Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1976 E. 2022/1002 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1976
KARAR NO: 2022/1002
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2019/341 E – 2021/204 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Ltd. Şti. müvekkilin ticari ilişkiden kaynaklı alacağı olduğu, alacağın tahsili için İcra takibi yapıldığını ve davalı tarafından yapılan haksız itiraz sonucu takibin durduğunu, itirazın iptali için bu davanın ikame edildiğini, davalıya 06.12.2018 tarihli yazı gönderilerek borç talep edildiğini ancak borcun ödenmediğini, davalı taraftar arasında herhangi bir sözleşme yok desede e-mail ve Watsapp yazışmalarında borcu kabul ettiğinin görüleceğini, bu nedenle davanın kabulüne, İcra dosyası üzerinden takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini ve dava talep etmiştir. Davacı vekili bilahare ıslah dilekçesiyle; dava dosyasına dayalı icra takibinde, alacağın kaynağını fatura olarak göstermiş iseler de müvekkili tarafından verilen hizmetin bedeli karşılığında bir ödeme yapılmadığı için fatura düzenlenmediğini, müvekkilinin alacağının dayanağı 13/10/2018 tarihli “Yedek parça ve işçilik teklif formu” nda yazılı olan alacak kalemlerine dayalı olarak verilen işçilik ve yedek parça bedellerine dayalı alacak olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa hizmeti verdiğini ancak bedelini alamadığını, bu hali ile alacağın dayanağı olan belgenin 13/10/2018 tarihli “Yedek parça ve işçilik teklif formu” olması nedeni ile taleplerini ıslah ettiklerini, taleplerinin 13/10/2018 tarihli “Yedek parça ve işçilik teklif formu” na dayalı olarak başlatılan icra takibine konu alacağın tahsili talebi olduğunu beyan etmiştir. Davalı cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; davacının müvekkiline servis hizmeti verdiğine ilişkin olarak servis formları düzenlenmiş ise de, dava konusu motorun seri numarasının bu servis formlarında belirtilmediğini, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, müvekkilinin aynı marka motoru 13.08.2018 tarihinde satın almış ve bu hususta satın aldığına dair sözleşme ve faturanın dosya içerisinde mevcut olduğu görülmüş ise de, satın aldığı motorun ne sözleşmede ne de faturada belirtilmediğini, dolayısıyla, dava konusu motorun seri numaralarının müvekkilinin satın aldığı motor ile aynı olup olmadığı hususu izaha muhtaç olduğunu, davacı defterlerine göre de müvekkilinin borcunun bulunmadığını, takibin dayanağı olarak fatura alacağı yazılı ise de, ödeme emrine ek olarak hiçbir fatura eklenmediğini, davacı davasını ıslah etmiş ise de işbu ıslahın kanuna ve usule aykırı olduğunu, davanın itirazın iptali davası olup icra takibindeki alacak miktarı esas alınmak suretiyle harca esas değer gösterilerek dava ikame edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Davacının davalıdan 8.367,60 TL C/H alacağını tahsil edememeleri üzerine Davacı alacaklı vekili İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında 24.510,96 TL asıl alacak 1.086,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.597,84 TL fatura alacağı için ilamsız takip başlattığı, davalı vekilince borca ve ferilerine itiraz edilmesi sonucunda itirazın iptali davası açıldığı, davalının dava konusu aynı marka ve model motoru … Ltd. Şti. ‘den satın aldığına dair 13.08.2018 tarihli sözleşme ve faturanın dosya içeriğinde yer aldığı, Dava dosyasına sunulan fatura, sözleşme ve servis formlarında motor seri numarasının belirtilmediği ancak … Ltd. Şti. tarafından hazırlanan ve … İnşaat adına düzenlenen 13.10.2018 tarihli Yedek Parça ve İşçilik Teklif Formu’ na göre Motor tipi … ve Seri Numarası … olan motorun onanırıma ilişkin yapılan işlemler neticesinde tamir bedelinin 24.510,96 TL (KDV ve İşçilik Dahil) olduğu, davacı şirketin bu bedelin ödenmediği gerekçesiyle icra takibi başlattığı, davalının ise bu takibe itiraz ettiği, yapılan piyasa araştırmasında 13.10.2018 tarihi itibariyle düzenlenen Teklif Formu’ndaki bedellerin piyasa rayiçlerinde olduğu tespit edildiğinden davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 24.510,96 TL asıl alacak, 1.086,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.597,84 TL üzerinden aynen devamına, likit alacak için 4.902,19 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir” gerekçesiyle 1-Davanın kabulü ile davalının İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 24.510,96 TL asıl alacak, 1.086,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.597,84 TL üzerinden aynen devamına, 2-4.902,19 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özet olarak; dava ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile FATURAYA DAYANAN ALACAĞIN tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talep edildiğini, mahkeme tarafından eksik incelemeye dayalı olarak, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde taraflar arasında böyle bir alacağı belgeleyen fatura olmamasına rağmen davanın kabulüne karar verildiğini, – İtirazın iptali davasının konusu takibe dayanak alacak olup takibe konu alacak dışında kalan bir alacak