Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1977 E. 2021/2606 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1977
KARAR NO: 2021/2606
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2014/528 E – 2020/551 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 11/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket … AŞ ile müvekkili … Ltd Şti arasında düzenlenen 06/10/2006 tarihli adi yazılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince, sözleşmeye konu Antalya İli, Merkez İlçesi, … Mah. sınırları içinde bulunan … ada, … pafta, … parselde kayıtlı toplam 7.716 m2 yüzölçümlü gayrimenkul mülkiyetinin sözleşmede belirlenen özel şartlar dâhilinde alıcı durumundaki müflis şirkete devretmeyi, alıcının da sözleşmede şartları,miktarı ve şekli belirtilen ödemeyi yapmayı taahhüt ettiğini, Alıcı … Ltd. Şti’nin sözleşmenin imzasından sonra; 13/10/2006 tarihinde 250.000,00 TL, 16/10/2006 tarihinde 150.000,00 TL, 16/11/2006 tarihinde 87.500,00 TL, 27/11/2006 tarihinde 87.500,00 TL, 04/12/2006 tarihinde tarihinde 87.500,00 TL, 08/12/2006 tarihinde 87.500,00 TL, 29/12/2006 tarihinde 45.000,00 TL olmak üzere toplam 795.000,00 TL’yi banka kanalı ile davalı şirketin yetkilisi olan ve sözleşmeyi bu sıfatla imzalanmış bulunan “…” hesabına yatırdığını, Ayrıca ; 15/11/2006 tarih, 87.500,00 TL bedelli, … nolu ,
22/11/2006 tarih, 87.500,00 TL bedelli, … nolu ,
29/11/2006 tarih, 87.500,00 TL bedelli, … nolu ,
06/12/2006 tarih, 87.500,00 TL bedelli, … nolu ,
01/01/2007 tarih, 100.000,00 TL bedelli, … nolu ,
02/02/2007 tarih, 100.000,00 TL bedelli, … nolu ,
02/03/2007 tarih, 100.000,00 TL bedelli, … nolu çeklerin … adına düzenlenip adı geçen kişiye teslim edildiğini, Hem müflis kayıtlarında tespiti yapılan, hem de müflis yetkilisi tarafından ödenmiş olduğu beyan edilen miktar 1.095.000,00 TL olup kalan ödemelere ilişkin haklarının bu aşamada saklı tutulduğunu, Davalı şirket vekili tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 22/02/2007 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ,müvekkili şirket tarafından taahhüt olanan bir çok ödemenin bugünü kader yapılmadığı ve ödemelerin yapılmayacağının anlaşıldığından bahisle sözleşme ile taahhüt olunan akçalı edimlerin 5 gün içinde yerine getirilmesi, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, Davacı şirketin ise Ankara … Noterliği’nden keşide ettiği 01/03/2007 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarname ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile satıcı durumundaki muha- taba ödenen 1.095.000,00 TL’nın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi gerektiği aksi taktirde yasal yollara baş vurulacağının ihtar edildiğini, İhtarın sonuçsuz kalması üzerine davalı … aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, Bilahare … Ltd Şti hakkında Ankara 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/66 Esas, 2008/483 Karar nolu ilamı ile iflas kararı verildiğini ve bu kararın 13/04/2009 tarihinde kesinleştiğini, Müflis şirkete ait tasfiye işlemlerinin Ankara … İcra (İflas) Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden iflas masasınca yürütüldüğünü, 2. alacaklılar toplantısının 01/09/2009 tarihinde yapıldığını, iflas idaresinin masa aleyhinde açılmış veya masa tarafından lehe olarak açılacak davalarda müflis tarafı temsil etmesi hususunda karar alındığını, Müflis şirketin hesap ve işlemlerinin denetlenmesi yönünden iflas idare memurluğunca mali bilirkişiden aldırılan 13/07/2009 tarihli rapor ile 1.095.000,00 TL tutarın geçersiz bir gayrı menkul satış sözleşmesine istinaden arsa alımı için …’a ödendiği, ancak sözleşmenin ifasının imkansız olduğu, ödenen paraların müflis şirkete iadesi için başlatılan işlemlere devam edilmediği ve bir netice alınamadığı anlaşılmakla; Davacı tarafından davalı şirket temsilcisine ödenen ve karşılıksız kalan 1.095.000,00 TL’nin şimdilik 795.000,00 TL’lık bölümünün ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili ya da müflis şirketçe yapılan ödemenin paranın alım gücüne göre uyarlanarak hesaplanacak miktarın davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın müflis şirket ile akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kapsamında gerçekleştirilen ödemelerin iadesini talep ettiğini Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı olarak 2007 yılında iptal edildiğini, Sözleşme ve diğer evrakın orijinal suretlerinin dosyaya sunulmasının gerektiğini, söz- leşmenin çok uzun zaman önce yapılması nedeniyle müvekkillerinin sözleşme içeriği hakkında detaylı bilgi veremediğini, Davacının delil listesinde sunmuş olduğu ödeme dekontları ve çek ödemelerinin taraflar arasındaki farklı bir ticari ilişki ile ilgili olduğunu, Noter huzurunda düzenlenmeyen gayrı menkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu sözleşmeye dayalı olarak alacak talep edilemeyeceğini, Dava dilekçesinde sözleşme konusu gayrı menkulün Muratpaşa Belediye Başkanlığı’na ait olduğunun belirtildiğini, böylesine yüksek bedelli sözleşmenin adi şeklinde düzenlenmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından sonra noterde tasdik ettirileceği iddia- sının ise akla uygun hiçbir tarafı bulunmadığını, Müvekkili şahsa ödendiği iddia edilen 795.000,00 TL bedelli ödemenin, taraflar arasında iptal edilen gayrimenkul satış vaadine özgü bir ödeme olmadığını, kaldı ki ödediği iddia edilen bedellerin miktarı konusunda müvekkili şahsın tereddütleri olduğunu, davada bahsi geçen tarih yaklaşık 7 yıl önceki bir tarih olup ilgili tarihte yapıldığı iddia edilen ödemeleri tam olarak hatırlama şansı bulunmadığını, Dava dosyası içerisinde görünen belgelerde, müvekkile ödendiği iddia edilen bedellerin, müflis şirket kayıtlarında üyelere ödenen bedel diye gözüktüğünü, müvekkili şahsa borç olarak ödendiği veya iptal edilen gayrimenkul sözleşmesi gereğince ödendiğine dair en ufak bir bilgi ve belge mevcut olmadığını, müflis şirket kayıtlarının da bir anlamda müvekkili şahsı teyit ettiğini ve ilgili ödemelerin müvekkili şahsın vermiş olduğu gayrı menkul yatırım, işletim, yönetim, geliştirme ve benzeri konularında hizmetler üzerine ödendiğini doğruladığını, Kaldı ki müvekkili şahsın gayrimenkul piyasasında ülke çapında ismi bilinir, yılların birikimine sahip, tüm ülke çapında büyük iş ve organizasyon yapma potansiyeline haiz iş adamı olduğunu, müflis şirketin uzun yıllar müvekkilinin bu birikiminden yararlandığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilek- çesinde; müvekkili şirketin dava konusu sözleşmeden haberdar olmadığı gibi imza yetkilisinin imzası bulunmadığı için tarafı da olmadığını, bu nedenle ilgili sözleşmenin müvekkili şirket açısından bağlayıcılığı bulunmadığını, 19/09/2006 tarihinde noterden gerçekleştirilen hisse devri neticesinde, şirketin % 100 his- sesinin … ve diğer ortaklarına satıldığını, şirketin 2006 yılı olağanüstü genel kurulu 21/09/2006 tarihli toplantısında yeni oluşturulan yönetim kurulunun 22/09/2006 tarihinde toplanarak görev taksimi yaptığını ve …’in yönetim kurulu başkanlığına getirildiğini, münferit imza yetkilisi olduğunu, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi’ne konu olan taşınmazın müvekkili şirketle ilgisi bulunmadığını, müflis