Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2009 E. 2021/3100 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2009
KARAR NO: 2021/3100
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2020/510 E – 2021/239 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/11/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Bağcılar ilçesi, … Mah. … Caddesi, … ada, … parsel üzerinde inşa edeceği toplu konut merkezinde yer alacak konutlar için elektrik ihtiyacının karşılanarak konut aboneliklerinin yapılması amacıyla …a bağlı İstanbul Avrupa yakasında konudan sorumlu … A.Ş. ne ( …) 13.12.2010 tarihinde müracaat ettiğini, davalı …’ın ise elektrik aboneliği talebine “şartname” nitelikli cevap yazısı ile davacı tarafa teknik özellikleri belirlenmiş transformatör ve enerji nakil hatları sistemine ait imalat şartlarını ileri sürerek, bu işlerin gerçekleştirilmesi karşılığında abonelikleri verdiğini, tek satıcı olmasından kaynaklanan gücünü davacı şirket aleyhine kullanmış olduğunu; elektrik aboneliği işlemini gerçekleştirmek için davacıdan … tarafından yerine getirilmesi gereken transformatör, yer altı enerji kablosu, proje gibi yükümlülüklerini Anayasa ve diğer yasal düzenlemelere aykırı olarak davacı şirkete yükleyerek yaptırmış olduğunu, davacı şirketin elektrik alabilmek için 323.807.-TL tutarlı harcama yaptığını, elektrik faturalarındaki işlere ait 423.807,00.-TL ve diğer belirsiz ve tespiti gereken imalatın trafo yeri, işçilik, OG kablo için kazı, inşaat kısımlarını ve diğer giderlerin trafo köşkü ve trafo yerinin …’a devir tarihi olan 08.10.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalı … A.Ş. den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet itirazlarında bulunarak, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olamayacağını; Elektrik dağıtım şirketleri ile … arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını,bu sebeple tüm sorumluluğun …’ a ait olduğunu, davalının tesislerin mülkiyet bedelinden sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; … ile kendisine bağlı elektrik dağıtım şirketleri ile arasında imzalanmış olan “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” 7,5, Maddesine göre elektrik dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinden …’ ın sorumlu olmayacağını, bu nedenle tüm sorumluluğun da …’ a ait olduğunu beyanla, davanın usul ve esas bakımından reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … aleyhine açılan davanın, faturalı alacaklar yönünden, 423.807,00.-TL’ nin geçici kabul tarihi 25.09.2012 tarihinden bir ay sonrası 25.10.2012 tarihinden başlamak üzere aylık 12 eşit taksitte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, vadesinde geri ödemesi yapılmayan taksitlere vade tarihlerinden itibaren 3095 sayılı yasa uyarınca yasal faiz uygulanmasına, Belirsiz alacak yönünden başlangıçta bir miktarda olsa değer belirlenip harç yatırılmadığından ve verilen ıslah dilekçesi ile davanın tamamının ıslahı değil, değer artırım dilekçesi olarak verilmiş olmakla faturasız imalat bedelleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Sözkonusu kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine , Mahkeme kararı Dairemizin 2018/1433 – 2020/739 E K sayılı, 08.09.2017 tarihli ilamı ile :”…HMK’nun belirsiz alacak ve tespit davası başlıklı 107.maddesinde; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği ; karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda ise davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda,davacı taraf ,davalı adına yaptığı iletim tesisi bedelini talep etmekte olup,bu talebinin bir kısmı faturalı ,diğer kısmı ise faturasızdır.Davacının amacı,bu hususta yaptığı tüm masrafların davalıdan tahsilini sağlamaktır. Nitekim ,dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava açılmıştır.O halde ,dava tek olduğundan , yargılama sırasında faturasız alacak miktarının belirlenmesi ile ,dava konusu edilen bu talep yönünden de gerekli harç ikmali yaptırılarak ve usuli işlemler tamamlanarak , bu talep yönünden de olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken,açılmamış