Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1981 E. 2021/2580 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1981
KARAR NO: 2021/2580
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2020/703 E – 2021/439 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili şirket ile davalı arasında kurulan adi ortaklığın üstlendiği işin tüm yükümlülüklerinin yalnızca müvekkili şirket tarafından yerine getirilmesi nedeniyle, müvekkili şirketin karşılamış olduğu 3.323.249,10 TL giderin tahsili için borçlu aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İş ortalığı sözleşmesinin 18. maddesine göre ” Tüm anlaşmazlıkların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Tahkim hükümlerine göre çözüme bağlanacağı ve Tahkim yerinin İstanbul.” olacağı yönünde görev ve yetki sözleşmesi yapıldığını, iş bu sebeple görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılmış olan iş bu davaya taraflar arasında tahkim şartı varlığı sebebiyle hem görev hemde yetki itirazında bulunduklarını, mahkeme görevsiz de olduğundan, esasa girilmeksizin, görevsizlik nedeniyle de davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; HMK’nın 413/1 ve HMK’nın 116/b maddeleri gereğince davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında kurulan adi ortaklık kapsamında üstlenilen işe ilişkin tüm maliyetlerin yalnızca müvekkil şirket tarafından yerine getirilmiş olması nedeniyle, Müvekkili Şirketin karşılamış olduğu 3.323.249,10 TL giderin tahsili için başlatılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine Davalı tarafından haksız şekilde itiraz edilmesi sonucu açılan itirazın iptali davasında, Davalı cevap dilekçesinde tahkim itirazında bulunması sebebiyle mahkemece, ön inceleme duruşmasından önce, re’sen 29.04.2021 tarihinde tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verdiğini,kararın hatalı olduğunu ,davanın tahkime elverişli olmadığı,Mahkemenin, tahkim itirazına ilişkin açıklamalarının hiçbirini dikkate almadığı, kararını gerekçelendirmediği, oysa taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddesi, geçerli bir tahkim hükmü olmadığı gibi, davalının aslen adi ortaklık’a karşı borçlarını yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkan davacı alacağının tahkime konu edilebilecek bir uyuşmazlık olmadığı,davalının da aleyhine ikame edilen Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine sunduğu itirazda tahkim itirazı ileri sürmediği, devamında itirazın iptali davası açılmadan önce Arabuluculuk Başvurusu yapılmış olduğu , anlaşmaya varılamadığı için arabuluculuk sürecinin sonlandırıldığı, arabuluculuk sürecinde de davalı vekilinin tahkim itirazında bulunmadığı, Öte yandan davalının cevap dilekçesini de süresinde sunmadığı, Mahkemenin davanın “itirazın iptali davası” niteliğinde bir dava olması nedeniyle, tahkime konu edilemeyeceği hususundaki açıklamaları da adeta yok saydığı, davanın itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi talepli, icra hukukuna özgü bir tespit davası olduğu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2000/5610 E. – 2000/8669 K. sayılı ve 14.12.2000 tarihli kararında itirazın iptali davasının tahkimde görülemeyeceğine ilişkin kararının bulunduğu, buna göre ; “Davacı haciz yoluyla ilamsız icra takibine geçmiş, davalı uyuşmazlığın hakem aracılığıyla çözümleneceğinin kararlaştırıldığını bu nedenle icra takibine girişilemeyeceğini belirterek takibe itiraz ettiği, bu durumda davacı, hakemde itirazın iptali davası açamaz. Ancak usul ekonomisi de dikkate alınarak hakemde açılan davanın tahsil davası olarak görülüp sonuçlandırılması mümkündür.”şeklinde bu konuda içtihadı bulunduğu ,sonuç olarak, Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 6. maddesinin 2. fıkrasında hakemlerin cebri icra organlarını bağlayan ihtiyati tedbir kararı veremeyecekleri kabul edildiği için, aynı organlarının bağlayıcı nihaî karar olan itirazın iptali kararı da veremeyeceği açık olup, bu kapsamda bir an için taraflar arasındaki tahkim anlaşmasının geçerli olduğu kabul edilse bile, öncelikle davalı şirketin bunu arabuluculuk süresi içerisinde ileri sürmemiş olması ve cevap süresinin de süresi içerisinde sunulmamış olması nedeniyle, süresinde sunulmayan tahkim itirazının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, aynı zamanda itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi talepli huzurdaki davanın tespit davası niteliğinde olması , tahkime elverişsizliği nedeniyle, yerel mahkemenin tahkim ilk itirazı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermesinin usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı şirketçe, müvekkili şirketin karşılamış olduğu iddia edilen 3.323.249,10 TL giderin tahsili için borçlu aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği belirtilerek itirazın iptali, icra inkar tazminatına hükmedilmesi istenmiştir. Mahkemece, taraflar arasında 11.08.2015 tarihli iş ortaklığı sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmenin 18. Maddesi uyarınca ” Tüm anlaşmazlıklar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Tahkim hükümlerine göre çözüme bağlanacağı ve Tahkim yerinin İstanbul.” şeklinde tahkim şartının öngörüldüğü, sözleşmenin halen ayakta olduğu, davalının cevap dilekçesi ile HMK 413 uyarınca tahkim ilk itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın süresinde cevap verilmediğine ilişkin istinaf sebepleri yönünden; davalının, mahkemece uzatılan cevap süresi içinde cevap dilekçesini verdiği,bu durumda tahkim itirazının süresinde ileri sürüldüğü anlaşıldığıdan bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ,dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; taraflar arasındaki sözleşmenin 18. maddesinde satıcı ile alıcı arasında vuku bulacak ihtilafların tahkim usulünün esas alınarak çözüleceğinin kararlaştırıldığı, tahkim şartının yasada aranan şekil şartlarını taşıdığı, davalının yasal süresi içerisinde tahkim ilk itirazında bulunduğu,dava konusu olayda ,adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davacı tarafça yapıldığı iddia edilen giderler için icra takibi yapıldığı, adi ortaklık sözleşmesinin geçerliliği yönünden bir sıhhat şekli öngörülmemiş olup, adi ortaklığın ispatının HMK’daki ispat hükümlerine tabi olduğundan, davanın konusunun tahkime elverişli olduğu, sözleşmedeki tahkim koşulunun da geçerli olduğunun kabulü gerekecektir. Somut olayda, tahkime başvurulmadığı,davacının doğrudan icra takibi yaptığı, davalı-borçlunun itirazın iptali davasında icra takibindeki itirazları ile bağlı olmadığı, bu sebeple davalının bu yönde önceki aşamalarda beyanda bulunmamasının,davaya cevap dilekçesinde tahkim itirazını ileri sürülmesine engel teşkil etmeyeceği , tahkim şartı varken icra takibi yapılmasının mümkün bulunmadığı, davalı hakem koşulundan vazgeçmediğine göre davacının bu koşuldan tek yanlı vazgeçerek icra takibine geçemeyeceği, bu nedenle usulüne uygun bir takibin bulunmadığı,böylece mahkemece verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/10/2021