şirketin bu kadar büyük bedelli işte bunun dahi sonradan öğrendiğini iddia etmesi, hadisenin ne oranda çelişkili olduğunu gösterdiğini, Müvekkili şirkete yapılan bir ödemenin olmadığından müvekkili şirket açısından sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceğini, Dava konusu edilen adi şekilde düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin hukuken yok hükmünde olduğunu, Müvekkili şirketin sözleşmeden haberi olmadığı gibi müvekkili şirket adına çekilmiş olduğu iddia edilen 22/07/2007 tarihli fesih ihtarından da haberdar olmadığını, müvekkili şirket tarafında yeni ortaklar ve yeni yönetim oluşumundan sonra müvekkili şirketçe dışarıdan herhangi bir avukata verilmiş vekaletname söz konusu olmadığını, müflis şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilmiş olduğu iddia edilen cevabı ihtarnameden de müvekkili şirketin haberdar olmadığını, dava dosyasına bakıldığında, Dava konusu edilen alacakla ilgili müflis şirketin 15/10/2007 tarihinde, sadece diğer davalı …’a Ankara … İcra Müd. Kanalıyla, icra takibi başlattığı görülmekte olup bu maddi durum gözetildiğinde dahi, müvekkili şirketin hadise ile ilgisi bulunmadığının anlaşıldığını, müflis şirket kayıtlarında da hesap ekstresinin diğer davalı adına açıldığını, Tüm bunlarla birlikte varlığı iddia edilen sözleşme ile fiilen ödendiği iddia edilen ödemelerin dahi birbirini tutmadığını, müflis şirket ve diğer davalı arasındaki ticari ilişki müphem olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince: “Davacının davalı … ANONİM ŞİRKETİ aleyhine açmış olduğu davanın sübut bulmadığından reddine, Davacının davalı … aleyhine açmış olduğu davanın ise kısmen kabulüne, 795.000,00-TL alacağın davalı …’ tan tahsili ile davacıya verilmesine, Hükmedilen alacağa 08/11/2007 tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizinin işletilmesine, Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: 1-Karar künyesinde a.) Dava tarihinin 17/09/2014 olarak gösterildiğini, ancak davanın muhabere yoluyla açıldığını ve harcın 31/07/2013 tarihinde yatırıldığını, b.) Davacı … Ltd. Şti. olarak gösterilmesine rağmen davacının Müflis … Ltd. Şti. İflas İdare Memurluğu olduğunu, söz konusu hataların düzeltilmesi gerektiğini, 2- … Yönünden; a.)Mahkemece 795.000,00 TL alacağın davalı …’ tan tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, b.) Reddine karar verilen kısım ile ilgili olarak; İş bu davada, adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen ve karşılıksız kalan 1.095.000,00 TL’den şimdilik 795.000,00 TL’lik bölümünün ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilinin talep edildiğini ve 795.000,00 TL’nin harcının yatırıldığını, Mahkemece 04/12/2014 tarihli celsede tesis olunan 1 nolu ara kararı ile “Dava dilek- çesinde kısmi talepte bulunulduğundan davacı vekiline davayı tam dava haline getirmesi ve buna göre eksik 5.123,21 TL harcı yatırmak üzere gelecek duruşma gününe kadar kesin süre verilmesine ya- tırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına…” karar verilmiş olmakla, belirlenen eksik harç tutarının 06/03/2015 tarihinde tamamlama harcı kapsamında yatırıldığını, ancak aynı tarihli dilekçe ile ” davacı müflis şirket tarafından davalıya yapılan ödemelerin daha fazla olduğu ve iflas öncesinde davacı (müflis ) şirket tarafından çekilen ihtarname 1.095.000,00 TL’nin iadesinin talep edildiıi, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, ancak banka kayıtları ve hesap hareketleri ile tespit edilen 795.000,00 TL’lik miktarın davaya konu edildiği, açılan davanın mahkemece kısmi dava olarak kabul edilmemesi