sayılma kararı verilmesi usul ve hukuka aykırı ” olduğu gerekçesiyle ,davacının istinaf talebinin sebeple kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ile ,yeniden yargılama yapılarak ,bu talep yönünden de karar verilmek üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda; 1-)Davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, 2-)Davalı … hakkında açılan davanın KABULÜ ile 438.907,00-TL’nin geçici kabul tarihinden 1 ay sonrası olan 25/10/2012 tarihinden başlamak üzere aylık 12 eşit taksitler halinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vadesinde ödemesi yapılmayan taksitlerin vade tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa uyarınca yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı …vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece savunma ve itirazlarının değerlendirilmediği, müvekkili hakkındaki davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerektiği, iş bu davada talebe konu edilen tesislerin mülkiyetinin her daim dava dışı …’a ait olduğu, müvekkili şirketin işletme hakkı devir sözleşmesi ile sadece belirli bir süre için işletme hakkını devir aldığı, süre bittiğinde işletme hakkının yeniden …’a devredileceği, Ayrıca dava konusu dağıtım tesislerinin inşa edilmesinden sonra dağıtım tesislerinin bulunduğu yere ilişkin olmak üzere 99 yıllığına 1,00 TL’den … lehine Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numarası ile onaylanan kira sözleşmesi imzalandığı,bu işlemin dahi hak sahibinin ve bu davanın muhatabının açıkça … olduğunun delili olduğu, Dava ve talepleri kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının da huzurdaki davada aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, doyada mevcut bilgi ve belgeler incelendiğinde dava konusu tesisleri yaptıran kişinin, … ve … Adi Ortaklığı olduğu,Tesisleri inşa edenler adi ortaklık olduğundan ve adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından adi ortaklardan her birinin davaya dahili sağlanmadan ve usulünce taraf teşkili yapılmadan davanın bitirilmesinin de hatalı olduğu, Diğer yandan mevzuat hükümleri ve EPDK kararları değerlendirildiğinde, davacının hak sahibi olarak “geri ödemeye muhatap taraf” olamayacağı, dava konusu trafo merkezinin toplu konut merkezine enerji sağlamak amacı ile yapılmış olup, söz konusu konutların satışı gerçekleştirilmiş ise (dava konusu tesis geri ödemesi yapılacak tesislerden olmamakla birlikte) konut malikleri söz konusu durumu ispatlayıcı bilgi ve belgeleri sunmak kaydı ile geri ödemeye muhatap taraf olabilecekleri, Somut olaya uygulanacak Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği gereği ve taraflar arasında tanzim edilen Enerji Müsaadesi Belgesi hükümleri gereğince davacının konusu talebinin kabulü mümkün olmadığı, kullanıcılar tarafından tesis edilen dağıtım varlıklarının bedellerinin iadesine ilişkin önceki mevzuatın kaldırılması ve fakat yeni mevzuatta bu hususun yer almaması nedeniyle oluşan hukuki boşluğun 28.01.2014 tarihli Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği ile giderildiği, Yönetmelikte hem bu tarihten sonra tesis edilecek hem de bu tarihten önce tesis edilen ve fakat bedel iadesi yapılmayan varlıkların durumunun düzenlendiği, buna göre Yönetmeliğin yayınlanmasından sonra tesis edilecek iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin düzenleme Yönetmeliğin 20 ve 21. maddesinde bulunmakta olup buna göre ilgili varlıkların bedelleri aynı Yönetmelik Geçici 1. maddesinin (1) ve (2). maddeleri gereği geri ödeme yöntemiyle iade edilecek ve geri ödemeye ilişkin Metodoloji ile belirlenen yönteme uyulacak olduğu,Yönetmeliğin yayınlanmasından önce tesis edilmiş varlıklara ilişkin Yönetmelikte yer alan hükümlere bakıldığında, ikili bir ayrım yapıldığı ve buna göre önceki tesislerin ya bedellerinin iadesi mümkün olmayan ya da mahsup yöntemiyle iadesi mümkün olan varlıklar olarak ikiye ayrıldığı,buna göre bedel iadesi mümkün olmayan varlıklar, anılan Yönetmeliğin yayımı tarihinden önceki dönemde kullanıcı tarafından tesis edilmiş olan ve bir sözleşme/protokol (EMB ve eki sözleşme) ile bedelsiz