hakkında itirazın iptali davası açılması yahut açılan itirazın iptali davasında takibe konu olmayan alacak hakkında karar verilmesi hukuken mümkün olmadığını, -Somut olayda ise davacı tarafından icra takibi ile borcun sebebi fatura olarak gösterilmiş ise de taraflar arasında böyle bir borcu içeren fatura bulunmadığını, davacının borcun sebebi olarak gösterdiği belge ile alacaklı olmasının mümkün olmadığı için bu sebebe dayalı icra takibinin devam ettirilmesinin de mümkün olmadığını, – Öte yandan davacı alacağını da ispatlayamadığını, davada ispat yükünün davacı alacaklıda olduğunu, davaya konu alacağı davacının kesin delillerle ispatı gerektiğini, müvekkili tarafından ifa edilen hizmetleri ve buna karşılık talep edilen bedelleri kabul ettiğine dair hiçbir beyanda bulunulmadığını, davacı tarafından hizmetin ifa edildiğinin ve bedelleri hususunda anlaşma sağlandığının da kesin deliller ile hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispat edilmesi gerektiğini, – Dosya kapsamında ifa edildiği iddia edilen hizmetin bedeli noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmakta olup bu hususta bedelin piyasaya uygunluğu hususunda bilirkişi raporu alındığını, alınan raporun bilimsellikten uzak olup hükme esas alınamayacağını, müvekkili tarafından 50.000 TL’ye alındığı iddia edilen bir makinenin sadece tamiratına 25.000 TL civarında bir bedel tayin edilmesi ve bu bedelin piyasa rayiçlerine uygun olduğunun söylenmesi kabul edilebilir olmadığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, – Kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından borcun sebebi olarak fatura gösterilmesi ve buna istinaden haksız takibe itiraz edilmesi müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesini gerektirdiğini, – Dosya kapsamında makine tamiri ile ilgili ifa yapılıp yapılmadığının yanı sıra ifanın takip tarihi itibariyle yapılıp alacağa hak kazanılmış olduğunun da ispatı yapılmadığını, müvekkilinden takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacı alacaklının alacaklı olduğunun ispat edilemediğini, müvekkilinin bedel ödeme borcu ifa ile başlamakta olup ifanın tam ve eksiksiz olarak yerine getirilerek bedeli ödeme borcunun talep edilebilir hale geldiğinin ispat edilmemiş olması karşısında davanın kabulüne karar verilmesi de hatalı olduğunu, – Öte yandan davacı alacaklı tamire konu makinenin 2 yılı aşkın süredir kendilerinde olduğunu iddia ettiğini, müvekkili tarafından kullanılmak üzere satın alınan ve bu sebeple tamiri yapılacak olan makinenin sırf bedel ödememek için 2 yılı aşkın süredir davacı elinde tutulması hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bu iddialarının doğru olması halinde dahi müvekkiline ait makinenin haksız olarak alıkoyulması söz konusu olduğunu, mahkemece bu beyanlara itibar edilmesi halinde makinenin tesliminin yapılmaması sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararların tespit edilmesi ve alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, – Takipte talep edilen faiz de haksız olduğunu, söz konusu alacağın müvekkilinden talep edilmediğini, müvekkilinin temerrüte düşürülmemiş olmasına rağmen takip öncesi faiz işletilemeyeceğini, faiz türü olarak ticari temerrüt faizi uygulanabilmesi mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olarak açılmış, yargılama sırasında davacı davasını ıslah ederek “Yedek parça ve işçilik teklif formu”na dayalı olarak başlatılan icra takibine konu alacağın tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı tarafça davalı aleyhine fatur alacağının tahsili talebiyle takip başlatıldığı, mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacı defterlerine göre davalının borcunun bulunmadığının tespit edildiği, makine bilirkişi tarafından ise sunulan raporda “… Ltd. Şti nin Deutz marka ve … model olan motor için davalı firmaya 18.08.2018 tarihinde yeni motor için monlaj hizmeti verdiği, ayrıca 03.09.2018 tarihinde Servis hizmeti verdiği dosya incelemesinde tespit edildiği, servis fomlarında da motorun seri numarasının belirtilmediği” mütalaa edilmiştir. Tüm bunlara göre yapılan değerlendirmede dava itirazın iptali istemli olarak açılmış ise de yargılama sırasında davanın ancak talebi olarak ıslah edildiği, mahkemece ıslah talebinin ve koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Islah edilen dava tamir bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; yüklenici (davacı) ile makine maliki (davalı) arasında makine tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak da davacı yüklenicinin, davalıya ait makinenin onarım bedelini davalıdan talep etmekte haklı olup olmadığı noktasında toplanmakta olduğundan mahkemece ıslah talebinin değerlendirilerek istinaf incelemesi yapılması mümkün şekilde sözleşmenin ispatı ve onarım bedeline hak kazanılıp kazanılmadığının, faiz talebinin yerinde olup olmadığı da tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle; davalının vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın ıslah edilen alacak davası olarak değerlendirmesinin de yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/04/2022