nedeni ile eksik harcın tamamlandığı” hususunun ifade edildiğini, Tamamlama harcı yatırılarak davaya konu edilen 300.000,00 TL alacak ile ilgili dosyaya sundukları bilgi, belge ve kayıtlar ile ilgili banka ve kurumlarla yapılacak yazışma cevap ve dayanağı belgelerin incelenmesi, açıklanması ve eksikliklerin giderilmesine yönelik talepleri uyarınca bir kısım değerlendirmeler yapılmış ise de, 26/02/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda “alacağın banka hesap dökümleri üzerinden tespit edilemediği, diğer ödemeler hususunda dekont, makbuz, vs mevcut olmadığı” yönünde görüş bildirildiğini, bu rapora itiraz edip eksikliklerin giderilmesini istediklerini, ancak ek raporda da alacak kısmı ile ilgili herhangi bir tespit yapılmadığını, Dava açılışındaki irade ve kararın; öncelikle belgesi ve bilgisi elde bulunan tespiti davacı iflas masasınca da yapılabilen alacakla ilgili davayı açarak, yargılama sırasında celp edilecek deliller, taraf beyanları, bilirkişi raporu ile tespit edilecek kısım ile ilgili harcı ikmal etmek üzerine kurulu olduğunu, alacağın bölünebilir bir alacak olduğunu, kısmi dava açılmasına engel bulunmadığını, Mahkemenin kısmi dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın tam dava haline dönüştü- rülmesine ilişkin kararı ile bu kısım dava konusu haline getirilmiş ve sonuçta red kararı verilmiş olmakla müvekkili aleyhine yargılama giderine hükmedildiğini, 3- … A. Ş. yönünden; 03/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ;davalı …’ın davalı … San. ve Tic. A.ş. nin temsilcisi olarak hareket ettiği ve sözleşmeyi imzaladığını, Raporda yer alan ve hükme esas alınan “incelenen kayıtlardan sözleşmenin akdedildiği tarihte …’ın davalı … Şirketini temsil etme yetkisi bulunmadığı, yetkisiz temsilci tarafından akdedilmiş olan sözleşmenin hukuken geçersiz olduğu ve bu nedenle davalı … şirketini bağlamadığı (onay verse idi geçerli hale geleceği ), ödemelerin şirkete değil …’a yapıldığı bu nedenle davacının davalı … şirketine yönelik talebinin yerinde olmadığı, dava konusu ödemelerin iadesini davalı … şirketinden talep etme hakkı bulunmadığı” yönündeki görüş ve tespitin hatalı olduğunu, Dosyaya sunulan Beyoğlu … Noterliği’nin 22/02/2007 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi’ne dayanak Antalya … Noterliği’nin 22/05/2006 tarih … yevmiye nolu imza sirkülerine göne , davalı …’ın 22/05/2006 tescil tarihinden itibaren 3 yıl süreli münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili olduğunun belirtildiğini, Her ne kadar davalı şirketçe kabul edilmese de Av. …’ün her iki davalının da vekili sıfatı ile hareket ettiğini, Ticaret sicili kayıtlarına göre, Davalı şirket ve diğer davalı …’ın bir kısım grup şirketler/hizmetler aracılığı ve yönetimi ile bağlantılı olduğunu, sözleşme tarihi olan 06/10/2006 gününden çok kısa bir süre öncesine kadar şirketin yönetim kurulu başkanı/yetkilisi olduğunu, Davalı şirketin ortaklık yapısının 19/09/2006 tarihli hisse devri ile değiştiğini, davalı … ve diğer ortaklarına ait hiçbir hissenin kalmadığı, 21/09/2006 tarihli olağanüstü genel kurulda yeni yönetim kurulunun belirlendiği tüm bu hususlara ilişkin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının 02/10/2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı gözetildiğinde, davalı şirketin de bir şekilde olayla ilgisinin bulunduğunu, Ayrıca celp edilen tapu kayıtlarına göre; sözleşmeye konu Antalya ili Muratpaşa İlçesi, … mahallesi, … ada … parsel (17/10/2008 yılında imar uygulaması ile … ada … parsele geçmiş ) taşınmazın imar geldisi olan … ada … parselde şirket adına kayıtlı olan hissenin 18/07/2007 tarih … yevmiye ile … inş. Yön. Ve Tic. A.