olarak veya işletme ve bakım karşılığı … veya dağıtım şirketine devrolacak tesisler Geçici 1. maddesinin (3). bendinde düzenlendiği, dava konusu tesisin Tip C/2 grubuna dahil olduğu ve Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce tesis edilip devri yapıldığından ve işletme ve bakım karşılığı devredilen tesislerden olduğundan Yönetmeliğin Geçici 1(3) madde gereği geriye dönük bedel talebinde de bulunulamayacağı, taraflar arasında tanzim edilen Enerji Müsaade Belgesi de anılan hükümler doğrultusunda hazırlanarak davacının itiraz etmemesi ve kabulü ile yürürlüğe konulduğu, müvekkili şirketin enerji müsaadesini dayatma yoluyla kabul ettirdiği, mevzuata aykırı hareket ettiği iddialarının kabulü mümkün olmadığı, Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında taraflar arasında imzalanmış herhangi bir bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması bulunmaksızın bedel talep etmelerinin yerinde olmadığı hususu göz ardı edilmiş ve bu şekilde hüküm tesis edilmesinin de hukuka aykırı olduğu, zira mevzuat hükümleri gereği bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması bulunmaması sebebiyle dava konusu edilebilecek muaccel bir alacak bulunmadığı,husumeti kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu edilen tesis bedellerinin müvekkili şirketten talep edilebileceğini kabul anlamına gelmemekle birlikte toplam 423.807,00 TL faturalı ve 15.100,00 TL faturasız olmak üzere 438.907,00 TL’yi bulan bedellerin taraflar arasında bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması dahi olmadan müvekkil şirket tarafından ödenmesi gerektiği yönündeki yerel mahkeme kararının hakka ve hukuka aykırı olduğu, Müvekkili şirketin elektrik dağıtım piyasası alanında faaliyet gösteren bir şirket olup, EPDK’nın denetimi altında olduğu, müvekkili şirketin sınırsız mali kaynağa sahip olduğu yönündeki düşüncenin hatalı bulunduğu, davacının tesis bedellerini talep hakkının zamanaşımına uğramış olduğu hususu yine yerel mahkemece verilen kararda göz önünde bulundurulmadığı, dava dilekçesinde açıkça davacı tarafın müvekkili şirketçe istenilen taleplerin emredici kurallara aykırı olduğunu şartnamenin önerildiği tarihte bildiği ,buna göre TBK 82. Madde davacı tarafın bedel iadesine ilişkin talebi zamanaşımına uğradığı, davacı tarafın kazı ve işçilik bedeli gibi adlar altında faturasız harcamaları talep ettiği alacak kalemlerinin de hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığı halde kabulünün hatalı olduğu, dosya kapsamında alınan Bilirkişi Raporları dava konusu ihtilafı çözmeye elverişli ve denetime uygun olmadığı, dava konusu varlık için bedel iadesine ve geçici kabulü takip eden aydan itibaren 12 taksitte ödemeye ilişkin olarak tesis tarihinde bir mevzuat bulunmadığı, dağıtım varlığının tesis edildiği tarih itibarıyla bedelin ancak mahsubunun mümkün olduğu, Dava konusu bedeller konusunda müvekkili şirkete başvuruda bulunulmamış olup müvekkil şirket dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği halde, 2012 yılından başlamak suretiyle faize hükmolunmasının da hatalı olduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ; dava; davacının bedel ödeyerek yaptığını ve davalının kullanımına sunduğunu beyan ve iddia ettiği iletim tesisi için yaptığı harcamaların tahsili talebinden ibarettir. Davada, alacağın niteliğine göre genel zamanaşımı süresi (10 yıllık süre) uygulanacağından, dava tarihi itibarıyla bu süre dolmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı …DAŞ ile davalı … arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 1-1. maddesinde “İstanbul ili … Bölgesi’nde yer alan ve … uhdesinde bulunan dağıtım tesislerinin ve dağıtım tesislerinin işletilebilmesi için varlığı zorunlu diğer taşınır ve taşınmazların mülkiyet hakkı saklı kalmak koşulu ile … A.Ş.’ye işletme hakkının devredilmesi ile dağıtım tesislerinin ve gerekli diğer unsurların, iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve yeni dağıtım tesisi yapımının esaslarını ve tabi olduğu hükümleri belirlemektedir.” 