödenmesi gereken kar paylarından çok daha fazlası vadesi dahi gelmeden müvekkilleri şirket tarafından ödendiğini, protokol’ün 2. maddesinde projenin tamamlanması için öngörülen sürenin 40 ay olduğu ve 40 aydan sonraki her 3 ayda bir 4 eşit taksitte sağlanan finansmanın geri ödemesinin yapılacağı düzenlendiğini, projenin ruhsat tarihi olan 08.06.2015 tarihinden itibaren 40 ay sonra projenin tamamlanması gerektiği ve ilk taksitin ise bu tamamlanma tarihinden 3 ay sonra ödenmesi gerektiğinin açık olduğunu, sözleşmede yazılı vadelerin hiçbiri gerçekleşmeksizin, müvekkilleri şirketin sözleşmedeki yükümlülüklerine uymadığından ve mevcut şartlarda uyamayacağından bahsedilmesi taraflarınca kabul edilemeyeceğini, öte yandan hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının ihtarnamelerinde ve dava dilekçesinde belirttiği gibi sözleşme tarihi olan 03.09.2013 tarihi üzerinden proje tamamlama süresi olan 40 ay başlatılmış olsa dahi ilk 3 aylık dilim sonu taksitinin zamanı dolmadan müvekkil şirket’e ihtarname çekmesinin davacı yanın iyi niyetli olmadığını göstermekte olduğunu, Proje Geliştirme Ortaklığı sözleşmesi kapsamında proje inşaatının tamamının finanse edilmesi gerekmekte iken müvekkilleri şirket’e yalnızca ön ödeme yapıldığını, ön ödemenin ardından geri ödeme taksitleri vadesi dahi gelmeden ve yıllık %5’lik kar payı oranlarından da fazla olacak şekilde, müvekkilleri şirket tarafından 800.000 USD iyiniyetli olarak davacı tarafa ödenmesine rağmen davacı taraf Protokol’un 1. maddesine göre müvekkillerine inşaat yatırımı için ön ödemeden sonra herhangi bir ödeme yapmadığını, protokolde de belirtildiği üzere, ön ödeme yalnızca araştırma ve projelendirme masraflarına ilişkin olduğunu, anlaşmaya aykırı olarak finansmanın kesilmesi sonucunda müvekkilinin, bankalardan daha yüksek faizlerle kredi çekmek zorunda kaldığını ve bu kapsamda müvekkillerinin mevcut gayrimenkullerine de ipotek konulduğunu, netice itibariyle davacının müvekkili şirketin gayrimenkullerini daha büyük projelerde kredilendirilmesi, ipotek imkânının kullanılması gibi imkânlardan mahrum bıraktığını ve müvekkillerini büyük bir projenin sağlıklı yürütülmesi için güvendiği ve haklı olarak beklediği hizmetten yoksun bırakarak müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, davacı tarafın, yabancı menşeli bir şirket olduğu için teminat gösterme zorunluluğu bulunduğunu, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde edimini ifa etmeyen taraf, karşı taraftan edimini ifa etmesini talep edemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı yanın taleplerinin fahiş olduğunu beyanla haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı yanın %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesıne, davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiş olup, dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmede proje ortaklığı ön ödeme protokolü yazmasına rağmen, 1. Maddede belirtilen sözleşmenin konusu başlığında da belirtildiği gibi bu ödemenin avans niteliğinde ön ödeme olduğu yazmasına rağmen mahkeme davacının başkaca ödeme yapılması kararlaştırılmadığı yönündeki yorumunun hatalı olduğu, mahkemenin hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurduğu, bilirkişi raporunda faiz hesaplamasının tamamen hatalı olduğu, müvekkil şirketin defterinin incelemesi konusunda süre verilmiş, vekil hatası ile defterler sunulamadığı, ek süre vererek bu eksikliğin giderilmesini sağlamadığı için savunma hakkının kısıtlandığı, işbu nedenlerler söz konusu kararın kaldırılmasını istemiştir. Karardan sonra davacı vekilinin 16/11/2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesiyle; davadan feragat ettiğini bildirmiş olduğu, vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından verilen beyan dilekçesinde bu aşamada yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiş, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek hüküm kurulmasını istemiştir. Bu nedenle davacının dilekçesinin kabulü ile karar kaldırılarak HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar tarihinden sonraki feragat beyanı nedeni ile davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının feragat dilekçesinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Feragat nedeniyle davanın reddine, 2-Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan alınması gereken 59,30 TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 186.102,69 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/12/2021