Ş. Şirketine satıldığı, yani davaya konu sözleşmenin imza tarihi olan 06/10/2006 yılında mülkiyetin davalı şirkette olmadığını, HMK 327/2 madde gereğince, davalı şirket lehine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini beyanla İlk Derece Mahkemesi’nce red hükmü verilen kısım ile ilgili kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin adi yazılı şekilde düzenlenen sözleşmenin tarafın olmadığını, sözleşmenin davalı şirket ile imzalandığını, Sözleşmenin 3.1 md de devir bedelinin yanı sıra 1.000.000,00 USD danışmanlık, ko- misyon bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığını, mahkemece sözleşmenin bu hükmünün simsarlık sözleşmesi olarak değerlendirildiğini ve satış vaadi sözleşmesi yerine getirilmediğinden müvekkilinin ücrete hak kazanmadığının belirtildiğini, Müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmesinin simsarlık sözleşmesi değil hizmet sözleşmesi olduğunu, dava konusu ödemelerin müvekkili tarafından sunulan hizmet karşılığı yapıldığını, Havale açıklamasında , taşınmaz bilgileri dışında, satım bedeli avansı olduğuna dair bir açıklama bulunmadığını, Davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabul hükmü verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı süresi içinde ibraz ettiği dilekçesinde; Davacı tarafın, diğer davalının müvekkil şirket adına hareketle satım vaadi sözleşmesi akdettiğini iddia ettiğini, ancak adı geçen davalının müvekkil şirketi hiçbir şekilde temsil yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin yapılan işlemlere onay vermediğini ,bu nedenle söz konusu sözleşmenin müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını, Davanın açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermediğini, Mahkemece nispi vekalet ücretine hükmetmesi gerekin maktu ücrete hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davacının istinaf dilekçesine cevap veren davalının (… A.Ş.) aynı zamanda katılma yoluyla istinaf talebinde bulunduğu, karardaki, vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilmesi talepte bulunduğu anlaşıldığı halde, usulünce, istinaf harçlarının yatırılmadığı, bunun usuli eksiklik olduğu tespit edilmiştir. “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin 2. fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü getirilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağı açıktır. Dosyada, katılma yoluyla istinafta bulunan davalı Trepaş’ın ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurusu olduğu halde, istinaf harçlarını yatırmadığı, bu şekilde HMK 352/ç maddesi gereğince başvuru şartlarının yerine getirilmediği görülmekle, mahkemece öncelikli olarak HMK 344, 347, 348. ve 352/1-d maddeleri gereğince, … A.Ş.’ın, istinaf harçlarını 1 haftalık kesin sürede yatırması için ihtarat yapılması, yatırıldığı takdirde, … A.Ş.’ın bu dilekçesinin davacıya tebliği sağlanıp yasal süreler beklendikten sonra tekrar istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmek üzere dosyanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi göre; mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı … A.Ş. vekilinin katılma yoluyla istinaf etmesine karşın, istinaf harçlarını yatırmadığı görülmekle, HMK 344 ve 352. maddesi uyarınca, istinaf harçlarının yatırılması sağlanarak, yatırılırsa, bu dilekçenin davacıya tebliği sağlanıp yasal süreler beklendikten sonra gönderilmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine HMK 352. maddesinden GERİ ÇEVRİLMESİNE, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2021