7.7. maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeni ile 3. Kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı şirkettir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü malî yükümlülük şirket tarafından karşılanır. Şirket bu kapsamda ortaya çıkan tazminattan, cezadan ve/veya herhangi bir isim altında gerçekleştirdiği ödemelerden dolayı hiçbir şekilde …’a rücu edemez. Belirtilen nedenler ile …’ın bir ödeme yapmak zorunda kalması durumunda şirket söz konusu ödemeyi ilk talepte ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte nakden ve def’aten ödemekle yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır. Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği uyarınca dağıtım şirketi sorumlu bulunduğundan. …’a yapılan bir devir bulunmadığından , talep ve konu mülkiyet durumu ile ilgili olmadığından ,davalı şirketin pasif husumet yokluğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Diğer istinaf sebeplerinin ve konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesiyle, 01 Mart 2003 tarihli “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 6. maddesinde; “Gerçek veya tüzel kişilerin, dağıtım sistemine bağlantı talebinin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde karşılanması ve bağlantı anlaşması yaparak hizmet verilmesi esastır. Bağlantı için yapılan başvuru, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından, dağıtım sisteminin mevcut durumu çerçevesinde genişleme yatırımı veya yeni yatırımın gerekli olması hususları da dikkate alınarak değerlendirilir. Buna göre; a-Dağıtım sisteminin mevcut durumunun bağlantı talebinin karşılanması için uygun olması hâlinde, 5. maddede belirtilen belgelerin ibraz edilmesi kaydıyla dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında bağlantı anlaşması imzalanır. b-Dağıtım sisteminin mevcut durumunun bağlantı talebinin karşılanması için uygun olmaması ve genişleme yatırımı veya yeni yatırımın gerekli olması durumunda; saha etüdü gerektirmeyen hallerde başvuru tarihinden itibaren on iş günü, saha etüdü gerektiren hallerde ise başvuru tarihinden itibaren yirmi iş günü içerisinde, bağlantı talebinin karşılanabileceği makul bir süre, gerekçeleri ile birlikte başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Başvuru sahibinin söz konusu süreye itiraz hakkı saklı olup, bu konuda Kuruma başvurabilir. Başvuru, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesi hükümleri çerçevesinde Kurum tarafından değerlendirilir. Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından verilen görüşe ilişkin gerekçelerin Kurul tarafından uygun görülmemesi halinde, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında bağlantı anlaşması imzalanır. c-Başvuru sahibinin (b) bendi kapsamında haksız bulunması veya bağlantı talebinin karşılanabilmesi için dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bildirilen sürenin başvuru sahibi tarafından uzun bulunması ve bağlantı talebinin branşman hattı tesis edilerek karşılanabilir olması hâlinde gerekli yatırım başvuru sahibi tarafından üstlenilebilir. Bu durumda bağlantı projesinin hazırlanması başvuru sahibinin sorumluluğunda olup, bağlantı projesinin hazırlanabilmesine ilişkin etüt için gerekli olan tüm bilgiler dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından sağlanır. Bağlantı projesi, tamamlanmasını müteakip onay için dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye sunulur. Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, söz konusu proje üzerindeki incelemesini proje sunum tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde tamamlayarak projeyi onaylar veya projeyi revizyon için başvuru sahibine iade eder. Proje revizyonunun gerekçeleri başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Bağlantı projesinin onaylanması durumunda, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında, branşman hattının mülkiyet ve kullanım hakları ile finansman ve bağlantı koşulları gibi hususların düzenlendiği bağlantı anlaşması imzalanır. Dağıtım sistemine geçici bağlantı yaparak elektrik enerjisi temin etmek isteyen gerçek veya tüzel kişi ile dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi arasında kullanım amacıyla sınırlı bir süreyi içeren bağlantı anlaşması imzalanır. Bağlantı anlaşmasının imzalanmasını takiben ve anlaşmada yer alan süre içerisinde gerekli bağlantı varlıkları tesis edilerek, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak belirlenen bağlantı bedeli, başvuru sahibi tarafından dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye ödenir. Bağlantı bedeli, bir defaya mahsus olmak üzere ve ilk bağlantı anlaşması yapılması esnasında tahsil edilir ve geri ödenmez. Bağlantı anlaşmasında yer alan adresteki kullanım yeri var olduğu sürece, bağlantı anlaşması yürürlükte kalır ve söz konusu kullanım yerindeki müşteri değişikliği halinde yeni bir bağlantı anlaşması yapılması talep edilmez” hükmünü içermektedir. Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesinin 6. fıkrasında; “sisteme bağlantı yapılması hâlinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hâllerde söz konusu yatırım … ve/veya dağıtım lisansı sahibin tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile … ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya dağıtım tarifesi bedelinden düşülür” hükmü bulunmaktadır. 28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasları düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine göre, sisteme bağlantı yapılması için ,talep sahibinin, belirli koşullarla gereken yatırımı yaparak sisteme bağlantıyı sağlama imkanı bulunmaktadır. Bu durumda, taraflar arasında ilgili yönetmelik uyarınca bir protokol imzalanması gereklidir.Davaya konu olayda bu şekilde bir sözleşme mevcut değil ise de, somut olayda, davacının bakım ve işletmeyi üstlendiği anda …’ın izni ve müsadesi olmadan bu işi yapamayacağının açık olduğu, sözleşmelerin imzalanmamış olmasının dava konusu tesislerin bedelinin ödenmesine etkisinin bulunmadığı kanaatine varılmakla ,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporları, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bulunmakla mahkemece itibar edilmesinde ve dava konusu tesis bedellerinden …’ın sorumlu olduğu gerekçesiyle , yapılan harcama ve ödenen bedellerin davalıdan tahsiline karar verilmesinde, usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın konusu oluşturan, elektrik tedarik edilen mahal abonelerinden oluşan yapı olup davacı adına devam eden abonelik bulunmadığından, farklı şahıs ya da tüzel kişi abonelerinin olması nedeni ile dava konusu alacağın faturalardan mahsup edilemeyeceği anlaşılmakla, mahkemece defaten ödeme kararı verilmesinde de hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Tarafların aktif ve pasif husumetleri ile ilgili istinaf sebepleri yönünden, davacı tarafça yaptırılan işlere ait faturalar ve ödeme belgeleri ibraz edilmiş,işin … A.Ş’ye finansal kiralama metodu ile yaptırıldığı beyan edilmiş, sözkonusu faturaların davacı şirket adına kesildiği,bu sebeple davacılık sıfatının bulunduğu, anlaşılmış ,ayrıca Dairemizin kaldırma kararı vermesine ilişkin gerekçe dikkate alındığında pasif husumete ilişkin bu istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin faiz ile ilgili istinaf sebepleri yönünden yapılan incelemede, davacı tarafın dava dilekçesindeki talebi ” trafo köşkü ve trafo yerinin …’a devir tarihi olan 08.10.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile” davalıdan tahsili talebi şeklindedir. Mahkemece “toplam 438.907,00-TL’nin geçici kabul tarihinden 1 ay sonrası olan 25/10/2012 tarihinden başlamak üzere aylık 12 eşit taksitler halinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vadesinde ödemesi yapılmayan taksitlerin vade tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa uyarınca yasal faiz uygulanmasına,” şeklindeki hükmünün temerrüt ile ilgili olmayıp, Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği’ndeki düzenlemeye dayandığından ,bu yönden de kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Bu sebeplerle ,davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 28.960,26 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 7.495,50 TL harcın mahsubu ile bakiye TL’nin 21.464,76 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/11/2021